Ara

Boşanma Sebepleri Nelerdir? Kesin ve Özel Boşanma Sebepleri

Boşanma Sebepleri Nelerdir? Kesin ve Özel Boşanma Sebepleri

Boşanma sebepleri, evlilik birliği içerisinde, evliliğin sonlandırılabilmesi için hukuki anlamda geçerliliği olan sebeplerdir. Öte yandan eşler arasında kimin haklı ya da kimin daha az kusurlu olduğunun tespiti, nafaka ve velayet tespitinin gerçekleştirilmesi gibi pek çok noktada boşanma sebebi önemli bir rol oynamaktadır. İşte bunun için anlaşmalı ya da çekişmeli boşanma davasının seyrinin doğru ilerlemesi için boşanma sebeplerine dikkat edilmesi gerekir. Biz de içeriğimizde kesin ve özel boşanma sebepleri ile birlikte en kolay boşanma sebepleri konusundan da söz edeceğiz.

Aile Kavramı ve Evlilik Kurumu

Evliliğin sona erme sebepleri, boşanma sebepleri, şiddetli geçimsizlik boşanma sebepleri… Aile birliği, en bilinen anlamı ile toplumun en temel yapıtaşı, en küçük sosyal birimidir. Evlilikte arzu edilen amaç, hayatın acı ve tatlı bütün durumlarını içine alan bir hayat ortaklığı kurabilmektir. Bu sebepledir ki eşler iyi ve kötü günlerinde birbirlerine maddi ve manevi yardımcı olacaklar, evlilik birliğinin uzun yıllar devam etmesini sağlamak üzere çabalarını ortaya koyacaklardır.

Toplumun temeli olarak kabul gören aile, hukuksal bir işlem olan evlenme sözleşmesi ile kurulmaktadır. Evlenme sözleşmesiyle beraber, eşler yeni bir hukuksal statü sahibi olmakta; bu statüyle bazı haklara sahip olmanın yanında bir takım yükümlülükleri de yerine getirmeleri gerekmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 41.maddesinde (Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.) aile kavramına yer verilmiştir ve aile kavramı Türk toplumunun temeli olarak ifade edilmekle birlikte aile kurumunun eşler arasında eşitliğe dayandığı açıkça işaret edilmiştir.

Evlilik birliği tarafların aynı yöndeki iradelerini açıklamalarıyla meydana gelirken, yani evlenme irade esasına dayalı bir işlemken, boşanma için tarafların iradelerini beyan etmeleri yeterli olmayıp devletin daha etkin bir şekilde evlilik birliğinin sona ermesinde müdahalesi söz konusudur.

Genel ve Özel Boşanma Sebepleri
Genel ve Özel Boşanma Sebepleri

Genel ve Özel Boşanma Sebepleri

Evlenmenin geçerlilik şartları bulunmaktadır. Ancak kanundaki sıkı şekil şartlarına uygun olarak yapılan evliliğin geçerli bir evlilik olduğundan bahsedilebilir. Bu anlamda evliliğin sona erme sebepleri denildiğinde kanundaki şartlara uygun olarak yapılmış geçerli bir evliliği sona erdiren haller anlaşılacaktır.

Sürekli bir yaşam birliği oluşturmak üzere kuruluyor olsa da evlilikler çeşitli sebeplerle sona erebilmektedir. Bu sebepler ölüm, gaiplik, eşlerden birinin cinsiyet değiştirmesi ve boşanma olarak sıralanabilir.

Yazımızın temelini oluşturan konu ise bu sebeplerden “boşanma” başlığıdır. Boşanma, geçerli olarak kurulmuş evlilik birliğinin sağ olan eşlerin TMK’ da sayılan sebeplerden birine dayanarak açtığı dava sonucunda mahkeme kararı ile sonlandırılmasıdır. Boşanma mutlaka bir hakim kararını gerektirir ve hakim de boşanma kararını ancak belli sebeplerin varlığının tespiti halinde verebilecektir. Boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu’nda hükme bağlanmıştır. Bu sebepler genel ve özel sebepler olarak iki temel grupta ele alınabilir.


Aile ve Boşanma Hukuku ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve Boşanma Hukuku alanındaki diğer konularda bilgi edinmek isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.


