Ara

Görevi Kötüye Kullanma Suçu ve Cezası

Görevi Kötüye Kullanma Suçu ve Cezası

Görevi kötüye kullanma suçu, Türk Ceza Kanunu m. 257 hükmünde düzenlenmiş olup, kamu idaresi aleyhine işlenen suçlardan bir tanesidir. Görevi kötüye kullanma, kamu görevlisi tarafından işlenmekte olup özgü suç mahiyetindedir. Zira aşağıda detaylıca açıklayacağımız bu suç, kamu görevlisi tarafından kamu idaresine karşı işlenen bir suç olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla kamu görevlisi ve kamusal faaliyet, görevi kötüye kullanma suçunun kurucu unsurudur.

  • Kamu Görevlisi: Belli birtakım görevleri kamu adına ifa eden kişilerin, istihdam şekli ne olursa olsun kamu görevlisi gibi sorumlu olması halinde kamu görevlisinden bahsedilir.
  • Kamusal Faaliyet: Hizmetin yerine getirilmesinin devlet otoritesine bağlı olması şeklinde açıklanabilir. Ayrıca söz konusu hizmet, kamu adına ve yararına yürütülmektedir.

Türk Ceza Kanunu’nda yer verilen görevi kötüye kullanma suçunun düzenlenmesindeki amacın, kamu idaresinin güvenilirliğinin her koşulda korunmasını sağlamak ve kamu idaresinin işleyişinin doğru, dürüst şekilde devam ettirmek olduğunu ifade edebiliriz.

Görevi Kötüye Kullanma
Görevi Kötüye Kullanma

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Nedir?

Görevi kötüye kullanma, kamu yararına iş veya işlem tesis eden bir kamu görevlisinin görevini yerine getirirken kişisel menfaat sağlamak amacıyla kendisine yahut başkasına haksız bir yarar sağlaması ya da zarar vermesi şeklinde açıklanabilir. Örneğin;

  • Polis memurunun bir suçlu adına düzenlenecek tutanağı farklı şekilde düzenlemesi için para alması
  • Hâkimin yargılama esnasında kişisel bir menfaat sağlamak amacıyla tarafsızlıktan uzaklaşması

Görev kötüye kullanıldığı takdirde, kamu görevlisinin güvenilirliğinin zedelenmesine yol açar, halkın güvenini kaybetmesine ve adaletin yozlaşmasına sebep olur.


Ceza Hukuku ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve Ceza Hukuku alanındaki diğer konularda bilgi edinmek isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.


Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Şartları Nelerdir?

  • Bu suçun işlenebilmesi için kişinin bir kamu görevlisi olması gerekir. (devlet memuru, polis memuru, hakim, savcı, doktor vd.)
  • Bu suçun işlenebilmesi için kamu yararına yürütülen görevin yerine getirilmesi esnasında işlenmesi gerekir.
  • Bu suçun işlenebilmesi için kamu görevlisinin kendisine veya başkasına haksız bir menfaat sağlaması veya kamuya bir zarar vermesi gerekir.

Kamu Malına Zarar Verme Suçu ile ilgili de bilgi almak isterseniz, ilgili içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.


Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Unsurları Nelerdir?

A.   Maddi Unsurlar

1.     Fail

Bu suçun faili kamu görevlisidir. Özgü bir suç olduğundan ötürü fail, kamu görevlisi değilse bu suç oluşmayacak, diğer şartları da mevcut ise güveni kötüye kullanma suçu gündeme gelebilecektir. Ancak iştirak hükümleri çerçevesinde kamu görevlisi olmayanların da bu suçun faili olabileceğini söyleyebiliriz. Bununla birlikte özel kanunlarda, işledikleri suçlardan ötürü kamu görevlisi gibi sorumlu olacakları belirtilen kişiler de işbu suçun faili olabilecektir.


Güveni Kötüye Kullanma Suçu hakkında da bilgi edinmek isterseniz, içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.


