Kiracı hakları, temelinde bir kira sözleşmesiyle ortaya çıkar. Kira sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) genel hükümlerin ardından konut ve çatılı işyeri kiraları ile ürün kirası başlıkları altında iki farklı ayrımda 299 ila 378. maddeler arasında ele alınarak düzenlenmiştir.
Kanun koyucu kira sözleşmesinin genel tanımını şöyle yapmıştır: Kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK m.299). O halde kira sözleşmesi, kiraya verenin, kiraya verilen şeyin kiracı tarafından kullanılmasına veya bununla birlikte yararlanmasına katlanma; kiracının ise bu kullanma ve yararlanma karşılığı sözleşmeyle kararlaştırılan bedeli kiraya verene ödemekle yükümlü olduğu tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir.
Dolayısıyla tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olan kira sözleşmesinin tarafları (kiraya veren, kiracı) fiil ehliyetine sahip olmalıdır. Taraflar, kira sözleşmesini sözlü yapabilecekleri gibi yazılı veya resmi şekilde de yapabilir. Kira sözleşmesi için şekil şartı aranmasa da taraflar, ispat kolaylığı açısından sözleşmeyi yazılı yapmakta hatta bu konuda önceden hazırlanmış (matbu) kira kontratları kullanılmaktadır. Bu yazımızda kiracı hakları üzerinde duracağız.
Kira Hukuku ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve Kira Hukuku alanındaki diğer konularda bilgi edinmek isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Kiralananı Teslim Alma Hakkı
Kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür (TBK m.301). Bu hüküm mutlak emredici hüküm olup kiracı aleyhine değiştirilemez ancak kiracı lehine değiştirilebilir. Kiracının kiralananı teslim alma hakkını aleyhine değiştiren sözleşme hükümleri kesin hükümsüz olup tarafları bağlamaz.
1. Kiralananı Kararlaştırılan Tarihte Teslim Alma Hakkı
Buna göre kararlaştırılan tarihte kiralanan teslim edilmezse kiracı, ödemezlik def’ine başvurarak kira bedeli ödemekten kaçınabileceği gibi kiraya verene gecikme nedeniyle uygun bir süre vererek kiralananın kendisine teslim edilmesini isteyebilir hatta bu uygun sürenin hakimden belirlenmesini de isteyebilir. Nihayet kiracı, ifa ve gecikme tazminatı isteyebileceği gibi sözleşmeyi feshederek sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir. Buna karşılık kiralananın belirlenen tarihte teslim edilememesi, kiraya verene yükletilemeyecek bir sebepten meydana gelmişse kiraya verene sorumluluk yüklenemez.
2. Kiralananın Sözleşmede Amaçlanan Kullanıma Elverişli Durumda Teslimini İsteme Hakkı
Kiraya veren, kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli durumda yani sözleşmeye uygun durumda teslim etmelidir. Aksi halde ayıplı ifa söz konusu olur. Dolayısıyla kiracı, kiralananın sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli durumda teslimini isteme hakkına sahip olacaktır.
3. Kiraya Verenden Kiralananı Sözleşme Süresince Sözleşmede Amaçlanan Kullanıma Elverişli Durumda Bulundurmasını İsteme Hakkı
Kiracı, kiralananı yalnız teslim anında değil tüm sözleşme süresince kiraya verenden kullanıma elverişli durumda bulundurmasını isteme hakkına sahiptir. Zira kira sözleşmesi sürekli edimli bir sözleşmedir.
Kiraya Verenden Vergi ve Benzeri Yükümlülükleri Yerine Getirmesini İsteme Hakkı
Kiralananla ilgili zorunlu sigorta, vergi ve benzeri yükümlülüklere, aksi kararlaştırılmamış veya kanunda öngörülmemiş ise, kiraya veren katlanır (TBK m.302). Kiralanan şeyin mülkiyeti devredilmediği için zorunlu sigorta, vergi ve benzeri mali yükümlülüklere katlanmakla görevli olan kiraya verendir.
Kiraya Verenden Yan Giderlere Katlanmasını İsteme Hakkı
Kiraya veren, kiralananın kullanımıyla ilgili olmak üzere, kendisi veya üçüncü kişi tarafından yapılan yan giderlere katlanmakla yükümlüdür (TBK m.303). Bu yan giderler özellikle kiralananda yapılan büyük tamir giderleridir. Küçük ve önemsiz tamir giderlerine ise kiracı katlanmak durumundadır.
