Ara

Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Davası | TMK 162 | 2025

Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Davası | TMK 162

Hayata kast nedeniyle boşanma davası Türk Medeni Kanunu’nda yer alan boşanma sebeplerinden bir tanesidir. Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde yer alan “Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış”, boşanma sebebi olarak gösterilmiştir. Bu nedenle eşlerden birisi ilgili olumsuz durumlarla karşı karşıya kaldıysa, bu durumda boşanma talep edebilir. Ayrıca yalnızca boşanmak bu sürecin sonucu değildir. Maddi, manevi tazminat, nafaka veya çocuğun velayeti gibi konularda da mağdur olan eşin pek çok hakkı vardır. Tabii ki burada boşanma avukatının deneyimi  devreye girecektir. Biz de şimdi hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası hakkında tüm detaylardan bahsederek sizi bilgilendirmeye çalışacağız.

Hayata Kast Nedir?

Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesine göre “Hayatta olan eşlerden her biri diğer eş tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması veya ağır derecede onur kırıcı davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.” Hayata kast nedir? sorusuna bu şekilde yanıt verebiliriz. Bu madde kapsamında hayata kast kavramına sağ olan bir eşin sağ olan diğer eşine karşı yaptığı veya yapacağı öldürmeye yönelik her türlü davranış girer.

Hayata kast fiili bir eşin diğer eşe yönelik olumlu bir hareketi ile olabileceği gibi ihmal şeklinde olumsuz bir hareketi ile de gerçekleştirilebilir. Hayata kast fiili, genel itibariyle bir eşin diğer eşe karşı gerçekleştirdiği en temel hak olan yaşam hakkına ve vücut bütünlüğüne yönelik her türlü davranış olarak adlandırılabilir.  Kanun metninde kast kavramından söz edildiği için, örneğin bir eşin diğer eşe karşı gerçekleştirdiği fiilin ölümle sonuçlanması halinde hayata kast nedeni ile boşanma davasından söz edilemez çünkü boşanmanın koşullarından olan sağ karı ve koca olması şartı karşılanmamış olur ve boşanma davası açmada hukuki bir yarar kalmamış olur.

Hayata kast fiilinin nasıl gerçekleştirildiği bu boşanma sebebine dayanarak dava açmak için önemli değildir. Hayata kast hareketinin ani bir kararla veya planlanarak işlenmesi bu sebebe dayanarak dava açılmasına engel olmaz. Hatta hayata kast fiilinin gerçekleştirilmesine gerek olmadan sadece hazırlık hareketleri boyutuna başlanıp bırakılmış olması da hayata kast nedeniyle boşanma davası açmak için yeterli bir neden olarak sayılmaktadır.

Pek Kötü Davranış Nedir?

Yaşayan bir eş tarafından yaşayan diğer eşe karşı davranışın yöneltildiği eşin vücut bütünlüğünü, ruh ve bedensel sağlığını bozan davranışlardır. Pek kötü davranış nedir? sorusuna kısaca bu şekilde yanıt vermemiz mümkün. Pek kötü davranışta bulunan eş diğer eşe karşı bu eylemi kasten yapmalıdır. Kast yoksa pek kötü davranıştan da söz edilemeyecektir. Aynı zamanda bu eylemi gerçekleştiren eşin ayırt etme gücünün de bulunması gerekir.

Pek kötü muamele durumunda da evlilik birliği içerisinde tarafların müşterek hayatı çekilmez hale getirip getirmediğine bakılmaksızın boşanmaya hükmedilir. Burada eylemin kasıtlı bir şekilde yapılmış olması aranmakla birlikte yapılan eylemin iradi olmaması sebebiyle açılan davalar reddedilmektedir.

Pek kötü muamele durumunda dikkat edilmesi gereken husus eylemin evliliği çekilmez hale getirecek derecede önemli olmasıdır. Eşlerin birbirine karşı hafif sayılacak kötü muameleleri boşanma sebebi kabul edilmeyecektir. Bu gibi durumlar genel boşanma sebebi içerisine girecek hareketler olarak kabul edilebilir. Ancak Yargıtay’ın vermiş olduğu bir kararda sürekli olarak devam eden hafif kötü müdahaleler evliliğin olağan akışına ters düşmesinden dolayı ‘pek kötü muamele’ nedeniyle boşanmaya sürükleyebilmektedir.

