Ara

Miras Kalan Malların Kullanım Hakkı

Miras Kalan Malların Kullanım Hakkı

Miras kalan malların kullanım hakkı ve daha pek çok konuyu içerisinde bulunduran miras hukuku, bir kişinin vefatından sonra bıraktığı mal varlığının, borçlarının ve haklarının devri ile ilgili kuralları belirleyen hukuk dalıdır. Miras, miras bırakanın taşınır ve taşınmaz tüm mallarını, haklarını ve yükümlülüklerini kapsar. Bu çerçevede, mirasçıların haklarının korunması, mirasın paylaşım yöntemleri ve mirasın reddi gibi konular hukuki düzenlemelerle ele alınmakta, miras bırakanın iradesinin yansıtılması sağlanmaktadır. Miras hukuku, mirasçılar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi açısından önemli bir rol oynamaktadır.

Miras’ın Tanımı ve Hukuki Çerçevesi

Miras hukuku, bir kişinin ölümü sonrasında geride bıraktığı mal varlığının, borçlarının ve haklarının devri ile ilgili hukuki kuralları belirleyen bir alan olup, miras, miras bırakanın taşınır ve taşınmaz tüm malvarlıklarını, haklarını ve yükümlülüklerini kapsar. Mirasın intikali esasında ise murisin iradesinin etkili bir şekilde yansıtılması sağlanmaktadır. Bu bağlamda, mirasçıların haklarının korunması, mirasın paylaşımına dair esaslar ve mirasın reddi gibi konular, ilgili hukuki düzenlemeler çerçevesinde ele alınmaktadır. Mirasa ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 495-682.maddeleri arasında düzenlenmiştir.


Miras Hukuku ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve Miras Hukuku alanındaki diğer konularda bilgi edinmek isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.


Yasal Mirasçılar Kimlerdir?
Yasal Mirasçılar Kimlerdir?

Yasal Mirasçılar Kimlerdir? Mirasın Kalan Malların Paylaşımı

Bunlar kan hısımları (altsoy, ana-baba, büyük ana ve büyük baba, evlilik dışı hısımlar), sağ kalan eş, evlatlık ve devlettir. Kısacası toplamda 4 grup yasal mirasçı bulunmaktadır:

·      Altsoy Mirasçılığı

Miras bırakanın  birinci derece mirasçıları, onun altsoyudur. Kanun Koyucunun altsoydan kastı çocuklarıdır. Çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar. Murisin kendisinden önce ölmüş olan çocukların yerini kendi altsoyları alır. Bu durum ana ve babada da geçerlidir. Mirasbırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini kendi altsoyları alır. Yani söz edilen durumda murisin kardeşleri de yasal mirasçı olur.

·      Evlilik Dışı Hısımlar

Kanun Koyucu evlilik dışında doğmuş ve kanunen soybağı tanınmış olanları baba yönünden evlilik içi hısımlar gibi mirasçı kabul etmiştir.

·      Sağ Kalan Eş Mirasçılığı

Sağ kalan eşin mirasçılık durumu dört farklı açıdan değerlendirilmelidir. Murisin altsoyu ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte biri, murisin ana-baba zümresi ile mirasçı olursa mirasın yarısı, murisin büyük ana ve büyükbaba ve onların altsoyu ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.

·      Evlatlık Mirasçılığı

Evlatlık ve altsoyu, evlat edinene kan hısmı gibi mirasçı olur. Evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder.

Miras Hakkının Sınırlandırılması Mümkün müdür?  1982 Anayasası’nda Miras Hakkı Nedir?

Mülkiyet hakkının sınırlandırılması 1982 Anayasası ile sınırlandırılması ile mümkündür. Anayasa’da 35.maddede açıkça belirtilmekte olup bu hakkı ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlandırılabileceği belirtilmiştir. Kanun Koyucu miras hakkının toplum yararına aykırı olarak kullanıldığında sınırlandırılması gerektiğinden söz ederek ve bu amaçla sınırlandırmanın mümkün olduğunu belirtmiştir. Anayasa bir yandan özel mülkiyeti bir yandan da hakkın sınırlandırılmasını ve malike ödevler yükletilmesini kabul ederek mülkiyet hakkı açısından karma bir yaklaşım benimsemektedir.

