Parada sahtecilik bir başka deyişle kalpazanlık suçu Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” başlığı altında madde 197’de düzenlenmiştir. İlgili suç kamu güvenine karşı suçlar kategorisinde yer almaktadır çünkü para basma yetkisi münhasıran devletlere ait bir yetkidir.
Parada sahtecilik suçu seçimlik hareketli bir suçtur. Seçimlik hareketli suç; suçun kanuni tanımında birden fazla hareketle işlenebileceği belirtilen suçlara denir. Aşağıda da parada sahtecilik (kalpazanlık) suçunun hangi fiillerin varlığı halinde işlenmiş sayılacağına ilişkin açıklamalara ve diğer pek çok önemli detaylara yer verilmiştir.
İçindekiler
Parada Sahtecilik (Kalpazanlık) Suçu Nedir ve Cezası Nelerdir?
Ülkemizde veya yabancı ülkelerde kanunen tedavüle koyulmuş olan paraları, sahte olarak üreten veya bu sahte paraları ülkeye sokan yahut nakleden, muhafaza eden veya tedavüle sokan kişi on bin güne kadar adli para cezası ve iki yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
Bunun yanı sıra sahte paraları, bu paraların sahte olduğunu bilerek alan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına ve aynı zamanda adli para cezasına çarptırılmaktadır. Bu seçimlik hareket neticesinde parada sahtecilik suçunun oluşması ancak doğrudan kastla mümkündür. Doğrudan kast suçun kanuni unsurlarının bilerek ve isteyerek işlenmesi halidir. Paranın sahte olduğunu bilen ve bunu bilmesine rağmen alan kişi doğrudan kast ile bu suçu işlemiş olmaktadır.
Fakat eğer kişi, sahte parayı, o paranın sahte olduğunu bilmeden alıyorsa fakat bu parayı aldıktan sonra paranın sahte olduğunu öğreniyorsa ve buna rağmen parayı tedavüle koyuyorsa bu halde bu kişi de üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaktadır. Dikkat edilirse kişinin sahte olduğunu bilmeden kabul etmiş olduğu paranın sonradan sahte olduğunu öğrenmesi ve bu bilinçle tedavüle sokması halinde diğer seçimlik hareketlerin yanı sıra herhangi bir adli para cezası öngörülmemiş ve ceza olarak da diğer seçimlik hareketlere nazaran daha az hapis cezası öngörülmüştür.
Ceza Hukuku ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve Ceza Hukuku alanındaki diğer konularda bilgi edinmek isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Parada Sahtecilik Suçunda Korunan Hukuki Yarar
Parada sahtecilik suçu ile korunan hukuki yarar “kamu güveni” yani toplumun tedavüldeki paralara duyduğu güvendir.
Para Sahtecilik Suçunun Unsurları
1. Maddi Unsurlar
a. Parada Sahtecilik Suçunun Konusu
İlgili suçun konusunu para oluşturmaktadır. Bu paranın Türk lirası veya yabancı ülkelerde geçerli olan para birimlerinden biri olması (Dolar, Euro ve benzeri) ilgili suçun oluşmasında herhangi bir fark yaratmamaktadır. Örnek vermek gerekirse nasıl ki Türkiye sınırları içerisinde Türk lirasının sahte olarak üretilmesi parada sahtecilik suçunun oluşmasına sebebiyet veriyorsa yine Türkiye sınırları içerisinde sahte dolar üretilmesi de parada sahtecilik suçunu meydana getirmektedir.
Buradaki tek kriter suçun konusu paranın kanunen tedavülde olması gerektiğidir. Kanunen tedavülden kaldırılan paraların, bir nevi antika özellik taşıyan, koleksiyonluk paraların sahte olarak üretilmesi ise parada sahtecilik suçunu oluşturmamaktadır. Bu durum ancak şartlarının mevcut olması halinde dolandırıcılık suçu olarak değerlendirilebilecektir.
Yine Türk Ceza Kanunu madde 198’de paraya eşit sayılan, para hükmünde olan bazı değerlere yer verilmiştir. Bu değerlerin neler olduğuna bakılacak olunursa; devlet tarafından ihraç edilip de hamiline yazılı bonolar, hisse senetleri, tahviller, kuponlar ve yine yetkili kurumlar tarafından çıkartılan ve kanunen tedavül edilen senetler, evraklar, tahviller ve milli ziynet eşyaları bu kapsama girmektedir.
i. Sahte Para Nedir?