Ayıptan Doğan Hakları
Kiralananın ayıplı olması halinde kiracı, kiraya verene karşı dört seçimlik hak ileri sürebilir. Kiralanan sonradan ayıplı hale gelirse TBK 305. maddesine göre; kiracı, kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebilir. Zararın giderilmesi istemi diğer seçimlik hakların kullanılmasını önlemez. Önemli ayıp halinde ise kira sözleşmesinin feshedilmesini isteyebilir. Kiralananın, sözleşmede öngörülen kullanıma elverişliliğini ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan ayıba önemli ayıp denir.
Kiracının ayıptan doğan haklarını ortadan kaldıran veya sınırlandıran her türlü sözleşme geçersizdir. Dolayısıyla kiracı aleyhine yapılacak her türlü değişiklik kiracı yönünden kesin hükümsüzdür (TBK m.301).
1. Ayıbın Giderilmesini İsteme Hakkı
Kiracı, kiraya verenden kiralanandaki ayıbın uygun bir sürede giderilmesini isteyebilir (TBK m.306/1). Kiraya veren önemli ayıplarda kendisine verilen uygun süre içinde ayıpları gidermezse kiracı;
- Ayıbı kiraya veren hesabına gidertebilir. Bunun için TBK m.113 uyarınca kiracının hakimden izin alması gerekir. Küçük ayıplar halinde kiracının hakimden izin almasına gerek yoktur.
- Kira bedelinden indirim yapılmasını isteyebilir.
- Kiralananın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteyebilir.
- Sözleşmeyi feshedebilir.
2. Kira Bedelinden İndirim Yapılmasını İsteme Hakkı
Kiracı, kiralananın kullanımını etkileyen ayıpların varlığı hâlinde, bu ayıpların kiraya veren tarafından öğrenilmesinden ayıbın giderilmesine kadar geçen süre için, kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını isteyebilir (TBK m.307). Kiraya veren, kiracının indirim istemini kabul etmezse kiracı bu indirimi hakimden isteyebilir.
Önemsiz ayıplarda kiracının kira bedelinden indirim yapılmasını isteme hakkı yoktur.
3. Kiralananın Ayıpsız Bir Benzeriyle Değiştirilmesini İsteme Hakkı
Kiraya veren uygun süre içinde kiralanandaki ayıbı gidermezse kiracı, kiralananı ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteyebilir (TBK m.306/1). Bu durumda kiraya veren, kiralanandaki ayıbı tamir etmek yerine uygun bir süre içinde ayıpsız bir benzeriyle değiştirir. Hatırlatmak gerekir ki kiraya veren, kiracıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen teslim ederek ve uğradığı zararın tamamını gidererek kiracının seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir (TBK m.306/4).
4. Sözleşmeyi Fesih Hakkı
Kiracının sözleşmeyi fesih hakkını kullanabilmesi için ayıbın önemli olması gerekir. Ayrıca kiracı, kiraya verene ayıbın giderilmesi için uygun süre tanıması gerekir. Kiraya veren uygun sürede ayıbı gideremezse işte kiracı sözleşmeyi fesih hakkını kullanabilir. Fesih, hukuki niteliği itibarıyla tek taraflı bir irade beyanıyla kiraya verene ulaştığı anda hüküm ve sonuçlarını doğurur.
5. Zararın Giderilmesini İsteme Hakkı
Nihayet kiracının zararın giderilmesini isteme hakkı diğer seçimlik hakların (ayıpların giderilmesi, kira bedelinden ayıpla orantılı indirim yapılması, sözleşmeyi fesih) kullanılmasını önlemez. Kiracı, zararın giderilmesi ile birlikte bu seçimlik hakları da kullanabilir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki kiraya veren, kiracıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen teslim ederek ve kiracının uğradığı zararın tamamını gidererek onun seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Bu zararın giderilmesinin ilk şartı kiralananın ayıplı olmasıdır. İkinci şart, kiralanandaki ayıbın kiracıya bir zarar vermiş olmasıdır. Üçüncü şart, ayıp ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmasıdır. Nihayet son şart, kiraya verenin kusurlu olmasıdır. Dolayısıyla kiraya veren ancak kusursuz olduğunu ispat etmek suretiyle bu giderimden kurtulabilir. İlk üç şartın varlığını ispat yükü kiracı üzerinde; son şartın ispat yükü ise kiraya veren üzerindedir.
Yukarıda bahsettiğimiz seçimlik dört hak olan ayıbın giderilmesini isteme, kira bedelinden indirim yapılmasını isteme, kiralananın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme ve sözleşmeyi fesih hakkı kira sözleşmesinden doğan haklar olduğu için 5 yıllık zamanaşımı süresine tâbidir. Zararın giderilmesini isteme hakkı ise sözleşmeden doğan alacak hakkı olduğu için 10 yıllık zamanaşımı süresine tâbidir.
