Hakaret suçu şüphesiz ülkemizde sıklıkla meydana gelen bir suçtur. Hakarete uğrayan bir kişinin hakları nelerdir ve uğranılan hakaretin maddi açıdan tazmini anlamına gelen manevi tazminat nasıl alınır? Bu konuda açılacak davaya dair tüm detayları makalemizde ele aldık.
İçindekiler
- 1 Hakaret Nedeniyle Manevi Tazminat Davası Nedir?
- 2 Manevi Zarar Kavramı
- 3 Manevi Tazminat Türleri
- 4 Manevi Tazminat Miktarının Belirlenmesi
- 5 Manevi Tazminatın Amacı
- 6 Hakaret Nedeniyle Manevi Tazminat Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
- 7 Burak Temizer Hukuk Bürosu Manevi Tazminat Davasına İlişkin Hukuki Hizmetleri
- 8 SIKÇA SORULAN SORULAR
- 9 KAYNAKÇA
Hakaret Nedeniyle Manevi Tazminat Davası Nedir?
Hakaret nedeniyle manevi tazminat davası açılabilmesi için kişinin söylediği sözlerin açıkça onur, şeref ve saygınlığı azaltacak, nitelikte olması gerekir. Hakaret suçu ancak kasten işlenebilen bir suç olarak Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiştir. Buna göre bir kimseye onur, şeref, saygınlığını rencide edecek nitelikte bir fiil veya olgu isnat eden ya da söven kişi 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Burada geçen sövme, kişiye kötü huy, nitelik, hastalık izafe etmek anlamındadır. Buna göre bir kimseye örneğin; serseri, rüşvetçi, AİDS’li, fahişe denilmesi sövme şeklindeki hakareti oluşturur.
Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı ancak görevinden dolayı işlenmesi halinde verilecek cezanın alt sınırı en az 1 yıl olacaktır. Cezayı artırıcı bu nitelikli hal; hakaret suçuna maruz kalan kişinin salt kamu görevlisi olduğundan değil, aynı zamanda görevinden dolayı işlenmiş olması halinde uygulanır. Örneğin; Sağlık Bakanlığında çalışan bir sağlık personeline karşı trafikte işlenen hakaret suçu bu kapsamda değildir. Eğer sağlık personeli hastanede ifa ettiği görevinden dolayı hakarete uğrarsa işte o zaman bu nitelikli hal uygulanır ve faile verilecek cezanın alt sınırı en az 1 yıl olur.
Bir kişinin dini, siyasi görüş ve düşüncelerini açıklamasından, değiştirmesinden veya yaymaya çalışmasından veyahut inandığı dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından ve kutsal saydığı değerlerden dolayı hakarete maruz kalmasında da faile verilecek cezanın alt sınırı en az 1 yıl olacaktır. Kanun koyucu burada özellikle ifade özgürlüğü ile din ve vicdan özgürlüğünün önemini göz önüne alarak bu hususu suçun cezayı artırıcı nitelikli hali olarak öngörmüştür.
Tazminat Hukuku ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve Tazminat Hukuku alanındaki diğer konularda bilgi edinmek isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Hakaret suçunun aleni olarak diğer kişilerinde şahit olabileceği şekilde işlenmesi halinde verilecek ceza 1/6 oranında artırılır. Örneğin sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçu aleni nitelikte olup verilecek ceza bu oranda artırılır. Yargıtay tarafından kapalı mekânlarda işlenen hakaret suçu, bu alandaki kişilerin sayısına bakılmaksızın aleni sayılmamıştır. Yargıtay bu yönde kat malikleri kurulu toplantısının yapıldığı yerde, dernek genel kurulu toplantısının yapıldığı salonda, evin içinde gerçekleştirilen hakaret suçunu aleni saymamıştır.
Hakaret suçunun sınırları dikkatli bir şekilde incelenerek tespit edilmelidir. Kişilere karşı yapılan ağır eleştiri veya rahatsız edici her türlü söz hakaret suçu kapsamında değerlendirilmez. Söylenen sözlerin hakaret suçunu mu oluşturduğu yoksa ifade özgürlüğü sınırlarında mı olduğu hususu somut olay özelinde incelenerek karar verilir. Örneğin kamuoyunun tanıdığı bir politikacı, sanatçı veya sporcunun belli sınırlar içerisinde eleştirilmesi olağandır. Sırf bu olumsuz eleştiriler nedeniyle hakaret suçunun oluştuğu söylenemez. Nitekim bu insanlar meslekleri itibarıyla diğer insanlara nazaran olumsuz eleştirilere daha çok katlanmak yükümlülüğündelerdir.