Sahte paranın varlığından bahsedebilmek için bu sahteliğin beş duyu organı ile anlaşılabilir olması gerekmektedir. Paranın sahte olup olmadığını anlamak için özel bir incelemenin gerekmediği, ortalama bir insanın bu paranın gerçek bir para olarak kabul edilmesinde haklı beklentisinin bulunduğu hallerde sahte paranın varlığından bahsedebiliriz.
Gerçek para olmadığı, ortalama bir insan tarafından kolaylıkla ve basit bir inceleme ile anlaşılıyorsa burada sahte paranın varlığından bahsetmek mümkün olmayacaktır. Örneğin bazı oyuncak paraların üzerinde “Geçersizdir” ibaresinin yer aldığı malumunuzdur. İşte bu paralar için sahte para olduğu iddiasında bulunulamaz. Yani para görüntüsü taşısa dahi karşı tarafı aldatma özelliğine sahip olmayan kâğıt veya madeni paraların sahte para suçunu oluşturduğundan bahsedilemeyecektir.
Paranın, madeni para veya kâğıt para olması da suçun oluşması açısından bir fark meydana getirmemektedir.
ii. Parada Sahtecilik Suçunda Aldatıcılık Unsuru (İğfal Kabiliyeti)
Sahte paranın, tedavüle sokulabilmesi için sürüm yeteneğine sahip olması gerekmektedir. Yargıtay kararlarına göre sürüm yeteneği; sahte paranın gerçek para ile arasındaki farkın ayırt edilemeyecek kadar az olmasıdır. Bu da kalpazanlık suçunun oluşabilmesi için sahte paranın “aldatıcılık özelliğine yani iğfal kabiliyetine” sahip olması gerektiğini göstermektedir.
Yukarıda da izah edildiği üzere bir paranın sahte para olarak nitelendirilebilmesi için bu paranın aldatıcılık özelliğine sahip olması gerekmektedir. Zira Yargıtay da bir paranın sahte para olarak nitelendirilmesi için aldatma kabiliyetine sahip olması gerektiğini belirtmektedir. Burada aldatıcılıktan kasıt ortalama bir insan tarafından paranın sahte olduğunun ilk bakışta objektif olarak anlaşılamıyor olmasıdır. Eğer ortalama bir insan tarafından paranın sahte olduğu beş duyu organı ile yapabileceği bir inceleme neticesinde anlaşılabilir nitelikte ise bu takdirde sahte paranın iğfal kabiliyetinin varlığından bahsedilemeyecektir.
Bir kişi tarafından kendisine yarar sağlamak maksadıyla aldatıcı özelliğe sahip olmayan bir paranın başka bir kişiye verilmesi halinde ise kalpazanlık suçunun varlığından bahsedilemez. Böyle bir halde şartları varsa ancak dolandırıcılık suçunun varlığından bahsedilebilir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise parada sahtecilik suçu için sahte parada aranan iğfal kabiliyetinin sahte parayı kabul eden kişinin dikkatsizliğinden veya özensizliğinden meydana gelen fiili iğfal ile ayırt edilmesi gerektiğidir. Eğer sahte parayı kabul eden kişi kendi hatasından veya dikkatsizliğinden dolayı bu parayı kabul ediyorsa burada aldatıcılık unsurunun mevcudiyetinden bahsedilemeyecektir. Örnek vermek gerekirse bir kişi sahte olduğu çok bariz belli olan bir sahte parayı bir başka kişiye verse fakat bu parayı alan kişi kendi dikkatsizliğinden dolayı paranın sahte olup olmadığına bakmasa burada parada sahtecilik suçunun varlığından bahsedilemeyecektir. Ancak şartlarının mevcut olması halinde dolandırıcılık suçuna gidilebilecektir.
b. Fail
Parada sahtecilik suçu fail bakımından özellik arz etmemektedir. Herkes suçun faili olabilir.
c. Mağdur
Bu suç mağdur bakımından özellik arz etmemektedir. Yukarıda bu suçla korunan hukuki değer başlığı altında “kamu yararının” baz alındığı ifade edilmişti. Bu sebeple suçun mağduru toplum olarak nitelendirilmektedir.
