Ara

Yağma Suçu (Gasp Suçu) Cezası | TCK 148-150

Yağma Suçu (Gasp Suçu) Cezası | TCK 148-150

Yağma suçu ya da diğer tabiri ile gasp suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 148 ile 150. maddeleri içerisinde düzenlenmiştir. Kullanımı ve bulundurma hakkı bir başkasında olan taşınır özellikteki bir malın, cebir veya tehdit yolu kullanılarak ele geçirilmesi, yağma suçunun kapsamını oluşturmaktadır. Yağma suçunun (gasp suçu) oluşabilmesi için cebir ya da tehdit ile el koyulan malın menkul bir mal olması gerekir. Yani bir yerden bir yere taşınabilen bir mal olmalıdır. Bu kapsamda gayrimenkul malın yağma suçunun kapsamına dahil edilmesi söz konusu değildir. Peki, gasp ne demek? Yağma suçu nedir? Yağma suçu cezası ne kadardır? Tüm bu sorular ve daha fazlasının yanıtından içeriğimizde söz edeceğiz.

İçindekiler

Gasp (Yağma) Ne Demek?

Gasp suçu (yağma suçu) kapsamını oluşturan gasp eylemi; bir taşınır malın, haksız yolla ele geçirilmesini ifade etmektedir. Gasp tanımı; menkul bir malın, bir başkasının elinden cebir veya tehdit yolu ile alınması ve kendisine tesliminde zorlanılması şeklinde ifade edilmektedir. Gasp ne demek? sorusuna bu şekilde yanıt verebiliriz. Peki, gasp ve yağma aynı mı? Evet. Bu iki kavramın aynı şeyi ifade ettiğini söyleyebiliriz. Bu kapsamda yağma (gasp) suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 148 ile 150. maddeleri arasında düzenlenmiştir.


Ceza Hukuku kategorisinde, Ceza Hukuku alanına giren hemen her konu hakkında bilgi alabilir, aklınıza takılan soruların yanıtlarını bulabilirsiniz.


Yağma Suçu (Gasp Suçu) Nedir?
Yağma Suçu (Gasp Suçu) Nedir?

Yağma Suçu (Gasp Suçu) Nedir?

Yağma (gasp) suçu; zilyetliği bir başkasına ait olan taşınır (menkul) bir malın cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alıkonması sonucunda oluşur. Öte yandan gasp (yağma) suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 148 ile 150. maddeleri arasında düzenleme altına alınmıştır. Yağma suçu nedir? sorusuna bu şekilde yanıt verebiliriz. Yağmanın uygulamadaki bir diğer ismi ise gasptır. İşbu suç, mağdurun malvarlığına yönelik icra edilen haksız bir fiildir. Suçun kapsamını oluşturan “bir başkasına ait olan malın izinsiz alınması” fiili, hırsızlık suçu ile aynı olsa da aradaki temel fark, yağma suçunda cebir veya tehdidin de bulunmasıdır.


Hırsızlık Suçu ve Cezası isimli içeriğimize de göz atarak daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.


Yağma Suçunun (Gasp Suçunun) Unsurları ve Şartları

Herhangi bir gerçek kişi, yağma (gasp) suçunun faili olabilir. Yine herkes işbu suçun mağduru olabilir. Suçun hukuki konusunu ise bir başkasına ait olan menkul (taşınır) bir mal oluşturmaktadır. Yağma (gasp) suçunun fiil unsuru ise suçun seçimlik hareketli bir suç olması nedeniyle cebir veya tehdittir. Tehdit veya cebir kullanmak suretiyle bir başkasına taşınır malın alınması, bu suçun hareket unsurunu oluşturur. Yağma (gasp) suçunun şartları ise şunlardır:

  • Başkasına Ait Olan Taşınır Malın Yarar Sağlama Kastıyla Alınması

Yağma suçunun oluşabilmesi için zilyetliği bir başkasında olan malın, yarar sağlama maksadı ile alınması gerekir. Burada bahsedilen zilyetlik, taşınır bir malın elinde bulundurulması ve kullanılmasıdır. Bu tanım, hırsızlık suçunu da oluşturmasına karşın bir sonraki şart olan cebir ve tehdit, hırsızlık suçunu gasp (yağma) suçundan ayırmaktadır. Öte yandan “başkasına ait olan malın” ifadesi, aynı evde olan kişiler için geçerli değildir. Bu durumda yağma suçu ortaya çıkmayacaktır.

  • Başkasına Ait Olan Taşınır Mala Cebir veya Tehdit ile El Koyulması

Zilyetliği başkasına ait olan menkul bir malın, cebir ya da tehdit kullanılarak ele geçirilmesi, yağma suçunun tanımını oluşturmaktadır. Cebir veya tehdit, hırsızlık suçu ile yağma suçunu temelden ayırmaktadır. Cebir kullanılırken kişiye zarar verilmesi halinde yaralama ya da öldürme suçları da devreye girebilir.

Yağma Suçu ve Nitelikli Yağma Suçu Cezası
Yağma Suçu ve Nitelikli Yağma Suçu Cezası

Yağma Suçunun (Gasp Suçunun) Cezası

Yağma (gasp) suçunun cezası; basit hali için ve nitelikli hali için öngörülen ceza olmak üzere iki farklı şekilde ele alınmaktadır. Çünkü gerçekleştirilen fiile göre yağma suçu basit ya da nitelikli olarak gerçekleştirilebilir. Peki, yağma suçu cezası ne kadardır?  

Yağma Suçu Basit Halinin Cezası

Gasp suçu cezası, Türk Ceza Kanunu’nun 148. maddesinde düzenlenen şekliyle, suçu işleyen kişi hakkında 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. Suçun basit halinin oluşması için suçu işleyen kişinin silah ya da herhangi bir alet kullanmaması, suç örgütü üyesi olmaması ve mağduru tanınmayacak hale getirmemiş olması gerekir. 

Yağma Suçu Nitelikli Hali Cezası

Nitelikli yağma cezası, yağma suçunun nitelikli hal dahilinde işlenmesi durumunda verilmektedir. Nitelikli gasp suçu cezası, Türk Ceza Kanunu’nun 149. maddesinde düzenlenmiştir. Suçun nitelikli halleri ise şu şekildedir:

  • Yağma Suçunun Silahla İşlenmesi: 

Bir kişinin malını, o kişiye karşı silah kullanarak zorla alan faile on ila on beş yıl arası hapis cezası verilir. Silahın ceza hukuku kapsamında ne olduğu TCK’nin 6.maddesinde tanımlanmıştır. TCK 6’ya göre silahın kapsamı:

  • Ateşli silahlar (tabanca, tüfek, ağır silahlar vs.)
  • Patlayıcı maddeler (fişek, sis bombası vs.)
  • Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet (bıçak, çakı, cop vs.)
  • Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler (beyzbol sopası, çakmak vs.)
  • Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler (molotof, yangın bombaları, kimyasal silahlar vs.)
  • Kişinin Kendini Tanınmayacak Bir Hale Koyması Suretiyle: 

Karşısındakinin malını gasp eden kişi, eğer kendisini gizlemeyi başarmışsa (örneğin maske takmak) on ila on beş yıl arasında hapisle cezalandırılır.

