İmar kirliliğine neden olma suçu, son dönemde düzensiz yapılaşmanın ortaya çıkardığı bir suçtur. Bu kapsamda imar kirliliği, sağlıklı bir çevrede yaşayabilmeyi engelleyen ciddi sorunlardan biridir. Bu sebeple Türk mevzuatında “imar kirliliğine neden olma suçu” düzenlenmiştir. Daha öncesinde suç olmayıp kabahat olarak düzenlenen idari yaptırımlara tabi bu fiil, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesinde suç olarak düzenlenmiştir ve cezai yaptırımlara tabi tutulmuştur.
İçindekiler
İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu Nedir?
İmar kirliliği; yerel yönetimler tarafından düzenlenen imar planlarına uymadan, hukuka aykırı şekilde inşa edilen yapılardan ve beraberinde oluşan altyapı sorunlarından meydana gelir. Suç, “Çevreye Karşı İşlenen Suçlar” başlığı içerisindedir. Yapı ruhsatiyesi alınmadan/ruhsata aykırı olarak bina yapan/yaptıran kişiler ve yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere altyapı hizmetleri yapılmasına müsaade eden kişiler 1 yıldan 5 yıla kadar, yapı kullanma izni alınmamış binalarda sınai faaliyetini icraya müsaade eden kişiler hakkında da 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alırlar.
Ceza Hukuku ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve Ceza Hukuku alanındaki diğer konularda bilgi edinmek isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Suçun Maddi Unsurları
A. İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Suçun Konusu
1. Suçun Hukuki Konusu/ Suçla Korunan Hukuki Değer
İmar kirliliğine neden olma suçu ile korunan hukuki değerin ne olduğuna dair doktrinde farklı görüşler mevcuttur. Bir görüşe göre bu suçla “çevrenin” korunduğu ifade edilir. Başka görüşe göre ise bu suçla çevre yanında “imar hukukundaki idari işleyiş” korunmaktadır. Özellikle madde hükmünün 1. ve 2. Fıkrasından idari işleyişin korunduğu açıkça anlaşılmalıdır. Böylece suç “karma hukuki konulu” olup hem çevreyi hem de imar düzenindeki idari işleyişi korumaktadır.
2. Suçun Maddi Konusu
İmar kirliliğine neden olma suçunun ilk üç fıkrasında birbirinden farklı suç tipleri düzenlendiğinden konuları da farklıdır.
İlk fıkrada suçun konusu belediye sınırları veya özel imar rejimine tabi yerlerde bulunan “binalar”dır. Kanun hükmünden de anlaşılacağı gibi belediye sınırları veya özel imar rejimi dışındaki “binalar” suçun konusunu oluşturmaz.
Kanun hükmünde “yapı” değil “bina” kavramı ele alınmıştır. Bina tek başına kullanılabilmesi yani herhangi bir yapının eklentisi olmaması, üzerinin kapalı olması, içine girilebilme ve insanların ihtiyaçlarına yönelik kullanılması bakımından yapıdan ayrılır. Her yapı bir binayken her bina bir yapı değildir. Dolayısıyla her kaçak yapı TCK m.184 kapsamına girmez. Örneğin istinat duvarı, bahçe duvarı, su kanalları, kanalizasyonlar, köprü, tünel, elektrik ve su direkleri, yollar yapı kavramının içine girdiklerinden suçun konusunu oluşturmazlar.
İkinci fıkrada bahsedilen suçun konusu şantiyedir. Burada da yine ilk fıkradaki gibi belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi “şantiyeler” suçun konusunu oluşturur. Şantiye ihtiyaca göre inşaat süresince kullanılıp yıkılmak üzere yapılan binadır. Şantiye dışındaki binalara su, elektrik, telefon bağlantılarına müsaade etmek bu suç kapsamında değildir.
Üçüncü fıkrada düzenlenen suçun konusu ise yapı izni alınmamış “binalar”dır.