Yargıtay kararına göre ilgili suçta Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi yahut Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası suçtan zarar gören olarak kabul edilmemektedir.
d. Fiil
Yukarıda sahte para üretme suçunun seçimlik hareketli bir suç olduğundan bahsedilmişti. Şimdi bu seçimlik hareketlerin neler olduğuna bakalım.
i. Sahte Para Üretmek
Sahte para üretmek, yukarıda “Suçun Konusu” başlığı altında ele aldığımız paranın taklit edilerek yeniden oluşturulmasıdır. Burada yeniden oluşturma konusuna dikkat çekmek istiyoruz. Çünkü mevcut gerçek bir para üzerinde yapılan değişiklikler sebebiyle paranın değerinde bir arttırma meydana gelmesi halinde bu durum parada sahtecilik suçu kapsamında kabul edilmemektedir. Bu fiil sebebiyle parada sahtecilik değil belgede sahtecilik hükümlerine gidilebilecektir.
ii. Ülkeye Sokmak
Bu seçimlik harekette fail tarafından sahte paranın veya paraya eşit sayılan değerlerin yurt dışından ülkeye sokulması ile suç tamamlanmaktadır. Bu fiilde ülkeye sokulan sahte paraların tedavüle koyulup koyulmaması önem arz etmemektedir. Sahte paraların salt ülkeye sokulması suçun oluşması için yeterlidir. Yine aynı şekilde bu sahte paraların, bunları ülkeye sokan kişiler tarafından üretilmiş olmasına da gerek yoktur. Başkaları tarafından üretilen sahte paraları ülkeye sokan kişi de bu suçun faili konumundadır.
iii. Nakletmek
Nakletmek kelime anlamı olarak bir şeyi bir yerden başka bir yere geçirmek anlamına gelmektedir. Parada sahtecilik suçunda nakletmek eylemi ülke içinde sahte paraların bir yerden başka bir yere götürülmesini ifade etmektedir. Bunun yanı sıra sahte paraların ülke içerisinden ülke dışına çıkarılması da nakletmek olarak ifade edilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken yurt dışından sahte paranın ülkemize sokulması halinde “ülkeye sokmak” seçimlik hareketinin varlığından; sahte paranın ülkemizden başka bir ülkeye götürülmesi halinde ise “nakletmek” seçimlik hareketinin varlığından bahsedilebilecektir.
iv. Muhafaza Etmek
Failin, sahte parayı fiilen tasarrufu altında bulundurması eylemi muhafaza etmek olarak nitelendirilmektedir. Burada sahte paranın, failin bizzat kendisine ait olmasına da gerek yoktur. Başkasının mülkiyetine ait olan paranın bir başkasının zilyetliğinde bulunuyor olması da zilyetliği elinde bulunduran kişi için “muhafaza etmek” fiilini gerçekleştirmiş olmasına helal getirmemektedir.
Öğretide ağırlıklı görüşe göre muhafaza etmek eyleminin varlığından bahsedebilmek için failin sahte parayı himayesi altında makul bir süre tutması gerekmektedir. Aksi halde bir kişiye sahte para verilse ve o kişi paranın sahte olduğunu bilmesine rağmen yine de alsa ve tam o anda yakalansa fail, bu halde parada sahtecilik suçunun “muhafaza etmek” seçimlik hareketinden değil “sahte parayı bilerek kabul etmek” eyleminden dolayı cezalandırılacaktır.
v. Tedavüle Koymak
Sahte paranın tedavüle konulması ile artık o sahte paranın sirkülasyonu sağlanmış olmaktadır. Burada sahte parayı piyasaya süren yani tedavüle sokan fail, sahte parayı bir mal veya hizmet alırken bir karşılık olarak kullanabileceği gibi herhangi bir karşılık olarak kullanmaksızın da bu parayı piyasaya sürebilir. Bu halde yine parada sahtecilik suçunun varlığından bahsedilebilecektir.