Kiraya Verenin Zapttan Sorumluluğuna Başvurma Hakkı
Bir üçüncü kişinin kiralananda kiracının hakkıyla bağdaşmayan bir hak ileri sürmesi durumunda kiraya veren, kiracının bildirimi üzerine davayı üstlenmek ve kiracının uğradığı her türlü zararı gidermekle yükümlüdür (TBK m.309). Bu madde kira sözleşmesinde zapttan doğan sorumluluğu düzenlemektedir. Buna göre; kiralanan üzerinde üçüncü bir kişinin mevcut kira sözleşmesinden önce yer alan ve kiracının hakkıyla bağdaşmayan bir hak iddia etmesi halinde kiracı, bu durumu kiraya verene bildirerek bu yöndeki davayı üstlenmesini ve uğradığı her türlü zararın giderilmesini talep etme hakkı bulunmaktadır. Bu, emredici bir hüküm olup kiracı aleyhine değiştirilemez. Kiraya veren ancak kusuru bulunmadığını ispat ettiği takdirde sorumluluktan kurtulur.
Taşınmaz Kira Sözleşmesinin Tapu Kütüğüne Şerh Edilmesini İsteme Hakkı
Kiracının, taşınmaz kira sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilmesini isteme hakkı vardır. Gerçekten de TBK 312. maddesine göre; taşınmaz kiralarında, sözleşmeyle kiracının kiracılık hakkının tapu siciline şerhi kararlaştırılabilir. Önemle vurgulamak gerekir ki kiracının, tapu kütüğüne şerh edilmesini isteyeceği kira sözleşmesinin konusu taşınmaz olmalıdır.
Ayrıca bunun için her şeyden önce bahse konu taşınmazın tapuya kayıtlı olması ve tarafların bu hususta yazılı bir şerh anlaşması yapmış olması gerekir. Kira sözleşmesi adi yazılı şekilde kurulmuşsa tarafların ancak her ikisinin de başvuruda bulunmasıyla sözleşme tapu kütüğüne şerh ettirilir. Sözleşmenin noterde düzenleme şeklinde yapılması halinde ise taraflardan birinin başvurusu yeterlidir.
Şerh, süresiz ise ancak 5 yıl için geçerlidir. Şerh sayesinde kiracı, şerh içeriğindeki kiracılık hakkını kiraladığı bu taşınmazı şerhten sonra kazananlara karşı da (şerh süresi dahilinde) ileri sürebilir. Bu yönde şerhin etkisi özellikle kiralanan taşınmazın üçüncü bir kişiye satılması halinde kendisini gösterir. Kiralanan taşınmazın mülkiyeti devredildiğinde yeni malik, normal şartlarda kiracıyı taşınmazdan çıkarma hakkına sahipken şerh süresi içinde bu mümkün olmayarak kiracı korunmuş olacaktır. Nitekim Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 1009. maddesinin ikinci fıkrasında, kira sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilmesiyle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı kira sözleşmesinden doğan hakların ileri sürülebileceği ifade edilmiştir.
Kullanım Hakkının Devri ve Alt Kiraya Verme Hakkı
Kiracı, kiraya verene zarar verecek bir değişikliğe yol açmamak koşuluyla, kiralananı tamamen veya kısmen başkasına kiraya verebileceği gibi, kullanım hakkını da başkasına devredebilir (TBK m.322/1). Madde hükmüne göre kiracının kiralananı başkasına kiraya verme yani “alt kira” hakkı bulunmaktadır. Bu halde asıl kira sözleşmesindeki kiracı, kiraya veren; üçüncü kişi ise alt kiracı olmaktadır. Alt kira sözleşmesi asıl sözleşmedeki kiracı ile kiraya veren arasındaki ilişkiyi değiştirmeksizin yalnız kiracı ile alt kiracı arasında hukuki ilişki kurmaktadır.
Hemen belirtelim ki alt kira serbestisi esasen yalnız park yeri gibi çatılı olmayan iş yeri kiraları için geçerli olup bunun için asıl sözleşmedeki kiraya verenin izni gerekmemektedir. Konut ve çatılı iş yeri kiraları ile ürün kirasında ise alt kira ilişkisi, ancak kiraya verenin yazılı rızasına tâbi tutulmuştur. Kiraya veren haklı bir sebep olmaksızın rıza vermekten kaçınırsa kiracı ona karşı mahkemede izin verme davası açabilir. Bu takdirde hakimin verdiği karar, kiraya verenin rızası yerine geçer. Hakimin de rıza vermemesine rağmen kiracı, alt kira ilişkisi ile kiralananı bir üçüncü kişiye kiralarsa kiraya verenin kira sözleşmesini feshetme yetkisi bulunmaktadır.