  • Yağma Suçunun Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşlenmesi:

Gasp edilen kişi eğer birden çok kişi tarafından gasp edilirse bu durumda müşterek faillik söz konusu olur. Müşterek faillere on ila on beş yıl arasında hapis cezası verilir. Burada dikkat edilmesi gerekilen husus, yağma suçunun en az iki kişi tarafından birlikte işlenmesidir. Yani azmettiren veya suça yardım eden kişi, bu fıkra hükümlerinden yaptırıma maruz kalmaz. Azmettirme halinde TCK 38’den, suça yardım etmesi halinde ise TCK 39’dan sorumlu tutulur.

  • Yol Kesmek Suretiyle Ya Da Konutta, İşyerinde veya Bunların Eklentilerinde İşlenmesi:
  • Yol Kesmek Suretiyle İşlenmesi:

Kanun koyucunun, yol kesmeyi nitelikli hal olarak düzenlemesinin sebebi mağdurun seyahat özgürlüğünün engellenmiş olmasıdır.

  • Konutta, İşyerinde veya Bunların Eklentilerinde İşlenmesi:

Yağma suçu, mağdurun konakladığı konutta, çalıştığı iş yerinde veya konutu ya da işyerinin eklentisi olduğu yerlerde (örneğin bahçe, balkon vs.) işlenirse suçun nitelikli hali oluşur.

Yağma suçu yukarıdaki iki sebepten dolayı işlenirse faile, on ila on beş yıl arasında hapis cezası verilir.

  • Beden veya Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Durumda Bulunan Kişiye Karşı İşlenmesi:

Kanun koyucunun bu hususu nitelikli hal olarak düzenlemesinin sebebi, ‘’çocuk olması veya ileri yaşı, hastalığı, malullüğü veya ruhi ya da fizik güçsüzlüğü nedeniyle kendini korumaktan aciz bir kimseye karşı fiilin işlenmesinin’’ fail tarafından suçun daha kolay işlenebileceğini düşünmesidir.

Hangi hallerin kişinin kendisini savunmayacak durumda olup olmadığı somut olaya göre belirlenmelidir. Mağdurun kendi kendini bu hale sokup sokmadığının herhangi bir önemi yoktur. Örneğin: felçli olmak, akıl hastalığı, alkol ya da uyuşturucu etkisinde bulunmak, aşırı yaşlılık hali vs.

  • Var Olan veya Var Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanılarak İşlenmesi:

Söz konusu nitelikli halin uygulanması için asıl olan failin suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten faydalanması önem teşkil etmektedir. Suç örgütünün gerçekten var olup olmadığı önemli değildir. Önemli olan mağdurun bundan etkilenip etkilenmediğidir. Failin suç örgütü üyesi olması da gerekmez. Bu nitelikli halin varlığı halinde fail, on ila on beş yıl arasında hapisle cezalandırılır.

  • Suç Örgütüne Yarar Sağlamak Maksadıyla İşlenmesi:

Bu nitelikli hali açıklayabilmek için öncelikle suç örgütünden neyi anlamamız gerektiğini incelememiz gerekir.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, TCK’nin 220.maddesinde düzenlenmiştir. İlgili hükme göre; ‘’Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenle…cezalandırılır.’’  Suç örgütünün sadece yağma suçunu işlemek maksadıyla kurulması önemli değildir. Örgüt başka suçları işlemek amacıyla kurulmuş ancak bu esnada yağma suçu da işlemiş olabilir. Suç örgütünden bahsedebilmek için:

  • Örgüt, kanunun suç olarak düzenlediği fiilleri işlemek amacıyla kurulmalıdır.
  • Örgüt, en az 3 kişi olmalıdır
  • Örgütün illa silahlı olması şart değildir.
  • Örgüt, hiyerarşik bir yapıya sahip olmalıdır.
  • Örgütün nitelik bakımından hangi yapıda olduğu önemli değildir. Terör örgütü olabileceği gibi çıkar amaçlı da olabilir.

Bu nitelikli halin uygulanması için failin suç örgütüne üye olması şart değildir. Yağma suçunun, örgüte menfaat sağlaması suçun nitelikli halinin oluşması için yeterlidir. Bu nitelikli halin varlığı halinde fail, on ila on beş yıl arasında hapisle cezalandırılır.

  • Suçun Gece Vakti İşlenmesi: 

Yağma suçu, gece vakti işlenirse fail on ila on beş yıl arasında hapisle cezalandırılır.

Yağma suçunun nitelikli halinin işlenmesi durumunda faile verilecek ceza, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis olarak belirlenmiştir.

Gasp Suçu İndirim Halleri

Yağma (gasp) suçunun failine hükmedilecek cezada indirime gidilmesini gerektiren durumlar Kanun’un 150’inci maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre, suçun konusunu oluşturan malın değerinin az olması halinde, faile hükmedilecek cezada üçte birden yarıya kadar indirime gidilebilir. Bir diğer indirim hali ise suçun, hukuki bir ilişkiye dayanan alacağın tahsil edilmesi gayesiyle işlenmesidir.

Yağma Suçunun Cezasını Hafifleten Haller

Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil etme amacıyla yağma suçunu işlemesi halinde: Failin, eğer hukuka uygun bir alacağı olması durumunda, mağdura karşı tehdit etmesi veya cebir kullanması halinde ancak tehdit veya kasten yaralama suçlarından cezalandırılır.

Örneğin: Alacaklı olan kişi, borçlu olana karşı tehditte bulunarak yağma suçunu işlerse yalnızca tehdit suçundan cezalandırılacaktır. Aynı şekilde, alacağını karşısındakini döverek almak isteyen fail, yalnızca kasten yaralama suçundan cezalandırılacaktır.