Bu seçimlik hareketin tamamlanabilmesi için sahte paranın bir başka kişinin tasarruf alanına sokulması ve bu kişinin sahte parayı kullanmaya devam etme imkanının söz konusu olması gerekmektedir.
vi. Sahte Parayı Bilerek Kabul Etmek
Burada kişi, tasarrufu altına aldığı paranın sahte para olduğunu bilerek kabul ederse bu takdirde parada sahtecilik suçu oluşacaktır.
vii. Sahteliğini Bilmeden Kabul Ettiği Parayı Bu Niteliğini Bilerek Tedavüle Koymak
Burada fail kendisine verilen sahte parayı kabul ederken paranın sahte olduğunu bilmemektedir. Fakat daha sonrasında bu paranın sahte olduğunu öğrenirse ve bu bilinçle sahte parayı piyasaya sürerse parada sahtecilik suçu işlemiş olacaktır. Bu da ilgili fiilin birleşik hareketli bir eylem olduğunu göstermektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus bir kişinin kendisine sahte para verildiğini, ilgili parayı kabul ettikten sonra fark etmesi ve bunu kendisine veren kişiye iade edip kendisine gerçek para verilmesini istemesi durumunda iade işlemini gerçekleştiren kişinin de parada sahtecilik suçunu “tedavüle koymak” seçimlik hareketi ile işlediğini kabul edilmesidir. Burada her ne kadar kendisine sahte para verilmiş kişinin, bunu geri verip gerçek para istemesi hakkaniyet gereği gibi düşünülse de kanunen durum böyle değildir. Zira sahte paranın faile geri verilmesi halinde o paranın sirkülasyonu mümkün hale gelmektedir. Burada yapılması gereken sahte paranın geçersiz hale getirilerek iadesini sağlamaktır.
2. Manevi Unsur
Parada sahtecilik suçu ancak kasten işlenebilen bir suç tipidir. Kast, failin suçun kanuni tanımındaki eylemleri bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi halidir. Yalnızca TCK madde 197/fıkra 3’te yer alan “Sahteliğini Bilmeden Kabul Ettiği Parayı Bu Niteliğini Bilerek Tedavüle Koymak” fiilindeki ilk hareket olan “Sahteliğini Bilmeden Kabul Etmek” hareketinden bahsedebilmek için failin sahte parayı basit ya da bilinçli taksirle veya olası kastla kabul etmiş olması gerekmektedir. Bilerek ve isteyerek sahte paranın alınması halinde bu madde 197/fıkra 3’te yer alan fiilin oluşmayacağı açıktır.
3. Suçun Özel Görünüş Biçimleri
a. Teşebbüs
Teşebbüs failin suçun işlenmesi için elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlaması fakat elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması halidir. Parada sahtecilik suçlarının oluşmasına sebebiyet veren tüm seçimlik hareketleri tek tek ele almakta fayda görüyoruz.
i. Sahte Para Üretmek
Burada dikkat edilmesi gereken nokta bir kişinin sahte para üretmek için gerekli malzemeleri satın alması halinin teşebbüs olarak nitelendirilmemesi gerektiğidir. Zira TCK madde 200’de tam da bu hususa yönelik olarak düzenlenmiş bir başka suç tipi mevcuttur.
Sahte para üretme fiilinin teşebbüs aşamasında kalması haline örnek olarak baskı sayfası içerisinde fakat henüz kesilmemiş olan yani kullanıma hazır halde bulunmayan paraların yakalanmış olması hali verilebilir.
ii. Ülkeye Para Sokmak
Sahte para ile gümrükten geçmeye çalışan bir kişinin yakalanması halinde parada sahtecilik suçunun teşebbüs aşamasında kaldığından bahsedilecektir. Fakat her ne kadar burada suçun “ülkeye sokmak” fiili açısından teşebbüs aşamasında kaldığından bahsedilse de sonuçta bu para failin egemenliği altında bulunduğundan sahte parayı muhafaza etmesinden dolayı yine parada sahtecilik suçundan dolayı cezalandırılabilecektir.