1. Özel Boşanma Sebepleri

Özel boşanma sebepleri başlığı altında yer alan sebepler, davanın seyrince çok ciddi bir öneme sahiptir ve karşı tarafı doğrudan haklı konumuna getirir. Bunlar ise şu şekildedir:

Özel boşanma sebeplerinin geçerli olabilmesi için iddia edilen boşanma sebebinin ispat edilmesi zorunludur. Aksi durumda boşanma sebebi geçersiz sayılabilir.

2. Genel Boşanma Sebepleri

Genel boşanma sebepleri başlığı altında kusur esastır. Boşanmak isteyen kişi eşinin kusurunu kanıtlamalıdır. Bu sebeplerden ise şu şekilde söz edebiliriz:

  • Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik)
  • Eşlerin Boşanma Hususunda Anlaşmaları (Anlaşmalı Boşanma)
  • Ortak Hayatın Kurulamaması

Genel ve özel boşanma sebepleri hakimin inceleme yetkisinin var olmasına bağlı olarak evlilik birliğinin çekilmez hal alıp almadığını, mutlak ve nisbi boşanma sebepleri olmak üzere iki sınıflandırmaya tabi tutarlar. Bu sınıflandırmada genel boşanma sebeplerinde, nispi; olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması, mutlak; anlaşmalı boşanma ve ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle boşanma sebepleri arasında yer almaktadır. Özel boşanma sebeplerinde, mutlak; zina, hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış ve terk, nispi; küçük düşürücü suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme ile akıl hastalığı boşanma sebepleri arasında yer almaktadır.

Boşanma davası açma hakkı kanun ile açıkça her iki eşe de tanınmış bir hak olup Türk Medeni Kanunu’nda açıkça hüküm altına alındığı üzere açılan boşanma davasında boşanma sebebi ispatlanmış olursa TMK md. 170 (Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hakim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.)  hükmünce hakim boşanmaya da ortak hayatın yeniden kurulma ihtimalinin öngörüldüğü takdirde ayrılığa da hükmedebilecektir. Önemle belirtmek gerekir ki davacı eş boşanma talepli değil de ayrılma talepli dava açmışsa bu takdirde boşanmaya karar verilemez.

Boşanma ve ayrılık davasında yargılama HMK’ya tabi olmakla birlikte boşanma yargılaması için TMK md. 184 ile özel hüküm getirilmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş , Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 7. Md. “Aile mahkemeleri, önlerine gelen dava ve işlerin özelliklerine göre, esasa girmeden önce, aile içindeki karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörünün korunması bakımından eşlerin ve çocukların karşı karşıya oldukları sorunları tespit ederek bunların sulh yoluyla çözümünü, gerektiğinde uzmanlardan da yararlanarak teşvik eder. Sulh sağlanamadığı takdirde yargılamaya devam olunarak esas hakkında karar verilir.” şeklindeki boşanma davasının esasına girmeden önce uygulanması gereken bir usul hükmüdür.

Bahsi geçen hükümde işin özelliğine göre hakimin tarafları sulhe teşvik etmesi ifade edilmekle birlikte TMK’nın 166/3 md. (Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır.

Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz. ) ve 166/4 md. (Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. ) düzenlemelerinin niteliği sulh için elverişli değildir.

Bu sebeple bahsi geçen hükümler dışında açılan boşanma davalarında hakim esasa girmeden önce tarafları sulhe teşvik edecektir. Benzer şekilde boşanma yargılamasına özel düzenleme olan TMK’nın 184. Maddesi (Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tâbidir: 1. Hâkim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz. 2. Hâkim, bu olgular hakkında gerek re’sen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez. 3. Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hâkimi bağlamaz. 4. Hâkim, kanıtları serbestçe takdir eder. 5. Boşanma veya ayrılığın fer’î sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz. 6. Hâkim, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir.)  de TMK’nın 166/3 ve 166/4 düzenlemeleri uyarınca açılan davalar bakımından uygulanmayacaktır.

En Kolay Boşanma Sebepleri
En Kolay Boşanma Sebepleri

En Kolay ve Kesin Boşanma Sebepleri

Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde genel boşanma sebeplerinin düzenlendiğini görmekteyiz. Buna göre genel boşanma sebepleri evlilik birliğinin temelinden sarsılması (şiddetli geçimsizlik) , anlaşmalı boşanma ve ortak hayatın yeniden kurulamaması olarak üç ayrı başlığa ayrılmaktadır. Aslında bu sebeplerin hepsi temelinden sarsılmaya ilişkindir.