Benzer şekilde kiracının kiralananın kullanım hakkını devretme hakkı da bulunmaktadır. Alt kira ilişkisinde olduğu gibi konut ve çatılı iş yeri kiraları ile ürün kiralarında kiralananın kullanım hakkının devri için kiraya verenin yazılı rızası aranmaktadır. Çatısız iş yeri gibi diğer kiralarda ise bunun için kiraya verenin rızası aranmamaktadır. Alt kiracı, kiralananı kiracıya tanınandan başka biçimde kullandığı takdirde kiracı, kiraya verene karşı sorumlu olur. Bu durumda kiraya veren, kiracısına karşı sahip olduğu hakları alt kiracıya veya kullanım hakkını devralana karşı da kullanabilir (TBK m.322/3). Bu durumda alt kiracının kiralananı kiracıya tanınandan başka bir biçimde kullandığı takdirde kiracı, kiraya verene karşı sorumlu olur. Aynı şekilde kiraya veren, kiracısına karşı sahip olduğu hakları alt kiracıya karşı da kullanabilir.
Burak Temizer Hukuk Bürosu ve Kira Uyuşmazlıklarında Hukuki Hizmetleri
Burak Temizer Hukuk Bürosu sıklıkla karşılaşılan anlaşmazlıklardan biri olan ev sahibi- kiracı anlaşmazlıklarında müvekkillerine hukuki hizmet sağlamaktadır. Bu yönde özellikle kanun koyucu tarafından kiracı haklarının, kiraya veren haklarından daha fazla gözetildiğini hatırlatmak isteriz.
Sıkça Sorulan Sorular
Sürekli Eve Gelip Rahatsızlık Veren Ev Sahibine Karşı Ne Yapılabilir?
Kiralanana kiracının rızası dışında giren ve girdikten sonra buradan çıkmayan ev sahibine karşı TCK 116. maddesinde öngörülen konut dokunulmazlığını ihlal suçundan ev sahibi hakkında suç duyurusunda bulunulabilir. Ev sahibinin kiralanana girmeyip ancak sürekli olarak kiracıyı “evimden çık” gibi ifadelerle rahatsız etmesi bu yönde mesaj atması, telefonla araması gibi eylemler halinde kiracı, ev sahibi hakkında TCK 123. maddesi uyarınca kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan da suç duyurusunda bulanabilme hakkına sahiptir.
Bir Yıllık Süre Bitince Ev Sahibi Kiracıyı Çıkarabilir Mi?
Kiracı bir yıllık sürenin bitmesinden 15 gün önce kiraya verene bildirimde bulunarak sözleşmeyi sona erdirebilme hakkına sahiptir. Ancak kiraya veren aynı hakka sahip değildir. Yani bir yıllık süre bittikten sonra dahi kiracı eğer bildirimde bulunmazsa kira sözleşmesi uzamış sayılır ve kiraya veren kiracıyı çıkaramaz.
Ev Sahibi Evi Satarsa Kiracının Hakları Nelerdir?
Ev sahibinin evi satması halinde yeni malik kiracıyı kiralanandan çıkarma hakkına sahiptir. Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak 1 ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini 6 ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir.
Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak 1 ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir (TBK m.351/1,2). Madde hükmünden anlaşıldığı üzere yeni ev sahibi ancak ihtiyaç sebebiyle kiracıya bu durumu evi satın aldığı tarihten itibaren 1 ay içinde yazılı olarak bildirmek koşuluyla ancak 6 ay sonra açabileceği bir davayla kiracıyı kiralanandan çıkarabilir. Belirli kira sözleşmelerinde ise yeni ev sahibi, sürenin bitiminden itibaren 1 ay içinde açacağı dava ile kiracıyı çıkarabilir.
Tahliye Tarihi Boş Şekilde Bir Tahliye Taahhütnamesi İmzalanıp Ev Sahibine Verilen Taahhütname Geçerli mi?
Uygulamaya baktığımızda genellikle tahliye taahhütnamelerinde tarih kısmının boş bırakıldığını ve bunun daha sonra kiraya veren tarafından doldurulduğuyla karşılaşırız. Evet bu durumda diğer geçerlilik şartlarını taşıyan tahliye taahhütnamesi geçerlidir. Yargıtay’ın görüşü de bu yöndedir. Bu nedenle tahliye tarihi boş bir tahliye taahhütnamesine imza atacak kiracıların dikkatli olması gerektiğini hatırlatmak isteriz.
