Erkeğin evi ile ilgilenmemesi, eve geç gelmesi boşanma sebebi midir? sorusu, Yargıtay’ın emsal kararı ile tekrar gündeme geldi. Verilen bu karara göre “eşin eve geç gelmesi”, boşanma sebebi olarak sayılmıştır. Bu nedenle eve geç gelen koca, Yargıtay tarafından tam kusurlu bulunmuştur. Yargıtay’ın emsal kararını görmek ve detayları incelemek için aşağıda içeriğimizi okuyabilirsiniz.
İçindekiler
Erkeğin Evi ile İlgilenmemesi, Eve Geç Gelmesi Boşanma Sebebi Midir?
Yargıtay’a göre erkeğin eve geç gelmesi, boşanma sebebi olarak sayılmıştır. Erkek tam kusurlu olduğundan, kadının manevi tazminat hakkı da ortaya çıkacaktır. Yargıtay‘ın emsal kararını inceleyerek daha detaylı bilgi alabilirsiniz.
Aile ve Boşanma Hukuku ile ilgili daha detaylı bilgi almak, Aile ve Boşanma Hukuku alanındaki diğer konularda bilgi edinmek isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Yargıtay Kararının Özeti
Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen “eve geç saatlerde gelme, eviyle ilgilenmeme ve evinin ihtiyaçlarını karşılamama” şeklindeki kusurlu davranışları nedeniyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek ilk derece mahkemesince gerekse bölge adliye mahkemesince her ne kadar davacı-karşı davalı erkeğin gerçekleşen bu kusurlu davranışlarının, kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı kabul edilmiş ise de; dosya kapsamında toplanan delillerden, davacı-karşı davalı erkeğin gece hastalanan eşini hastaneye götürmediği, kadını bir akrabasının hastaneye götürdüğü, bu suretle eviyle ve eşiyle ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalı erkeğin kabul edilen bu kusurlu davranışı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. O halde davalı-karşı davacı kadın yararına TMK m. 174/2 koşulları somut olayda oluştuğundan davalı-karşı davacı kadının manevi tazminat (TMK m. 174/2) talebinin kabulüne karar verilecek yerde, yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay Kararı: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/4446 E. , 2021/6581 K.
Mahkemesi: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Dava Türü: Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, her iki davanın tamamına yönelik olarak; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının ve maddi tazminatın miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ile manevi tazminat talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1. Davacı-karşı davalı erkeğin “Kadının davasının kabulü, kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, kadın yararına maddi tazminata ve tedbir nafakasına hükmedilmesi ile reddedilen kendi tazminat taleplerine” yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
İlk derece mahkemesince bu yönlere ilişkin olarak verilen hüküm davacı -karşı davalı erkek tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davacı -karşı davalı erkeğin istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b. Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen “Eve geç saatlerde gelme, eviyle ilgilenmeme ve evinin ihtiyaçlarını karşılamama” şeklindeki kusurlu davranışları nedeniyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek ilk derece mahkemesince gerekse bölge adliye mahkemesince her ne kadar davacı-karşı davalı erkeğin gerçekleşen bu kusurlu davranışlarının, kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı kabul edilmiş ise de; dosya kapsamında toplanan delillerden, davacı-karşı davalı erkeğin gece hastalanan eşini hastaneye götürmediği, kadını bir akrabasının hastaneye götürdüğü, bu suretle eviyle ve eşiyle ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalı erkeğin kabul edilen bu kusurlu davranışı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. O halde davalı-karşı davacı kadın yararına TMK m. 174/2 koşulları somut olayda oluştuğundan davalı-karşı davacı kadının manevi tazminat (TMK m. 174/2) talebinin kabulüne karar verilecek yerde, yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç
Boşanma ile ilgili yaşadığınız sorunlarda, Burak Temizer Hukuk Bürosu’nun deneyimli İstanbul boşanma avukatı kadrosu her zaman yanınızda yer almaktadır.
Davacı-karşı davalı erkeğin “Kadının davasının kabulü, kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, kadın yararına maddi tazminata ve tedbir nafakasına hükmedilmesi ile reddedilen kendi tazminat taleplerine” yönelik temyiz dilekçesinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün, yukarıda (2/b) bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (2/a) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden Ahmet Rıfkı’ya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde yatıran Oya’ya geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.
28.09.2021 (Salı)