Nitekim kanun koyucu da Türk Medeni Kanunu’nun 166. Maddesinde;

Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır.

Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.) denmektedir. üç boşanma sebebine de yer vermiş olmasına rağmen hükmü “evlilik birliğinin sarsılması” şeklinde tek bir başlık altında değerlendirmiştir.

Genel boşanma sebeplerinde, nispi; evlilik birliğinin temelinden sarsılması, mutlak; anlaşmalı boşanma ve ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle boşanma sebepleri arasında yer almaktadır.

1. Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik)

Evlilik birliğinin sarsılması nedenleri, Türk Medeni Kanunu’nda ismen düzenlenmiş fakat hangi durumlarda evlilik birliğinin temelden sarsılmış sayılacağının takdiri hakime bırakılmıştır.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması halk dilindeki adıyla Şiddetli geçimsizlik  genel boşanma sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davasında, evlilik birliği devam ederken eşlerin ortak hayatlarını birlikte sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek şekilde temelinden sarsılması durumunda kusursuz veya daha az kusurlu tarafın diğer eşe açtığı bir çekişmeli boşanma davası türüdür. Genel olarak evliliğin temelinden sarsılması yahut çekişmeli genel boşanma davası şeklinde çeşitli deyişlerle adlandırılmaktadır.

Eşlerin, karşılıklı veya tek taraflı şiddetli geçimsizlik yahut anlaşmazlık yaşamaları halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılabilir. İleri sürülecek sebebe dayanarak açılacak boşanma davasında herhangi bir hak düşürücü süre bulunmaz ve taraflar istedikleri zaman bu nedeni öne sürerek boşanma davası açabilirler.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, genel bir nitelik taşımakta ve nisbi genel bir boşanma sebebi olarak ileri sürülebilmektedir. Ortaya çıkabilecek her türlü olgu veya olay boşanmaya sebebiyet verebilir. Burada belli olgu veya olaylardan bahsetme imkânı bulunmaz. Her türlü ortaya çıkan durum, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verebileceği için kanun kapsamında belli nitelikteki olgu ve olayları belirtme gidilmemiştir. Yani geçimsizliğe sebebiyet verebilecek olay ve hadiseler çok çeşitli olabildiği için evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verebilecek olaylar kesin olarak kanunda düzenlenmemiştir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılabilmesi için, kesin ve net olarak belli bir olayın meydana gelmesi yeterli olmayacaktır. Boşanmaya karar verilmesi için, evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenemeyecek derecede sarsılmış olması gerekecektir. Evlilik birliği çekilebilir nitelikte ise, boşanmaya karar verilemeyecektir.

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açılması için 1 gün bile evli kalınması yeterlidir. Ancak boşanmayı istemede haklı bir sebebin ileri sürülebilir olması gerekmektedir.

Buna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile açılan çekişmeli boşanma davaları genel boşanma sebeplerine dayanan davalardır. Bu durumda evlilik hayatını çekilmez kılan sınırsız sayıda sebebin ileri sürülmesi ile açılabilir. Burada dava açan eşin tamamen kusurlu bulunması şart değildir. Daha az kusurlu yahut kusursuz olan eş şiddetli geçimsizliği ileri sürerek boşanma davası açabilecektir. Şiddetli geçimsizliğin mevcudiyetini ileri süren eş, boşanma davasında iddia ve delillerini mahkemeye sunacak bu geçimsizliği ispat etmeye çalışacaktır.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılabilmesi için olası sayılabilecek durumlardan örnekler sıralamak gerekirse;

1. Güven Sarsıcı ve Sadakat Yükümlülüğüne Aykırı Davranış (Yargıtay kararlarında da aşağıdaki davranışlar, güven sarsıcı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı kabul edilmektedir: 