Onur Kırıcı Davranış Nedir?

Yaşayan bir eşin yaşayan diğer eşe karşı onun onuruna, gururuna, şeref ve haysiyetine yönelik sözler sarf etmesi onur kırıcı davranış olarak adlandırılır. Onur kırıcı davranışa dayalı olarak boşanma davası açılabilmesi için bu onur kırıcı davranışın genel kurallar itibariyle ağır sayılması gerekir. Yani sadece yöneltilen kişi için ağır gelecek davranış ve sözler bu kapsama girmemektedir. Bu davranış sonucunda onur kırıcı davranışın yöneldiği kişinin çevresinde, iş yaşamında ve özel hayatında itibarının zedelenmesi ve kendisine yönelik saygının azalması gerekir. Yani genel itibariyle bir eşin diğer eşe karşı onun onur ve haysiyetini kıracak davranışlarda bulunması sonradan bu madde kapsamında boşanma sebebi olarak kabul edilmiştir.

Onur kırıcı davranış eşe karşı yazılı ya da sözlü bir biçimde yapılabilmektedir. Eşe karşı haysiyetini ve şerefini zedeleyici söylemlerde bulunulması, toplum içinde aşağılanması gibi eylemler bu nedenle boşanma sebebi olarak kabul edilir. Onur kırıcı davranışın gerçekleşebilmesi için tarafların kusurlu olması aranır. İradi olarak gerçekleştirilmeyen eylemler (örneğin akıl hastasının onu kırıcı söylemleri) boşanma sebebi olarak kabul edilmemektedir.

Yargıtay Kararı – 2. HD., E. 2022/9835 K. 2023/459 T. 8.2.2023  ilk derece mahkemesi kararına göre, bu davranışa yönelik ilgili Yargıtay kararı aşağıdaki gibidir:


“Erkeğin kadının saçlarını yolacak şekilde şiddet uyguladığı ve bu durumun kadının bedensel ve ruhsal sağlığını etkilediği ve kadının sağlığını bozacak şekilde ve ağırlıkta olduğu belirtilerek erkeğin tam kusurlu olduğunu kabulü ile hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.”


Boşanma Sebepleri Nelerdir?

Boşanma sebepleri, geçerli bir şekilde kurulmuş olan evlilik bağının TMK’de sayılan sebeplere dayanılarak sona erdirilmesidir. TMK’de sayılan boşanma sebepleri madde 161’den 166’ya kadar devam etmektedir. Bu sebepler:

  • Zina
  • Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
  • Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
  • Terk
  • Akıl hastalığı
  • Evlilik birliğinin sarsılması

Boşanmanın sebeplerinden olan hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış özel, kusura dayalı ve mutlak boşanma sebeplerindendir.


Boşanma Sebepleri hakkında daha kapsamlı bilgi edinmek isterseniz, ilgili içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.


Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma
Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma

Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Nedir?

Hayata kast pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma özel boşanma sebeplerinden biridir, bir başka deyişle halk arasında şiddetli geçimsizlik olarak bilinen genel boşanma sebeplerinden değildir.  Evlilik birliğinin korunması aile hukukunun en önemli konularından birisi olarak kabul edilmektedir. Geçmişten günümüze toplum yapısına uygun olarak gerçekleştirilen kodifikasyon çalışmaları ile evlilik birliğini koruyan düzenlemeler hayata geçirilmeye çalışılmıştır.

Boşanma ise, eşlerin kanundaki nedenlere dayalı olarak hakimden evlilik birliğine son verilmesini istemesidir. Bu nedenlerin bazıları kanunda açıkça zikredilmiş olmakla beraber taraflar evliliğin devam etmesinin mümkün olmadığını başka sebepler ile de açıklayabilmektedirler.


Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma hakkında da bilgi almak isterseniz, ilgili içeriğimize göz atabilirsiniz.


