BİLİŞİM SUÇLARI (SİBER SUÇLAR) CEZASI
Siber suçlar, bilgisayar, telefon, tablet, ATM ve POS cihazı gibi bilişim araçları kullanılarak gerçekleştirilen yasadışı eylemleri kapsar. Ancak bu kavram, yalnızca cihazlar üzerinden işlenen suçlarla sınırlı kalmamalıdır. Herhangi bir bilişim sistemine hukuka aykırı şekilde erişmek veya orada izinsiz bir biçimde kalmak da suç teşkil eder. Kişisel verilerin çalınması, finansal dolandırıcılık, siber casusluk gibi eylemler, siber suçun çok geniş bir yelpazede işlendiğini gösterir ve bu nedenle suçlulara karşı etkili önlemler almak oldukça önemlidir.
Türkiye’de bilişim suçlarına dair özel bir kanun bulunmasa da mevcut yasalara eklenen hükümlerle bu suçlar kapsam altına alınmıştır. Türkiye’deki düzenlemeler genellikle AB direktifleri ile uyumlu şekilde hazırlanmıştır. Bilişim suçları, ilgili her suçun farklı alanlarına yönelik düzenlemeler içerir. 1991 yılında, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’na “bilgileri otomatik işleme tabi tutan sistem” ifadesi eklenerek bilişim suçları ilk kez yasal metinlerde tanımlanmıştır. Zaman içinde ortaya çıkan ihtiyaçlar nedeniyle, farklı kanunlara bilişim suçlarına dair hükümler eklenmiştir.
En kapsamlı düzenleme, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun onuncu bölümünde yer alır. “Bilişim Alanında Suçlar” başlığında, bilişim sistemine yetkisiz erişim, sistemin engellenmesi veya zarar görmesi ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçları ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
SİBER SUÇLAR HANGİ SUÇLARI KAPSAR?
Bilişim hukuku, şu konuları kapsar:
- Bilişim Sistemine Girme Suçu
- Sistemi Engelleme, Bozmak, Verileri Yok Etmek veya Değiştirmek Suçu
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu
- Yasak Cihaz veya Programlar
- Marka ihlalleri
- Yasadışı Yayınlar
- Çocuk pornografisi
- Hack işlemleri
- Bilişim sistemleri yoluyla dolandırıcılık, organ ticareti, fuhuş, tehdit, hakaret
TÜRK CEZA KANUNUNDAKİ SİBER SUÇLAR HANGİ MADDELERDE DÜZENLENMİŞTİR?
- Bilişim Sistemine Girme Suçu (m. 243)
- Sistemi Engellemek, Bozmak, Verileri Yok Etmek veya Değiştirmek Suçu (m. 244)
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu (m. 245)
- Yasak Cihaz veya Programlar (m. 245/A)
- Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbirlerinin Uygulanması (m. 246)
BİLİŞİM SİSTEMİNE GİRME SUÇU VE CEZASI (TCK 243)
Bilişim sistemine girme suçu, bilgisayar, sunucu veya benzeri bir elektronik sisteme hukuka aykırı olarak erişmeyi veya bu sistemde yetkisiz bir şekilde kalmayı ifade eder. Bu, bilişim suçları arasında en temel suçlardan biridir. Örneğin, bir kişinin sosyal medya hesaplarına veya e-posta adresine izinsiz olarak erişmek ya da güvenlik önlemlerini aşarak hesabını kullanmak, bilişim sistemine girme suçunu oluşturur. Kullanıcılar, sosyal medya hesaplarında veya diğer platformlarda paylaşmak istedikleri bilgileri kendileri belirler. Bu bilgilerin izinsiz olarak elde edilmesi, bilişim sistemine girme suçu kapsamında değerlendirilir.
Önemle belirtilmelidir ki, mağdurun rızası hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edilir. Yani, bir sistemin yetkili kullanıcısı, başka birine sisteme giriş izni verdiyse, bu kişi hukuka aykırı davranmış sayılmaz.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi, sanığın işten ayrıldıktan sonra görev nedeniyle aldığı internet şifresini kullanarak şirkete ait bilişim sistemine girmesi ve orada kalmaya devam etmesinin TCK m.243/1’de belirtilen bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme ve orada kalma suçunu oluşturduğuna karar vermiştir. Bu nedenle, beraat yerine mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu suç, çeşitli yöntemlerle işlenebilir. Bilgisayara zararlı yazılım yüklemek, güvenlik açıklarından faydalanmak veya sistemdeki zayıf noktaları kullanmak gibi yöntemlerle bilişim sistemine giriş sağlanabilir. Kablosuz veya kablolu bağlantı fark etmeksizin, bir bilişim sistemine rızasız erişmek bu suçun kapsamına girer. Ancak yalnızca veri gönderilmesi veya bilgi paylaşılması bu suç kapsamına alınmaz. Mağdurun kişisel bilgisayarına yetkisiz olarak erişmek de suç sayılır (Y.8CD-K:2014/11836).