  • Eşlerin sürekli olarak geç saatlere kadar dışarıda bulunması,
  • Eşlerden birisinin kendisine ilgisi olan bir başkasıyla, sosyal arkadaşlık amacıyla olsa dahi zaman geçirmesi,
  • Eşlerin gittikleri yer hakkında yalan ifadeleri olması ve bunun tespiti,
  • Eski eş veya sevgiliyle görüşme,
  • Eşlerin birbirlerine haber vermeden, üçüncü şahıslara borç vermeleri ya da ciddi miktarlarda kredi çekmeleri,
  • Her iki tarafın üzerinde hakkı bulunan taşınmazların, taraflardan birisinin diğer eşin bilgisi olmadan başkasına devretmesi,
  • Sosyal medya üzerinden eşlerden birisinin duygusal sayılabilecek ilişki kurması,
  • Eşlerin karşı cinsleriyle telefon üzerinden ya da uygulamalardan sürekli olağan boyutta görülmeyecek uzunlukta görüşmeleri. )

2. Kumar Oynama Alışkanlığı
3. Bağımsız Eşlerin Yalnız Yaşayabilecekleri Evi Kurmama
4. Aile Sırlarının Üçüncü Kişilere Anlatılması
5. Eşlerin Saygısız ve Agresif Davranışlar Sergilemeleri

2. Aşırı Borçlanma

Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi kapsamında, çiftler arasında evlilik birliğini zedeleyen davranışların ve hareketlerin gerçekleştirilmesinin boşanma sebebi olabileceğinden söz ediliyor. Bu nedenle çiftler arasında evlilik birliğini zedeleyen hal ve hareketler, davranışlar, görev ve sorumlulukların yerine getirilmemesi gibi durumlar, boşanma sebebi olarak gösterilebilir. Aşırı borçlanma da bu sebeplerden bir tanesi.

Yargıtay’ın emsal kararı kapsamında, aşırı borçlanmanın evlilik birliğini zedeleyebileceği vurgulanmış ve bunun bir boşanma sebebi olarak gösterilebileceğinden bahsedilmiştir. Çünkü aşırı borçlanma sonrasında kişi evlilik birliği içerisinde görevlerini yerine getirmemiş olacak ve evlilik birliğinin temelden sarsılması durumu ortaya çıkacaktır. Bu durum boşanmada ekonomik şiddet konusunu gündeme getirdiğinden, maddi sıkıntı boşanma sebebi midir? sorusuna evet cevabı verilebilir.

3. Aşırı Kıskançlık

Evlilik birliği içerisinde sıklıkla rastlanan durumlardan bir tanesi de aşırı kıskançlıktır. Bu durum kıskanılan eşin hak ve özgürlüklerini de kısıtlamakta, ayrıca boşanma sebebi olarak gösterilebilmektedir. Çünkü evlilikte huzuru bozması, boşanma sebebi olmasındaki en önemli etkendir. Ancak bu durum tek taraflı olacağından, karşı tarafın hareketleri de dava sürecini doğrudan etkileyecektir. Öyle ki çiftlerden biri aşırı kıskanç olmasına karşın diğeri sadakat yükümlülüklerini tam anlamıyla yerine getirmiyorsa, o halde aşırı kıskanç olan eş kusurlu gösterilmeyecektir.

Aşırı kıskanç olan kişi, eşinin arkadaşlarıyla ve yakınlarıyla görüşmesini engelliyorsa ve aynı ortamda iken aşırı kıskanç hareketlerle eşini diğer kişilerin yanında rencide edici hareketlerde bulunuyorsa, boşanma davası açılabilmesi için gerekli şartlar oluşacaktır. Ancak bunun ispatı zorunludur. Aksi durumda aşırı kıskançlık sebebiyle boşanma davası açılamayacaktır. Kıskançlık boşanma nedeni midir? sorusuna en net bu şekilde yanıt verebiliriz.

4. Ağız, Ayak Kokusu ve Ter Kokmak

Yargıtay, son dönemde bazı hal ve hareketlerin, gerçekleştirilmesi gereken sorumlulukların gerçekleştirilmemesinin boşanma sebebi olabileceğini emsal kararlar ile belirlemiştir. Bu nedenle eşlerden birinin kötü ayak, ağız ve ter kokusuna sahip olmasının boşanma sebebi olarak gösterilebileceği vurgulanmıştır. Tabii ki bunun bazı unsurları da bulunuyor.