Miras bırakanın Borçları Mirası Etkiler mi? Miras Borçları Nasıl Ödenir?

Mirasçıların, miras bırakanın mal varlığına sahip olma hakları bulunmakla birlikte, borçlarına karşı da yükümlülükleri vardır. Miras bırakanın vefatından sonra, mal varlığı ve borçlar tüm mirasçılara, yasal payları oranında dağıtılmaktadır. Mirasçılar, mirası kabul ettiklerinde hem mal varlığını hem de borçları kabul etmiş sayılırlar. Mirasçılar, yasal miras payları oranında borçlardan sorumlu olup, örneğin, bir mirasçı mirasın ¼ ’üne sahipse, o mirasçı borçların da ¼’ünü ödemekle yükümlüdür. Birden fazla mirasçı bulunduğunda, borçlar eşit olarak tüm mirasçılara dağıtılır ve her mirasçı, kendi payına düşen borç miktarını ödemekle yükümlüdür. Ayrıca, mirasçılar, miras bırakılan mal varlığı ile sınırlı olmak kaydıyla, miras bırakanın borçlarından sorumlu olurlar; bu durum, mirasçının kişisel mal varlığının miras borçlarından etkilenmeyeceği anlamına gelir.

Miras Kalan Malların Kullanımı Nasıl Olur?

Miras kalan malların kullanım hakkı, mirasçılar arasında paylaşılan mal varlıklarının nasıl kullanılacağına dair önemli bir konudur. Miras hukuku çerçevesinde, mirasçılar, miras bırakanın vefatından sonra ortaya çıkan bu hakları kullanırken çeşitli yasal ve etik yükümlülüklere tabi olurlar. Kullanım hakkının belirlenmesi, mirasçıların birlikte yaşamalarını, mülkiyetin korunmasını ve taraflar arasında adil bir paylaşım sağlanmasını gerektirir. Mirasçılar, mirasın kabulüyle birlikte, mirasın yönetimi ve kullanımı konusunda ortak sorumluluk taşırlar. Mirasçılar, miras paylarını dikkate alarak, mirasın kullanımını düzenlemek için bir araya gelmeli ve bu konuda mutabık kalmalıdırlar. Miras kalan mallar, mirasçılara iki farklı şekilde geçebilir. Bunlar; elbirliği mülkiyeti ve paylı mülkiyet durumudur.

a.    Miras Mallarının Birlikte Mülkiyet Kapsamında Olması

Elbirliği mülkiyetinde, mirasçılar terekeye ait tüm mallar üzerinde iştirak halinde  mülkiyet ilişkisi içindedirler. Yani, elbirliği mülkiyeti söz konusu olduğunda, terekeye dâhil olan taşınmazlar yalnızca bir mirasçının kararıyla kiraya verilemez veya satılamaz. Mirasçılar, terekeye ait bütün haklar üzerinde ortak karar almak zorundadırlar. Mirasın birlikte mülkiyet halinde kullanımı mirasçılar açısından tasfiye işlemlerini yaparken sınırlandırıcı bir rol oynar.

b.    Miras Mallarının Paylı Mülkiyet Kapsamında Kullanılması:

Paylı mülkiyette birden fazla kişi, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaktadır. Farklı esaslara göre belirlenmedikçe paylar eşit sayılır. Paylı mülkiyete konu mala ilişkin vergi vb. giderler kural olarak paydaşlar tarafından payları oranında karşılanır. Bu giderlere ilişkin olarak payına düşenden fazlasını ödeyen paydaş, diğer paydaşlara payları oranında rücu edebilecektir. Yani fazlaya ilişkin ödediği ücretleri diğer mirasçılardan talep edebilecektir. Paydaşların her biri sahip olduğu malların tasfiye işlemlerinde tam yetkinliğe sahiptir. Bu kişiler mallarını devredebilir, rehnedebilir ve diğer tasfiye işlemlerine konu edebilirler.

c.     Ortaklığın Giderilmesi Davası Nedir? Kimler Açabilir?