Hayata Kast veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davasının Hukuki Niteliği

Boşanma davasının açılması ve sonuca bağlanması ile mevcut olan evlilik birliği de fiilen olduğu gibi hukuken de sona erer. Bu bakımdan boşanma davası bozucu yenilik doğuran bir davadır. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası özel bir boşanma sebebidir. Özel boşanma sebebi, genel boşanma sebepleri dışında kanunda belirtilen özel bir nedene dayanarak boşanma davası açma durumudur. Bu nedenle hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davasının özel sebepli boşanma davasıdır.

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma mutlak nitelikte ve aynı zamanda kusura dayalı da bir boşanma sebebidir. Burada boşanma sebebinin kanıtlanması ile hâkim evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığını araştırmak durumunda kalmaksızın boşanmaya karar vermek durumundadır. Ayrıca TMK 162.madde düzenlemesine göre hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışa dayanarak boşanma kararı verilebilmesi için onur kırıcı davranışın miktarı önemli değildir. Yani ağır derecede onur kırıcı davranış olmasa da bu nedene dayalı olarak boşanma davası açılabilecektir.

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açmak için dava açma hakkı olan tarafın boşanma sebebinin gerçekleşmesinden veya öğrenmesinden başlayarak altı ay içinde ve her halde bu durumun gerçekleşmesinden itibaren beş yıl geçtikten sonra dava hakkı düşer.


Aile ve Boşanma Hukuku ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve Aile ve Boşanma Hukuku alanındaki diğer konularda bilgi edinmek isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.


Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları

Mevcut bir evliliğin, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle bitirilebilmesi için belirli şartların oluşması gerekir. Bu şartlar ise şu şekildedir:

  • Kast ile hareket edilmelidir.

Hayata kast eden, pek kötü veya onur kırıcı davranışta bulunan bir eşin diğer eşe karşı gerçekleştirdiği fiilin kasten değil de başka bir amaç olmadan işlenmesi halinde ortada hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açmaya yönelik bir sebep de kalmamış olacaktır. Örneğin bir kişinin bir fiili kasten işleyebilmesi için ayırt etme gücüne sahip olması hukuki bir şarttır. Ayırt etme gücüne sahip olmayan bir bireyin eşine karşı hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış fiilini gerçekleştirmesi mümkün olmadığından bu nedenle boşanma davasının şartları da oluşmamış olacaktır.

  • Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışı bir eşin diğer eşe yönelik olarak gerçekleştirmesi gerekir.

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açmak için bu fiillerden birinin bir eş tarafından diğer eşin şahsına yönelik gerçekleşmesi gerekir. Bir eşin diğer eşin kardeşine, anne ve babasına, kuzenlerine yönelik gerçekleştirdiği davranışlar bu kapsamda boşanma sebepleri arasına girmemektedir.

  • Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışı gerçekleştiren eşin kusurlu olması gerekir.

Hayatına kast edilen, pek kötü veya onur kırıcı davranışa maruz kalan eş, özellikle hayatına kast edilmişse diğer boşanma sebeplerinde olduğu gibi kusur kıyaslaması ile değerlendirilmez. Yani bu davranışlara maruz kalan eşin kusuru olsa da bu davranışları gerçekleştiren eşin hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışı boşanmak için yeterli bir sebep olacaktır.


Boşanma Davası Nasıl Açılır? isimli içeriğimizi de ziyaret edebilir ve konu hakkında kapsamlı bilgiye ulaşabilirsiniz.


TMK 162
TMK 162

Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış Sayılan Fiiller Nelerdir?

Çiftlerin boşanması için sebep olarak gösterilebilen hayata kast olarak ifade edilebilecek fiiller ise şu şekildedir:

  • Bir eşin diğer eşi öldürme girişiminde bulunması,
  • Bir eşin diğer eşi intihar etmeye teşvik etmesi,
  • Bir eşin diğer eşi intihar etmeye zorlaması,
  • Bir eşin diğer eşin ölümüyle sonuçlanacak bir durumda olmasına karşın bu durumda hareketsiz kalması,
  • Bir eşin diğer eşin ölümü ile sonuçlanabilecek bir durumda ona yardım etmemesi ve
  • Bir eşin diğer eşini başka bir kişi aracılığı ile öldürtmeye yönelik azmettirici davranışlarda bulunması gibi durumlar hayata kast fiiline örnek olarak gösterilebilir.