Kötü ağız, ayak ve ter kokusuna sahip olan eşin bu durumunun herhangi bir hastalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, hastalığın tedavisinin olup olmadığı ve tedavi sürecine eşlerin nasıl tepki verdiği, boşanma davası seyrini önemli ölçüde etkileyecektir. Çünkü bu durum diğer eş için rahatsız edici olduğundan, Yargıtay boşanma kararını verebilir. Ağız, ter ve ayak kokusu boşanma sebebi midir? sorusuna evet desek de bunun belirli unsurları bulunmakta ve mutlaka uzman bir avukattan destek alınması gerekmektedir.

5. Cinsel İlişkiye Zorlamak ve Cinsel Şiddet Uygulamak

Evlilik birliğinin temelden sarsılması yani şiddetli geçimsizlik türlerinden bir tanesi olan cinsel şiddet, eşler arasındaki bağlılığı sarsmaktadır. Bu nedenle Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik birliği içerisinde kişiyi zorla cinsel ilişkiye itmek, cinsel ilişki esnasında zarar verici hareketlerde bulunmak, boşanma sebebi olarak gösterilmektedir.

Evlilik içerisinde eşlerin cinsel ilişkiye girmeleri, evlilik birliğinin sağlanması açısından gereklidir. Ancak eşi cinsel ilişki isteği olmamasına rağmen ilişkiye zorlamak, ilişki esnasında can yakıcı hareketlerde bulunmak ve normal olmayan yollardan cinsel ilişki talep etmek, evlilik birliğini temelden sarsacaktır. Bu durum cinsel ilişkiye zorlayan eşi tam kusurlu hale getirir. İspat bu süreçte en önemli konu olmasına karşın cinsel şiddette ispat son derece zordur. Bunun için hukuki destek almanız, sürecin sağlıklı ilerlemesi adına oldukça önemlidir. Cinsellik yüzünden boşanılır mı? sorusuna bu şekilde yanıt verebiliriz.

6. Cinsel İlişkiye Girmeme

Yargıtay kararına göre cinsel birleşmeden kaçınan, cinsel birliktelik konusunda isteksiz olan ve cinsel birlikteliği başaramayan eş, kusurlu olarak kabul edilmiştir. Çünkü evlilik birliği ile eşlerin birbirinin hem fizyolojik hem de psikolojik ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğinden, cinsel ihtiyaç karşılanmadığından, eş kusurlu olarak ifade edilebilir.

Eşler arasında uzun süre devam eden cinsel ilişkiye girmeme durumu farklı sorunları da ortaya çıkarabilir. Öte yandan cinsel ilişkiye girmeme durumunun ispatı, doktor muayenesi ile mümkündür. Doktor muayenesi raporu, mahkemede kanıt olarak gösterilebilir. Çünkü bu durum evlilik birliğini temelden sarsacak niteliktedir. Cinsel sorunlar nedeniyle boşanma konusundan bu şekilde söz edebiliriz.

Eşlerin Boşanma Sebepleri
Eşlerin Boşanma Sebepleri

Diğer Boşanma Sebepleri Nelerdir?

Evlilik birliğinin sağlanamaması sonucunda gerçekleşen boşanma sebeplerinde ispat zorunludur. Bu nedenle boşanma sebebinin olması tek başına yeterli olmaz. Eğer ispat konusunda zorluk yaşıyorsanız, o halde uzman bir boşanma avukatından destek almanız son derece doğru bir tercih olacaktır. Peki, kesin boşanma sebepleri nelerdir?