2.     Mağdur

Görevi kötüye kullanma suçunun düzenlendiği hüküm içerisinde kişilerin mağduriyetinden söz edildiği için salt kamu idaresinin değil herkesin bu suçun mağduru olabileceği söylenebilecektir.

3.     Fiil

Görevi kötüye kullanma suçu 2 farklı fiille işlenebildiği için Kanun maddesinde 2 fıkra halinde düzenlenmiştir. Bu çerçevede görevi kötüye kullanma suçu, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle (İCRAİ) veya görevlerinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek (İHMALİ) işlenebilmektedir.

Söz konusu fiillerin ortak özelliği ise kamu görevlisinin görevinin kapsamına giren bir işte, görevinin gereklerine aykırı hareket etmesidir. Bu anlamda, kamu görevlisi failin görevi esnasında işlediği fiil arasında illiyet bağı aranacaktır.

a. İcrai Hareket ile Görevi Kötüye Kullanma

İcrai hareketle görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin Kanun’da ayrıca suç olarak tanımlanan durumlar dışında görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kamunun zarar görmesine veya kişilerin mağdur olmasına sebep olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanmasıdır.

i. Görevlerinin Gereklerine Aykırı Hareket Etmek

TCK m.275/1 hükmünde düzenlenmiş olup kamu görevlisinin görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmesi suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına sebep olma ya da kişilere haksız menfaat sağlama şeklinde işlenmesidir.

Burada kamu görevlisinin, kendisine verilen göreve aykırı hareket etmesi söz konusudur. Görevin gerekleri Kanun’dan, idari işlemden veya resmi bir usulden kaynaklanıyor olabilir. Burada önemli olan failin, hukuken geçerli ve kendisine verilmiş olan görevin gereklerine aykırı hareket etmesi ve bunun sonucunda da bir kamu zararı veya bir mağduriyet meydana gelmesidir.

b. İhmali Hareket ile Görevi Kötüye Kullanma

İhmali hareket ile görevi kötüye kullanma suçu, kamu görevlisinin Türk Ceza Kanunu’nda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereğini yapmakta ihmal yahut gecikme göstermek suretiyle kişilerin mağduriyetine yol açmasına veya kamu idaresinin zarara uğramasına sebep olması ya da kişilere haksız yere menfaat sağlaması şeklinde açıklanabilir.

Kamu görevlisi burada, görevine giren bir işi bilerek ve isteyerek yapmamaktadır.  Görevinin gereklerini yapmakta gecikme göstermek ise kamu görevlisinin görevini, yapılması gereken zamandan sonra yapması olarak açıklanabilir. (İtfaiyelerin yangına bir sebep olmaksızın geç müdahalede bulunması)

i. Görevinin Gereğini Yapmakta İhmal Yahut Gecikme Gösterme

TCK m.275/2 hükmünde düzenlenmiş olup burada kamu görevlisi için iki seçimlik hareketli fiil bulunmaktadır. Birincisi, görevinin gereklerini yapmakta ihmal göstermesi; ikincisi ise görevini geciktirmesidir. Kamu görevlisi olan fail, işbu 2 eylemden birisini yaptığı takdirde Görevi Kötüye Kullanma Suçunun maddi unsurlarından fiil unsuru gerçekleşmiş olacaktır.

  • Failin Görevinin Gereklerini Yapmakta İhmal Göstermesi

Kendisine verilmiş olan görevle ilgili olarak yapması gereken ve aynı zamanda yapılması da mümkün olan işi yapmaması, görevini yerine getirmemesidir. Kamu görevlisinin görevinde ihmali davranış göstermesi her olay bakımından ayrı şekilde değerlendirilecektir. Fail olan kamu görevlisinin bu ihmali dolayısıyla kişilerin mağduriyeti veya kamunun zararı ya da kişilere haksız menfaat sağlama hususları gündeme geldiği takdirde Görevi Kötüye Kullanma Suçu oluşacaktır.