Kara Para Aklama Suçu hakkında da bilgi almak isterseniz, ilgili içeriğimizi inceleyebilir ve detaylı bilgi edinebilirsiniz.
iii. Muhafaza Etme
Muhafaza etme fiili teşebbüse uygun bir hareket değildir zira bu eylem kesintisiz bir suç niteliği taşımaktadır. Burada akıllara şu soru gelebilir. Örneğin bir kişi başka bir kişinin kendisine vermiş olduğu sahte parayı kabul ettiği anda yakalanırsa bu halde parada sahtecilik suçunun bir seçimlik hareketi olan “muhafaza etme” eyleminde teşebbüs aşamasında kaldığından bahsedilemez mi? Hayır burada teşebbüs durumu söz konusu olmayacaktır. Zira böyle bir durumun varlığı halinde fail “Sahte Parayı Bilerek Kabul Etmek” fiilinden dolayı suçun tam halinden cezalandırılacaktır.
iv. Tedavüle Sokmak
Fail parayı piyasaya sürmeye çalışırken karşısındaki kişi paranın sahte olduğunu fark ederse ve parayı kabul etmezse bu halde fiil teşebbüs aşamasında kalmış sayılacaktır. Fakat bu durum eğer şartları mevcutsa, sahte para üretme, nakletme ya da muhafaza etme durumları için suçun oluşmuş olma halini etkilemeyecektir.
v. Sahte Parayı Bilerek Kabul Etmek
Kişi, paranın sahte olduğunu bilmesine rağmen almayı kabul ettiyse fakat elinde olmayan sebeplerden dolayı sahte parayı alamadıysa bu halde teşebbüsün varlığından bahsedilecektir.
b. İştirak
İştirak bir suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesine denmektedir. Parada sahtecilik suçunda iştirak mümkündür.
c. İçtima
Birden çok suç işlenmiş olmasına rağmen faile tek suçtan dolayı ceza verilen hallerde suçların içtimaından söz edilmektedir. TCK madde 197/ fıkra 1’de yer alan fiiller seçimlik hareket oldukları için bu fiillerin birden fazlasının bir kişi tarafından işlenmesi halinde de tek bir parada sahtecilik suçundan ceza verilecektir.
Parada Sahtecilik Suçunda Etkin Pişmanlık Hükümleri Uygulanabilir Mi?
Etkin pişmanlık failin işlemiş olduğu suçtan bir süre sonra hür iradesi ile pişmanlık duyması halidir. TCK madde 201’e göre; sahte para veya kıymetli damga üreten, nakleden, ülkeye sokan veya muhafaza eden bir kişi, bu sahte kıymetli damga veya paraları tedavüle koymadan ve resmi makamlarca bu durum öğrenilmeden önce, bu sahte para veya kıymetli damgaların nerede üretildiğini veya saklandığını veyahut fail diğer suç ortaklarının kim olduğunu gerekli yerlere açıklarsa ve bu sayede suç ortakları yakalanır ya da sahte para ve kıymetli damgalar ele geçirilirse bu halde fail hakkında cezaya hükmedilmez.
Etkin Pişmanlık konusu hakkında detaylı bilgi sahibi olmak isterseniz, ilgili içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.
Parada Sahtecilik Suçunda Görevli Mahkeme
TCK madde 197/fıkra 1’de yer alan sahte para üretme, ülkeye sokma, nakletme, muhafaza etme veya tedavüle sokma fiilleri ağır ceza mahkemesinde; TCK madde 197/ fıkra 2’de yer alan sahte parayı bilerek kabul etme eylemi ve TCK madde 197/ fıkra 3’te yer alan sahteliğini bilmeden kabul edilen paranın bu niteliğinin bilinerek tedavüle koyulması eylemi asliye ceza mahkemelerinde görülür.
Parada sahtecilik suçu (kalpazanlık) ile ilgili yaşadığınız sorunlarda, Burak Temizer Hukuk Bürosu’nun deneyimli İstanbul ceza avukatı kadrosu her zaman yanınızda yer almaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular
Parada Sahtecilik (Kalpazanlık) Suçu Şikâyete Tabi Midir?
Hayır, değildir. Parada sahtecilik suçu şikâyete tabi suçlar arasında yer almamaktadır. Suç savcılık tarafından re’sen soruşturulur ve kamu davası açılır. Şikâyet için ise herhangi bir süre sınırlaması bulunmamaktadır.