Yargıtay kararlarına göre, boşanma sebebi içerisinde yer alan pek kötü davranışlara aşağıdaki durumlar örnek olarak gösterilebilir:

  • Bir eşin diğer eşe fiziksel zarar vermesi
  • Bir eşin diğer eşi evden kovması
  • Bir eşin diğer eşe silah doğrultması
  • Bir eşin diğer eşe yönelik zorla çocuk aldırtması

Bir eş tarafından, diğer eşin onurunu kıracak davranışlara örnek gösterilebilecek haller ise şu şekildedir:

  • Bir eşin diğer eşe hakaret etmesi
  • Bir eşin diğer eşe sövmesi
  • Bir eşin diğer eşe küfretmesi
  • Bir eşin diğer eşe karşı aşağılayıcı ve küçük düşürücü sözler sarf etmesi
  • Bir eşin diğer eşin aile özelini ihlal edip yayması
  • Bir eşin diğer eş ile ilgili iş arkadaşına, patronuna hakaret içerikli mesaj, mail veya mektup göndermesi

Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davası Açma Hakkının Kaybedilmesi

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açma hakkı hayatına kast edilen, pek kötü davranış veya onur kırıcı bir davranışa maruz kalan her eş tarafından diğer eşe karşı açılabilen bir dava türüdür. Ancak bazı hallerde bu boşanma davasını açma hakkı kaybedilmiş sayılır. Bu durumlardan ilki:

  • Hayatına kastedilen, pek kötü veya onur kırıcı davranışa maruz kalan eşin hayatına kast eden, pek kötü veya onur kırıcı davranış gösteren eşini affetmesi durumudur.

Hayatına kast edilen, pek kötü veya onur kırıcı davranışa maruz kalan karı veya kocanın hayatına kast eden, pek kötü veya onur kırıcı davranış gösteren karı veya kocasını affetmesi durumu bu nedene dayalı boşanma davası açma hakkını kaybetmesi sonucunu doğurur. Bu affetme durumunun herhangi bir şekilde yapılması da dava hakkının düşmesi açısından önemli değildir. Affetme eyleminin yazılı veya sözlü olması da bu sonucu değiştirmez. Hatta bu affetme eyleminin doğrudan olması da gerekmez dolaylı olarak kişinin davranışlarından yola çıkarak kesin ve net bir şekilde affettiğini belli eden davranışlarda bulunması da bu boşanma davasından af nedeniyle vazgeçme anlamı taşır. Bu durumlardan ikincisi ise:

  • Hak düşürücü sürelerin geçmesidir.

Dava açmak için geçerli olan altı aylık ve her halde beş yıllık olan sürelerin geçmesi ile hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açmak için gereken süre geçmiş olur ve bundan sonra dava açılamaz.

Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davalarında İspat Yükü

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davalarında ispat yükü davacıya aittir. Davacı, davalı taraf tarafından hayatına kast edildiğini, pek kötü veya onur kırıcı davranışta bulunulduğunu ispat etmekle yükümlüdür. Bu boşanma sebebine dayalı davalarda ispat olarak “tam ispat” şartı aranmaktadır.

Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davasında Görevli Ve Yetkili Mahkeme

Boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Bazı ilçelerde aile mahkemelerinin bulunmaması durumunda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Ancak Asliye Hukuk Mahkemelerinde boşanma nedeniyle dava açarken “Aile Mahkemesi Sıfatı ile” açılması gerekmektedir.

Türk Medeni Kanunu’nun 168. Maddesine göre “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.”

Taraflar boşanma davası öncesine kadar 6 ay birlikte yaşıyorlarsa ortak yerleşim yerlerinde davayı açabileceklerdir. Ancak ortak yerleşim yerleri olmaması durumunda kendi oturdukları yerleşim yerlerinde bu davayı açabilecekleri kabul edilir.

Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanmada Zamanaşımı Süresi

Belirtilen nedenlerle açılan boşanma davası belirli sürelere tabi tutulmuştur. Buna göre kusuruz olan eşin boşanma sebebi olan nedeni öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve her halde 5 yıllık süre içerisinde boşanma davasını açması gerekmektedir. Bu süreler mahkeme tarafından re’sen göz önüne alınmakta olup sürelerin geçmesinden sonra açılan davalar bu nedene bağlı olarak açılıp temellendirilemez.