Yağma konusunu oluşturan malın değerinin azlığı: Yağma konusunu oluşturan malın değeri düşükse, failin cezasında ÜÇTE BİRDEN YARIYA KADAR indirime gidilebilir (TCK 150/2). Kanun koyucu, TCK 150/2’de görüldüğü üzere bu hususta hakime takdir yetkisi vermiştir. Failin cezasının indirilip indirilmeyeceği hakimin takdirindedir. Hakim, gerekçe göstermek koşuluyla indirim yapmayabilir. Malın değerinin az olup olmamasının nasıl belirleneceği hususunda Yargıtay 6.Ceza Dairesi’nin 19.12.2005 tarihli 11614/12017 sayılı kararına bakılabilir. Bu karara göre:

‘’5237 sayılı TCK’nin 150.maddesinin 2.fıkrasındaki -malın değerinin azlığı- kavramının, 765 sayılı Eski Türk Ceza Kanunu’nun 522.maddesindeki hafif ve pek hafif ölçütleriyle, her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlanmak dışında benzerliği bulunmadığı, -değerinin azlığının- 5237 sayılı kanuna özgü ayrı ve yeni bir husus olduğunu, bu hususun; daha çoğunu alabilme olanağı varken, yalnızca gereksinmesi kadar (örneğin birkaç meyve veya ekmek vs.) değer olarak da az olan şeyi alma durumunda, olayın özelliği ve sanığın kişiliği de dikkate alınarak, yasal ve yeterli gerekçeleri de ifade edilerek  uygulanabileceği gözetilmeden, yakınanlardan yağmalanan cep telefonlarının değeri olan 400 ve 525 YTL’nin 5237 sayılı kanunun 150.maddesinin 2.fıkrası uygulamasında ‘’az’’ olarak nitelendirilemeyeceği düşünülmeden cezasında indirim yapılması; karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır’’ sonucuna ulaşılmıştır.

Yağma Suçunda Tutuklama Tedbiri

Yağma suçu, CMK’nin 100.maddesine göre katalog suçlardandır. Katalog suçlarda soruşturmanın tutuklu şekilde devam etmesi kuvvetle muhtemeldir. Zira katalog suçlarda yargının refleksi öncelikle ‘tutuklama’ yönünde olmaktadır.

Ayrıca katalog suç olmasının yanı sıra kanunda sayılan tutuklama sebepleri de önemlidir. Bunlar kuvvetli suç şüphesinin varlığına işaret eden deliller, sanık veya şüphelinin kaçması, saklanması ya da kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular, şüpheli veya sanığın davranışları, delilleri yok etme, değiştirme veya gizleme ihtimalleri durumunda tutukluluk sebepleri kapsamında değerlendirilir.


Katalog Suçlar ve Tutuklama konuları hakkında da kapsamlı bilgi almak isterseniz, ilgili bağlantılara göz atabilirsiniz.


Yağma Suçunda Adli Para Cezasına Çevirme, HAGB ve Erteleme

Gasp suçu nedeniyle sanık hakkında hükmedilecek hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir. İşbu suç hakkında erteleme hükümlerine başvurmak da mümkün değildir. Son olarak, yağma (gasp) suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) müessesesine başvurmanın da mümkün olmayacağını belirtelim.

Gasp (Yağma) Suçunda Görevli Mahkeme

Yağma suçu, bir başkasının taşınır malının cebren ve tehdit ile kendine teslimine zorlanmasını ifade etmektedir. Bu nedenle ilgili suçun mahkeme süreci, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ele alınmaktadır. Öte yandan suçun işlendiği yer mahkemesi, ilgili suç ile ilgili yetkili mahkeme olarak ifade edilmektedir. Bun ek olarak yağma suçunun faili çocuksa, dava süreci Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülür. Görevli mahkeme bu durumda Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi olacaktır.

Yağma Suçu Zamanaşımı, Şikayet Süresi ve Etkin Pişmanlık

Yağma (gasp) suçu ve suçun nitelikli halleri için öngörülen dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarih itibariyle 15 yıldır. Suçun işlendiği tarihi takip eden 15 yıllık süre, dava zamanaşımı süresini oluşturur. İlgili süre içinde soruşturulması ya da yağma suçu hakkında dava sürecinin başlatılması gerekir. Belirtilen suç ve suçun nitelikli hallerinin takibi şikayete bağlı değildir. Bu nedenle, suça ilişkin re‘sen takip söz konusudur. Yağma suçu 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253/1. maddesinde düzenlenen suçlardan biri değildir. Bu nedenle, suçta herhangi bir uzlaştırma prosedürü uygulanmaz.

Yağma suçu, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılabildiği suçlardan bir tanesidir. Fail, suç sebebiyle suçun mağdurunun gördüğü zararı kısmen ya da tamamen giderdiği veya suçu birlikte işlediği kişilerin kimliklerini yetkili mercilere verdiği takdirde, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma şansı ortaya çıkar. Aynı zamanda hükmedilen cezasında belirli oranda indirime gidilebilir. Buna göre, fail;

  • Suç hakkında kovuşturma başlatılmadan önce etkin pişmanlık gösterir ve mağdurun zararını karşılar ya da tazmin etmek suretiyle tamamen giderirse hükmedilecek cezanın yarısına kadar,
  • Suç hakkında kovuşturma başlatılmasına karşın hüküm verilmeden önce etkin pişmanlık gösterirse hükmedilecek cezanın üçte birine kadar indirim gerçekleştirilebilir.

Etkin Pişmanlık ve Haksız Tahrik konuları hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz, ilgili bağlantıları ziyaret edebilirsiniz. 


Yağma Suçuyla İlgili Yargıtay Kararları

  • Eşinin Bileziklerini Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağın Tahsili Amacıyla Yağmalama

Evli olan sanık ile mağdure arasında sanığın işini değiştirmek istemesi üzerine tartışma yaşandığı, 03.10.2015 tarihinde sanığın …’a dönme kararı alarak otobüs terminaline gittiği, buradan mağdureyi arayarak kendisi ile …’a dönüp dönmeyeceğini sorduğu, aldığı olumsuz yanıt üzerine mağdurenin kaldığı kayınvalidesinin evine giderek birkaç ay önce borçlanarak aldığı iki adet altın bileziği, borçlarını ödemek üzere mağdureden geri istediği, bu sırada mağdurenin kolunu sıktığı, mağdurenin “Bilezikleri alman için kolumu kesmen gerekir!” demesi üzerine de bıçak almak için mutfağa yöneldiği, sanığın hareketlerinden korkan mağdurenin kolundaki bileziklerini çıkartarak sanığa verdiği, daha sonra sanığın mağdurenin yüzüne yumrukla vurduğu olayda; suça konu bileziklerin evlilik birliği içerisinde sanık tarafından borçla alınarak mağdureye verildiği, sanık müdafisinin temyiz dilekçesinde de belirttiği üzere bu bileziklerin yatırım amacıyla alındığı, daha sonra sanığın borçları ödemek için bilezikleri geri istemesine rağmen mağdurenin iade etmediği hususları göz önünde bulundurulduğunda, suça konu bilezikler üzerinde sanık ile mağdure arasında alacak hakkı doğuran bir hukuksal ilişkinin bulunduğu ve bu hâliyle sanık hakkında TCK’nın 150. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiği kabul edilmelidir (Ceza Genel Kurulu – K.2021/395).