Yargıtay’a göre eklentiler (bina niteliğinde olmayan basit vasıftaki eklentiler), bina içi tadilatlar, balkon/terastaki tadilatlar ve sabit olmayan yapılar imar kirliliğine neden olma suçunun konusunu oluşturmazlar.
Yargıtay’a göre garaj ise bina sayılmaktadır, yapı değildir çünkü bir şeyleri korumak amaçlıdır, eklenti olmayan halleri de vardır ve üzeri kapalıdır. Bu sebeple suç kapsamında değerlendirilir.
TCK m.184/6 uyarınca ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri 12.10.2004 öncesinde yapılmış olan yapılar için uygulanmaz.
B. Suçun Faili
Madde düzenlemesinin ilk fıkrasında bahsedilen suçun faili ruhsatsız veya ruhsata aykırı bir şekilde bina “yapan/yaptıran” kişilerdir. Yani suçun faili herkes olabilir, özgü suç değildir. Örneğin kaçak bir binayı satan alan, kiralayan kişiler bu suçtan dolayı cezalandırılmaz çünkü kaçak binayı yapan veya yaptıran konumunda değillerdir.
Yalnızca arsa sahibi değil binayı yapan yüklenici, taşeron, usta, kalfa, işçiler dahi bu suçtan sorumlu tutulabilir. Ancak binanın ruhsatsız olduğunu bilmemeleri halinde TCK m.30 hata hükümlerine dayanarak sorumluluktan kurtulabilirler. Binayı yapan işçiler ve yaptıran bina sahibi müşterek fail konumundadırlar.
İkinci fıkrada bahsedilen suçun faili ise yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına “müsaade eden kişiler”dir. Bu kişiler herkes olamaz sadece denetim ve kontrol yetkisine sahip yetkili kişiler suçun faili olabilir. Bu sebeple bu fıkradaki suç özgü suç niteliğindedir. Örneğin komşu binadakilerin elektrik, su veya telefon bağlantısını yan binaya aktarmalarına müsaade etmeleriyle bu suç oluşmaz çünkü ruhsatın varlığını kontrol etme gibi bir sorumlulukları mevcut değildir. Maddede geçen bağlantıları yapmaya müsaade eden kişi değil de bu bağlantıları bizzat yapan kişinin TCK m. 184/2 bağlamında bir sorumluluğu bulunmamaktadır, bu kişiler TCK m.184/1 hükmüne göre cezalandırılır.
Üçüncü fıkrada ise yapı kullanma izni alınmamış binalarda sınai faaliyetin icra edilmesine “müsaade eden kişiler”dir. Bu suç da herkes tarafından işlenmeyip yetkili kişiler tarafından işlendiğinden özgü suç niteliğindedir. Çünkü yapı kullanma izni alınmamış binalara sınai faaliyetin icrasına izin vermek görev ve yetkisi kamu görevlilerine ait olduğu için suçun faili kamu görevlisidir.
İkinci fıkradaki benzer durum burada da vardır, yapılarda sınai faaliyet yapan kişilerin bu maddeye göre fail sıfatı olmayacaktır ancak müsaade eden kişiler fail olarak sorumlu tutulurlar.
Türk Ceza Kanunu’na göre fail sadece gerçek kişi olabilir, tüzel kişiler fail olamazlar. Ancak suç tüzel kişi aracılığıyla işlenebilir. Bu durumlarda suçu işleyen kişiler gerçek kişiler olduğundan tüzel kişilere cezai yaptırım değil, güvenlik tedbiri yaptırımı uygulanır. İmar kirliliğine neden olma suçunda tüzel kişilerle ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden tüzel kişilere herhangi bir güvenlik tedbiri uygulanamayacaktır.
C. Suçun Mağduru
Suçun mağduru belirli bir kişi değildir, herkes mağdur olabilir. Yalnızca gerçek kişiler suçun mağduru olabilirler, tüzel kişiler ise mağdur değil zarar gören konumundadır. Örneğin ruhsata aykırı olarak binaya kaçak kat çıkılmasından dolayı manzarası kapananlar da bu suçtan zarar gören konumundadırlar.
D. İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Suçun Fiil Unsuru
İmar kirliliğine neden olma suçu içerisinde düzenlenen her suç birer “soyut tehlike suçudur”. Soyut tehlike suçu olması sebebiyle herhangi bir zarar şartı aranmaz, tehlike yaratacak ölçüde eylemin gerçekleştirilmesi yeterlidir. Bu suçun işlenmesi için gerekli fiiller madde metninde sınırlı sayıda sayılmış olup “seçimlik hareketli” bir suçtur.
Madde düzenlemesinin birinci fıkrası seçimlik hareketli bir suç olduğundan failin cezalandırılabilmesi için yapı ruhsatiyesi almadan bina “yapma/yaptırma” eylemlerinden sadece bir tanesini gerçekleştirmesi yeterlidir. Kişi hem yapan hem de yaptıran konumundaysa birden fazla suç değil tek suç oluşacaktır. Suçun oluşması için yapı ruhsatiyesi almadan bina yapan veya yaptıranın binayı tamamlaması gerekmez. Suç tehlike suçu olduğundan binanın inşaatına başlanması suçun oluşması için yeterlidir, herhangi bir netice oluşması aranmaz.
Madde düzenlemesinin ikinci fıkrasında ise fiil unsuru yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere “elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade etmek”tir. Kanun hükmünde sadece elektrik, su ve telefondan bağlantılarından söz edilmiştir. Bu sebeple bunlar dışında kalan doğalgaz, altyapı kurulması gibi çalışmalar bu madde kapsamında suç oluşturmazlar. Ancak eylem bu bağlantılara müsaade etmektir yani bu bağlantıları yapan kişiler bu suçtan dolayı cezalandırılmazlar. Böylece bu bağlantıların yapılmasına müsaade edildikten sonra bağlantı yapılmasa bile suç tamamlanmış kabul edilir, netice aranmaz. Müsaade etme icrai bir fiil olarak kabul edilir yani müsaade etme fiilini gerçekleştirmeden, ihmali bir şekilde bu bağlantının yapılmasına göz yuman kişiler bu suç kapsamında değil, TCK m.257 yani “görevi kötüye kullanma” suçundan cezalandırılacaklardır. Buradan da anlaşıldığı gibi bu suç icrai bir suçtur, ihmali bir şekilde işlenemez.
Madde düzenlemesinin üçüncü fıkrasında ise yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir “sınai faaliyetin icrasına müsaade etme” fiili suçun oluşmasını sağlar. Ancak burada ilk iki fıkradan farklı kavramlar kullanılmıştır. Kanun koyucu madde düzenlemesinde yapı kullanma izni alınmamış bina derken yapı ruhsatiyesi alınmış olsa bile kullanma izni olmadıkça suç oluşacağını ifade etmiştir. Sınai faaliyet ise, ham madde temininden başlayarak üretim, dağıtım ve pazarlama aşamasına kadar uzanan çalışmalardır. Ticari faaliyetler suç kapsamında değildir. Örneğin; yapı kullanma izni alınmamış bir binada küçük esnaf işlerine müsaade edilmesi durumunda TCK m. 184/3’teki suç oluşmayacaktır. Fakat bu işler sınai faaliyet boyutuna ulaşırsa suç oluşacaktır. Bir boya fabrikası kurmak sınai faaliyet kapsamındayken bir dükkânın boyahane olarak kullanılması sınai faaliyet kapsamında değildir ve suç oluşturmaz.
Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru
Hukuka aykırılık unsuru, eylemin hukuka uygun olup olmadığını belirleyen kriterlerdir. Bu madde metni için sadece “hakkın kullanılması” hukuka aykırılık unsuru bulunmaktadır.
