MİRAS HUKUKU
Miras hukuku, bir kişinin ölümü durumunda mal, mülk, hak veya borç gibi varlıklarının akıbetini düzenleyen hukuk dalıdır. Miras bırakan kişinin terekesinin yasal olarak ve adil bir şekilde mirasçılara geçişini düzenleyen hükümleri içerir.
MİRASÇI VE MİRAS BIRAKAN
Mirasçı, bir kişinin ölümü durumunda ölen kişinin mal, mülk, hak veya borç gibi varlıklarını yasal olarak devralan kişidir. Mirasçılar, ölen kişinin vasiyetnamesine veya yasal miras hükümlerine göre belirlenir. Miras bırakan ise ölümü sonrasında mirasçılarına veya vasiyeti doğrultusunda belirlenen kişilere mal, borç ve hakları devreden kişidir.
KİMLER MİRASÇI OLABİLİR?
Mirasçılık sıfatını kanun hükmüne dayanarak kazanan kişiler kanuni mirasçı olarak adlandırılır. Türk Medeni Kanunu’na göre kanuni mirasçılar; kan hısımları, evlatlık ve altsoyu, sağ kalan eş ve devlettir. Mirasçılık sıfatını miras bırakanın iradesine dayanarak kazanan kişiye ise iradi mirasçı denir. Miras bırakan bir veya birden fazla iradi mirasçı atayabilir.
MİRAS PAYLAŞIMI
Miras paylaşımı, bir kişinin ölümü sonrasında mal varlığının mirasçılar arasında nasıl bölüneceğini belirleyen süreçtir. Bu süreç, ölen kişinin varlıklarının yasal olarak ve adil bir şekilde mirasçılara devredilmesini sağlar. Miras paylaşımı ölen kişinin vasiyetnamesi veya yasal miras hükümleri doğrultusunda gerçekleşir. Miras paylaşımı mirasçılar arasında anlaşma sağlanarak gerçekleştirilir fakat miras paylaşımı süreci genellikle mirasçılar arasında anlaşmazlıklara yol açabilir. Bu durumda, mirasçılar bir araya gelerek mirasın taksimi konusunda anlaşma sağlayabilirler. Anlaşmaya varılan kararlar genellikle bir taksim sözleşmesi ile resmileştirilir. Taksim sözleşmesi, mirasçıların haklarını, sorumluluklarını ve alacaklarını belirleyen bir belge olarak hukuki bir geçerliliğe sahiptir. Tarafların bu sözleşmeyi imzalamasıyla birlikte miras paylaşımı süreci tamamlanmış olur.
MİRAS ANLAŞMAZLIĞI
Miras anlaşmazlığı, miras paylaşımı sürecinde meydana gelen çatışmaları ifade eder. Bu çatışmalar, miras bırakanın varlıklarının mirasçılar arasında nasıl dağıtılacağı konusunda ortaya çıkar. Miras hukuku çerçevesinde, mirasın paylaşımında vasiyetnameden kaynaklanan belirsizlikler, mirasçılar arasındaki çıkar çatışmaları veya mirasın değerlendirilmesi gibi konular, miras anlaşmazlıklarına neden olabilir. Bu tür anlaşmazlıkların çözümü için hukuki danışmanlık gibi çözüm yollarına başvurabilirsiniz.
MİRASTA ANLAŞMA SAĞLANAMAZSA NE OLUR?
Mirasçılar arasında anlaşmazlık durumunda bir miras paylaşımı davası açılabilir. Bu dava genellikle mirasın paylaşımının adil bir şekilde gerçekleştirilmesi ve mirasçı haklarının korunması amacıyla başlatılır. Mahkeme, taraflar arasındaki anlaşmazlıkları çözmek, mirası paylaşmak ve adaletli bir sonuca ulaştırmak üzere çeşitli kararlar verebilir.
Miras paylaşımı davası, mirasçılar arasında mirasın paylaşımı konusunda anlaşmazlık olduğunda veya mirasçılar arasında mirasın paylaşımı konusunda anlaşma sağlanamadığında başvurulan hukuki süreçtir. Bu durumda, miras bırakanın vefatından sonra mirasçılar arasında çeşitli nedenlerle anlaşmazlık ortaya çıkabilir. Örneğin mirasın paylaşımı konusunda belirsizlikler olabilir ya da bir mirasçı diğerlerine göre daha fazla pay iddia edebilir veya miras bırakanın vasiyeti veya iradesi hakkında anlaşmazlık olabilir. Miras paylaşımı davası, mirasçıların mahkemeye başvurarak mirası yasalara uygun bir şekilde paylaşmalarını talep etmeleri ile başlar.