  • Yağma Suçunda Tanık Olmaması ve Mağdur Beyanının Delil Değeri

“Yağma” suçu yönünden ise, somut olayda bizzat yağma anını gören tanık bulunmamaktadır. Suçun konusu, katılan/ mağdurenin çantasından ve komidin çekmecesinden alındığı iddia edilen toplam 280.-TL paradır. Sadece fiziki paranın yağmalanması olaylarında olay anına ilişkin olarak, yağmalanan haksız kredi kartının kullanımı ve banka ATM’lerinden sahibi yerine para çekme gibi durumlarda olduğu gibi başkaca herhangi bir maddi delil de sözkonusu olamamaktadır. Yağma olayları genelde tanığı bulunmaksızın meydana gelmekte, bu nedenle mağdur beyanı ve teşhisi önem kazanmaktadır. Olayımızda da yağma anının tanığı bulunmadığı için, sanığın suç teşkil eden haksız fiilinin belirlenmesinde ve hukuki nitelendirilmesinde olayın aynı zamanda tek tanığı olan mağdurun anlatımı öne çıkmaktadır. Kaldı ki, bütün diğer delillerle, katılan/mağdurenin iddiaları birebir doğrulanmış, beyanlarının oluşa uygun bulunduğu anlaşılmış bulunmaktadır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar : 2016/4925).

  • Yağma Suçunda Malın Satılması Halinde Etkin Pişmanlık

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 Esas ve 2013/106 sayılı kararı ışığında, sanıkların mağdurdan yağmalamak suretiyle elde ettikleri cep telefonunu sattıkları …‘ün adresini göstermeleri sonucunda kolluk görevlilerinin telefonu temin edip, mağdura iade ettiklerinin anlaşılması karşısında; yağmalanan malın üçüncü kişiye satılması halinde, failin, bizzat pişmanlık göstererek, mağdurun zararını tazmin etmesi yanında satın alan iyi niyetli ise, satın alanın zararını da gidermesi; kötü niyetli ise, satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerektiğinden; öncelikle sanıklardan telefonu satın alan iyi niyetli üçüncü kişinin zararının giderilip giderilmediği araştırılıp, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdiri gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile yetinilip, TCK’nin 168/3. maddesinin uygulama koşullarının karar yerinde tartışmasız bırakılması, bozma nedenidir (Yargıtay 6. Ceza Dairesi -Karar : 2019/3305).

  • Yağma Suçunda Yaralamanın Derecesi

Yağma suçunun işlenmesi sırasında, kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmemesi halinde, ayrıca kasten yaralama suçundan hüküm kurulamayacağı; olay sırasında hayati tehlike geçirmeyecek, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanan katılana yönelik kasten yaralama eyleminin, yağma suçunun unsuru niteliğinde olduğu gözetilmeden, sanık hakkında ayrıca kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 6. CD -Karar : 2020/876).

  • Yağma Suçunda Sanığın Takip Edilmesi

Sanığın, müştekiye omuz atıp sendeleyen müştekinin omzunda asılı duran çantayı alıp kaçtığı sırada peşine düşen tanıklar tarafından yakalanacağını anlayarak çantayı yere attığı olayda, sanığın çantayı almasıyla eylemin tamamlandığı gözetilmeden teşebbüsten hüküm kurularak eksik ceza tayin edilmesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar: 2018/248).

  • Evlilik İçinde Eşe Karşı İşlenen Yağma Suçu

TMK’nun 220/1. maddesi uyarınca eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyaları kişisel mal olarak sayılmıştır. Burada ifade edilen genellikle eşlerin günlük hayattaki ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan eşyalar bu kapsamda değerlendirilmektedir. Eşlerin giyim eşyaları, takıları, hobi eşyaları, cep telefonu, makyaj malzemeleri, bakım eşyaları gibi eşyalar bu kapsamda sayılabilir. Eşlerden birine ait takılar; kişisel kullanıma özgüyse, değeri ne kadar yüksek olursa olsun kanun gereği kişisel mal sayılacaktır. Kişisel malın yalnızca malik olan eş tarafından kullanılması da gerekmektedir. Kadın eşe takılan takılar ise, kural olarak bağışlama niteliği taşıdıkları için kadının kişisel malı sayılmaktadır. Nitekim Yargıtay‘ın yerleşmiş içtihadı bu doğrultudadır.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Suç tarihinde evli olup ortak konutta bulundukları sırada sanığın TOKİ’ye olan borcunu ödeyebilmek için katılandan kolundaki 3 adet bilezik ile boynundaki altın kolyesini istediği, katılanın vermeyeceğini söylemesi üzerine sanığın boğazına sarılıp öldüreceğinden bahisle tehditle birlikte kolundaki 3 adet bileziği pense ile keserek ve boynundaki kolyeyi kopararak zorla aldığı olayda; fazla miktarda olmayan ziynet eşyası katılanın mülkünde olup, katılan tarafından takı olarak kullanıldığı, sözü edilen takıların katılanın kişisel malı olduğu, bu nedenle “edinilmiş mallara katılma rejimine” dayalı bir hukuki ilişkiden söz edilemeyeceği, sanığın da aşamalarda zorla aldığı altınların ortak mülkiyetinden söz etmediği, sanık ile katılan arasında başkaca alacak ve borç ilişkisi bulunmadığı anlaşıldığından sanık hakkında TCK’nun 150. maddesinin birinci fıkrasının uygulanma koşullarının oluşmadığı kabul edilmelidir (YCGK-Karar : 2018/122).

  • Sevgilisinin Telefonunu Faydalanma Amacı Olmadan Kullanmak Yağma Değildir

765 Sayılı TCK’nda “gasp” olarak adlandırılan yağma, esasında cebir veya tehdit kullanmak suretiyle yapılan hırsızlıktan ibarettir. Hırsızlık ile yağma suçları aynı ortak unsurlara sahip olup, ayrıldıkları tek nokta ya da başka bir deyişle yağmanın, hırsızlığa oranla sahip olduğu ilave unsur, malı almak için cebir veya tehdit kullanılmasıdır.

Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.

Yağma, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suç olduğundan birden çok hukuki değeri korumaktadır. Kendisini oluşturan suçların korudukları hukuki değerler olan kişi özgürlüğü, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyet yağma suçunun da koruduğu hukuksal değerlerdir.

Ceza Genel Kurulunun 05.07.2013 gün ve 1548-346 sayılı, 25.02.2014 gün ve 678-98 sayılı, 20.05.2014 gün ve 617-271 ve 18.11.2014 gün ve 810-501 Sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Sanığın olay tarihinde, iki yıldır birlikte olduğu mağdurenin başka bir kişiyle ilişkisi olduğunu düşünerek evine gidip yanında bulunan silahı mağdureye doğrultarak tehdit ettiği, silahın kabzasıyla mağdureye vurduğu,;mağdurenin elinde bulunan telefonu arama kayıtlarına bakmak amacıyla zorla aldıktan yaklaşık 20 gün sonra iade ettiği olayda, olay yerine gelen sanığın mağdureye “evde kim var orospu” demesi, telefonu arama kayıtlarına bakmak için alması, kullanmadan mağdureye iade etmesi gözetildiğinde, ekonomik durumu iyi olan ve yaklaşık bir yıldır mağdureyle birlikte olan sanığın, mağdurenin başka bir kişiyle ilişkisi olup olmadığını öğrenmek için telefonunu aldığı anlaşılmakta olup sanığın faydalanmak amacıyla telefonu aldığı sabit olmadığından, üzerine atılı yağma suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı, ancak sanığın mağdura karşı gerçekleştirdiği eylemlerin silahla tehdit ve kasten yaralama suçlarını oluşturabileceğinin kabulü gerekmektedir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu – 2016/33 Karar).

  • Yol Kesmek Suretiyle Yağma Suçu Nasıl İşlenir?

Sanık …’ın, motorsiklet ile hareket halinde olan mağdurların yol üzerinde geçişini engelleyecek şekilde önceden engeller koyup ve/veya tertibat alarak yolunu kesmek biçiminde herhangi bir hareketinin bulunmadığı olayda “yol kesmek”ten söz edilemeyeceği gözetilmeden; sanık hakkında TCK’nin 149/1. maddesinin (a) ve (h) bentlerinin yanı sıra uygulama koşulları olmayan (d) bendine (yol kesme suretiyle yağma suçu) de yer verilerek temel ceza tayini hukuka aykırı olup bozma nedenidir (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar : 2018/1294).

  • Konut Dokunulmazlığının İhlal Edilmesi Suretiyle Nitelikli Yağma Suçu

Fail konuta girerek nitelikli yağma suçu işlemiş ve mağduru da öldürmüştür. Faile hem nitelikli yağma suçundan hem de konut dokunulmazlığını ihlal suçundan ceza verilmiştir. Konut dokunulmazlığını ihlal suçu gasp suçunun nitelikli halinin unsurudur. Bu nedenle faile yalnızca nitelikli gasp suçundan ceza verilmesi gerekir, konut dokunulmazlığını ihlal suçundan fail ayrıca cezalandırılamaz (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/1738).

  • Kendisine Ait Hacizli Aracı Tehdit Ederek Almak

Faile ait araç, vergi borcu nedeniyle haczedilmiş ve trafik ekiplerince yakalanarak otoparka teslim edilmiştir. Fail kendisine ait aracın yedek anahtarıyla aracı çalıştırmış, “ne olursa olsun kapıyı kırıp çıkacağım” diyerek otopark görevlisi mağdurun kapıyı açmasını sağlamıştır. Bu durumda TCK 290/2 maddesi yollamasıyla 149/1-d gereği failin nitelikli yağma suçu hükümleriyle cezalandırılması gerekir (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/38014).

  • Başkasının Alacağını Tahsil Amacıyla Nitelik Yağma Suçu

Başkasına ait alacağın tahsili amacıyla yağma suçu işlenmesi halinde TCK 150/1 hükümleri uygulanamaz. TCK 150/1 maddesi hükümlerinin uygulanabilmesi kişinin kendi alacağını tahsil amacıyla hareket etmesi gerekir. Başkasının alacağını tahsil etmek için cebir ve tehdit kullanan kişi gasp suçu hükümleri gereği cezalandırılması gerekir (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar No: 2015/1055).

  • Kendi Alacağını Tahsil Amacıyla Zorla Senet İmzalattırma

Sanığın mağdurdan alacağı mevcuttur. Sanık, mağduru zorla kendi evine sokarak zorla senet imzalatmıştır. Sanığın mağdura zorla imzalattırdığı senetteki miktar, alacaklı olduğu gerçek alacak miktarından fazladır. Kendi alacağından daha fazla miktarda senet imzalattıran mağdur hakkında yağma suçu ve kişi hürriyetinin kısıtlanması hükümleri uygulanmalıdır, TCK 150/1 maddesinin kendi alacağını tahsil amacıyla gasp suçu hükümleri bu olayda uygulanamaz (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar No: 2014/14108).

  • Basit Yaralama Da Gasp Suçunun Unsurudur.

Yağma suçu esnasından basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek bir yaralanma meydana gelmiştir. Basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek yaralanma gasp suçunun unsurudur. Bu nedenle fail sadece nitelikli gasp suçundan cezalandırılmalıdır, failin yaralama suçu nedeniyle ayrıca cezalandırılması hukuka aykırıdır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar No: 2014/14071).

  • Nitelikli Gasp Suçunun Farklı Zaman Dilimlerinde Devam Etmesi

Mağdurun eşyaları, bir miktar parası sanıklar tarafından alınmış, ayrıca toplam 2000 TL daha ödememesi halinde ellerinde mağdura ait cinsel içerikli görüntülerin de internet ortamında yayınlanacağı tehdidinde bulunulmuştur. Bu olaydan sonra mağdurdan talep edilen 2000 TL’nin ödenmesi için mağdur ve ailesiyle irtibata geçen sanıklar tehdide devam etmiştir. Mağdur şikayetçi olmuş ve sanıklar ilk olaydan 21 gün sonra yakalanmıştır. Bu olayda iki farklı zaman diliminde iki yağma suçu işlendiği yönündeki görüş kabul edilemez. Sanıkların fiilleri aynı nitelikli gasp suçunun parçası olan tek fiil olarak kabul edilerek, sadece bir gasp suçundan ceza verilmesi gerekir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu – Karar No: 2014/271).