  • Failin Görevinin Gereklerini Yapmakta Gecikme Göstermesi

Kamu görevlisinin görevini zamanında yapmamasını ifade etmektedir. Bu eylemde, kamu görevlisi failin görevinin gereğini yapmakta gecikmesi dolayısıyla kanunda belirtilen mağduriyetlerden birinin gerçekleşmesi hali söz konusudur. İhmal ve gecikmenin ayrımı ise Doktrin ve Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere her somut olayın özelliklerine göre değerlendirilecek ve bir sonuç elde edilecektir.

B.   Manevi Unsurlar

Görevi kötüye kullanma suçu ancak kast ile işlenebilen bir suçtur. Suçun oluşmasında failin amacı yani saik önem arz etmemektedir. Kamu görevlisi olan failin, suç oluşturur eylemleri bilerek ve isteyerek yapması yeterlidir.  Bu suçun ihmali hareketle işlenmesi halinde de bir farklılık yoktur; kamu görevlisinin görevini bilerek ve isteyerek ihmal etmesi gerekmektedir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Cezası
Görevi Kötüye Kullanma Suçu Cezası

Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Cezası Nedir?

İcrai hareketle işlenen görevi kötüye kullanma suçunun cezası, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olup ihmali hareketle işlenen görevi kötüye kullanma suçunun cezası ise 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır.

Görevi Kötüye Kullanma Suçuna Teşebbüs Mümkün Mü?

Bu suçta teşebbüs için özel bir hüküm öngörülmemiş olup genel teşebbüs hükümlerine gidilebilir. Ancak Doktrin ve Yargıtay kararlarında bu suça teşebbüsün mümkün olmayacağı yönünde görüşler de mevcuttur. Nitekim hareketler bölünebildiği takdirde teşebbüsün mümkün olacağı da belirtilen görüşler içerisindedir. Şu hâlde, somut olayın özelliklerine göre bu konuda karar verme yoluna gidilecektir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda İştirak Mümkün Mü?

Görevi kötüye kullanma suçunda, iştirak için özel bir hüküm öngörülmemiş olup genel iştirak hükümleri uygulanabilecektir. İşbu suç, özgü suç niteliği taşıdığından sadece kamu görevlisi tarafından veya özel kanunlarda kamu görevlisi gibi cezalandırılacağı öngörülen kimseler tarafından işlenebilir. Dolayısıyla kamu görevlisi olmayan kişiler, bu suçtan ötürü dolaylı fail sıfatını alamaz, bu suça ancak azmettiren veya yardım eden olarak iştirak edebilir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda İçtima

Görevi kötüye kullanma suçu, kanunda torba (benzer suçların özelliğini de taşıyan, karma) bir suç olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla kamu görevlisi failin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi halinde, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen zimmet, rüşvet, irtikap gibi suçlar da oluşabilecektir. Böyle bir durumda, kamu görevlisi olan faile Görevi Kötüye Kullanma Suçundan ayrıca bir ceza verilme yoluna gidilmeyecektir. Şu halde suçların içtimaı bahsi gündeme gelmektedir.

Görevi kötüye kullanma suçu, kamu idaresine karşı işlenen ve zimmet, rüşvet gibi suçların dışında meydana gelen diğer hallerde, idarenin güvenilirliğini sağlamak için Kanunkoyucu tarafından öngörülen torba bir düzenlemedir. Dolayısıyla örneğin, irtikap suçunun gündeme geldiği bir olguda, Görevi Kötüye Kullanma Suçundan bahsedilemeyecek olup kamu görevlisi failin eylemleri Görevi Kötüye Kullanma Suçunun özelliklerini taşısa dahi yargılaması salt İrtikap Suçundan yapılacak ve bu suçtan cezalandırılması yoluna gidilecektir. (Özel düzenleme)

Görevi Kötüye Kullanma Suçundan daha hafif bir cezayı gerektiren ve yine kamu idaresi aleyhine işlenen bir suç söz konusu ise kamu görevlisi fail, cezanın hafifliği önemsenmeden yukarıda değinmiş olduğumuz özel düzenleme ile cezalandırılma yoluna gidilecektir.