Ortaklığın giderilmesi davası, eski adıyla izale-i şüyu davası, paylı veya elbirliği mülkiyetine tabi taşınmaz veya taşınır mallar üzerindeki ortaklık ilişkisini sona erdirmeyi amaçlayan bir dava türüdür. Bu dava ile paydaşlar, mülkiyetin bireysel mülkiyete dönüştürülmesini ya da bu mümkün değilse, ortaklığın satış yoluyla sona erdirilmesini talep edebilir. Satış gerçekleştirilirse, elde edilen bedel ortaklar arasında payları oranında dağıtılır. Bu davayı, ortaklıkta payı bulunan herkes, yani paydaşlar veya ortaklar açabilir.

d.    Miras Kalan Mallar Üzerinde Diğer Mirasçıların Rızası Olmadan Tasarruf İşlemi Yapılabilir mi?

Mirasçılar, miras kalan malları elbirliği mülkiyeti ile kazanmışlarsa, ancak ortak hareket ederek bu mallar üzerinde tasarruf işlemi yapabilirler. Ya da malın niteliği ve gereği bakımından bölünemez ve parçalara ayrılamaz ise miras kalan bu malın üzerinde de mirasçılar elbirliği mülkiyetine sahip olurlar. Bu hallerde, tüm mirasçılar katılmadıkça mirasa dahil bir taşınmaz kiraya verilemez, satılamaz veya herhangi bir irtifak ile sınırlandırılamaz. Mirasçılardan biri bunu kendi miras payı oranında geçerli kılacak şekilde de işlem tesis edemez. Ancak bu birlikte yapılması gereken işlem ifadesinden tüm mirasçıların aynı anda işlem yapmak zorunluluğu anlaşılmamalıdır.

Yapılan bir işleme diğer mirasçılar onay vermek sureti ile işlemi geçerli kılabilirler. Eğer bir mirasçı diğer mirasçıların da ortak kullanımında olan bir malı diğer mirasçıların rızasını almadan tasarruf işlemini gerçekleştirirse, tasarruf işlemi gerçekleştirilen mirasçıya bu işlem sebebiyle Ceza Hukuku anlamında sorumluluğu ortaya çıkabilir. Örneğin buna ilişkin bir mahkeme kararını aşağıda görebilirsiniz:

Anayasa Mahkemesi’nin E.2014/162 K.2015/47 sayılı kararında miras kalan mallar üzerinde iştirak halinde mülkiyet halinde mirasçılının birinin diğer mirasçıların rızasını almadan tasarruf işlemi yapması halinde bunun hırsızlık suçunun basit halini oluşturduğuna karar verilmiştir. Söz edilen kararın gerekçesi şu şekildedir:

“(2) numaralı bentte müşterek veya iştirak hâlinde mülkiyete konu olan bir malın çalınması durumu düzenlenmiştir. Suçun bu şeklinin oluşması için failin malın hukukî durumunu bilmesi gerekir. Kendi hissesine isabet eden kısmı alması hâlinde haksız bir yararın sağlanmadığı ve fiilin, olsa olsa, kendiliğinden hak alma suçunu teşkil ettiği düşünülebilir. Hırsızlıkta gözetilen yararın “haksız” olmasının şart olmadığı kabul edildiği ve müşterek veya iştirak hâlinde mülkiyette hisse oranının ve bu hisseye giren malın tür ve miktarını belirlemenin zorunluluğu göz önüne alınarak böyle bir durumda da hafif hırsızlık hâlinin oluşacağı kabul edilmiştir.”

Oturma Hakkı (Sükna Hakkı) Miras Yoluyla Geçer mi?

Oturma hakkı aslında sınırlı ayni haklardan olan intifa hakkının özel bir şekli olup bir binada veya onun bir bölümünde konut olarak yararlanma hakkıdır. Kira sözleşmesinden farklı olarak oturma hakkı bir ayni hak olup herkese karşı ileri sürülebilir. Bu bakımdan oturma hakkı kişi lehine kurulan kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olup bu hak başkalarına devredilmez ve mirasçılara geçmez.

Miras Kalan Aracın İntikali Nasıl Yapılır?