Yargıtay da özellikle politikacıların işleri gereği ağır eleştirilere katlanmalarının demokratik toplum düzeninde olağan karşılanması gerektiği hususundan hareketle bu ağır eleştirilerin kişinin onur, şeref ve saygınlığını azaltmayacağını dolayısıyla hakaret oluşturmayacağı görüşündedir (bkz. Y. 4.HD., 2014/17740 E., 2015/14115 K., 03.12.2015 T.). Ancak hakaret suçunun Cumhurbaşkanına karşı işlenmesi halinde sanığın 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacağı 299. maddede düzenlenmiştir.
Ayrıca 125. maddede öngörülen suçun diğer seçimlik cezası olan adli para cezası burada düzenlenmemiştir. Bu suçun aleni işlenmesi halinde örneğin sosyal medyadan işlenmesi halinde verilecek ceza 1/6 oranında artırılır. Görüldüğü gibi Cumhurbaşkanına hakaret suçu diğer tüm kişilere karşı işlenen hakaret suçuna nazaran yaptırımı daha ağır olarak düzenlenmiştir.
Manevi Zarar Kavramı
Manevi tazminat talebi için manevi zararın meydana gelmesi gerekir. Bu nedenle manevi tazminata geçmeden önce manevi zarar kavramını açıklamak yerinde olacaktır. Manevi zarar, bir kimsenin kişilik değerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmedir. Bir diğer ifade ile manevi zarar, kişilik hakkı ihlale uğrayanın fiziksel veya ruhsal anlamda acı çekmesi, iç huzurunun bozulması, yaşama zevkinde azalma olarak ifade edilebilir.
Kişilik hakkı ise anayasa ve kanunlarda yer verilen kişinin maddi ve manevi varlığının hukuk düzeni tarafından korunmasını sağlayan mutlak nitelikte bir haktır. Yani bir kimse kişilik hakkına zarar geldiği gerekçesiyle ilgili herkese karşı uğradığı zararın tazminini talep edebilir. Hakarete maruz kalan kişinin de netice itibarıyla kişilik hakkı zedelenir. Bu nedenle hakarete maruz kalanın yaşadığı üzüntü, acı, keder, iç dünyasındaki olumsuzluklara istinaden manevi tazminat başlığı altında bir miktar para ödenmesini hakimden talep edebilmesi mümkündür.
Hakim, bu tazminatın yerine başka bir giderim biçimi mesela davalının kınanmasına ve bu kararın ilan edilmesine karar verebilir. Elbette bu başkaca giderim biçimi olayın oluş şekli, kusur durumu, meydana gelen zarar, tarafların konumu da dikkate alındığında netice itibarıyla somut olayın niteliği ve davalının eylemiyle orantılı olmalıdır. Aksi halde Yargıtay tarafından kararın bozulması söz konusu olur (bkz. Y. 11.HD., 2015/156 E., 2015/4884 K., 08.04.2015 T.).
Hakaret suçuyla kişinin ihlal edilen onur, şeref ve saygınlığı yani ihlal edilen kişilik hakkı, kişiye sıkı surette bağlı bir hak olmasından ötürü üzerinde serbestçe tasarruf edilemez, devir ve feragat edilemez. Ancak bu hakkın kullanılması için bir başkasına devri mümkündür.
Örneğin isim hakkının kullanılması için bir başkasına devri mümkündür. Bu bakımdan hakaret suçuna dayalı manevi tazminat istemi davalı taraf kabul etmedikçe bir başkasına devredilemeyecektir. Şu kadar ki miras bırakan tarafından sağlığında ileri sürülmedikçe onun saklı paylı mirasçılarının dahi miras bırakana ilişkin manevi tazminat isteminde bulunabilmesi mümkün değildir. Zira kişilik hakkı ölümle noktalanır.
Hakaret Sayılmayan Kelimeler isimli içeriğimizi de ziyaret edebilir ve detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.