Ancak eğer kamu görevlisi fail, hem İrtikap hem de Görevi Kötüye Kullanma Suçunu işlemiş ise bu durumda artık tek bir suçtan yani yukarıda değinmiş olduğumuz durumdan bahsetmek mümkün olmayacaktır. Şu hâlde, söz konusu suçlar bakımından gerçek içtima kuralları uygulanacaktır.

Görevi kötüye kullanma suçu zincirleme suç şeklinde de işlenebilmektedir. Şayet kamu görevlisi olan failin, aynı suç işleme kararının icrası bağlamında birden fazla kez söz konusu suçu işlemesi halinde zincirleme suç hükümleri gündeme gelebilecektir. Ancak kamu görevlisi fail, ayrı zamanlarda Görevi Kötüye Kullanma Suçunu işlemiş ise artık zincirleme suç hükümlerinden bahsedilemeyecektir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Yargıtay Kararları

Yargıtay Kararı – CGK., E. 2012/ K. 2012/246 T. 26.6.2012

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2012 yılında vermiş olduğu bir kararında;

Görevi Kötüye Kullanma Suçunun, kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi ve bu aykırı davranış nedeniyle, kişilerin mağduriyeti veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız kazanç, haksız menfaat sağlanması ile oluştuğunu belirterek işbu suçun oluşabilmesi için norma aykırı davranışın yetmeyeceğini bunun yanında, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması gerektiğine de işaret etmektedir.

İlgili madde gerekçesinde, bu suçun oluşmasına ilişkin genel koşullar, “Kamu görevinin gereklerine aykırı olan her fiili cezai yaptırım altına almak, suç ve ceza siyasetinin esaslarıyla bağdaşmamaktadır. Bu nedenle, görevin gereklerine aykırı davranışın belli koşulları taşıması hâlinde, görevi kötüye kullanma suçunu oluşturabileceği kabul edilmiştir. Buna göre, kamu görevinin gereklerine aykırı davranışın, kişilerin mağduriyetiyle sonuçlanmış olması veya kamunun ekonomik bakımdan zararına neden olması ya da kişilere haksız bir kazanç sağlamış olması hâlinde, görevi kötüye kullanma suçu oluşabilecektir.” şeklinde vurgulanmıştır.

Bunlarla birlikte, norma aykırı davranışın maddede belirtilen sonuçları doğurup doğurmadığının belirlenebilmesi için öncelikle yukarıda değinilen kavramların açıklanması ve bunların somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır.

Görevi kötüye kullanma suçunun 1. fıkrasında düzenlenen şeklinin salt icrai bir hareketle işlenebileceğini, 2. fıkrada belirtilen halinin ise, ihmali hareketlerle işlenebileceğini belirtmiştir. Her iki fıkra bakımından da suçun manevi unsurunun kast olduğunu vurgulamıştır.

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

‘’Mağdurun gerek alındığı gerekse atandığı görevler, 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Yasanın 2. maddesi uyarınca müşterek kararname ile atanmayı gerektiren görevlerdendir. Üçlü imzayı gerektiren müşterek kararnamelerin, ilgili Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından önce incelenerek ve yapılan denetim sonucu hukuka uygunluğu saptanarak imzalandığı ve ardından Resmi Gazete’de yayımlanması ile yürürlüğe girdiği nazara alındığında, sanık müsteşarın bu kararnamenin hazırlanmasında icrai bir görevi bulunmamaktadır.’’

Şu halde, yargılamaya konu atama işleminde icrai hareketlerin, imza yetkisi bulunanlarca yapılabileceğinin açık olduğu belirtilerek Kararname taslağında sanığın imzası bulunmamakla birlikte, sanığın müsteşarı bulunduğu Milli Eğitim Bakanlığında hazırlanması suç teorisi yönünden icrai hareket niteliğinde değil, hazırlık hareketi mahiyetinde bir eylem olduğu kanısına varılmıştır. Zira işleme hayatiyet kazandıracak olan üçlü imza gerçekleşmedikçe önceki hazırlığın ihlal ettiği bir hukuki yarardan söz edilemeyecek, hazırlık hareketi mahiyeti arz eden bu davranış görevde yetkiyi kötüye kullanma yönünden bir yaptırımı gerektirmeyecektir. Bu itibarla, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir.