Paranın Sahte Para Olduğunun Bariz Belli Olduğu Durumlarda Parada Sahtecilik Suçunun Varlığından Bahsedilebilir Mi?
Hayır bahsedilemez. Parada sahtecilik suçundan bahsedebilmek için paranın aldatıcı nitelikte (iğfal kabiliyeti) olması gerekir. Bir sahte paranın aldatıcı olduğundan bahsedebilmek için ise sahte paranın ortalama bir insan tarafından beş duyu organı ile yapabileceği bir inceleme neticesinde anlaşılamıyor olması gerekmektedir. Eğer ortalama bir insan tarafından yapılabilecek basit bir inceleme ile paranın sahte olduğu anlaşılabiliyorsa burada parada sahtecilik suçunun varlığından bahsedilemeyecektir.
Parada sahtecilik suçunun işlenmesi için muhakkak paranın Türk Lirası mı olması gerekir?
Hayır, paranın milli ya da yabancı para olması fark etmemektedir. Fakat ilgili para biriminin kanunen tedavülde olması gerekmektedir. Tedavülden kaldırılmış yani antika özellik taşıyan paralar parada sahtecilik suçunun oluşmasına sebebiyet vermez.
Paraya Eşit Sayılar Değerlerden Kasıt Nedir?
TCK madde 198’de bu hususlar sayılmıştır. Buna göre; devlet tarafından ihraç edilip hamiline yazılı bonolar, tahviller, hisse senetleri ve kuponlar yahut yetkili kurumlar tarafından çıkartılarak kanunen tedavüle konulan senetler, hisse senetleri, tahviller veya evraklar ve aynı zamanda millet ziynet altınları bu kapsama girmektedir. Bunlar da para hükmünde olup ilgili şartların gerçekleşmesi halinde parada sahtecilik suçuna vücut verecektir.
Parada Sahtecilik Katalog Suçlar Arasında Yer Almakta Mıdır?https://www.yargitay.gov.tr/
Kanunda katalog suçların neler olduğu sayılmıştır. Parada sahtecilik suçu bu katalog suçlar arasında yer almamaktadır.
Katalog Suçlar hakkında kapsamlı bilgi edinmek isterseniz, ilgili içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.
Kalpazanlık Suçunun Cezası Nedir?
Ülkemizde veya yabancı ülkelerde kanunen tedavüle koyulmuş olan paraları, sahte olarak üreten veya bu sahte paraları ülkeye sokan yahut nakleden, muhafaza eden veya tedavüle sokan kişi on bin güne kadar adli para cezası ve iki yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
Bunun yanı sıra sahte paraları, bu paraların sahte olduğunu bilerek alan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına ve aynı zamanda adli para cezasına çarptırılmaktadır.
Kişi, sahte parayı, o paranın sahte olduğunu bilmeden alıyorsa fakat bu parayı aldıktan sonra paranın sahte olduğunu öğreniyorsa ve buna rağmen parayı tedavüle koyuyorsa bu halde bu kişi de üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaktadır.
Parada Sahtecilik Suçu Hangi Mahkemede Görülür? Parada Sahtecilik Suçunda Görevli Mahkeme Neresidir?
TCK madde 197/fıkra 1’de yer alan sahte para üretme, ülkeye sokma, nakletme, muhafaza etme veya tedavüle sokma fiilleri ağır ceza mahkemesinde; TCK madde 197/ fıkra 2’de yer alan sahte parayı bilerek kabul etme eylemi ve TCK madde 197/ fıkra 3’te yer alan sahteliğini bilmeden kabul edilen paranın bu niteliğinin bilinerek tedavüle koyulması eylemi asliye ceza mahkemelerinde görülür.
Parada Sahtecilik Yüz Kızartıcı Suç Mudur?
Türk Ceza Kanunu’nda yüz kızartıcı suç gibi bir tanımlamaya yer verilmemiştir. Fakat yüz kızartıcı suçlar ahlaki açıdan toplum tarafından kabul görmeyen, suçu işleyen kişiye utanç veren suçlara denilmektedir.