Boşanma süreci içerisinde hak ve zaman kayıpları ile karşılaşmamak için en iyi boşanma avukatı tercihinde bulunmalısınız. Bu tercihi yaparak avukatın deneyimini, süreci olan hakimiyetini ve haklarınızı koruma yolunda atacağı adımları analiz etmelisiniz.

Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanmada Affetmek

Hayata kast, onur kırıcı davranış ve pek kötü muamelede bu davranışa maruz kalan eşin diğer eşi affetmesi durumunda dava hakkı düşmektedir. Eşin bu durumu kabullenip karşısındakini affettikten sonra tekrardan bu sebebe dayanarak dava açması hakkın kötüye kullanımı olarak kabul edilebilmektedir. Örneğin kendisine karşı fiziksel şiddet uygulayan bir eşe karşı diğer eşin uzun seneler boyunca bu evliliği devam ettirmesi durumunda hakim tarafından bu, af olarak yorumlanabilmektedir. Ancak bu tarz durumlarda da zor durumda kaldığı için dava yolunu tercih edemeyen eşin durumu göz ardı edilmemelidir.

Af durumunda önemli olan nokta affeden eşin dava hakkının düşmesi geriye yönelik olan eylemler ile sınırlı olmasıdır. Hayata kast, pek kötü muamele ya da onur kırıcı davranışa maruz kalan eşin karşı tarafı affetmesinden sonra gerçekleşecek diğer eylemler için dava hakkı saklıdır.

  • 2. HD., E. 2015/14215, K. 2016/4389, T. 07.03.2016

“Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı erkeğin başka bir kadınla duygusal içerikte mesajlaşmak suretiyle güven sarsıcı davranışlar sergilediği, eşine karşı ilgisiz davrandığı, birlik görevlerini yerine getirmediği ve ”sen ne işe yararsın diyerek” eşini aşağıladığı anlaşılmaktadır.

Davalı erkeğe kusur olarak yüklenen eşine yönelik fiziksel şiddet fiilinin 2012 yılı Mayıs ayında gerçekleştiği ve sonrasında evlilik birliğinin uzunca bir süre daha devam ettiği anlaşılmakta olup, kadının bu olayı affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı kabul edilmelidir. Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemez. Bu duruma göre davalı erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışları pek kötü ve onur kırıcı davranış olarak kabule yeterli değildir. Davacı kadının açtığı davada Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesi koşulları oluşmadığı halde, kadının Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir.”

Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davasının Terditli Şekilde Açılması

Taraflar eğer isterlerse özel bir boşanma sebebi olan hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açabilecekleri gibi terditli bir şekilde, eğer bu özel boşanma sebebine dayalı talep kabul edilmezse genel boşanma sebeplerinden olan evlilik birliğinin temelden sarsılması talebine dayalı olarak da davalarını açabileceklerdir. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma özel bir boşanma sebebi olduğu kadar genel boşanma sebebini de oluşturur. Bu nedenle taraflar dilerlerse hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışa dayalı olarak, dilerlerse genel sebeplere dayalı olarak ya da bu taleplerden bir veya birkaçını birlikte talep ederek davalarını açabilirler.

Dava açmak isteyen eş, eğer hayata kast, pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış nedeniyle dava açmışsa bunlar özel boşanma sebeplerinden olduğundan önce bu nedene dayalı olarak açılan dava değerlendirilir, eğer bu nedenler yoksa terditli (seçenekli) olarak talep edildiği üzere genel boşanma sebeplerine dayalı dava işleme alınabilir.

Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Yargıtay Kararları

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/2-2420 K. 2019/750 T. 20.6.2019

“Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi ile hâkim tarafından evlilik birliğinin çekilmez hâle gelip gelmediği şartını araştırmaya gerek kalmaksızın, boşanma kararı verilebilecektir.”