Tahliye Taahhütnamesi Nedeniyle Tahliye konusu ile ilgili daha detaylı bilgi almak isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Kiraya Veren Dilediği Zaman Kiracıyı Kiralanandan Çıkarabilir Mi?
Belirli süreli kira sözleşmelerinde kiracı, dilerse sözleşme süresinin bitiminden 15 gün önce kiraya verene bildirimde bulunarak sözleşmeyi sona erdirebilir. Kiraya veren ise aynı imkana sahip değildir. Bu hak sadece kiracıya tanınmıştır. Kiraya veren ancak 10 yıllık sürenin ardından uzayan her yılın bitiminden en az 3 ay öncesinde kiracıya bildirimde bulunmak suretiyle sözleşmeyi sona erdirerek kiracıyı kiralanandan çıkarabilir.
Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde ise kiracı, herhangi bir bildirimde bulunmaksızın her zaman kira sözleşmesini sona erdirerek kiralanandan çıkabilir. Kiraya veren ise ancak 10 yılın ardından fesih bildirim süresine riayet ederek sözleşmeyi sona erdirip kiracıyı kiralanandan çıkarabilir. Bu yönde bkz.
Kiraya Veren Hangi Hallerde Dava Yoluyla Kiracıyı Kiralanandan Çıkarabilir?
- Kiraya verenin ya da yeni malikin kiralanana gereksinim duyması,
- Kiralananın yeniden imar ve inşası,
- Kiracı aynı kira süresi içinde kira bedelini ödememesi nedeniyle kiraya verenin yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunmasına sebep olmuşsa,
- Tahliye taahhüdünün varlığı,
- Kiracının aynı ilçe içinde oturmaya elverişli konutunun bulunması,
- Kiraya verenin yazılı rızası bulunmamasına rağmen kiralananın alt kiraya verilmesi hallerinde dava yoluyla kiracı kiralanandan çıkarılabilir.
Kira Tespit Davası Nedir?
5 yıldan uzun süreli veya 5 yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her 5 yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından tüketici fiyat endeksindeki 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir (TBK m.344/3).
Bu hükme göre; kiraya veren, özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde ödenen kira bedelinin emsal kira bedellerinin çok altında olduğunu düşündüğü takdirde bu emsal kira bedellerine göre kira artışına karar verilmesini hakimden talep edebilmesi için kira sözleşmesinin 5 yıldan uzun süredir devam ediyor olması gerekir. Yani kiracı, 5 yıl dolmadan her ne sebep olursa olsun ödediği kira bedelinin emsallerinin çok altında olması nedeniyle fahiş kira artışlarına ya da kiralanandan çıkarılmakla karşı karşıya bırakılamaz.
Kira Tespit Davası konusu ile ilgili daha detaylı bilgi almak isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Kira Artışlarında % 25 Sınırı Uygulaması Devam Ediyor Mu?
Son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon sebebiyle kiracıyı korumak amacıyla TBK Geçici Madde-1 ile Konut kiralarında geçerli olmak üzere 8 Haziran 2022 tarihinden itibaren yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları bir önceki kira yılına ait kira bedelinin %25’ini geçemeyeceği yönündeki kural 1 Temmuz 2024 itibarıyla kalktı. Buna göre artık kiraya veren %25 sınırı ile bağlı olmamak üzere kira artışına gidebilecek. Ancak her halde bu kira artışı bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) 12 aylık ortalamalara göre değişim oranını (%53,86-Aralık 2023) geçemez. Yani bu demek oluyor ki kiraya veren, en fazla %53,86 değerinde kira artışına gidebilir. Bu oran Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından her yılın aralık ayında duyurulur.
Kira Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk Nedir?
Son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon sebebiyle ev sahibi- kiracı anlaşmazlıkları yargı üzerinde büyük bir yükü beraberinde getirmiştir. Bu nedenle kanun koyucu 1 Eylül 2023 itibarıyla dava şartı olarak arabulucuya başvurmayı zorunlu hale getirmiştir. Yani kira uyuşmazlıklarında taraflar dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyetleri neticesinde taraflar anlaşamazsa ancak bu sefer mahkemeye başvurarak uyuşmazlığın giderilmesini talep edebilir.
Kaynakça
EREN, Fikret, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Ankara, Yetkin Yayınları, 2022
TALHA AVCI