  • Eşe İftira Atma
  • Eşe Hakaret Edilmesi veya Ailesinin Hakaret Etmesine Sessiz Kalması
  • Eşini Sevmediğini veya Boşanmak İstediğini Söylemek
  • Eşe Karşı Fiziksel Şiddet, Aileye Karşı İlgisizlik
  • Alkol Bağımlılığı ya da Aileyi İhmal Edecek Derecede Alkole Düşkünlük
  • Ailenin Evliliğe Müdahalesi
  • Eşe Karşı Ekonomik ve Psikolojik Şiddet Uygulama
  • Dinen Boşandığını Söylemek, Eşe Karşı Boşol Demek
  • Cinsel İçerikli Sitelere Üye Olup Vakit Geçirmek
  • İsteği Dışında Geç Saatlere Kadar Çalıştırılmaya Zorlamak, Çalıştırmaya Zorlamak
  • Eşi İçin Muska Yaptırmak veya Muska İşleriyle Uğraşmak
  • Eşinin Ailesini Arayarak Gelip Kızlarını Almalarını Söylemek
  • Eşi İstememesine Rağmen Eve Devamlı Erkek Arkadaşlarını Çağırmak
  • Aile Sırlarını İfşa Etmek
  • Hiçbir Sağlıksal Sebep Yokken Çocuk Sahibi Olmak İstememek
  • İntihara Teşebbüs Etmek
  • Asılsız Şikayetlerde Bulunmak
  • Önceki Evlilikten Olan Çocuklara Kötü Davranmak
  • Eşin İşini Aşağılamak
  • Eşin Evi Sebepsiz Terk Etmesi, Eşin Evi Terk Etmesi
  • Eşi Başkaları Yanında Aşağılamak
  • Eşten Habersiz Kürtaj Olmak, Eşten Habersiz Çocuk Aldırmak
  • Eve Gelen Misafirlere Kasten Kötü Davranmak
  • Eşe Tükürmek
  • Aile Sırlarını İfşa Etmek
  • Evin Anahtarını Kendi Ailesine Vermek
  • Eşi Kanserken İlgilenmemek, Eşin Tedavisiyle İlgilenmemek
  • Erkeğin Pavyona Gitmesi gibi durumlar örneklendirilebilir.

Yukarıda bahsedilen sebepler, boşanmak için neden olarak gösterilebilir. Özel boşanma sebepleri arasında da yer alan bu durumlarda ispat son derece önemli bir rol oynamaktadır. Ancak belirli konulara da dikkat edilmesi gerekir. Aksi durumda hak kaybı yaşanması olası bir durumdur.

Boşanma Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

İspat, delil, hastalıklar ve bunun gibi pek çok konu bazı durumlarda boşanma sebebini ortadan kaldırabilir. Bu nedenle aşağıdaki hususlara dikkat etmeniz, hak kaybı yaşamadan boşanma süreci geçirmeniz için son derece önemlidir:

  • Eğer fiziksel şiddet gerçekleşmiş ve sonrasında barışma olmuşsa ve evlilik devam etmişse, fiziksel şiddet olayı affedilmiş ve hoşgörüyle karşılanmış bir durum haline gelir ve boşanma sebebi olmaktan çıkacaktır. Yani, barışmadan önceki olaylar, boşanmaya karşı ileri sürülemeyecektir. Şuna dikkat etmek gerekir ki: darp nedeniyle açılmış ceza davasında şikayetten vazgeçilmiş olsa da bu af değildir ve sonucu değiştirememektedir.
  • Sadece mesajlaşma belgeleri delil sayılamaz, tanık beyanları ile desteklenmesi gerekmektedir. Örneğin kayıtların o kişiye ait olduğuna dair de ispat ileri sürmek gerekir.
  • Evi terk, tek başına boşanma sebebi sayılamaz. Evi terk etmede haklı bir sebep olması durumunda, terk eylemi boşanma sebebi olmamaktadır.
  • Sara hastalığı boşanma sebebi sayılamaz. Boşanma sebebi olacak tek hastalık, iyileşmesi mümkün olmayacağına dair rapor verilen akıl hastalığının ileri sürülebilmesidir.
  • Aksine delil ve ciddi bir sebep olmadıkça asıl olan tanık beyanlarının doğru olduğudur (HMK md. 254). Akrabalık veya diğer bir yakınlık hali tek başına tanık beyanını değerden düşürücü bir unsur olmayacaktır.

Şiddetli geçimsizliğe dayanılarak açılan boşanma davaları kusura dayanan çekişmeli boşanma davalarıdır. Fakat tarafların hiçbir kusuru olmasa dahi bazı hallerde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile dava açılabilmektedir.