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/2-2420 K. 2019/750 T. 20.6.2019

“Şöyle ki, madde metninde geçen “hayata kast” ifadesi ile eşini öldürme girişiminde bulunmak, onu intihara zorlamak gibi eşlerden biri tarafından diğerinin hayatına karşı yapılmış acı sonuç doğuran davranışlar kastedilmektedir”

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/2-2420 K. 2019/750 T. 20.6.2019

“Eski Medeni Kanunu’nda yer almayan ancak 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen “onur kırıcı davranış” ise, eşlerden birinin diğerine hakaret etmek, onu küçük düşürmek amacıyla yaptığı saldırıdır. Ayrıca her türlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın boşanma sebebi sayıldığı da bilinmelidir. Hemen belirtilmelidir ki, diğer eşin hayatına kasteden veya pek kötü ya da onur kırıcı davranışta bulunan eşin bunu kasten işlemesi ve ayırt etme gücünün bulunması gerekmektedir.”

  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2018/196 K. 2019/929 T. 12.2.2019

“Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; mahkemece davacı-karşı davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışlar yanında, davalı-karşı davacı kadının da birden fazla kez başkaları yanında ve ayrıca mesaj atmak suretiyle, eşine sen erkek misin, sen aynaya bakmıyor musun, kendini görmüyor musun, kuş beyinli, salak ve gerizekalı tarzı hakaretlerde bulunduğu ancak boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de davacı-karşı davalı erkeğin davalı-karşı davacı kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, dosya kapsamına yansıyan hakaret ve aşağılamaların sıklığı ile içerikleri ve ağırlığı dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadının, davacı-karşı davalı erkeğe onur kırıcı davranışta bulunduğu görülmekle, davacı-karşı davalı erkeğin de boşanma davasının ( TMK m. 162 ) kabulü zorunlu hale gelmiştir.”

Sıkça Sorulan Sorular

Onur Kırıcı Davranışa Dayalı Olarak Boşanma Davası Açmak İçin Onur Kırıcı Davranışın Ağır Derecede Mi Gerçekleşmesi Gerekir?

Yargıtay’ın kararlarının ve Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddesinden de anlaşıldığı üzere onur kırıcı davranışa dayalı olarak boşanma davası açmak için bu davranışın ağır derecede gerçekleşmesi gerekmez. Hangi derecede gerçekleşirse gerçekleşsin bu nedene dayalı olarak boşanma davası açılabilir.

Hayata Kast Nedenine Dayalı Boşanma Davasını Açmak İçin Ne Kadar Süre İçinde Mahkemeye Başvurmam Gerekir?

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası açmak için hak düşürücü süreler olan dava açma hakkı olan tarafın boşanma sebebinin gerçekleşmesinden veya öğrenmesinden başlayarak altı ay içinde ve her halde bu durumun gerçekleşmesinden itibaren beş yıl geçtikten sonra dava hakkı düşer.

Hayata Kast, Onur Kırıcı Davranış ve Pek Kötü Muamele Durumlarında Ayrılık Kararı Verilebilir Mi?

Hayata kast, onur kırıcı davranış ve pek kötü muamele nedeniyle verilen boşanma kararları mutlak boşanma sebepleri olarak kabul edilmektedir. Ancak kimi durumlarda hakim somut olayın incelemesini yaparak tarafların yaşanan olayları atlatma, barışma ihtimalinin olduğu durumlarda boşanma yerine ayrılık kararı verebilmektedir. Açılan dava her ne kadar boşanma davası da olsa yeterli nedenler olmadığı durumlarda ayrılık kararı verilebilmesi hakimin takdirindedir.

Ayrılık kararı 1 ila 3 yıl arasında tarafların arasındaki verilmekle birlikte evlilik birliğini sona erdirmeden ortak hayatın tekrardan kurulup kurulamayacağı incelenmektedir. Bu karar sonrasında tekrardan ortak hayatın kurulamadığı görülürse bu durumda tarafların boşanmasına karar verilebilecektir.

Eşim Bana Sürekli Olarak Hakaret Edip Aşağılayıcı Küfürler Ediyor, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davası Açabilir Miyim?

Evet, hakaret ve küfür de pek kötü veya onur kırıcı davranış olarak kabul edildiğinden bu nedene dayalı olarak boşanma davası açabilmek mümkündür ancak onur kırıcı davranışa dayalı olarak boşanma davası açabilmek için bu onur kırıcı davranışın ağır derecede olması gerekir. Aksi takdirde bu nedene dayanarak boşanma davası açılamaz.

