Taklit ürün satmanın cezası, son dönemin en merak edilen konularındandır. Marka hakkını hiçe sayarak gerçekleştirilen bu eylem sayesinde markanın pek çok yönden taklit edilmesi sağlanmaktadır. Böylece haksız kazanç ve menfaat elde edilecektir. Peki, taklit ürün satmanın cezası nedir? Şimdi içeriğimizde bu konudan söz edelim.
İçindekiler
Taklit Ürün Nedir? Replika Mal Ne Demek?
Taklit ürünler, orijinal bir ürünü taklit ederek üretilen ve genellikle o ürünün marka özelliklerini kopyalayan ürünlerdir. Taklit ürünler, marka sahibine ait orijinal ürün gibi görünmek için tasarlanır ve genellikle tüketicileri yanıltmaya yöneliktir. Taklit ürünlerde orjinal ürünün markası, logosu veya diğer tanımlayıcı özellikleri benzer şekilde kullanılabilir. Bu kullanımın amacı söz konusu ürünü orijinal ürüne benzetmektir. Çakma ürünler/replika mallar daha ucuz fiyata satılarak piyasada bir pazar oluşturur. Ve çoğu tüketici bir ürünün orijinal olup olmadığı konusunda zorluk yaşar. Kısacası taklit ürünler orijinal ürünlere benzer ürünlerin üretilmesi olarak karşımıza çıkar. Bu tür ürünler, marka hakkına tecavüz suçu olarak kabul edilir ve yasal yaptırımlara tabi tutulur.
Uluslararası Taklitle Mücadele Komisyonu, taklitçiliği, marka sahiplerinin bilgisi ve rızası olmaksızın ürünlerin izinsiz üretilmesi ve dağıtılmasını içeren bir suç olarak tanımlamaktadır.
Marka Nedir?
Sınai Mülkiyet Kanununda açık tanım yapılmamakla birlikte marka olabilecek işaretler madde 4/1’de düzenlenmiştir. Buna göre marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir. Marka sayesinde tüketiciler almak istedikleri mal ve hizmetleri başka teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırt edebilirler.
Markanın Unsurları
- İşaret: İşaret bir teşebbüsü çağrıştıran, hedef kitleyi teşebbüse bağlayan bir simgedir. Bilgi mesaj ileten ve beş duyudan biri tarafından algılanabilen her şeyi kapsamaktadır. İşaret kavramı henüz marka olarak tescil edilmemiş simgeler için kullanılır. Bu nedenle her marka da bir işarettir. Ancak her işaret her zaman marka değildir.
- Ayırt Edicilik: Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini diğer teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırt etmeyen işaretler marka olarak tescil edilemez.
- Açıklık ve Kesinlik: Marka sahibine tanınan korumanın açık ve net bir şekilde anlaşılmasını sağlayacak biçimde sicilde gösterilmiş olması koşuluyla işaret genel olarak marka olarak kabul edilir.
Markanın Fonksiyonları
- Ayırt Etme Fonksiyonu: Bu fonksiyon ürünleri ferdileştirmekte ve ürünleri tüketiciler için piyasada görünür hale getirmektedir. Bu şekilde tüketiciler, istedikleri ürünleri diğer işletmelerin ürünlerinden ayırt edebilmektedirler.
- Mal ve Hizmetin Menşeini Gösterme Fonksiyonu: Bir ürünü üreten, sunan veya hizmet veren teşebbüsü göstermesidir. Aslında ticari unvanın bir işlevidir. Dolayısıyla markanın kaynak gösterme işlevi dolaylıdır.
- Reklam Fonksiyonu: Ürün veya hizmetin tanıtımını yaparak hedef kitleye ulaşmasını sağlamaktır. Markanın özgünlüğü ve tanınmışlığı arttıkça reklam fonksiyonu da artar.
- Garanti Fonksiyonu: Tüketiciye beğendiği ve tercih ettiği malın veya hizmetin her zaman belirli bir kalitede sunulacağına dair bir garanti verilmesini ifade eder.
Sınai mülkiyet kanunu ile marka sahibine sağlanan koruma kural olarak tescil ile elde edilir. Tescilli marka sahibi marka hakkını dilediği şekilde kullanabileceği gibi kendisinden izin alınmadan markasının başkası tarafından ticaret alanında kullanılmasını engelleyebilir.