Manevi Tazminat Türleri
Kişilik hakkı değerlerinden olan kişinin onur, şeref, haysiyetinin zedelendiği hakaret suçu açısından nakdi manevi tazminat türü ile giderilmesi öngörülmüştür. Nakdi manevi tazminat, manevi zararın karşılığı olarak bir miktar paranın ödenmesini talep etmedir. Örneğin bedensel zarar ve ölüm hâlinde de hâkimin yalnızca nakdî manevi tazminata hükmedebileceği kararlaştırılmıştır.
Hakim, bu tazminatın yerine başka bir giderim biçimi mesela davalının kınanmasına ve bu kararın ilan edilmesine de karar verebilir. Elbette bu başkaca giderim biçimi olayın oluş şekli, kusur durumu, meydana gelen zarar, tarafların konumu da dikkate alındığında netice itibarıyla somut olayın niteliği ve davalının eylemiyle orantılı olmalıdır. Yine sembolik bir paranın ödenmesi ( örneğin 1 TL), davacıdan özür dilenmesi, hakaret içeren ifadenin geri alınması gibi giderim biçimleri kararlaştırılabilir. Bu bakımdan manevi tazminatta hakime geniş takdir hakkı tanındığı görülmektedir.
Manevi Tazminat Miktarının Belirlenmesi
Manevi zarar neticesinde üzüntü, ruhsal sarsıntı ve acının karşılığı olarak zarar verenden talep edilen tazminata manevi tazminat denir. Bu nedenle manevi tazminatta maddi bir zararın karşılanması amaçlanmaz. Kişilik hakkının ve sonuçlarının çeşitli olması sebebiyle her olaya uygun genel ve soyut bir şekilde manevi tazminatın önceden belirlenmesi mümkün olmadığından manevi tazminatın belirlenmesi hakimin takdirindedir.
Hakim miktarı belirlerken elbette keyfi davranmayacak ve subjektif değerlendirmelerden kaçınarak somut olay özelinde miktarı belirleme yoluna gidecektir. Bu yönde tarafların sosyal yaşantısı, ekonomik durumu, kusur dereceleri gibi kriterler dikkate alınarak manevi tazminata hükmedilir. Zira kişinin iç dünyasındaki acı ve ızdırabın varlığı ve ne boyutta olduğu tam manasıyla kestirilemez. Ayrıca insanların psikolojik yapıları, hayata bakışları, eğitim düzeyleri vs. dolayısıyla olaylar karşısındaki tepkileri farklılık göstereceği için duyulacak acı ve ızdırap da farklı olacaktır. Bu hususta mahkeme; kişinin uğradığı manevi zararın belirlenebilmesi için bilirkişiye, psikolog, psikiyatriste başvurabilir.
Davalı yönünden baktığımızda ise davalının manevi tazminatı ödemekle sefalete düşmesi akla ve vicdana uymaz. Bu nedenle davalının ödeyeceği tazminat miktarı onu ekonomik çıkmaza sokmayacak ölçüde olmalıdır. Zira Yargıtay; birçok kararında manevi tazminatın davalı yönünden cezalandırma amacı taşıyamayacağını, davacı yönünden ise asla bir zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağı görüşünü benimsemiştir ( bkz. Y. 11. HD., 2019/1417 E., 2020/4314 K., 21.10.2020 T.). Yani Yargıtay’a göre kararlaştırılan manevi tazminat miktarının davalıyı ekonomik mahva sürüklememesi gerektiği gibi davacının da zenginleşmesine yol açabilecek boyutta olmaması gerekir.
Hakaret Nedeniyle Boşanma Davası isimli içeriğimizi de incelemek isterseniz, bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz.
Manevi Tazminatın Amacı
Öğretide manevi tazminatın telafi, tatmin, denkleştirme, önleme, cezalandırma gibi amaçlarının olduğu savunulmakta ve görüş birliği bulunmamaktadır. Manevi tazminat, ancak zarara uğrayana bir teselli verebilir. Bu yönde bizim de katıldığımız görüş gereğince Anayasa Mahkemesi eski tarihli bir kararında manevi tazminat altında ödenen parayla kişilik hakkı zedelenen kimsenin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yatıştırmak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek ile bir teselli, bir ruhî tatmin amacı olduğu görüşünü savunmuştur (bkz. AYM, 1968/33 E., 1969/12 K., 11.02.1969 T.).