Bana Saldıran, Evden Kovan ve Fiziksel Şiddet Uygulayan Eşimi Affettim Ama Pişman Oldum Yine De Dava Açabilir Miyim?

Hayatına kast edilen, pek kötü veya onur kırıcı davranışa maruz kalan karı veya kocanın hayatına kast eden, pek kötü veya onur kırıcı davranış gösteren karı veya kocasını affetmesi durumu bu nedene dayalı boşanma davası açma hakkını kaybetmesi sonucunu doğurur.


Şiddet Nedeniyle Boşanma Davası isimli içeriğimizi de inceleyebilirsiniz.


Evliliğim Süresince Şiddet, Hakaret ve Aldatma Gibi Sorunlarla Karşılaştım. Boşanma Davası Açtım. Eşim Boşanmak İstemediğini Söylüyor. Mahkeme Bizi Boşamaz Mı? Annem ve Babam Tanık Olarak Dinlenir Mi?

İddiaların kanıtlanması halinde talep gibi yani boşanma yönünde karar verilecektir. Şiddet, hakaret ve aldatma gibi olayları, tanık dahil her tür yasal delille kanıtlayabilirsiniz. Olayları bilen, gören anne ve babanız ile, varsa kendini ifade edebilecek kadar büyük çocuklarınız, komşu ya da arkadaşlarınız tanık olabilirler.

Eşim Beni Sürekli Dövüyor. Artık Bıktım, Boşanmak İstiyorum. Sadece Bu Nedenle Boşanma Davası Açabilir Miyim?

Eşe karşı şiddet, hem suç, hem de boşanma nedenidir. Başka bir neden olmasa bile şiddeti kanıtlamanız boşanma için yeterlidir. Ayrıca savcılığa şikayetçi de olabilirsiniz.

Sonuç


Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma süreci ile ilgili yaşadığınız hukuki problemlerde Burak Temizer Hukuk Büromuzun deneyimli İstanbul boşanma avukatı kadrosundan destek alabilirsiniz.


Hayata kast, onur kırıcı davranış ve pek kötü muameleye dayanılarak açılan boşanma davalarında tarafların doğru delilleri sunmaları ve doğru itirazlarda bulunmaları dava sürecinin kolay atlatılması bakımından oldukça önemli bir meseledir Evlilik aslında karşılıklı atılan imzalardan ötürü hukuki bir akittir. Kanaatimizce de evlilik akdi bir başka deyişle evlilik sözleşmesi; insanoğlunun imza attığı hayattaki en önemli sözleşmesidir, evlilik akdinin sona erdirilmesi de hayattaki en önemli sözleşmenin feshedilmesi anlamına gelmektedir.

Bu akit sona ererken, boşanma sebeplerinin iyi irdelenmesi doğru sebeplere doğru gerekçeler ile dayanılması ve de dava süreci neticesinde maddi manevi tüm hakların elde edilebiliyor olması elzemdir. Bu yüzden boşanma davalarında mutlaka ama mutlaka aile hukuku alanında uzman bir Nişantaşı Boşanma Avukatından destek almanızı tavsiye ederiz, aksi durum manevi ve maddi kayıplara yol açabilecektir. Hastalandığınızda nasıl ki doktora başvuruyorsanız, hukuki meselelerinizde mutlaka işin boşanmada uzman bir avukata başvurmanız gerekmektedir.

Boşanma davaları, bilhassa çekişmeli olduğunda hem taraflar hem de çocuklar bakımından oldukça yıpratıcı olmaktadır. Boşanma davaları sırasında psikolojik destek alınması da faydalı olabilir. Boşanma davalarının en çabuk şekilde sonuçlanması ve bu süreçte hak ve menfaat kaybı yaşanmaması taraflar için önemlidir. Bu sebeple, boşanma davalarının birçok açıdan aleyhte sonuçlanmaması için İstanbul boşanma avukatından Nişantaşı boşanma avukatından; tarafımızdan yardım alınması tavsiye edilir.

BURCU SENA URUÇ
BUSENUR YAMAN
BURAK TEMİZER HUKUK BÜROSU