Boşanma Sebebinde Kusur

Şiddetli geçimsizlik sebepli boşanma davası bir yandan eşlerden birinin diğerinin kusuruna dayanarak açtığı bir boşanma davasıdır. Çekişmeli boşanma davalarında, davalının davayı kabulü bulunsa bile hüküm doğurmayacaktır, davacının sebebinin varlığını ispatlaması ile birlikte diğer eşin kusurunun da ispat edilmesi gerekecektir. Davanın kabulü için davacının, kusursuz bulunması veya diğer eşten daha az kusurlu bulunması gerekmektedir. Ayrıca davacının, diğer eşten daha ağır kusurlu olması ve davalının da davayı kabul edip itiraz da bulunmaması halinde boşanmaya hükmedilebilecektir. Yine eşlerin eşit kusurlu olduğu halde ise dava da boşanma kararıyla sonuçlandırılabilecektir.

Boşanma Sebebinde İspat

Boşanma sebeplerinin ispatı ileri süren kişi tarafından varlığının ispatı gerekecektir. Fotoğraf, arama kayıtları, kredi kartı ekstreleri, video, mesaj varsa daha önceden görülmüş olan davaların dosyaları ile faturalar somut delil olarak kullanılabilecektir. Bunların yanında ileri sürülen sebeplerin varlığının kesin tespitini kolaylaştırmak adına ayrıca tanık dinlenebilmektedir. Bir diğer ispatla ilgili önemli husus hukuka uygun elde edilmeyen ispat delilleri mahkemede karşı taraf aleyhine delil oluşturmayacaktır aksine ileri süren aleyhine başka suçların gündeme gelmesi mümkün olur.

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasında, boşanma sebepleri ile delillerini içeren dava dilekçesinin mahkemeye sunulması ve ardından yargılama harç ve giderlerinin mahkeme veznesine yatırılması ile açılır.

Mahkeme, somut olayın niteliklerine göre boşanmaya neden olup olmadığına bakarak boşanma kararı vermektedir. Mutlak genel boşanma sebepleri, anlaşmalı boşanma ve ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle boşanma halleridir.

Anlaşmalı Boşanma Halinde Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Sebebi ile: Genel boşanma sebeplerinden, tarafların anlaşması sebebiyle boşanma halinde, evlilik birliğinin en az bir yıldır devam ediyor olması gerekmektedir. Ayrıca tarafların, boşanmanın ekonomik sonuçlarına ve müşterek çocuğa dair konularda aynı görüşü benimsemesi şartı aranır. Anlaşmalı boşanma davası evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sebebine dayanarak ve evlilik birliği devam ederken açılabilmektedir. Bu durumda eşler birlikte veya diğer eşin açmış olduğu boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelden sarsılması gerekçesine dayanarak boşanma davası açabilecektir. Bu halde hakim tarafları bizzat dinleyerek boşanmanın mali ve manevi sonuçları ile çocukların durumu kabul edilebilir şekildeyse boşanma kararı gerçekleşecektir.

Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Sebebi ile: Aile Hukuku dahilinde ve TMK md.166/4’te düzenlenen ortak hayatın tekrar kurulamaması hali bir fiili ayrılığı işaret eder. İleri sürülecek sebep, kusur durumuna bağlı olmayan sebeplerden olup, durumu değerlendirecek hakimin, evliliğin çekilemez olduğuna dair kanaat getirmesi şartının aranmadığı boşanma sebebidir. Herhangi bir boşanma sebebine dayanılarak açılmış olan davada, davanın reddi söz konusu olup 3 yıllık sürenin geçmesine rağmen ortak hayat yeniden kurulamamış ise evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden herhangi birisinin istemi üzerine boşanma davası açılabilir.

Şartların gerçekleşmesi durumunda eşlerden biri dava açarak boşanma isteminde bulunabilecektir. Daha önce reddedilen bir davada davacı ya da davalı olmak, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ya da ortak hayatın kurulamamasında kusurlu olan taraf ya da kusursuz olmak davanın açılması yönünden önem arz etmez.


Evlilik ve Boşanma Hakkında 100 Soru ve 100 Cevap konulu içeriğimize de göz atarak bu süreç ile ilgili aklınıza takılan tüm sorulara yanıt bulabilirsiniz. 


Boşanma Davalarında Yetkili ve Görevli Mahkeme Nedir?

TMK’nın 168. maddesi uyarınca boşanma veya ayrılık davalarında, yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer aile mahkemesidir. TMK m. 19 uyarınca, yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir ve sürekli kalma niyeti tarafların beyanları ile de belirlenebilir. Kadın bakımından, kadının ayrı ev açma olanağının olmadığı anlaşılırsa bu takdirde kadının yerleşim yeri baba evinin bulunduğu yer olarak kabul edilir.