İntikal işlemi için öncelikle noterden mirasçılık belgesi yani veraset belgesi alınır. Daha sonra vergi dairesine gidilerek aracın ilişik kesme belgesi çıkarılır. Aracın trafik sigortası ve muayenesinin tam olmasına dikkat edilir. Bu belgelerle birlikte notere gidilerek aracın intikali gerçekleştirilir.

Mirasın Reddi Mümkün Müdür?
Mirasın Reddi Mümkün Müdür?

Mirasın Reddi Mümkün Müdür? Süresi Var Mıdır?

Mirasın reddi, mirasçının Sulh Hukuk Mahkemesi’ne davası açılması gerekmektedir. Miras reddi beyanı, mahkemenin özel kütüğüne kaydedilir ve talep edilirse mirasçıya mirası reddettiğine dair bir belge verilir. Reddi miras, kesin ve süresinde yapılmalıdır. Bu süre mirasbırakanın ölümünden itibaren üç aydır. Yasal mirasçılar bu süre içinde mirası reddetmelidir. Vasiyetle atanmış mirasçılar ise, bırakılan vasiyetin kendilerine bildirildiği tarihten itibaren üç ay içinde reddetmelidir. Bu süre içinde reddedilmezse, miras kabul edilmiş sayılır ve mirasbırakanın hak ve borçları, miras payı oranında mirasçılara geçer.


Reddi Miras ve Reddi Miras Davası ile ilgili daha detaylı bilgi almak isterseniz, ilgili içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.


Muris Muvazaası Nedir?

Muris muvazaası, miras bırakanın malını usulsüzce devretme şeklidir. Bu durumda miras bırakan, gerçekten bir sözleşme yapıp taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak, asıl amacı mirasçısını miras hakkından mahrum bırakmaktır. Bunun için, taşınmazı bağışlamak yerine, resmi belgelerde satış veya bakma sözleşmesi gibi farklı bir niyetle devretmektedir. Günlük hayatta sıkça meydana gelen bir durumdur. Bu yüzden hukuki destek oldukça önemlidir. Mirasçıların hak kaybı yaşamasına sebebiyet vermektedir.

Miras Kalan Evde Oturan Mirasçıyı Diğer Mirasçılar Çıkarır Mı?

Miras kalan evde oturan mirasçıyı diğer mirasçılar çıkartabilir mi sorusu, mirasın paylaşımına ve mirasçıların haklarına bağlıdır. Genel olarak, mirasçılar arasında bir paylaşım yapılmadıysa, her bir mirasçı mirasın tamamında eşit haklara sahiptir. Bu durumda, diğer mirasçılar, oturan mirasçıyı çıkartamazlar. Ancak, mirasın paylaşımından sonra evin tasfiyesi veya diğer mirasçılarla anlaşarak evin kullanımına dair bir karar alınmadıysa, oturan mirasçı, diğer mirasçılara karşı haklarını koruyabilir.

Anneden ya da babadan miras kalan evde oturma hakkı, tüm mirasçılar tarafından birlikte kullanılmadır. Bu kullanım türüne miras mallarının iştirak halinde kullanımı denilmektedir. Mallar üzerindeki mülkiyetin türü ise elbirliği mülkiyetidir. Ancak miras kalan evde oturan mirasçılardan birinin diğer mirasçılar tarafından doğrudan tahliye edilmesi mümkün değildir. Ancak diğer mirasçılar ecrimisil davası açarak bu kişiden geriye dönük olarak kullanım bedeli için kira bedeli talep edilebilir.


Miras Kalan Evin Kullanım Hakkı isimli içeriğimizde, konu ile ilgili daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.


Miras kalan evde oturan mirasçı, Tapu Sicili’ne sükna hakkını şerh ettiği takdirde evden tahliye edilmesi mümkün değildir. Miras kalan evde oturan mirasçı, kira bedeli ödemediği ya da sükna hakkı bulunmadığı takdirde evin bulunduğu yer Kaymakamlığı aracılığıyla tahliye edilebilir.

Miras Kalan Evde Mirasçılardan Biri Yaşıyorsa Ne Yapılması Gerekir?