İdareden alınan izin sonucunda fiilin gerçekleştirilmesi bu hakkın kullanılması kapsamında kalması gerekir. Kişi idareden almış olduğu ruhsatname sonucunda yapmış olduğu bina imar mevzuatına aykırı olsa da kişi cezalandırılmayacaktır. Burada hakkın kullanılması hukuka uygunluk sebebi bulunmaktadır. İdare izin ya da yetki verirken çevreye zarar verilmeyecek şekilde gerekli araştırmayı yapmalıdır.
Suçun Manevi Unsuru
Madde metnindeki suç tiplerinin her biri kasten işlenebilirken aynı zamanda olası kastla da işlenebilir. Olası kast failin neticeyi öngörmesine rağmen yine de eylemde bulunması, “nolursa olsun” demesiyle oluşur.
İlk fıkrada düzenlenen ruhsat alınmadan bina yapma/yaptırma eylemi olası kast ile işlenemez. Çünkü fail binayı ruhsatsız olarak yaptığını biliyorsa doğrudan kast, bilmiyorsa hata hükümleri söz konusu olabilir ancak öngörememe gibi bir durum söz konusu değildir. Ruhsata aykırı olarak bina yapmak/yaptırmak suçu açısından olası kastın mümkün olur. Çünkü fail ruhsatın içeriğini bilebilecek durumda olmayabilir. İnşa faaliyetine başlarken ruhsata aykırı olarak yapacağını da öngörebilir ancak bu sonucu kabullenebilir. Böyle bir durumda failin sonucu öngörmesine rağmen bina yapmaktan kaçınmaması ve ruhsata aykırılığı kabullenmesi durumu söz konusu olacağından olası kast meydana gelir.
İkinci ve üçüncü fıkrada düzenlenen suçlar da yine kasten işlenen suçlardandır. Ancak müsaade edecek olan kişinin yapı ruhsatiyesi veya kullanma izninin alınmamış olduğunu öngörmesi fakat yine de eylemi gerçekleştirmesiyle suçun olası kastla da işlenebileceği görülmektedir.
Bu üç fıkrada da TCK m.30 uyarınca hata hükümlerinden yararlanılabilir ve kişiler sorumluluktan kurtulabilirler. Kanunda suçun taksirli hali düzenlenmemiştir bu sebeple TCK m.184’teki suç tipleri taksirle işlenemez.
İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu ve Özel Hükümler
A. İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Etkin Pişmanlık
TCK m.184/5’te suçun özel hükmü olan etkin pişmanlık hali düzenlenir. Suçun işlenmesinden sonra failin pişmanlık göstermesi halinde cezasının azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılmasına yarayan bir ceza kurumudur.
Bu madde düzenlemesinde daha önceden hükmedilmiş olan bir cezanın bütün sonuçlarıyla tamamen ortadan kalkacağı belirtilmiştir. Bu düzenleme sadece TCK m.184’ün birinci ve ikinci fıkraları için geçerlidir. Etkin pişmanlık sonucunda bina hem imar planına hem de inşaat ruhsatına uygun olmalıdır.
Ruhsatsız bina fail tarafından yıkıldığında da etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanır. Ancak bu yıkım işlemini failin kendisi gerçekleşmelidir çünkü etkin pişmanlık kavramı bir şahsi sebeptir.
B. İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması mahkemenin fail hakkında hüküm vermesine rağmen mahkemece verilen bu hükmün açıklanmasının ertelenmesine denir. Bu erteleme boyunca hüküm hiçbir şekilde sonuç doğurmaz. Bu kararın verilebilmesi için failin mağdurun veya kamunu zararını gidermiş olması gerekir.
Hükmün Açıklamasının Geri Bırakılması isimli içeriğimizi de inceleyebilir ve detaylı bilgi alabilirsiniz.
İmar kirliliğine neden olma suçunu işleyen fail hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilemez. Çünkü ilgili suç açısından TCK m.184/5’te özel etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir.