MİRAS KALAN EVİN KULLANIM HAKKI KİME AİT?
Miras kalan bir mülkün birden fazla mirasçı arasında paylaşılması durumunda mirasın geçmesiyle birlikte bir “miras ortaklığı” oluşur. Miras ortaklığı, terekedeki tüm hak ve borçları içerir. Mirasçılar, ortak olarak mirası yönetir, korur ve gerekli masrafları paylaşır. Miras ortaklığında, miras kalan mülkün tamamına elbirliği halinde sahip olunur. Hiçbir mirasçı, diğerinden bağımsız olarak kendisine düşen payı elde edemez. Her mirasçı, mülkün tamamına eşit şekilde sahiptir.
Miras ortaklığına dahil olan her mirasçı, miras kalan evde oturma hakkına sahiptir. Dolayısıyla hiçbir mirasçı evi tek başına kullanma hakkına sahip değildir. Evde oturma hakkı, mirasçıların eşit şekilde ve birlikte kullanabileceği bir hak olarak miras ortaklığı sürecinde geçerlidir.
MİRASÇILAR MİRAS KALAN EVDE EŞİT HAKLARA MI SAHİP?
Miras kalan evde oturan mirasçılar, miras ortaklığına dahil oldukları için eşit haklara sahiptirler. Elbirliği mülkiyeti hükümleri, mirasçılar arasında bırakılan mülk üzerinde ortak mülkiyetin oluşturulmasını sağlar. Bu durum, her mirasçının eşit mülkiyet hakkına sahip olduğu anlamına gelir. Evet, aksine bir düzenleme olmadıkça mirasçılar miras kalan evde eşit haklara sahiptir.
MİRAS KALAN EV NASIL PAYLAŞILIR?
Miras kalan evin paylaşımı konusunda mirasçılar arasında anlaşma sağlanması mümkün olabilir. Tüm mirasçıların katılımı ile yapılan bir paylaşım sözleşmesi, miras kalan ev üzerindeki ortaklığı giderir ve belirlenen paylar doğrultusunda mirasçılara mülkiyet hakları verir. Ancak miras kalan ev üzerinde mirasçıların anlaşamaması durumunda, herhangi bir mirasçı tarafından “taksim davası” açılabilir. Taksim davası, ortakların mülkiyet hakkına birlikte sahip oldukları malın aynen taksim edilmesini veya bölüşülmesini hedefler. Bu dava, ortaklığın sonlandırılması veya malın bölünmesi konusunda anlaşmazlık olduğunda veya ortakların bir araya gelerek anlaşmaya varamadığı durumlarda başvurulan bir yoldur.
Taksim davası, mahkeme kararıyla miras kalan evin paylaşımını düzenler ve mirasçıların kendi paylarına düşen kısmı almasını sağlar. Bu dava ile ev üzerindeki ortaklık sona erer ve mirasçılara adil bir şekilde paylaşılmış mülkiyet hakları verilir.
MİRAS KALAN EVDE MİRASÇILARDAN BİRİ VARSA NE YAPILABİLİR?
Miras kalan evde oturma hakkı, tüm mirasçılar tarafından bir arada kullanılmalıdır. Çünkü her bir mirasçı, miras kalan evde elbirliği sıfatıyla malik konumundadır. Eğer miras kalan evde bir mirasçı oturuyorsa diğer mirasçılar ecrimisil tazminatı talep etme hakkına sahip olabilir. Yani miras kalan evi kullanamayan mirasçılar, payları oranında evi kullanan kişiden kira bedeli talep edebilirler. Ancak ecrimisil tazminatı, belirli şartlar altında istenebilir.
Yar. 3. HD, E. 2005/9300, K. 2005/9884, 11.10.2005
‘’Dava konusu taşınmazda, taraflar iştirak halinde malikdirler.
Bu tür mülkiyette hissedarlardan birisinin taşınmazı kullanan diğer hissedarlardan ecrimisil talep edebilmesi için taşınmazdan yararlanma istemin karşı taraf iletmiş olması gerekir. Buna intifadan men koşulu denilmektedir.’’