Miras kalan ev paylı mülkiyet değil de iştirak halinde mülkiyet olarak mirasçılara kalmışsa burada tüm mirasçıların ortak hakkı vardır. Söz konusu evde mirasçılardan biri yaşıyorsa diğer mirasçıların evin tahliye edilmesini doğrudan sağlama imkanı bulamaz. Çünkü evde oturan mirasçının da diğer mirasçılarla aynı oranda o evi kullanma hakkı vardır. Ancak paylı mülkiyete tabi olmadığı için ev kulanım için diğer mirasçıların da rızası gerekmektedir. Bu sebeple oturma hakkı denilen sükna hakkının tapuya şerh edilmesi lazımdır.

Miras kalan evde oturan mirasçı adına tapuya şerh edilmiş bir sükna hakkı ya da geçerli bir kira sözleşmesi bulunmuyorsa diğer mirasçıların zilyetlik hakkına saldırı söz konusudur. Diğer mirasçılar, ihtarname göndererek mirasçının evden tahliyesini isteyebilirler. İhtarnamede diğer mirasçıların taşınmazı kullanma ihtiyacı olduğu bildirilmelidir. İhtarnameyi tebliğ almasına rağmen evde oturmaya devam eden mirasçıya karşı diğer mirasçılar tarafından “ecrimisil davası” açılmalıdır. Ecrimisil davası ile diğer mirasçılar lehine geriye dönük 5 yıl için en az kira bedeline eş değer bir tazminat talebinde bulunulur.


Miras kalan malların kullanım hakkı ile ilgili yaşadığınız sorunlarda, Burak Temizer Hukuk Bürosu’nun deneyimli İstanbul miras avukatı kadrosu her zaman yanınızda yer almaktadır.


Sıkça Sorulan Sorular

Torun Miras Davası Açabilir mi?

Murisin altsoyu olan torun, miras hakkına dayanan her türlü davayı açma yetkisine sahiptir. Ancak torunun mirasçılığı mirasbırakanın üst soyundan sağ bir mirasçının bulunmaması nedeniyle ortaya çıkar. Bu nedenle, eğer murisin sağ bir çocuğu varsa, torun miras davası açma hakkına sahip değildir.

Babadan Önce Ölen Çocuğun Miras Hakkı Var mı?

Eğer çocuk babasından önce ölmüş ise miras hakkı çocuğun altsoyuna geçer. Altsoy mirasçısı bulunmuyorsa miras hakkı eşe geçmeyecektir. Çünkü ölümle birlikte evlilik ilişkisi son bulmaktadır. Bu yüzden ölen çocuğun miras hakkı annesine ve kardeşlerine geçer. Eğer üst zümre mirasçıları da yoksa 3. Zümre mirasçılara geçer.

Mirasbırakan ile Çocuğu Aynı Anda Ölürse Çocuk Mirasçı Olabilir mi?

Eğer muris ile çocuğu aynı anda ölmüşse veya ölüm zamanları belirlenemiyorsa bu durumda “birlikte ölüm karinesi” uygulanarak baba ve çocuğunun aynı anda öldüğü kabul edilir. Bu yüzden çocuk babasına mirasçı olabilir.

Tapuda Miras İntikali Yapılmazsa Ne Olur?

Tapu intikal işlemleri mirasçılar tarafından iki yıl içinde yapılmazsa, Tapu Sicil Müdürlüğü yetkili Sulh Hukuk Mahkemesinden mirasçılık belgesi alıp mirasçılar adına tescil işlemi yapabilmektedir.

Miras bırakanın Muvaazalı Temliki Olursa Hukuki Olarak Mirasçının Hakları Nelerdir?

Miras bırakanın muvazaalı işlemi (sahte bir şekilde mal vermesi) nden sonra evlat edindiği veya ana rahmine düşen çocuğunun, ya da evlendiği eşinin de muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası açması mümkündür.  Kanun Koyucu “miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar” denmek suretiyle muvazaalı işlem sonucunda temlik olunan malın temlik tarihinde mevcut ve sonradan ortaya çıkabilecek mirasçılar bakımından bir ayrım yapmamaktadır.

Ceninin Mirasçılık Durumu Nedir?