C. Erteleme
Hapis cezasının ertelenmesi TCK m.51’de düzenlenmiştir. Madde düzenlemesindeki şartlar gerçekleştiğinde verilen hapis cezası ertelenebilir. Bu şartların bir arada gerçekleşmesiyle imar kirliliğine neden olma suçu dolayısıyla hükmedilen hapis cezası da ertelenebilir.
Suçların Özel Görünüş Halleri
A. İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Teşebbüs
Teşebbüs, failin suçun işlenmesine yönelik olarak icra hareketlerine amacıyla başlaması fakat elinde olmayan sebeplerden dolayı fiili tamamlayamaması ve neticenin oluşmamasına denir.
Madde metninin birinci fıkrasında ruhsatsız/ruhsata aykırı bina yapma/yaptırma eylemi bölünebildiği için teşebbüse elverişlidir. Bu demek oluyor ki örneğin çakıl, çimento gibi inşaata başlamak için gerekli olan malzemelerin alınması hazırlık hareketi olup daha bina yapma veya yaptırma eylemi başlamamış olup suçun oluşması için herhangi bir icra hareketine başlanmamıştır. Ancak temelin atılması için kazma işlemine başlanmasıyla ve yetkililer tarafından tamamlanmasına izin verilmemesiyle icra hareketlerine başlanmış olup eylem teşebbüs aşamasında kalır ve suç tamamlanmaz.
İkinci ve üçüncü fıkrada ise anılan fiil müsaade etmektir. Müsaade etme fiili tek bir hareketten oluşur ve bölünemez. Hareketin bölünemediği suçlarda ise teşebbüs mümkün olmadığından bu fıkralarda belirtilen suçlar açısından teşebbüs durumu meydana gelmeyecektir.
B. İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda İştirak
Suçun birden fazla kişi tarafından ortak suç işleme iradesiyle işlenmesi mümkündür. Bu gibi durumlarda iştirak meydana gelir.
Madde düzenlemesinin birinci fıkrasında iştirak mümkündür. İkinci ve üçüncü fıkralar ise özgü suç niteliğindedir ancak yetkili kişiler (özel failler) bu suç kapsamında cezalandırılabilir. Diğer kişiler ise bu suçlarda yalnızca azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilirler.
C. İçtima
İşlenen suçta tek eylemle birden fazla hukuki menfaatin ya da birden fazla eylemle aynı hukuki menfaatin ihlal edilmesiyle içtima oluşur. Suçların içtimaı 3 şekilde düzenlenmiştir. Bunlar; bileşik suç, zincirleme suç ve fikri içtimadır.
Zincirleme suç aynı suç işleme kararı ile değişik zamanlarda aynı kişiye karşı suçun birden fazla kez işlenmesine denir. Bu durumda ortada birkaç suç bulunmasına rağmen bunlar tek suç olarak kabul edilir ve faile arttırılarak tek ceza verilir. Örneğin bir inşaatın mühürlenmesinden sonra o mührün bozularak inşaata devam edilmesi halinde ikinci kez imar kirliliğine neden olma suçu oluşacaktır ve burada zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekir. Ancak dikkat edilmesi gereken bir husus iddianame düzenlendikten sonra kamu davası açılmasıyla hukuki kesinti oluşur. Böylece dava açıldıktan sonra mührün bozulup inşaata devam edilmesi halinde iki ayrı hukuki eylem oluşacağından zincirleme suç hükümleri uygulanmaz ve fail her iki suçtan ceza alır.
İkinci ve üçüncü fıkrada ise ruhsatsız/ruhsata aykırı olarak başlatılan inşaatlara kurulan şantiyelere elektrik, su, telefon bağlantısına müsaade etme ve yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade etme eylemleri özgü suç niteliğinde olduğundan failleri ancak yetkili kişiler olabilir. Bu sebeple akıllara failin ayrıca TCK m.257’de düzenlenen görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırıp cezalandırılamayacağı sorusu gelmektedir. TCK m.257’de göre kişinin cezalandırılabilmesi için işlemiş olduğu suçun ayrıca kanunda başka bir suça vücut vermemesi gerekir. Fakat imar kirliliğine neden olma suçu ayrıca kanunda düzenlenmiş olan farklı bir suç tipi olduğundan fail ayrıca TCK m.257’deki suçtan cezalandırılmayacaktır.