Hakaret Nedeniyle Manevi Tazminat Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Hakaret suçuna ilişkin açılacak ceza davasında görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Hakaret suçuna dayanılarak açılan manevi tazminat davasında görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemesi olup davacının veya davalının yerleşim yeri mahkemesi kesin olmayan yetkiye sahiptir. Dolayısıyla davacı, kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yerinde bulunan Asliye Hukuk Mahkemesinde hakaret nedeniyle manevi tazminat davası açabilir. Belirtmek gerekir ki açılan hakaret davası neticesinde sanığın beraat etmesi halinde Asliye Hukuk Mahkemesinde manevi tazminat davası açılabilmesinde herhangi bir engel yoktur. Hatta Asliye Ceza Mahkemesinde sürmekte olan ceza davası sırasında Asliye Hukuk Mahkemesinde manevi tazminat talebine ilişkin dava açılabilir. Hakim, ceza davasının sonucuyla bağlı olmamakla birlikte dilerse ceza davasının sonuçlanması ve verilecek hükme göre karar vermek üzere davayı bekletici mesele yapabilir.
Burak Temizer Hukuk Bürosu Manevi Tazminat Davasına İlişkin Hukuki Hizmetleri
Hakaret suçuna ilişkin ceza davası ve bu suç nedeniyle açılacak manevi tazminat davası gerekli zamanaşımı süresi içinde açılmalıdır. Aksi halde hak kaybı söz konusu olacaktır. Bu yönde hukuki sürece ilişkin Burak Temizer Hukuk Bürosu müvekkillerine hukuki hizmet sağlamaktadır.
SIKÇA SORULAN SORULAR
Kimler Manevi Tazminat Talep Edebilir?
Öğretide tüzel kişilerin (dernek, vakıf, ortaklık vs.) gerçek kişiler gibi yaşam hakkına, beden bütünlüğüne sahip olamamasından ötürü manevi zarara uğrayamayacakları dolayısıyla manevi tazminat talep edemeyecekleri yönünde görüşler bulunmaktadır. Yine ayırt etme gücü bulunmayanların hakaret içeriğini algılayamadıklarından manevi zararın meydana gelmeyeceği, dolayısıyla da manevi tazminat talebinin mümkün olmadığı görüşleri savunulmaktadır.
Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; sağ doğmak koşuluyla ana rahminde olanlar (cenin), küçükler, akıl hastası, akıl zayıfları ve tüzel kişilerin manevi tazminat talep etme hakkına sahip olduğu görüşündedir. Zira kanunların gerçek kişileri koruduğu gibi tüzel kişileri de koruduğunu bu yönde bir ayrım getirilmesinin hukuka uygunluğunun bulunmadığını savunmuştur (bkz. YHGK, 2017/1485 E., 2019/500 K., 30.04.2019 T.).
Gerçekten de tüzel kişiler, cinsiyet gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara tıpkı onlar gibi ehildirler. Buna göre örneğin tüzel kişiliği haiz bir vakfa yönelik hakaret suçuna karşılık vakfın yetkili organı tarafından manevi tazminat talep edilebilmesi mümkündür. Önemle belirtelim ki tüzel kişiliği bulunmayan bir adi şirkete karşı işlenen hakaret suçuna yönelik manevi tazminat talebinde bulunulamaz. Çünkü adi şirket diğer sermaye şirketleri ve kooperatiflerden farklı olarak tüzel kişiliğe sahip değildir. Dolayısıyla dava ehliyeti yoktur.
Karşılıklı Hakaret Suçunda Manevi Tazminat Talep Edilebilir Mi?
Karşılıklı hakaret suçunda taraflar birbirinden şikayetçi olabilecekleri gibi aynı şekilde birbirlerine karşı manevi tazminat talebinde de bulunabilir. Hakim, hakaretin içeriğine, işlenişine göre iki taraf için de ayrı ayrı hüküm kurar.
Manevi Tazminat Nasıl Ödenir?
Manevi tazminatın tek seferde ödeneceği kararlaştırılabileceği gibi taksit şeklinde de ödenmesi kararlaştırılabilir. Bu husus hakimin takdirindedir. Hakim bunun kararını verirken özellikle davalının ekonomik gücünü gözetir.
Hakaret Nedeniyle Manevi Tazminat Davası Ne Kadar Sürede Sonuçlanır?