Parada sahtecilik suçu yüz kızartıcı suçlar arasında yer almaktadır. Her ne kadar Türk Ceza Kanunu’nda yüz kızartıcı suç olarak bir kategoriye yer verilmemiş olsa da 1982 Anayasası madde 76’da herhangi bir tanıma yer verilmeden milletvekilliği seçilme yeterliliği başlığı altında belli başlı bazı yüz kızartıcı suçlara yer verilmiştir. Bunlar; parada sahtecilik suçu, hırsızlık suçu, dolandırıcılık suçu, güveni kötüye kullanma suçu, görevi kötüye kullanma suçu, rüşvet suçu, irtikap suçu, zimmet suçu, özel belgede sahtecilik suçu, resmi evrakta sahtecilik suçu, kıymetli damgada sahtecilik suçu, mühürde sahtecilik suçu, hileli iflas suçudur. Buradan da görülmektedir ki parada sahtecilik (kalpazanlık) suçu yüz kızartıcı suçlar arasında yer almaktadır.
Yazıcıdan Para Basmak Suç Mudur?
Kalpazanlık suçunun varlığından bahsedebilmek için sahte paranın aldatıcılık özelliğine (iğfal kabiliyetine) sahip olması gerekmektedir. Bir sahte paranın aldatıcı olduğundan bahsedebilmek için sahte paranın ortalama bir insan tarafından beş duyu organı ile yapabileceği bir inceleme neticesinde anlaşılamıyor olması gerekmektedir. Eğer ortalama bir insan tarafından yapılabilecek basit bir inceleme ile paranın sahte olduğu anlaşılabiliyorsa burada parada sahtecilik suçunun varlığından bahsedilemeyecektir. Çünkü böyle bir durumda sahte parada kalpazanlık suçunun oluşması için aranan iğfal kabiliyeti söz konusu olmayacaktır.
Gündelik hayatta kullanılan yazıcılarda basılan paraların ortalama bir insan tarafından yapılacak basit bir inceleme ile sahte olduğu anlaşılabilecektir. Bu şekilde sahteliği anlaşılan paraların söz konusu olması halinde yazıcıdan para basmak “parada sahtecilik (kalpazanlık)” suçunu gündeme getirmeyecektir. Fakat bu paranın kullanılması ve bir yarar sağlanması halinde gerekli şartlar da mevcutsa “dolandırıcılık” suçunun gündeme geleceği gözlerden kaçırılmamalıdır.
Bunun yanı sıra gündelik yazıcılar dışında daha kompleks özelliklere sahip yazıcılarda aldatıcılık özelliği olan, ortalama bir insanın beş duyu organı ile sahte olduğunu fark edemeyeceği bir sahte para üretimi söz konusu ise bu takdirde burada parada sahtecilik suçunun gündeme geleceği de yine dikkat edilmesi gereken bir diğer husustur.
Sahte Para Basma Suçunda Zamanaşımı Ne Kadar?
TCK madde 197/fıkra 1’e göre ülkemizde veya yabancı ülkelerde kanunen tedavüle koyulmuş olan paraları sahte olarak üretmek veya bu sahte paraları ülkeye sokmak yahut nakletmek, muhafaza etmek veya tedavüle sokmak fiilleri TCK madde 66’ya göre 15 yıl geçmekle dava zamanaşımına uğrar, kamu davası düşer.
TCK madde 197/fıkra 2’ye göre sahte paraların, bu paraların sahte olduğunun bilerek alınması halinde TCK madde 66’ya göre bu fiil 8 yıl geçmekle dava zamanaşımına uğrar, kamu davası düşer.
TCK madde 197/fıkra 3’e göre bir kişi sahte parayı, o paranın sahte olduğunu bilmeden alıyorsa fakat bu parayı aldıktan sonra paranın sahte olduğunu öğreniyorsa ve buna rağmen parayı tedavüle koyuyorsa o halde TCK madde 66’ya göre bu fiil 8 yıl geçmekle dava zamanaşımına uğrar, kamu davası düşer.
Bu süreler içerisinde her zaman soruşturma yapılması mümkündür. Fakat bu süreler geçtikten sonra parada sahtecilik (kalpazanlık) suçu ile ilgili soruşturma başlatılamaz.
ALEYNA SUNAY