Muhakeme
A. İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Soruşturma ve Kovuşturma (Yargılama)
İmar kirliliğine neden olma suçu şikâyete tabi bir suç değildir. Bu sebeple re’sen harekete geçilebilecek bir suçtur.
Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkün olduğundan uzlaştırma kapsamında olan bir suç niteliğinde değildir, uzlaşma yoluna gidilemez.
B. İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Zamanaşımı
Suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Yani, savcılık re’sen suçun işlenmesinden itibaren en geç 8 yıl içinde soruşturma başlatabilir.
C. İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Görevli Mahkeme
İmar kirliliğine neden olma suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
D. Yetkili Mahkeme
İmar kirliliğine neden olma suçunda yetkili mahkeme suçun işlendiği yani yapının bulunduğu yerdeki asliye ceza mahkemesidir.
Yaptırım
Yapı ruhsatiyesi alınmadan/ruhsata aykırı olarak bina yapan/yaptıran kişi ve yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
İmar kirliliği suçu dolayısıyla doğrudan adli para cezası verilemez ancak verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir.
İmar kirliliğine neden olma suçu ile ilgili yaşadığınız sorunlarda, Burak Temizer Hukuk Bürosu’nun deneyimli İstanbul ceza avukatı kadrosu her zaman yanınızda yer almaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular
Balkonu Kapatmak Veya Balkonu Odaya Dahil Etmek İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunu Oluşturur Mu?
Balkonu kapatma eylemi Yargıtay’a göre bina yapma eylemi olarak nitelendirilmediğinden imar kirliliğine neden olma suçu oluşmaz.
Balkonu odaya dahil ederken yıkılan duvarlar binanın taşıyıcı sistemini etkilemediği takdirde (esaslı değişiklik olmadığı takdirde) imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturmaz.
Prefabrik Evler İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunu Oluşturur Mu?
Yargıtay’a göre bilirkişi raporunda prefabrik evlerin sürekli ve sabit yapı niteliğinde olduğu tespit edilmiştir bu sebeple imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturur.
İmar Kirliliği Suçunun Oluşabilmesi İçin Binanın Tamamlanması Gerekir Mi?
İmar kirliliği suçunun oluşabilmesi için kanun koyucu binanın tamamlanması gerektiğine dair herhangi bir şarta gerek duymamıştır. Suçun tamamlanması için TCK m.184/1’de ifade edilen yapma veya yaptırma eylemlerine başlamak yeterlidir. Suç soyut tehlike suçudur bu sebeple zarar şartı olmayıp tehlikenin oluşmasıyla suç oluşmuş olur.
İnşaatın Mühürlenmesi Sonucunda İnşaat Devam Edilmesiyle Suçun Cezası Arttırılır Mı?
İnşaatın mühürlenip buna rağmen inşaata devam edilmesiyle zincirleme suç hükümleri uygulanır. Böylece tek bir ceza dörtte birden dörtte üçe kadar arttırılarak verilecektir.
İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Kiracının Sorumluluğu Var Mıdır?
İmar kirliliğine neden olma suçunda kiracının herhangi bir sorumluluğu yoktur. Fail, madde hükmünde ifade edilen fiilleri bizzat yapan kişidir. Ruhsatsız/ruhsata aykırı binayı yapan/yaptıran kişinin sorumluluğu mevcuttur, kiracının sorumluluğu bulunmamaktadır.
İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Suç Tarihi Nedir?