Marka ve Telif Hukuku ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve Marka ve Telif Hukuku alanındaki diğer konularda bilgi edinmek isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Marka Hakkına Tecavüz
Tescil edilmiş bir markayı kullanma hakkı münhasıran sahibine aittir. Fakat bu hakkın ihlali gündeme gelebilir. Marka hakkının ihlali, bir markanın yasa dışı bir biçimde kullanılması veya taklit edilmesidir. Marka hakkının ihlali marka sahibinin izni olmadan markanın kullanılması veya Çakma ürünler/replika malların, ürünlerin üretilmesi anlamına gelir.
6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu’nun 30. maddesinin 1. fıkrası, marka hakkına tecavüz suçunu düzenler. Bu maddeye göre, başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz eden kişiler bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Marka hakkına tecavüz suçu, tescilli marka sahibinin bu marka üzerindeki haklarını korumayı amaçlamaktadır. Markanın tescil edilmesiyle birlikte marka sahibi bu haklarını kullanma yetkisine sahip olur ve bu hakların ihlali cezai yaptırımlarla sonuçlanır.
6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu’nun 29. maddesine göre marka hakkına tecavüz sayılan fiiller şunlardır: marka sahibinin izni olmaksızın markayı kullanmak, markayı veya benzerini taklit etmek, taklit edilmiş markayı taşıyan ürünleri satmak veya ticaret alanına çıkarmak, marka sahibinin izni olmaksızın lisans haklarını genişletmek veya üçüncü kişilere devretmek.
Tescilli bir markanın, sahibinin izni olmaksızın kullanılması veya o markayı taşıyan mal ve hizmetlerin, tecavüzün bilinmesine rağmen pazarlanması, stoklanması, satış için teklif edilmesi, ihracı, ithali ya da tecavüzün bilinmesine rağmen o malların nereden sağlandığının bildirilmesinden kaçınılması, tecavüz olarak tanımlanmıştır (Tekinalp, Ü.: Fikrî Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 491).
Marka hakkına tecavüz şekilleri çeşitli olabilir. Ancak kanun koyucu yalnızca iki tür tecavüzü suç olarak belirlemiştir: iktibas ve iltibas. Bu iki tecavüz biçimi, markanın köken ayırt etme işlevini tehlikeye sokmaktadır. Kanun, iktibas ve iltibası tek fıkrada düzenlemiştir. Ancak her iki fiili de ayrı suç olarak kabul etmektedir.
İktibas suretiyle marka hakkına tecavüz, tescilli bir markanın aynen kullanılması anlamına gelir. Tescilli markanın birebir aynısı veya küçük farklılıklarla ayırt edilemeyecek derecede benzer işaretlerin kullanılmasını da içermektedir. SMK m. 7/2-a’da, “Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması” ifadesi, iktibas kavramını açıklamaktadır. İltibas yoluyla tecavüz ise tüketicinin markayı karıştırma ihtimali olarak karşımıza çıkar. İltibas yoluyla marka hakkına tecavüz, tescilli bir markanın benzerinin kullanılması suretiyle tüketiciler tarafından markanın karıştırılmasına neden olmaktır.
Karıştırılma ihtimali, bir işaretin tescilli bir markayla aynı veya benzer olması ve bu markanın kullanıldığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetlerde kullanılması durumunda söz konusu olabilir. Halkın, bu iki işaret arasında herhangi bir bağlantı veya benzerlik algılamasıyla birlikte, mal veya hizmeti yanlışlıkla başka bir işletmeden aldığı yanılgısına düşmesi “karıştırılma ihtimali” olarak nitelendirilir. (Yargıtay Kararı – HGK., E. 2013/1521 K. 2015/852 T. 25.2.2015)
Kanunda belirtilen ‘’Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.’’ ifadesi taklit ürün olarak karşımıza çıkar. Kanun Çakma ürünler/replika mallar bakımından cezai yaptırım öngörmüştür.
Sınai Mülkiyet Kanunu madde 149 hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin ileri sürebileceği talepleri düzenlemiştir. Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden şu taleplerde bulunabilir: tecavüzün tespit edilmesi, muhtemel tecavüzün önlenmesi, tecavüz fiillerinin durdurulması, maddi ve manevi zararların tazmini, tecavüz oluşturan ürünler ve bunların üretiminde kullanılan cihazlara el konulması, bu ürün ve cihazlar üzerinde mülkiyet hakkının tanınması, tecavüzün devamını önlemek için tedbirlerin alınması. Peki, taklit ürün satmanın cezası ne kadardır?
