Ara

Cimrilik Boşanma Sebebi midir? | 2025

Cimrilik Boşanma Sebebi midir?

Cimrilik Boşanma Sebebi midir?

Evlilik birliğinde eşlerin sadakat, destek, dayanışma ve ortak yaşamı sürdürme yükümlülükleri vardır. Bu yükümlülükler yalnızca duygusal bağlarla değil, aynı zamanda ekonomik sorumluluklarla da yerine getirilir. Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesi eşlerin evlilik birliğinin mutluluğunu birlikte sağlamasını öngörürken, 166. maddesi ise evlilik birliğini temelinden sarsan her davranışın boşanma sebebi olabileceğini düzenler.

Bu çerçevede en çok sorulan sorulardan biri şudur: Cimrilik boşanma sebebi midir? Yargıtay kararları ve öğretiye göre, cimrilik davranışları sıradan bir kişilik özelliği olmaktan çıkarak eş üzerinde sistematik baskıya, kısıtlamaya ve ekonomik şiddete dönüştüğünde, boşanma sebebi sayılmaktadır.


Cimrilik ve Ekonomik Şiddet

Yargıtay’ın incelediği dosyalarda, cimriliğin evlilik birliğini nasıl sarstığını gösteren örnekler de bulunmaktadır:

  • Elektrik sarfiyatı oluyor diye eşini karanlıkta oturtmak,

  • Meyvenin kabuklarını kalın soyduğu için eşini suçlamak,

  • Banyo ya da tuvalette fazla su kullanılıyor diye sınırlama getirmek,

  • Yapılan her harcamayı günlük olarak not almak,

  • Çöp kutusunu sürekli kontrol ederek eşini denetlemek.

Bu örnekler, aslında cimriliğin yalnızca maddi boyutta kalmadığını; eş üzerinde psikolojik baskı ve şiddet haline dönüştüğünü ortaya koymaktadır.


Yargıtay Kararlarında Cimrilik ve Boşanma | Cimrilik Boşanma Sebebi midir?

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 20.12.2005, E. 15014, K. 17945

Karar Metni:
“Davacı kocanın ağır hakaretlerine karşılık davalı kadının aşırı şekilde tasarruflu davranışlarda bulunarak evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.”

Hukuki Değerlendirme:
Bu karar, cimriliğin “aşırı tasarruf” noktasına vardığında evlilik görevlerini ihlal eden bir davranış sayıldığını açıkça göstermektedir. Yargıtay, tarafların ortak hayatı çekilmez hale getirdiğine kanaat getirerek boşanmayı haklı bulmuştur.


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 26.11.2008, E. 2008/2-695, K. 2008/710

Karar Metni:
“Mahkemece ‘uzun yıllar eşinin aşırı hesaplı ve cimrilik ölçüsündeki tutumluluğuna dayanmak zorunda kalan kadının, ekonomik ve sosyal alanda özgür ve rahat yaşamak ve ekonomik şiddetten kurtulmak için açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği’ gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerekçelere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, direnme kararı yerindedir.”

Hukuki Değerlendirme:
HGK bu kararında, cimriliğin yalnızca ekonomik değil, özgür yaşam hakkını kısıtlayan sistematik bir şiddet türü olduğuna işaret etmiştir. Kadının sosyal alanda rahat yaşama hakkı engellenmiş, bu da boşanma sebebi sayılmıştır.


Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2013/14244 E., 2013/19659 K.

Karar Metni:
“Davacı kocanın ise eşinin evden gitmesi için baskı yaptığı, cimri davranarak birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre…”

Hukuki Değerlendirme:
Bu kararda Yargıtay, baskıcı tutumla birleşen cimrilik davranışını evliliğin temelinden sarsan ağır bir kusur olarak kabul etmiştir.


Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2022/9757 E., 2023/343 K.

Karar Metni:
“İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin cimrilik boyutunda ailesine ekonomik ve sözel şiddet uyguladığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, çocuklara fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile…”

Hukuki Değerlendirme:
Cimrilik, çoğu zaman fiziksel ve psikolojik şiddetle birleşmektedir. Burada erkeğin tam kusurlu olduğuna hükmedilmiş, boşanma kararı verilmiştir.


Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2022/11308 E., 2023/3498 K.

Karar Metni:
“İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalının cimri olduğu, davacıya evin ve kendi ihtiyaçları için para vermediği, ayrı yaşamadan sonra kocanın kadına maddi yardımda bulunmadığı bu nedenle kadının davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına…”

Hukuki Değerlendirme:
Eşin temel ihtiyaçlarını karşılamaması ve ayrı yaşam süresince dahi maddi destek vermemesi, doğrudan boşanma sebebi sayılmıştır.


Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2023/3147 E., 2023/6490 K.

Karar Metni:
“Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine karşı cimrilik gösteren, eşinden sürekli ameliyat için ödediği parayı isteyip huzursuzluk çıkaran, hakaret eden, eşinin yaptığı yemekleri yemeyen, eve geç saatlerde gelen, fiziksel şiddet uygulayan, eşi ve çocukları ile yeterince ilgilenmeyen ve evliliğin mutluluğunu sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine özen gösterme yükümlülüğüne aykırı davranan erkeğin ağır, eşinden habersiz kredi çeken, eşine beddua eden ve kıskanç davranarak eşinin telefonunu takip uygulaması ile izleyen kadının az kusurlu olduğu…”

Hukuki Değerlendirme:
Burada tipik bir karşılıklı kusur örneği vardır. Erkeğin cimrilik ve şiddet davranışları ağır kusur sayılırken, kadının da farklı kusurları az kusur olarak değerlendirilmiştir.


Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2023/4272 E., 2024/3987 K.

Karar Metni:
“Erkeğin maddi olarak durumu elverişli olmasına rağmen ihtiyaçları karşılama konusunda kısıtlayıcı davrandığı, baskı boyutunda davranışlarının bulunduğu bu suretle erkeğin ekonomik şiddet uyguladığına ilişkin vakıanın ispatlandığının anlaşıldığı, erkeğin gerçekleşen ve İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurlu davranışlarının yanında eşine ekonomik şiddet uyguladığı, kadının ise eşine yönelik hakaretlerde bulunduğu ve ev işlerinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğinin anlaşıldığı, erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğunun kabulü gerektiği…”

Hukuki Değerlendirme:
Mahkeme, erkeğin ekonomik şiddetini ağır kusur, kadının davranışlarını ise az kusur olarak kabul etmiştir. Böylece kusur oranı belirlenerek boşanma hükmü verilmiştir.


Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2023/9188 E., 2024/5580 K.

Karar Metni:
“Tanık …’nin ‘…Babam maddi olarak ilgilenmiyordu. Biz dışarı çıktığımızda kendi paramızla bir şey aldığımızda eve giderken bunları saklıyorduk. Babam genelde bizim parayı harcamamızı istemiyordu…’ şekildeki beyanları ve diğer tanık beyanlarından erkeğin cimrilik boyutunda ailesine ekonomik şiddet uyguladığı…”

Hukuki Değerlendirme:
Çocukların tanıklıkları bile babanın cimrilik davranışlarını ortaya koymuştur. Bu durum, aile içi yaşantıyı çekilmez kıldığı için boşanma sebebi sayılmıştır.


Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2023/8468 E., 2024/6815 K.

Karar Metni:
“Erkeğin, kadına maddî yönden sıkıntı çıkardığı, erkeğin genel itibariyle cimri birisi olarak bilindiği, kadının maaş kartını aldığı, kadını toplum içinde aşağıladığı, hakaret ettiği, yine dinlenen tanıkların ortak beyanlarında erkeğin kadına şiddet de uyguladığı bu haliyle erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne…”

Hukuki Değerlendirme:
Burada cimrilik, maaş kartına el koyma ve aşağılamayla birleşerek ağır bir ekonomik şiddet halini almıştır. Yargıtay erkeği tam kusurlu saymış, boşanma kararı verilmiştir.


cimrilik sebebiyle boşanma davası
cimrilik sebebiyle boşanma davası

Boşanma Davasında Kusur Durumu ve Cimrilik

Her davada mahkeme, tarafların kusurlarını birlikte değerlendirir. Bir taraf cimrilik davranışıyla ekonomik şiddet uygularken, diğer taraf da hakaret, ilgisizlik ya da farklı davranışlarla kusurlu olabilir. Yargıtay kararları göstermektedir ki:

  • Cimrilik çoğu zaman ağır kusur sayılır.