  • Senet Yağması Suçunda Etkin Pişmanlık

Sanığın mağdurdan aldığı senetler, mağdurun beyanı üzerine sanık tarafından olay anında polise teslim edilmiştir. Fakat sanığın olay anında zaten kaçma imkanı yoktur, polis basit bir üst aramasıyla senetlere ulaşabilecek durumdadır. Mağdurun soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçmesi halinin de etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması açısından bir önemi yoktur. Bu nedenle, yağma suçu nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerini de düzenleyen TCK 168 maddesi bu olayda uygulanamaz (Yargıtay Ceza Genel Kurulu – Karar No: 2014/258).

  • Motosikletle Çantayı Çekmek Suretiyle Yağma Suçu

Sanık ve yakalanamayan suç ortağı, motosikletle mağdur kadına yaklaşarak çantasını çekmiş, mağdur direndiğinde zarar göreceğini anladığından çantayı bırakmıştır. Bu olayda hırsızlık suçu hükümleri değil, TCK 149/1-c maddesi gereği nitelikli yağma suçu hükümleri uygulanmalıdır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar No: 2013/23509).

  • Yağma Suçunda Malın Değerinin Azlığı Nedeniyle Ceza İndirimi

Sanık mağdurdan 5 TL istemiş, mağdurun cebinden çok para çıkarması üzerine, sanığın “20 TL ver, benzin alacağım, ancak yeter” demesi, mağdurun itirazı üzerine sanığın bıçak çıkartıp “seni keserim” şeklinde beyanı nedeniyle mağdurun 20 TL’yi vermek zorunda kaldığı olayda, yağma suçunda uygulanabilecek TCK 150/2 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı mahkemece araştırılmalıdır. Çünkü sanık daha çoğunu alma imkanı varken daha azını almışsa cezası 1/3’ten 1/2’ye kadar ceza indirimi uygulanacaktır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar No: 2013/8874).

  • Polisin Seri Nosunu Aldığı Parayı Alan Sanık Yağmaya Teşebbüs Suçu İşler

Müşteki, para vermesi için tehdit edilmesi üzerine polise başvurmuş, polis tarafından hazırlanan seri nosu alınmış paralar müştekiye verilmiş, müşteki tarafından paraları teslim etmek üzere sanık çağrılmış, tehditle istediği para kendisine verildiği sırada sanık polis tarafından yakalanmıştır. Somut olayda yağma suçu tamamlanmadığı gibi tamamlanma ihtimali de yoktur. Bu nedenle failin yağma suçuna teşebbüsten cezalandırılması gerekir (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar No: 2013/1320).

  • Malın Değerinin Azlığı ve Ceza İndirimi

Müştekinin işyerine girerek tehditle 4 bira ve 1 sigara alan sanıklar, daha fazlasını alma imkanları olduğu halde almamışlardır. Bu halde yağma suçunda malın değerinin azlığı nedeniyle ceza indirimini düzenleyen TCK 150. maddesi uygulanmalıdır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar No: 2011/7086).

  • Para Miktarı Nedeniyle Yağma Suçunda Malın Değerinin Azlığı ve Ceza İndirimi

Sanıkların işyerine geldiklerinde yakınandan 10.-TL para istedikleri, önce olumsuz yaklaşan yakınanın baskı sonucu parayı vermeyi kabul ettiği, ancak sanıkların bu kez isteklerini sigara olarak değiştirdikleri ve yakınanın bunu da kabul edip karşı tarafta bulunan marketten bir paket sigara satın alarak sanıklara teslim ettiği ve bunun üzerine sanıkların işyerinden ayrıldıkları olayda, sanıkların suç kastını ve iradesini sadece değer olarak az olan miktarda paraya özgüleyerek eylemlerine başladıkları ve yerine istedikleri sigaranın da değerinin benzer olduğu, buna göre istedikleri ile elde ettikleri arasında oransızlık olmadığı ve alınan sigaranın da değer olarak az olduğunun anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 150/2. maddesi ile cezalarından indirim yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 6.Ceza Dairesi – Karar:2017/59).

  • Kısmi İade Nedeniyle Ceza İndirimi Şartları

Sanıkların bıçak tehdidiyle katılanın cep telefonu ve cüzdanını aldıkları, cüzdanı kontrol edip içinde para olmadığını anlayınca da cüzdanı katılana iade ettikleri, suça konu cep telefonunun ise olayın hemen akabinde yakalanan sanık C.. Y.. (M..)’nın üst aramasında ele geçirildiği, bu durumun ise cüzdanın geri verme ile kısmi iadeyi oluşturduğunun anlaşılması karşısında; katılana kısmi iadeye rıza gösterip göstermediği sorularak, sonucuna göre sanıklar hakkında 5237 sayılı yasanın 168. maddesiyle uygulama yapılıp yapılmayacağının değerlendirilmesi gerekirken, etkin pişmanlık konusunda yazılı şekilde uygulama yapılması hukuka aykırıdır (Yargıtay 6.Ceza Dairesi-Karar: 2015/45377).

  • Silahla Tehdit Suçu ve Yağma Suçu

Sanık hakkında, mağdurlara yönelik silahla tehdit suçundan dolayı kurulan hükmün incelenmesinde;

Sanığın; 07.10.2013 günü annesi olan mağdurdan para istediği, ancak mağdurun parasının olmadığını söylediği, sanığın bunun üzerine soruşturma evresinde ele geçirilemeyen silahını mağdurun başına doğrultarak yanlarında bulunan kız kardeşi mağduru da katarak “bir gün bunu kafanızda patlatacağım” dediği, sanığın 10.02.2013 günü aynı kast altında mağdurdan bir kez daha para istediği, mağdurun parasının olmadığını söylemesi üzerine kardeşi olan mağdura “git komşulardan para iste” dediği, mağdurun karşı çıkması üzerine mağdurları basit tıbbi müdahale ile giderilebilir ölçüde yaralayıp mutfaktan aldığı bıçağı onlara doğru yönelttiği, mağdurların kendilerini evin yatak odasına kilitleyerek sanıktan kurtuldukları olayda sanığın zaman içinde süregelen bu eylemleri her biri bütün halinde tek yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu düşünülmeden ayrıca silahlı tehdit suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar: 2017/229).