Taklit Ürün Satmanın Cezası Nedir?
Tescilli bir markanın iktibas ya da iltibas yoluyla taklit edilip satışa sunulması marka hakkına tecavüz suçunu oluşturur. Markanın taklit edilmesi, markanın tamamen veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanma şeklinde gerçekleşebilir. Bu durumda, markanın aynen kullanılması veya kısmen değiştirilerek kullanılması marka hakkına tecavüz teşkil eder. Özellikle markanın ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanılması, tüketicileri kolaylıkla yanıltabilir ve bu da markanın taklit edildiğini gösterir.
Kanuna göre marka hakkına tecavüz suçunun yaptırımı düzenlenmiştir. Sınai ve Mülkiyet Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca, bir kişi marka hakkına tecavüz ederek mal üretir, hizmet sunar, satışa sunar veya satarsa ithalat veya ihracat yaparsa ticari amaçla satın alır, bulundurur, nakleder veya depolar ise bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılabilir.
Marka koruması altında olduğunu belirten işareti, yetkisi olmadan mal veya ambalaj üzerinden kaldıran kişi ise bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılabilir. Marka hakkı üzerinde yetkisi olmadığı halde başkasına ait markayı devreden, lisans veren veya rehin veren kişi ise iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılabilir. Bu maddede yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır. Ek olarak kanun maddesinde yer alan suçlardan dolayı cezaya hükmedebilmek için de markanın Türkiye’de tescilli olması şartı da aranmaktadır.
Yargıtay’ın kararlarına göre, taklit ürünlerin sadece satılması değil, işyerlerinde depolanması bile marka hakkına tecavüz suçunu oluşturmaktadır. Özetle Çakma ürünler/replika malların ticaret alanında bulundurulması marka sahibinin haklarının ihlal edildiğini gösterir.
Marka hakkını ihlal edenler, hem hukuki hem de cezai sonuçlar ile karşı karşıya kalabilirler. Marka sahibi, marka hakkını ihlal eden kişilere karşı maddi ve manevi tazminat talepleri ile birlikte itibar tazminat davası da açabilir. Ek olarak marka hakkı ihlal edilen kişi, ihlalin tespiti, ihlalin durdurulması ve ihlalin önlenmesi davası da açabilir.
Çakma ürünler/replika malların satışından kaynaklanan durumlarda çeşitli tedbirler alınabilir. Bu tedbirler arasında, ürünlere el konulması, satışının durdurulması, üretiminin veya ithalatının engellenmesi, ürünlerin imha edilmesi gibi önlemler mevcuttur.
Telif Hakkı İhlalinde Eser Sahibinin Hakları konusu hakkında da bilgi almak için içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.
Markaya Tecavüzün Tespiti Davası
Marka hakkına tecavüzün tespiti davası, bir marka sahibinin, izin almadan tescili bir başkasına ait markayı aynen veya ayırt edilemeyecek şekilde benzerini kullanılması nedeniyle açtığı davadır. Böyle bir hak ihlalinin var olup olmadığının tespiti amacıyla açılır. Dava tespit amaçlı olduğu için icrai nitelik arz etmemektedir. Bu yüzden açılacak tespit davası tecavüzün durdurulması, kaldırılması ve zararın söz konusu olduğu hallerde tazminat talebiyle birlikte açılmalıdır.
Markaya Tecavüzün Önlenmesi Davası
SMK’nın 149/1-b maddesi, marka hakkı tecavüzüne karşı marka sahibinin tecavüzün önlenmesini talep edebilmesine imkan tanımaktadır. Tecavüzün önlenmesi davası, tecavüz fiilinin henüz gerçekleşmemiş olduğu ancak yakın ve ciddi bir tehlike oluşturduğu durumlarda marka sahibinin koruma sağlamak için başvurabileceği bir yoldur. Marka hakkına tecavüzün önlenmesi davası, bir marka sahibinin, markasına yönelik potansiyel ihlallerin önlenmesi amacıyla açtığı davadır. Burada henüz başlamamış fakat başlama tehlikesi bulunan bir eylem ya da işlem olabilir. Bu dava ile olası tecavüz eylemlerinin önlenmesi amaçlanır.