  • Ancak karşı tarafın da kusuru varsa, bu da mahkemece dikkate alınır ve kusur oranı belirlenir.

  • Kusur oranı, nafaka, tazminat ve velayet gibi sonuçlarda belirleyici olur.

Evlilik birliğini sona erdirebilecek diğer nedenleri merak ediyorsanız, “Boşanma Sebepleri” makalemizde hem genel hem de özel nedenleri ayrıntılarıyla bulabilirsiniz. Buraya tıklayarak makaleye gidebilirsiniz. 

Sonuç | Cimrilik Boşanma Sebebi midir?

Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ve uygulamadaki örnekler göstermektedir ki, cimrilik boşanma sebebidir. Ancak bu noktada cimriliğin sıradan bir tasarruf anlayışından ziyade, evlilik birliğini sürdürmeyi imkânsız kılacak ölçüde baskıcı ve kısıtlayıcı bir davranış olması gerekir.

Cimrilik, eşin maddi imkânına rağmen temel ihtiyaçları karşılamaması, maaş kartına el koyması, harcamaları denetim altına alması, sürekli hesap sorması, hatta elektrik, su, yiyecek gibi en basit ihtiyaçlarda bile kısıtlama getirmesi hâlinde, artık ekonomik şiddet boyutuna ulaşır. Bu tür davranışlar yalnızca maddi hayatı değil, eşin onurunu, özgürlüğünü ve ruh sağlığını da zedelemektedir.

Boşanma davalarında mahkeme, kusur durumunu bütün yönleriyle değerlendirir. Yani, eşlerden birinin cimrilik nedeniyle ağır kusurlu sayılması, diğer tarafın kusurlarının hiç dikkate alınmayacağı anlamına gelmez. Nitekim Yargıtay kararlarında sıkça görüldüğü üzere, karşı tarafın hakaret, ilgisizlik, sadakatsizlik ya da sorumluluklarını yerine getirmemesi gibi kusurları da dikkate alınır ve kusur oranı buna göre belirlenir. Bu dağılım, maddi ve manevi tazminat, nafaka, hatta velayet konularında doğrudan sonuç doğurur.

Bir başka önemli husus da, delillerin gücü ve süreklilik unsurudur. Cimrilik iddiası bir anlık olaydan ibaretse boşanma sebebi sayılması zordur. Ancak sistematik biçimde yıllar boyu devam eden bir kısıtlama, baskı ve ekonomik şiddet hali varsa, mahkeme bu davranışı evliliğin temelinden sarsıldığına işaret eden güçlü bir sebep olarak kabul eder. Tanık anlatımları, banka kayıtları, maaş kartı işlemleri gibi deliller bu noktada büyük önem taşır.

Sonuç olarak; cimrilik, boşanma davalarında mahkeme tarafından çok ciddi değerlendirilen bir olgudur. Özellikle ekonomik şiddet boyutuna ulaşan, eşin özgürlüğünü kısıtlayan, aile hayatını zedeleyen, çocukların gelişimine zarar veren cimrilik davranışları, Yargıtay içtihatları doğrultusunda boşanma sebebi kabul edilmekte ve çoğu zaman ağır kusur olarak nitelendirilmektedir.