Ecrimisil tazminatı, bir malın kötü niyetli bir şekilde kullanımı sonucu hak sahibinin uğradığı zararın karşılanmasını amaçlayan bir tazminat türüdür. Ecrimisil tazminatını talep edebilmek için intifadan men koşulunun sağlanmış olması gerekmektedir. İntifadan men, haksız işgalin engellenmesi anlamına gelir ve bu koşulun gerçekleşmesi durumunda ecrimisil talebi yapılabilir. İntifadan men koşulu, mal sahibinin, mülk üzerindeki hak taleplerini kötü niyetli işgalciye ilettiğini ve bu taleplerin karşı tarafa bildirildiğini belirtir. Bu koşulun yerine getirilmemesi durumunda, diğer mirasçılar ecrimisil tazminatı talep edemezler.
Yar. 3. HD, E. 1995/7901, K. 1995/10063, 19.9.1995
“…Paydaşlar (kural olarak) intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de; ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın, davaya konu taşınmaz ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır…”, (Kazancı İçtihat ve Bilgi Bankası)
İntifadan men bildiriminin belirli bir şekil şartı yoktur fakat intifadan men bildirimini yazılı olarak yapmak ispat açısından kolaylık sağlar ve gelecekte olası hukuki süreçlere karşı güçlü bir delil teşkil eder.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/14820 E., 2021/2139 K.
“…intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerektiği belirlenmiş; belirlenen bu sonuca göre Mahkemece, dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış olan davacı tarafa intifadan men koşulunun ispatı amacı ile tanık listesi sunması için süre verilmesi ve dava şartı olan intifadan men koşulunun oluşup oluşmadığının şüpheden uzak biçimde belirlenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde sonuca gidilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.”
Yukarıda verilmiş olan Yargıtay kararında intifadan men için herhangi bir şekil şartı aranmamış olup tanıkla ispat edilmiştir.
MİRAS KALAN EVİN İÇİNDE OTURAN MİRASÇI TAHLİYE EDİLİR Mİ?
Miras kalan evde oturan mirasçılar, mülk üzerinde haklara sahip oldukları için direkt olarak evden tahliye edilmeleri mümkün olmayacaktır. Her mirasçı elbirliği sıfatıyla malik konumundadır. Bu yüzden tahliyeden önce bir takım adımlar atılmalıdır. Miras kalan evde oturan mirasçı adına tapuya şerh edilmiş bir sükna hakkı ya da geçerli bir kira sözleşmesi bulunmadığı durumda diğer mirasçılar zilyetlik haklarına müdahalede bulunabilirler. İlk olarak bir ihtarname gönderilerek kullanım hakkının sonlandırılması talep edilebilir ve mirasçılar yetkili kaymakamlığa tahliye için başvuruda bulunabilir. Kaymakamlık gerekli incelemeleri yapar ve uygun görürse tahliye işlemini gerçekleştirir.
MİRAS KALAN EVİN İÇİNDE MİRASÇILARDAN BİRİ OTURUYORSA DİĞER MİRASÇI KİRA ALABİLİR Mİ?
Miras kalan evde bir mirasçının oturması durumunda, diğer mirasçılar geriye dönük olarak kira bedeli talep edebilirler. Bu durumda, miras kalan evin kullanımı karşılığında gerçekleşen bu tür bir ödeme talebi “ecrimisil” olarak adlandırılır. Ecrimisil davası, evin kullanımı nedeniyle diğer mirasçılar tarafından talep edilen geriye dönük kira bedelini içerir. Ecrimisil davası için intifadan men koşulunun gerçekleşmesi gerekir.
KARDEŞLER ARASINDA ECRİMİSİL DAVASI
Mirasçıların izni olmadan uzun yıllar boyunca miras kalan bir taşınmazı kullanıp bundan fayda sağlayan ancak diğer mirasçılara hiçbir şekilde katkıda bulunmayan bir kişiye karşı ecrimisil davası açılabilir. Bu tür davalara sıklıkla kardeşler arasında rastlanır. Kardeşler arasında ecrimisil davası, miras bırakan babanın mal varlığı üzerinde hakimiyet kuran bir kardeşe karşı diğer kardeşler tarafından açılan bir davadır. Davanın açılabilmesi için öncelikle intifadan men koşulu sağlanmalıdır. İntifadan men, bir mirasçının haksız olarak başka bir mirasçının mal varlığını elinde bulunduran mirasçıya, mal varlığının gelirinden kendi payını istediğini bildirmesidir. İhtarname aracılığıyla yapılması mümkündür. Koşulun sağlanması ile birlikte ecrimisil talep eden kardeş dava yoluna gidebilir.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/7383 E, 2014/10676 K, 29.5.2014 T
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Ek olarak intifadan men koşulunun gerçekleşmesine gerek olmaksızın doğrudan ecrimisil davası açılabilecek haller mevcuttur. Bu haller;
- Taşınmazın kamu malı olması
- Taşınmazın tarım ürünü üretip gelir getirmesi (fındık, mısır vs.)