Görevi kötüye kullanma suçu ile ilgili yaşadığınız sorunlarda, Burak Temizer Hukuk Bürosu’nun deneyimli İstanbul ceza avukatı kadrosu her zaman yanınızda yer almaktadır.


Sıkça Sorulan Sorular

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Tekerrür Mümkün Müdür?

Tekerrür; daha önce işlenmiş olan bir suçtan ötürü sonucunda hüküm verilmiş ve verilen hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suç işlenmiş ise tekerrür hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Türk Ceza Kanunu m.58 hükmünde yer alan tekerrür hükmünün uygulanabilmesi için cezanın infaz edilmiş olması gerekmemektedir. Görevi Kötüye Kullanma Suçunda da şartları oluşmuş ise tekerrür hükümleri gündeme gelebilecektir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Zarar Unsuru Nedir?

Görevi kötüye kullanma suçunun düzenlendiği TCK m.257 hükmünde açıkça belirtildiği üzere işbu suç neticesinde bir zarar, mağduriyet yahut haksız menfaat meydana gelmelidir. Mahkeme kararları doğrultusunda, neticeyi oluşturan zarar unsuru ise salt ekonomik zararı ifade etmemektedir. Ekonomik zarar dışında manen oluşan zararlar da işbu suçun tipiklik unsurlarından olan neticenin oluşumuna sebebiyet vermektedir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Şikayete Tabi Midir?

Görevi kötüye kullanma suçu, Türk Ceza Kanunu ilgili hükümlerinde şikayete tabi suçlar arasında sayılmamıştır. Dolayısıyla söz konusu suçun şikâyete tabii olmayıp re’sen soruşturulup kovuşturulacağını söyleyebiliriz.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Etkin Pişmanlık Hükümleri Uygulanabilir Mi? 

Görevi kötüye kullanma suçu için özel bir etkin pişmanlık hükmü öngörülmemiştir. Ancak şartları oluşmuşsa genel hükümler uygulanabilecektir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Soruşturma Usulü Nedir?

Görevi Kötüye Kullanma Suçu, şikâyete tabi bir suç olmayıp işbu suçun soruşturma işlemleri, Cumhuriyet Savcısı tarafından re’sen başlatılmaktadır.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Neticesinde Fiil Hakkında Cezanın Ertelenmesi Kararı Verilebilir Mi?

Cezanın ertelenmesi kurumu; sanığa verilen hapis cezasının cezaevinde geçirilmesinden vazgeçilmesi olup sanığa verilen cezanın infazının sosyal hayat içerisinde iyi halli şekilde geçirilmesi şeklinde açıklanabilir. Görevi Kötüye Kullanma Suçu neticesinde hükmedilen hapis cezası hakkında erteleme kararı verilebilmesi mümkündür.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Cezanın Adli Para Cezasına Çevrilmesi Kararı Verilebilir Mi? 

Türk Ceza Kanunu ilgili hükümlerince salt kısa süreli hapis cezaları paraya çevrilebilmektedir. Kısa süreli hapis cezası ise 1 yıl ve daha az süreli hapis cezalarına denir. Dolayısıyla Görevi Kötüye Kullanma Suçunun işlenmesi üzerine verilen hapis cezası, koşullarının sağlanması halinde adli para cezasına çevrilebilecektir.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda HAGB Kararı Verilebilir Mi? 

HAGB kararı, sanık hakkında verilmiş olan cezanın belirli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması yani söz konusu denetim süresi içerisinde, belirli şartlar sağlandığı takdirde işbu HAGB kararının davanın düşmesine neden olmasıdır. Görevi Kötüye Kullanma Suçunda HAGB kararı verilmesi mümkündür.


Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması konulu içeriğimize de göz atabilirsiniz.


Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer mahkemesi olup görevli mahkeme ise Asliye Ceza Mahkemeleridir. Ancak Avukat – Hakim – Savcılar işbu suçu işlemiş ise yargılaması Ağır Ceza Mahkemelerinde yapılacaktır.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Şikayet ve Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

Türk Ceza Kanunu’nda, işbu suça yönelik şikâyet süresi ile ilgili açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Çünkü söz konusu suç şikâyete tabi bir suç değildir. Ancak bu suç, şikâyete tabi bir suç olmamasına karşın, dava zamanaşımı süresi içinde soruşturma gerçekleştirilmemiş ise artık soruşturma yapılamayacaktır.

Görevi Kötüye Kullanma Suçunda Uzlaştırma Mümkün Müdür?

Görevi Kötüye Kullanma Suçu, şikayete tabi olmadığından ve ayrıca uzlaştırmaya dahil suçlar arasında sayılmadığından işbu suça uzlaştırma mümkün değildir.

Kamu Görevlilerinin Görevi Kötüye Kullanma Suçundan Soruşturulması İçin Çalıştıkları Kamu Kurumundan İzin Alınması Gerekli Midir?

Bu suç dolayısıyla yapılacak olan soruşturma ve kovuşturma işlemleri, 4483 S. Memurlar ve Diğer Kamu görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna tabii olup failin çalıştığı kamu kurumundan izin alınması, soruşturma ve kovuşturmanın başlayabilmesi için elzemdir.

Avukat, Görevi Kötüye Kullanma Suçunu İşleyebilir Mi?

Yargıtay kararlarınca Avukat, müvekkilinden aldığı işin gereğini yerine getirmezse ihmal suretiyle görevin kötüye kullanılması suçunu işlediği kabul edilmektedir.

‘’Duruşmaya mazeretsiz katılmayan sanık müdafii, sanığın hukuki yardımdan mahrum bırakarak mağduriyetine neden olmuştur. Bu sebepten ötürü sanık müdafiin, ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılması gerekmektedir.’’

Doktorların Görevi Kötüye Kullanma Suçunu İşlemesi Halinde Ne Olur?

Devlet hastanelerinde çalışan doktorlar bu suçu işleyebilirken Özel hastanelerde çalışan doktorlar ise işleyememektedir. Zira özel hastanede çalışan doktorların kamu görevlisi sıfatı bulunmamaktadır; işbu doktorlar, şartları da oluşmuş ise Taksirle Öldürme yahut Taksirle Yaralama suçlarından ötürü sorumlu tutulabilir.

Fail, Kamu Görevlisi İken Görevi Kötüye Kullanma Suçunu İşlemiş, Daha Sonra Görevinden Ayrılmışsa Ne Olur?

Söz konusu durum suça etki etmez, fail yine Görevi Kötüye Kullanma Suçundan dolayı sorumlu olur. Dolayısıyla kamu görevlisi fail, işbu suçu işledikten sonra kamu görevlisi olmaktan çıkmış olsa dahi suç oluşacaktır.

Fail, Görevinin Gereğine Aykırı Hareket Etmesi İçin Üstünden Talimat Almış İse Ne Olur?

Bu durumda hukuka uygunluk sebeplerinden ‘’amirin emrini ifa’’ uygulanmaz. Dolayısıyla emri yerine getiren kamu görevlisi, yine fail sıfatını kazanacaktır.

Fail, Görev Alanına Girmeyen Hukuka Aykırı Bir İş Yapması Halinde Ne Olur?

Bu halde, Görevi Kötüye Kullanma Suçu gündeme gelmez. Zira bu suçun oluşabilmesi, kamu görevlisi olan failin yaptığı hukuka aykırı işin göreviyle bağlantılı olmasına bağlıdır. Bu kapsamda, başka bir suçtan veya kabahatten bahsedilebilecektir.

BUSE DİZ