Markaya Tecavüzün Durdurulması Davası
SMK’nın 149/1-c maddesi, marka hakkına tecavüz eden fiillerin durdurulması için marka sahibine yasal bir koruma sağlar. Tecavüzün durdurulması davası, marka sahibinin, marka hakkına tecavüz eden faaliyetleri durdurmak için mahkemeden talepte bulunabileceği bir hukuki yol sunmaktadır. Tecavüz fiillerinin durdurulması davası, devam eden bir hukuki ihlali durdurmayı amaçlamaktadır. Bu dava türünde, marka hakkına tecavüz eden kişinin mevcut eylemlerinin durdurulması talep edilir ve ihlalin devam etmesi engellenmeye çalışılır. Başlamış ve devam etmekte olan tecavüz eylemine son verme amacını taşır. Bu davanın açılabilmesi için, ihlali gerçekleştiren kişinin kusurlu olması veya marka sahibinin zarar görmesi gerekmez. Özetle, marka hakkının ihlali tespit edildiğinde mahkemeden tecavüzün durdurulmasına yönelik bir karar talep edilebilir.
Markaya Tecavüz Fiilinin Kaldırılması ve Tazminat Davası
Tecavüzün kaldırılması davası, marka hakkına tecavüz eden kişinin bu tecavüzün sonuçlarının ortadan kaldırılması için açtığı bir hukuki yoldur. Marka sahibi, markasını tecavüz eden fiillere karşı tecavüzün kaldırılması ve tazminat davası açabilir. Tecavüz fiilinin sebep olduğu zarar tazminat davası ile giderilebilir. Marka hakkı ihlalinin sonlandırılması talebi marka sahibi tarafından ileri sürülür. Marka sahibinin bu talebi, ihlalin durdurulması, ürünlere el konulması, satışın, üretimin veya ithalatın durdurulması, ürünlerin imha edilmesi veya marka sahibine mülkiyet hakkı tanınması taleplerini içerir.
Tazminat davaları, sınai mülkiyet hakkı ihlali nedeniyle hak sahibinin uğradığı zararların giderilmesi amacıyla açılan davalardır. Sınai Mülkiyet Kanunu madde 150, sınai mülkiyet hakkına tecavüz durumunda tazminat taleplerini düzenleyen önemli bir hükümdür. Marka hakkı ihlali nedeniyle maddi zarara uğrayan hak sahibi, bu zararın karşılanması için maddi tazminat talep edebilir. Maddi zarar, genellikle marka hakkının ihlaliyle doğrudan ilişkilendirilen ekonomik kayıpları içermektedir. Marka hakkı ihlali sonucu hak sahibinin manevi olarak zarar görmesi durumunda manevi tazminat talep edilebilmesi de mümkündür. Manevi tazminat genellikle kişisel itibarın zedelendiği durumlarda söz konusu olabilir.
Marka sahibi, tüketiciler nezdindeki güvenin azalması ve markanın tercih edilmemesi gibi durumlar nedeniyle manevi tazminat talep etmektedir. Sınai Mülkiyet Kanununun 150/2. maddesi, markanın kötü şekilde kullanılması veya markaya zarar veren ürünlerin piyasaya sürülmesi sonucunda marka itibarının zarar görmesi halinde, bu zararın itibar tazminatı ile tazmin edilebileceğini belirtmektedir. Yargıtay’ın kararlarına göre de itibar tazminatı, maddi ve manevi tazminattan ayrı bir tazminat olarak talep edilen özel bir tazminat türüdür. İtibar tazminatı, marka sahibinin kaybettiği saygınlık ve güveni yeniden kazanması için gereken maliyetin karşılanması amacıyla talep edilmektedir.
Tazminat talebinde bulunan hak sahibi kanuna göre dava açmadan önce tazminat yükümlüsünden söz konusu bilgi ve belgelerin mahkemeye sunulmasını isteyebilir. Bu madde delil tespiti açısından önem arz etmektedir.