- Taşınmazın kira geliri getirmesi
- İşgalcinin taşınmazın tümünde hak iddia etmesi
- Aynı taşınmazın daha önce bir davaya konu edilmiş olması
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 1992/17672 E, 1993/48 K, 18.1.1993 T
…her ne kadar ecrimisile konu taşınmazlarda taraflar paydaş olmakla, ecrimisil istenen sürede ( kural olarak ) intifadan men koşulunun gerçekleşmiş bulunması gerekir ise de, bu taşınmazlar üzerinde taraflarca yaptırılmış, davalı tarafından ticari amaçla kullanılan ve kısmen de kiraya verilerek gelir elde edilen dükkan ve atölye gibi binaların da bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu şekilde hukuksal semere getiren ticari amaçlı ortak yerler için ise intifadan men koşulu aranmaz.
SIKÇA SORULAN SORULAR
- Babamdan miras kalan evde oturuyorum kardeşlerim beni evden çıkarabilir mi?
Miras malları üzerindeki ortaklık, genel itibariyle elbirliği mülkiyetine dayalı ortaklıktır. Dolayısıyla babadan kalan evde oturma hakkı ile ilgili bir düzenleme olmadığı sürece bu hak tüm mirasçılara aittir. Eğer evde oturan mirasçı diğer mirasçılardan onay almadan evi tek başına kullanıyorsa bu durum haksız kullanım olarak kabul edilebilir. Diğer mirasçılar, böyle bir durumda ecrimisil tazminatı talep edebilir veya evin tahliyesini isteyebilirler.
- Miras kalan evin kira geliri kime ait olur?
Miras kalan evin kira geliri, tüm mirasçılar arasında paylaşılacaktır. Eğer miras bırakan hayattayken kiralanmış ve içinde bir kiracı bulunan bir ev ise kira sözleşmesi kiracı ile birlikte tüm mirasçılar arasında devam eder. Kiraya verenin ölümü, kira sözleşmesini otomatik olarak sona erdirmez.
- Babamdan miras kalan evi kiraya verebilir miyim?
Miras kalan ev kiraya verilecekse karar alma sürecinde tüm mirasçılar söz hakkına sahiptir. Kiralanacak kişi, kiralama süresi ve kira bedeli gibi konular tüm mirasçılar tarafından ortak bir kararla belirlenmelidir.
- Babamdan miras kalan evi satabilir miyim?
Miras kalan bir evin satılması için tüm mirasçıların ortak karar vermesi gerekir. Ancak mirasçılar arasında anlaşmazlık yaşanması durumunda sulh hukuk mahkemesine başvurarak mirasın paylaşılmasını ve bölünemeyen malların satışını talep etmek mümkündür. Sulh hukuk mahkemesi, miras kalan malların adil bir şekilde paylaşılması ve bölünemeyen malların satışının yapılması konusunda karar verebilir. Bu süreçte mahkeme mirasçıların tümünün çıkarlarını göz önünde bulundurur ve adil bir çözüm bulmaya çalışır. Mahkemece satışın uygun görülmesi halinde satış işlemi gerçekleşir.
- Miras ne zaman mirasçılara intikal eder?
Miras, miras bırakan kişinin ölümü anında mirasçılara geçer.
- Mirası reddedebilir miyimi?
Mirasçıların mirası kabul etme veya reddetme seçeneği mevcuttur. Mirası reddetme süresi üç aydır ve süresi içinde reddedilmeyen miras kabul edilmiş sayılır.
- Miras paylaşım davası nerede açılır?
Miras paylaşımı davası, miras bırakanın yerleşim yerinde bulunan sulh hukuk mahkemesinde mirasçılardan biri tarafından açılır.
- Sükna hakkı mevcut ise evden tahliye söz konusu olur mu?
Miras kalan evde oturan mirasçının tapuda sükna hakkı mevcut ise diğer mirasçılar tahliye talep edemez.
- Ecrimisil talebinde zamanaşımı mevcut mu?
Ecrimisil talebinde zamanaşımı 5 yıldır.
- Ecrimisil davası bakımından görevli ve yetkili mahkeme neresidir?
Ecrimisil davalarında, genel yetki kurallarına göre taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir ve bu tür davalar bakımından görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
HATİCE UYĞUN
BURAK TEMİZER HUKUK BÜROSU