Cenin, ana rahmine düşmüş fakat henüz doğmamış olan çocuk olarak tanımlanmaktadır. Cenin ana rahmindeyken bazı haklara sahiptir. Ancak sağ ve tam doğmak kaydıyla bu hakları kazanır. Belirtmek gerekir ki sağ ve tam doğduğun hak ehliyeti hükümlerini geriye etkili olarak doğurur.  Ancak bu durumda cenin kanuni mirasçı olur. Kanuni mirasçıların mirasçılığı kazanmasında geçerli olan külli halefiyet ilkesi gereği cenin murisin ayni ve alacak haklarının yanında borçlarını da kazanmış kabul edilir.

Cenin Adına Yasal Temsilcinin Mirası Reddetmesi Mümkün müdür?

Cenin ana rahminde bulunduğu sürece mirası sıfatını henüz kazanmamış olduğundan bu süre içinde yasal temsilcinin mirası reddetmesi mümkün değildir. Mirasın reddi süresi çocuğun doğduğu andan itibaren işlemeye başlar. Bu süre de yukarıda belirttiğimiz üç aylık süredir.

Mirasçılardan Biri Mal Paylaşımına İtiraz Ederse Ne Olur?

Mirasçılardan biri mal paylaşımına itiraz ederse mirasçıların çoğunluk talebine bakılır. Mirasçılar arasındaki anlaşmazlık durumunda çoğunluğun talebi ile miras malları satış yoluyla eşit olarak paylaştırılır. Satış yoluyla düzenlemelerde satış değeri ve itirazlar dava sürecini uzatabilir.

Miras Kalan Evin İçinde Mirasçılardan Biri Oturuyorsa Diğer Mirasçı Kira Alabilir mi?

Evde oturmaya devam eden mirasçıya karşı, eğer mirasçının oturmaya yönelik herhangi bir hukuki dayanağı yoksa (sükna hakkı, kira sözleşmesi vb.)  diğer mirasçılar tarafından “ecrimisil davası” açılarak geriye dönük 5 yıl için kira bedeli talep edilebilir.

Annemden Miras Kalan Evde Oturuyorum Kardeşlerim Beni Evden Çıkartabilir mi?

Yukarıda bahsettiğimiz üzere miras kalan mallar ortak kullanım halindeyse ve mirasçılardan biri taşınmazı haksız işgal ediyorsa diğer mirasçılar ihtarname göndererek evden çıkmasını isteyebilir ve daha sonra taşınmazın tahliye edilmesi için dava açabilirler.

Babamdan Miras Kalan Evi Kiraya Verebilir miyim?

Eğer miras kalan ev ya da taşınmaz paylı mülkiyet halinde miras kalmamışsa mirasçıların tasarruf işlemi sınırlandırılmıştır. Mirasçılar arasında oy birliği sağlanmadığı sürece miras kalan evin kiraya verilmesi mümkün değildir.

Miras Kalan Arabayı Hangi Mirasçı Kullanmalı?

Murise ait veraset ilamını aldıktan sonra diğer mirasçıların herhangi bir notere toplu veya münferit giderek söz konusu aracın istedikleri mirasçıya sadece bu araç hakkında miras hakkından feragat ettiğine yönelik belge düzenletmesi gerekmektedir. Bu düzenlenen belgeden sonra gerekli işlemleri yapıp aracın intikali istenilen mirasçı tarafından kazanılmış olur.

Annemden Miras Kalan Arabayı Ben Kullanıyorum, Kardeşlerim Bir Şey Yapabilir mi?

Araba taşınır bir eşyadır. Taşınır malın paylı veya elbirliği mülkiyetine haiz olduğu durumlarda bu malın paydaşlar arasında ferdi mülkiyete (tek başına mülkiyet) dönüşmesine imkan tanıyan ortaklığın giderilmesi davasıdır. Söz konusu bu dava İzaleyi Şuyu davası olarak da bilinir. Bu dava ile birlikte taşınır malın parçalara bölünebiliyorsa hisse şeklinde bölünemiyorsa satış gerçekleştirilerek mirasçılara mirasçılık oranları dikkate alınarak paylaştırılır. Arabanın parçalara bölünerek kullanılması mümkün olmadığı için bu dava yoluna gidilerek satışı istenir ve mirasçılara mirasçılık oranları değerinde pay edilir.

ZEYNEP KAHRAMAN