İlgili Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 22.06.2011 Tarihli, 2010/10440 E. , 2011/11104 K. Sayılı kararında bu kuralı şu şekilde uygulamıştır:

“Boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa 6 aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.”

Görevli mahkeme ise Boşanma davasında görevli mahkemeye dair  9.1.2003 yılında kabul edilen 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerine ait kanunda belirtildiği şekliyle “Aile Mahkemeleri” dir.

Bazı ilçelerde aile mahkemesi bulunmadığında ise davanın asliye hukuk mahkemesinde açılması gerekebilir. Bu mahkemelerde açılacak davalarda mahkeme adı Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) şeklinde belirtilerek düzenlenmektedir.

Boşanma Davalarında Usul Kuralları / TMK M.184 Gereğince:

Aile Mahkemeleri Kanunu’nda , aile mahkemelerinde hangi yargılama usulünün uygulanacağı kesin ve açıkça ifade edilmemiştir. AMK’un 2. maddesinde belirtildiği üzere, aile mahkemeleri, asliye hukuk mahkemesi derecesinde kuruldukları için, bu mahkemelerde uygulanacak yargılama usulünün HMK’nın yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümlere göre belirleneceği sonucuna varmak mümkün olacaktır. Bu sonuca AMK’ın 7/2 maddesinin “Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunda hüküm bulunmayan konularda Türk Medeni Kanununun aile hukukuna ilişkin usul hükümleri ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmünden de ulaşılabilecektir. Bununla birlikte TMK md. 184 işaret edilmiştir.

Dava sürecinde en önemli unsur olarak başta sayılabilecek usul işlemleri, sürece işlenecek yazılı yargılama sebebiyle bir çok kez dilekçe yazılmasını gerektirecek ve bunun yanında tanık dinletme süreçleri de göz önüne alındığında alanında uzman bir boşanma avukatının desteği ile çok daha hızlı ve profesyonel ilerleyecektir.

Sonuç 

Evlilik aslında karşılıklı atılan imzalardan ötürü hukuki bir akittir. Kanaatimizce de evlilik akdi bir başka deyişle evlilik sözleşmesi; insanoğlunun imza attığı hayattaki en önemli sözleşmesidir, evlilik akdinin sona erdirilmesi de hayattaki en önemli sözleşmenin feshedilmesi  anlamına gelmektedir. Bu akit sona ererken, boşanma sebeplerinin iyi irdelenmesi doğru sebeplere doğru gerekçeler ile dayanılması ve de dava süreci neticesinde maddi manevi tüm hakların elde edilebiliyor olması elzemdir. Bu yüzden boşanma davalarında mutlaka ama mutlaka aile hukuku alanında uzman bir Nişantaşı Boşanma Avukatından destek almanızı tavsiye ederiz, aksi durum manevi ve maddi kayıplara yol açabilecektir. Hastalandığınızda nasıl ki doktora başvuruyorsanız, hukuki meselelerinizde mutlaka işin boşanmada uzman bir avukata başvurmanız gerekmektedir.


Boşanma süreci ile ilgili yaşadığınız sorunlarda ve ispat ya da kanıt konusunda desteğe ihtiyacınız olduğunda, Burak Temizer Hukuk Bürosu’nun deneyimli İstanbul boşanma avukatı kadrosundan destek alabilir, boşanma sürecinizdeki olası hak kayıplarını ortadan kaldırabilirsiniz.


Boşanma davaları, bilhassa çekişmeli olduğunda hem taraflar hem de çocuklar bakımından oldukça yıpratıcı olmaktadır. Boşanma davaları sırasında psikolojik destek alınması da faydalı olabilir. Boşanma davalarının en çabuk şekilde sonuçlanması ve bu süreçte hak ve menfaat kaybı yaşanmaması taraflar için önemlidir. Bu sebeple, boşanma davalarının birçok açıdan aleyhte sonuçlanmaması için İstanbul boşanma avukatından Nişantaşı boşanma avukatından; tarafımızdan yardım alınması tavsiye edilir.

BETÜL TAY
BURAK TEMİZER HUKUK BÜROSU