  • Cüzdanın Cepten Çekilmesi, Kasten Yaralama ve Yağma Suçu

Katılan’ın aşamalardaki ifadelerinde, olay günü tramvayla kapıya yaslanmış vaziyette seyahat ettiğini, 15 dakika boyunca cüzdanının bulunduğu pantolonunun sağ arka cebinde bir hareketlilik hissettiğini, kalabalıktandır diye ilk başta aldırış etmediğini ancak cüzdanı tamamen cebinden çıkarılınca arkasını dönüp baktığını ve cüzdanı elinde bulunan şahsın elini tuttuğunu, cüzdanını almak için çektiğini, ancak şahsın direterek burnuna kafa atıp saldırdığını, başını koltuk altına alarak sıktığını, tramvay durağında görevli sivil polislerin müdahale ettiğini, kargaşa esnasında şahsın cüzdanını yere attığını, polislerin yerdeki cüzdanını aldıklarını ifade etmesi ve olay tutanağında da sanığın yakalanma esnasında elindeki cüzdanı yere attığının görüldüğünün belirtilmesi karşısında sanığın eyleminin yağma suçunu oluşturduğu gözetilmelidir (Yargıtay 13. Ceza Dairesi – Karar : 2017/8088).


Kasten Yaralama Suçu hakkında da bilgi almak isterseniz, içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.


  • Yağma Suçu Sırasında Hakaret Suçunun Da İşlenmesi

Olay gecesi katılana ait işyerine gelen sanığın, katılana yönelik “bana 200 TL vereceksin, vermezsen seni öldürürüm, bacını sinkaf ederim, çocuğunu yaşatmam, senin yüzünden hapse girdim, yine girerim, bu sefer seni kimse kurtaramaz” şeklindeki sözlerinin, bir bütün halinde yağma suçunun unsuru olan tehdit kapsamında kaldığı gözetilmeyerek, ayrıca hakaret suçundan da mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar: 2012/415).

  • Hırsızlık Suçunun Silahla Yağma Suçuna Dönüşmesi

Gündüzleyin müşteri olarak girdiği yakınanın işyerinden, suça konu telefonu alıp sokağa kaçan sanığın, kesintisiz takip sonucu kendisini yakalayan tanığı silahla tehdit edip kaçması şeklindeki eyleminin, işyerinde hırsızlıkla başlayıp sokakta yağmaya dönüştüğünün anlaşılması karşısında; eyleminin 5237 Sayılı T.C.K.nın 149. maddesinin 1. Fıkrasının (a) bendine (silahla yağma suçu) uyduğu gözetilmeden koşulları oluşmayan ( d ) bendine de uyduğu kabul edilip temel cezanın alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle belirlenip yazılı biçimde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar: 2011/6426).

  • Yağma Suçunda Yaralama

Sanığın katılanı yağma suçu esnasında “Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olmayacak ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek” derecede yaraladığının Sincan Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 20.6.2013 tarihli rapor içeriğinden anlaşılması karşısında; somut olaydaki yaralanmanın 5237 Sayılı TCY’nın uyarınca yağma suçunun öğesi olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde kasten yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar: 2014/14071).

  • Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağı Tahsil Amacıyla Yağma Suçu

Sanık …‘in olay tarihinde katılan …‘nın telefonuna “lan bozuk delikanlı, yarın görüşürüz oğlum herkes cezasını çekecek, yarın da var yarın da, … aç telefonu, açsana bozuk delikanlı” diyerek tehdit içerikli mesaj gönderdiği,

katılanın mesajları gönderen kişiyi tespit etmek için gelen numaradan aradığında da sanığın katılana “Nuray’a bilezik alıp, para vereceksin, yoksa seni öldürürüm…” şeklinde tehdit ettiği,

sanık …‘ın alınan savunmasında arkadaşı Nuray Tuncer’in katılana borç olarak verdiği bilezikleri istemek için aradığını, tehdit etmediğini ifade ettiği, tanık olarak dinlenen Nuray Tuncer’in de ifadesinde katılana, arkadaş oldukları dönemde 5.000.-TL değerinde iki adet bilezik verdiğini, bu bileziklerini alması için sanıktan ricada bulunduğunu, tehdit olmadığını beyan etmesi karşısında;

öncelikle taraflar arasında bilezik alışverişi olup olmadığı katılana sorularak tespit edilmesi ve sonucuna göre, 5237 sayılı Yasanın 150/1. maddesindeki suçu (hukuki ilişkiye dayalı alacağı tahsil amacıyla yağma suçu) oluşturup oluşturmadığı tartışılmak suretiyle, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 6.Ceza Dairesi – Karar : 2018/1214).

  • Bıçakla Yaralama Neticesinde Nitelikli Yağma Suçu

5237 Sayılı TCK’nin 148. maddesinin 1. fıkrasında yağma suçunun temel şekli, 2. fıkrasında senedin yağması, 3. fıkrasında cebir karinesine yer verilmiş, 149. maddesinde nitelikli yağma, 150. maddesinde ise kişinin hukuki bir ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla yağma suçunu işlemesi ile yağmada değer azlığı düzenlenmiştir.

Yağmanın temel şeklinin düzenlendiği 5237 Sayılı TCK’nın 148/1. maddesi uyarınca; kişinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği ya da malvarlığı bakımından büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması yağma suçunu oluşturur. Suç anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılması suretiyle gerçekleşir.

Yağma; başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malın, zilyedin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınması olduğundan “zor yoluyla hırsızlık”, bir kişiye karşı kullanılan icbar araçlarıyla haksız bir menfaat elde etmek şeklinde de tanımlanmıştır.

765 sayılı TCK’nda “gasp” olarak adlandırılan yağma, esasında cebir veya tehdit kullanmak suretiyle yapılan hırsızlıktan ibarettir. Hırsızlık ile yağma suçları aynı ortak unsurlara sahip olup, ayrıldıkları tek nokta ya da başka bir deyişle yağmanın, hırsızlığa oranla sahip olduğu ilave unsur, malı almak için cebir veya tehdit kullanılmasıdır.

Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.

Yağma, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suç olduğundan birden çok hukuki değeri korumaktadır. Kendisini oluşturan suçların korudukları hukuki değerler olan kişi özgürlüğü, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyet yağma suçunun da koruduğu hukuksal değerlerdir. Sanığın suç işlemesine sebep olan saik yerine failin dış dünyaya yansıyan eylemine göre hangi suçun oluşacağı tayin ve taktir olunur. Bu da dosyaya yansıyan delillerle mümkün olacağı bir gerçektir.

Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelirsek;

Sanıkla geçmişte yaşadığı ilişkisinin bozulması ile olay zamanı ayrı yaşayan yakınanın, geceleyin saat 20: 30 civarında aracıyla seyir halinde iken kırmızı ışıkta durduğu sırada, sanığın aracın ön sağ kapısını açıp bindiği, yakınanın araçtan inmesini söylemesine rağmen sanığın bunu kabul etmeyip yakınanla tartışma başladığı, bu tartışma esnasında sanığın üstünde taşıdığı maket bıçağı ile yakınanın yüzünü basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve yüzde sabit ize sebep olacak şekilde yaralayıp yakınanın elindeki cep telefonunu da alarak araçtan inerek uzaklaştığı olayda;

Sanık da farklı bir nedenle, öfke patlaması olarak başlayan sonrasında değişen ve yenilenen bir kast altında, mağdurun ekonomik değer taşıyan malını alıp ayrılması, mağdurun yasal şikayeti üzerine emniyet güçlerinin aramasıyla suça konu telefonu güvenlik güçlerine teslim ve gelişerek değişen kastının yağma suçunu oluşturduğu düşünülmeden suçun kanunda yer alan unsurlarına yanlış anlam yüklenerek, haksız fiilinin hukuki nitelendirmesinde yanılgıya düşerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde nitelikli yağma suçu nedeniyle beraat hükmü kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi – Karar : 2018/1106).

Yağma suçu oldukça ağır bir suç olup, yağma suçundan yargılanan kimselerin mutlaka ceza hukuku alanında yetkin iyi bir ceza avukatı ile çalışmaları gerekmektedir. Aksi taktirde kişinin uzun yıllar özgürlüğünü kaybetmesi söz konusu olacaktır. 

Sıkça Sorulan Sorular

Yağma Suçu Nedir? Gasp Nedir?

Yağma suçunun basit hali TCK 148’de, nitelikli hali ise TCK 149’da düzenlenir. Yağma suçu, başkasına ait bir malı o kişiye karşı zor kullanılarak alınması sonucunda oluşur.

Yağma İle Gasp Aynı Şey Mi?

Kanun koyucu, TCK’de ‘’gasp’’ kelimesi yerine ‘’yağma’’ kelimesini kullanmayı tercih etmiştir. Yağma kelimesi, halk arasında ‘’gasp’’ olarak da bilinir. Yağma eylemi de halk dilinde gaspçılıktır.

Yağma Suçunun Cezası Ne Kadar?

Yağma suçunun basit hali (TCK 148) oluştuğunda suçluya 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilir.  Ancak nitelikli yağma söz konusuysa (örneğin: suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi, gece işlenmesi, silahla işlenmesi vs.) faile verilecek ceza artar. TCK’nin 149.maddesine göre nitelikli yağmanın varlığında faile 10 ila 15 yıl arasında hapis cezası verilir.

Telefon Gasp Etmenin Cezası Ne Kadar?

Telefon gasp edildiğinde, TCK 148 gereğince altı yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. Eğer fail, telefonu TCK 149’da belirtilen haller doğrultusunda gasp etmişse (örneğin; gece vakti veya silahla veya birden çok kişiyle vs.) cezasında artış söz konusu olur ve on yıldan on beş yıla kadar hapisle cezalandırılır. 

Telefon gasp eden fail, etkin pişmanlık başlığında belirtilen şartların varlığı halinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilir ve cezasında indirime gidilir.

Yağma Suçunda Malın Değerinin Az Olması Verilecek Cezada İndirim Sebebi Midir?

Yağma suçuna konu olan malın değeri eğer düşükse, hakim tarafından cezada üçte birden yarıya kadar indirime gidilebilir. Bu husus hakimin takdirindedir. Hakim dilerse cezada indirime gitmez. Malın değerinin azlığına bakılırken, yağmaya konu olmuş olan malın değeri dikkate alınır. Örneğin; yağma suçuna konu olan mal, meyve, ekmek gibi ürünlerse cezada indirime gidilebilir. Ancak yağma suçuna konu olan mal örneğin; telefon, cüzdan gibi ürünlerse burada malın değerinin azlığından bahsedilemez.

Yağma Suçunda Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

Yağma suçunda dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Cumhuriyet savcısı, yağma suçunun varlığını öğrendiği tarihten itibaren 15 yıl içerisinde dava açmalıdır.

Yağma Suçu Adli Para Cezasına Çevrilebilir Mi?

Yağma suçu için faile hapis cezası hükmedilmişse, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

Yağma Suçunda HAGB Mümkün Mü?

Yağma suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Hükümleri uygulanamaz. HAGB uygulanması mümkün değildir.

Yağma Suçunda Erteleme Mümkün Mü?

Hayır. yağma suçuyla yargılanan bir fail için cezada erteleme kararı mümkün değildir.

Sonuç


Yağma (gasp) suçu ile ilgili yaşadığınız hukuki problemlerde, deneyimli İstanbul ceza avukatı ile size yardımcı olan Burak Temizer Hukuk Büromuzdan destek alabilir, hak kayıplarıyla karşı karşıya kalmaktan kurtulabilirsiniz.


Ofisimiz suçun işlendiği ilk andan infaz aşamasına kadar vekil olarak müvekkillerinin yanındadır. Bu anlamda emniyet / jandarma, gözaltı, savcılık, sulh ceza hakimliği, tutuklamaya sevk, adli kontrol süreçleri, itiraz süreçleri, savcılık görüşmeleri, saha araştırması, delil araştırması ve yargılama aşaması, dava aşaması istinaf, temyiz başvuru sürecini yani tüm süreci başından sonuna titizlikle takip etmekteyiz. Hatta kararın kesinleşmesinden sonra ise infaz hukuku ile ilgili olarak müvekkillerimize müdafii sıfatıyla hukuki destek sağlamaktayız. İnfaz hukuku anlamında da müvekkillerimizin yanındayız.

Ofisimiz suçun mağduru olan müvekkillerine de suç nedeniyle zarar gördükleri andan failin cezasının kesinleşmesine kadar müşteki ve katılan vekili olarak her türlü hukuki yardımda bulunmaktadır.

Yağma suçunda da büromuz müvekkillerine öngörülü, agresif ve profesyonel ve stratejik hukuki destek sağlanmaktadır. Kolluk ve savcılık ifadelerinde müvekkilleri ile birlikte hazır bulunan avukatlarımız, Sulh Ceza Hâkimliği sorgularına da iştirak etmekte ve tüm itirazları ve başvuruları süresi içinde yapmaktadırlar. Böylesi ağır cezalandırılmaların yapılabildiği katalog bir suçta mutlaka tecrübeli bir ceza avukatından yardım alınması gerekmektedir.

MEHMET KIŞLIK
BURAK TEMİZER HUKUK BÜROSU