İmar kirliliğine neden olma suçunun ikinci ve üçüncü fıkraları TCK m.184/6 uyarınca 12.10.2004 tarihinden önce bitirilmiş binalar için uygulanmaz. Suçun oluşması için 12.10.2004 tarihinden sonra ruhsatsız/ruhsata aykırı bina yapılması gerekir.
İmar kirliliğine neden olmada ilk fıkradaki suçun oluşması için suç tarihi yapma/yaptırma eyleminin gerçekleştiği andır. Eylemin tamamlanması gerekmez, tehlike suçu olduğundan dolayı zarar neticesinin oluşması beklenmez.
İkinci ve üçüncü fıkralarda ise suç tarihi müsaade etme eyleminin gerçekleştiği andır.
Ruhsatsız Ev Yapmanın Cezası Ne Kadardır?
Ruhsatsız ev yapmak imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturur ve bu suça doğrudan adli para cezası verilemez. Ancak verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. Fail 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Ruhsatsız Ev Kaç Metrekare Olmalı?
İmar Kanunu’na göre ruhsatsız ev, kanunda belirtilen bazı şartlar oluşursa yapılabilir. Örneğin geçici şantiyeler, tarım arazilerine yapılan küçük ölçekli hayvansal veya tarımsal üretim amacıyla yapılan yapılar için ruhsata gerek yoktur. Bu gibi örnekler mevzuatta karşımıza çıkar ancak belirli şartların da beraberinde var olması gerekir. Bu şartlar oluştuğunda ruhsatsız ev yapılacaksa her bir binanın yapı inşaat alanı 250m2’yi, toplam yapı inşaat alanı ise 750m2’yi geçmemelidir.
İzinsiz Yapılan Ev Nereye Şikayet Edilir?
İzinsiz yapılan ev Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait olan ALO 181 hattı, belediyeler, il özel idareleri (valilikler), CİMER’ e şikayet edilmelidir.
Tarlaya İzinsiz Ev Yapmanın Cezası Nedir?
Tarlaya ev yapabilmek için belirli şartların sağlanması ve belediyeden gerekli izinlerin alınması gerekir. Aksi halde imar kirliliğine neden olma suçundan dolayı kişi 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Hangi Yapılar Kaçak Sayılır?
Ruhsatsız/ruhsata aykırı olarak yapılmış yapılar kaçaktır. Ancak unutmayalım ki imar kirliliğine neden olma suçunun oluşması için kanun koyucu ruhsatsız/ruhsata aykırı yapı değil, bina vasfında olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu sebeple yapıdan daha dar anlama sahip bina vasfında olan yapılar TCK m.184 uyarınca suçun konusunu oluşturur. Bu sebeple bahçe duvarı, istinat duvarı, iskele, tel örgü gibi yapılar ruhsatsız/ruhsata aykırı yapılmışsa kaçak yapı olmasına rağmen bu suç kapsamına girmezler.
İzinsiz Prefabrik Ev Yapmak Suç Mu?
İzinsiz prefabrik ev yapmak imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturur, yapılması için ruhsat almak gereklidir.
Kovuşturma Aşamasında Binanın Ruhsata Uygun Hale Getirilmesiyle Ceza Alınır Mı?
İmar kirliliğine neden olma suçunda etkin pişmanlık özel olarak düzenlenmiştir. Bu sebeple kovuşturma aşamasında hüküm verilmeden önce binanın ruhsata uygun hale getirilmesiyle açılmış olan kamu davası düşer.
İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu Şikayete Tabi Midir?
İmar kirliliğine neden olma suçu şikayete tabi bir suç değildir, re’sen soruşturulup kamu davası açılabilir.
İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Hükmedilen Hapis Cezası Adli Para Cezasına Çevrilebilir Mi?
İmar kirliliğine neden olma suçunun yaptırımı hapis cezasıdır doğruda adli para cezası verilemez. Ancak verilen ceza 1 yıl veya altındaysa hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir.
Ervin Seden ERİK