Yargıtay’a göre marka hakkına tecavüz eylemi esasen haksız fiil niteliğindedir. Haksız fiilden dolayı tazminata hükmedilmesi kusurlu davranılması şartına bağlıdır. Tecavüzün önlenmesi, durdurulması ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için kusurun varlığı aranmamaktadır.
Marka Hakkına Tecavüz Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Marka hakkına tecavüz nedeniyle açılacak davalarda görevli mahkeme, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olarak karşımıza çıkar. Yetkili mahkeme ise marka sahibinin yerleşim yeri veya marka hakkına tecavüzün gerçekleştiği yahut tecavüzün etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir.
Markaya Tecavüz Davaları Açısından Zamanaşımı
Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamından özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Buna göre tazminat istemi zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. (TBK m. 72)
Sıkça Sorulan Sorular
Marka hukukunda tazminat talebinin hesaplanmasında esas alınan unsur nedir?
Marka hakkı sahibinin hukuka aykırı eylemden dolayı uğradığı zarar esas alınır. Bu zararın niteliğine göre tazminata hükmedilir.
Marka hukukunda itibar tazminatı nedir?
İtibar tazminatı, markanın itibarının zedelenmesi sonucunda ortaya çıkan maddi ve manevi zararların telafi edilmesi için talep edilen bir tazminat türüdür. Bu tazminat, marka veya şahsi itibarın hasar görmesiyle birlikte itibar kaybından kaynaklanan finansal kayıpları içerebilir. Ek olarak itibarın yeniden inşası için gerekli olan masraflar da bu kapsamda değerlendirmek mümkündür. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 04.10.2017 tarihli kararında davalı tarafça lisanssız ve izinsiz olarak davacıya ait marka ve şekil ibaresinin kullanımının aynı zamanda markanın itibarına zarar verdiği gerekçesiyle itibar tazminatına hükmetmiştir.
Taklit ürün ticaretinde etkin pişmanlık mümkün müdür?
Evet etkin pişmanlık mümkündür. Marka hakkı ihlali suçlarında failin, soruşturma veya kovuşturma başlamadan önce etkin bir şekilde pişmanlık göstererek markayı kullanmayı bırakması ve ihlal edilen ürünleri imha etmesi durumunda hakkında cezaya hükmolunmaz.
Çakma ürün nedir?
Çakma ürün, orijinal bir ürünü taklit eden ve o ürünün marka özelliklerini kopyalayan üründür. Çakma ürünler genellikle daha düşük kalitede ve uygun fiyatlı malzemelerden yapılır. Bu sebeple çok daha düşük fiyatlarla piyasada yer edinir.
Çakma ürün satmanın cezası nedir?
Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında çakma ürün satmanın cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası olarak belirlenmiştir.
İmitasyon saat satmanın cezası nedir?
Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında çakma ürün satmanın cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası olarak belirlenmiştir.
Zararın oluşması için taklit ürünlerin piyasaya sunulması şart mıdır?
Çakma ürünler/replika malların piyasaya sunulması, ceza hükmü verilmesi için zorunlu bir koşul değildir.
‘’Davalının davacıya ait tescilli markanın kullanılması konusunda lisans sahibi olmadığı halde ürün siparişi vererek Türkiye’ye getirttiğine göre markaya tecavüz ettiğini bilmesi gerektiğinden, bu ürünlerin yurt içinde satılmayacak olmasının markaya tecavüz edildiği gerçeğini değiştirmediğinden, ürünlerin ülke sınırlarına girdiği anda markaya tecavüz fiilinin gerçekleşmiş olacağından, davalının amacının para kazanmak ve kendine fayda sağlamak olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının davacının markasına vaki tecavüzün ref’ine ve men’ine karar verilmiştir. ‘’ ( Y 11. HD., 08.05.2006, E.2005/5247, K. 2006/5336)
Marka Hukukunda Hukuki Danışmanlık
Marka hakkı ihlalleri, çakma ürünler/replika malların ticaretini engelleme ve yasal koruma süreçlerinde uzmanlaşmış ofisimize her zaman ulaşabilirsiniz. Markanızın güvenliğini sağlamak ve hukuki haklarınızı korumak için uzman bir avukattan yardım almanız hak ihlali yaşamamanız açısından önemlidir. Ofis sahibimiz aynı zamanda marka vekili olup marka patent ve telif hukuku alanında üstün bir tecrübeye sahiptir.
HATİCE UYĞUN