Bir boşanma avukatı olarak şunu söylemek gerekir: Cimrilik tek başına her zaman boşanma sebebi olmayabilir; ancak davranışın şiddeti, sürekliliği ve aile hayatına etkisi doğru şekilde ortaya konulursa, mahkeme bu tür olayları evliliği temelden sarsan sebeplerden biri olarak kabul etmektedir. Bu nedenle davanın başarısı, olayların doğru aktarılması, tanıkların net ifadeleri ve belgelerin güçlü bir şekilde sunulması ile doğrudan bağlantılıdır.

Kadın tarafından açılan boşanma davalarında süreç nasıl işler? Erkeğin rızası olmasa bile boşanma davasının akışı ve olası sonuçları makalemiz için tıklayın

Boşanma Davasında Avukatın Önemi

Boşanma davası çoğu kişinin düşündüğü gibi yalnızca “dilekçe verip boşanma” değildir. Türk Medeni Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun sıkı kuralları çerçevesinde yürüyen bu süreç; kusur tespiti, delil değerlendirmesi, tanıkların dinlenmesi, nafaka ve tazminat talepleri, velayet düzenlemeleri gibi çok boyutlu meseleleri içerir. İşte tam da bu noktada avukatın önemi ortaya çıkar.

Usuli aşamaların titizlikle takip edilmesi davanın en önemli safhalarındandır. Dilekçe teatisi, delil listeleri ve cevap süreleri gibi HMK’da düzenlenen sürelerin kaçırılması, delillerin zamanında sunulmaması ya da yanlış zamanda itiraz yapılması tarafın hak kaybına yol açabilir. Avukat, bu süreleri dakik bir şekilde takip ederek davanın sağlıklı yürümesini sağlar.

Cimrilik ve ekonomik şiddet gibi özel boşanma sebeplerinde Yargıtay kararları ve akademik görüşlerin dilekçelere yansıtılması hâkimi ikna etmenin en güçlü yollarındandır. Avukat, emsal içtihatları ve doktrin görüşlerini dilekçelere işleyerek iddiayı sağlam bir zemine oturtur.

Boşanma davalarında ilk dilekçeler davanın kaderini belirler. Avukat, dilekçeleri yalnızca olay aktarımı olarak değil; hukuki argümanlarla desteklenmiş, stratejik bir planlama belgesi gibi kaleme alır.

Cimrilik iddiaları çoğu zaman tanık beyanlarıyla ispatlandığından tanıkların seçimi ve sorgusu önemlidir. Avukat, doğru tanıkları belirler, duruşmada doğru soruları yöneltir ve karşı taraf tanıklarının çelişkilerini ortaya çıkarır. Ayrıca tanık beyanlarına yazılı beyan ve itiraz dilekçeleri sunarak müvekkilinin haklarını korur.

Boşanma davası devam ederken tarafların mağduriyet yaşamaması için geçici önlemler de devreye girer. Avukat, dava süresince müvekkilinin mağdur olmaması için tedbir nafakası talep eder ve bu nafakanın ileride nasıl devam edeceğini, nasıl tahsil edileceğini de takip eder. Çocuk söz konusu olduğunda ise geçici velayet talebiyle çocuğun üstün yararı gözetilir. Geçici önlemler doğru zamanda talep edilmediğinde dava bitmeden mağduriyet yaşanması kaçınılmaz olur.

Boşanma davalarının sonucunda tazminat, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası gibi haklar gündeme gelir. Kusur oranı bu noktada belirleyici olur. Avukat, kusur oranını ve dosyanın seyrini doğru yöneterek müvekkilinin en yüksek menfaatini elde etmesini sağlar.

Bir vatandaşın bu kadar teknik ayrıntıyı bilmeden tek başına dava yürütmesi çoğu kez hak kayıplarına neden olur. Sürelerin kaçırılması, dilekçelerin yetersiz kalması, tanıklara doğru soruların sorulamaması ve karşı tarafın iddialarına zamanında itiraz edilmemesi, haklı iken haksız duruma düşülmesine yol açabilir. Oysa deneyimli bir boşanma avukatı; süreleri takip eder, emsal kararları ve doktrini dilekçeye işler, tanıkları yönlendirir, karşı tarafın haksız iddialarına anında cevap verir, dava sırasında geçici nafaka ve geçici velayet taleplerini mahkemeye sunar, nafakanın tahsilini takip eder ve kusur oranına göre en avantajlı sonucu sağlar.