Hakaret nedeniyle açılan manevi tazminat davaları mahkemenin yoğunluğu, adli tatile denk gelip gelmemesi gibi kriterler düşünülecek olursa kesin olmamakla birlikte ortalama 12 ila 15 ay arasında sonuçlanır.
Hakaret Nedeniyle Manevi Tazminat Davasında Zamanaşımı Nedir?
Hakaret nedeniyle manevi tazminat davası, hakaret suçunun meydana geldiği veya mağdur tarafından öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde 10 yılın ardından zamanaşımına uğrar.
Hakaret Nedeniyle Manevi Tazminat Nasıl Belirlenir?
Hakim manevi tazminatı belirlerken benzer olaylarda geçmiş tarihli mahkeme kararlarını inceleyerek, olayın davacı üzerinde bıraktığı manevi zararın gerek bilirkişi gerek psikiyatrist/psikolog raporlarıyla belirlenmesi yoluyla ve davalının da içinde bulunduğu ekonomik durumu göz önüne alarak hakkaniyete uygun bir tazminata hükmeder.
Hakaret Davası Neticesinde Davalının Beraat Etmesi Halinde Manevi Tazminat Davası Açılabilir Mi?
Hakaret suçuna ilişkin yürütülen ceza davası ile hakarete ilişkin açılan manevi tazminat davası birbirinden farklıdır. Davacı ceza davası sürecinde ayrıca manevi tazminat davası açabileceği gibi ceza davası sonuçlandıktan sonra hatta ceza davasının sanığın beraat etmesi ile sonuçlanması halinde dahi manevi tazminat davası açabilir. Hukuk hakimi, ceza davasının sonucuyla bağlı olmamakla birlikte ceza davası sürdüğü sırada açılan manevi tazminat davasını, bekletici mesele yaparak davanın sonuçlanmasının ardından bu kararı göz önüne alarak manevi tazminat davası ile ilgili kararını verebilir.
Mirasçılar Manevi Tazminat Talebinde Bulunabilir Mi?
Manevi tazminat istemi, davalı taraf kabul etmedikçe davacı tarafından bir başkasına devredilemez. Çünkü manevi tazminata konu hakaret suçu kişiye sıkı surette bağlı bir hak olan kişinin onur, şeref, saygınlığını içerir ve kişilik hakları devredilemez. Bu bakımdan miras bırakan ancak bu hususu sağlığında ileri sürmüşse mirasçılar, miras bırakana ilişkin manevi tazminat isteminde bulunabilir.
Manevi Tazminat Davasında Faiz Talep Edilebilir Mi?
Manevi tazminat bir alacak hakkı olduğu için davanın açıldığı tarihten değil, hakaretin gerçekleştiği andan itibaren manevi zarara faiz eklenmesi mümkündür. Bunun için davacının faiz istemini belirtmesi gerekir. Zira hakim kendiliğinden faize hükmedemez.
Hakaret Suçunun Kovuşturma Usulü Nasıl Gerçekleştirilir?
Hakaret, kural olarak takibi şikayete bağlı suçlardan olup uzlaştırma kapsamındadır. Yani kural olarak davacı 6 ay içerisinde şikayetçi olmazsa Cumhuriyet Savcısı kendiliğinden kamu davası açamaz. Ayrıca hakaret suçu uzlaşmaya tâbi suçlardan olup yargılama aşamasından önce davacıya uzlaştırma teklif edilerek taraflar arasında uzlaşma sağlanamazsa yargılama aşamasına geçilir. Hakaret suçunun mağduru şikayet hakkını kullanmadan ölür ise ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy (anne, baba, büyükanne, büyükbaba) ve altsoyu (çocuk, torun), eş ve kardeşleri tarafından şikayette bulunulabilir. Cumhurbaşkanına hakaret suçunun kovuşturulması ise Adalet Bakanlığının iznine bağlıdır.
KAYNAKÇA
EREN, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara, Yetkin Yayınları, 2022
KOCA, ÜZÜLMEZ/ Mahmut, İlhan, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara, Adalet Yayınevi, 2023
GÖRGÜN, BÖRÜ, KODAKOĞLU/ L. Şanal, Levent, Mehmet, Medeni Usul Hukuku, Ankara, Yetkin Yayınları, 2023
USLU, Oğuzhan, Amerikan ve Türk Hukukuna Göre Manevi Tazminatın Belirlenmesinde Sistemler, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2022
TALHA AVCI