Sonuç olarak, cimrilik boşanma sebebi midir sorusunun cevabı evettir; ancak her olay kendi içinde değerlendirilmelidir. Eşlerin kusur oranları, delillerin gücü ve davanın doğru yönetilmesi sonucu doğrudan etkiler. Bu nedenle boşanma davasında avukatla çalışmak hayati bir önem taşır. İstanbul’da boşanma davalarında uzman bir avukat olarak, hem cimrilik hem de diğer boşanma sebeplerine dayalı davalarda müvekkillerimizin haklarını en etkin şekilde koruyor, davanın her aşamasını titizlikle yürütüyoruz.

SIKÇA SORULAN SORULAR

1. Cimrilik boşanma sebebi midir?

Evet. Eğer cimrilik davranışları evlilik birliğini çekilmez hâle getiriyorsa, Yargıtay kararlarına göre bu durum boşanma sebebi kabul edilir. (Detayları “Aile Ve Boşanma Hukuku” kategorimizdeki diğer makalelerde de bulabilirsiniz)

2. Cimrilik iddiasında nasıl deliller kullanılabilir?

Tanık beyanları, banka hesap dökümleri, maaş kartı işlemleri, harcama fişleri gibi belgeler cimrilik iddiasını ispatlamada çok önemlidir. Avukatınız bu delilleri stratejik olarak dosyaya sunar.

3. Karşı tarafın da kusuru olursa ne olur?

Mahkeme, her iki tarafın kusurunu birlikte değerlendirir, kusur oranlarını belirler. Örneğin Yargıtay kararlarında, cimrilik + başkaca kusurların birlikte bulunduğu hâllerde erkek ağır, kadın az kusurlu sayılmıştır.

4. Cimrilik nedeniyle boşanma davası sürecinde nafaka talep edilebilir mi?

Evet. Dava sırasında tedbir nafakası talep edilebilir. Ayrıca boşanma kararıyla birlikte yoksulluk nafakası ve çocuk varsa iştirak nafakası talepleri gündeme gelebilir.

5. Çocuk varsa geçici velayet durumu nasıl olur?

Boşanma sürecinde mahkemeye geçici velayet talebi yapılabilir. Avukatınız, çocuğun üstün yararını gözeterek hangi tarafta kalması gerektiği hususunu güçlü gerekçelerle savunur.

6. Nafakanın tahsili nasıl sağlanır?

Kesinleşmiş nafaka kararları icra yoluyla tahsil edilebilir. Avukatınız icra takibi başlatır, maaş haczi, banka hesaplarına haciz konulması gibi yollarla alacağınızı tahsil eder.

7. Cimrilik iddiası sadece maddi kısıtlamadan ibaret midir?

Hayır. Elektrik karanlıkta oturtmak, yapılan harcamaları denetim altına almak, su kullanımına sınırlama koymak gibi davranışlar ekonomik baskı ve psikolojik şiddet boyutuna geçebilir.

8. Dava dilekçesinde cimrilik nasıl ifade edilmelidir?

Avukatınız dilekçede olayları vakıa ile anlatarak, emsal Yargıtay kararlarını ve doktrini göstererek cimrilik iddiasını hukuki dayanaklarla ortaya koyar. Bu, hâkimi ikna edici olur.

9. Tanıkların beyanlarına itiraz edebilir miyim?

Evet. Karşı tarafın tanık beyanları tutarsızsa ya da abartılıysa avukatınız beyan itiraz dilekçesi sunar, çelişkileri duruşmada gündeme taşır.

10. Avukat tutmak mutlak mı?

Zorunlu değil, ama teknik işlemler (süreler, dilekçeler, delil kullanımı, nafaka/velayet talepleri) açısından avukatla çalışmak davanın başarısı açısından belirleyicidir. Maddi manevi mağdur olmamak adına hayatınızın en önemli davasında boşanma avukatından destek alın.