Bilişim sistemine izinsiz giriş yapıldığına dair kanıt sunmak için IP adresinin tespiti oldukça önemlidir. Her bilgisayarın kendine özel bir IP adresi bulunur. Statik IP adresi, her zaman aynı kalırken, dinamik IP adresi internete her bağlanışta değişir. Servis sağlayıcılar, internet kullanıcılarına farklı bağlantı durumlarında farklı IP adresleri atar. GSM şirketleri port numaralarını kullanarak, birden fazla kişiye aynı IP adresini atayabilir. Port numaralarının takibi, suçun kim tarafından işlendiğini tespit etmeyi kolaylaştırır (Y.8CD-K.2014/9860).
Bilişim Sistemine Girme Suçunun Cezası:
Bir bilişim sistemine hukuka aykırı şekilde giren veya yetkisiz olarak orada kalmaya devam eden kişi, bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır (TCK m.243/1).
Ücretli hizmet sunan sistemlerde bu suç işlendiğinde, ceza yarı oranda indirilebilir (TCK m.243/2).
Suç nedeniyle veriler değişirse veya silinirse, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilir (TCK m.243/3).
Bilişim sistemleri arasında gerçekleşen veri aktarımını izleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası alabilir (TCK m.243/4).
BİLİŞİM SİSTEMİNİ ENGELLEME, BOZMA, ERİŞİLMEZ KILMA, VERİLERİ YOK ETME VEYA DEĞİŞTİRME SUÇU (TCK 244/1-2)
Bilişim sistemine zarar vermek veya erişimi engellemekle ilgili suçlar, Türk Ceza Kanunu’nun 244. maddesinde tanımlanmış ve farklı şekillerde işlenebilen suçları kapsamaktadır. Aşağıda bu seçimlik hareketlerin örneklerine dair kısa açıklamalar bulunmaktadır:
Verileri Yok Etme veya Değiştirme: Bir bilişim sistemine yetkisi olmadan giriş yapan kişinin, sistemdeki verileri ya tamamen silmesi ya da değişiklik yapmasıdır. Örneğin, bir sosyal medya hesabına izinsiz girerek kullanıcının tüm içeriklerini silmek ya da kişisel bilgilerini değiştirerek hesabı kapatmak bu suça örnektir.
Sistemi Engelleme veya Erişilmez Kılma: Kullanıcının bilişim sistemine erişimini kasıtlı olarak engellemek ya da sistemi tamamen devre dışı bırakmaktır. Örneğin, bir kullanıcının e-posta hesabına erişip şifreyi değiştirerek o kişinin hesabına giriş yapmasını engellemek bu suçu kapsamaktadır.
Sistemi Bozma: Sistem içerisindeki teknik işleyişi aksatmak ya da kullanıcıların amacına uygun bir şekilde kullanmasını zorlaştırmak için yapılan müdahalelerdir. Örneğin, bir e-ticaret sitesinin sipariş sistemine müdahale edilerek müşteri işlemlerinin yavaşlatılması bu suça örnek olarak verilebilir.
Yargıtay 8.Ceza Dairesi 2013/25987 esaslı Kararında; Sanığın, bir aile şirketine ait telefonla şikayetçiye ait e-posta hesabına erişip şifreyi değiştirerek şikayetçinin bu hesaplara girişini engellemesi, bilişim sistemini erişilmez kılma olarak nitelendirilmiştir.
Yargıtay 8.Ceza Dairesi 2013/25978 esaslı Kararında; Sanığın, babasının internet hesabından katılana ait e-posta hesabına tekrar tekrar erişip şifreyi değiştirerek kullanıcıya giriş izni vermemesi de aynı şekilde suç sayılmıştır.
Bilişim Sistemini Engelleme, Bozma, Erişilmez Kılma, Verileri Yok Etme Veya Değiştirme Suçu Cezası:
Sistemi Engelleme ve Bozma: Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılır (TCK m.244/1).
Verileri Bozma, Yok Etme, Değiştirme ve Erişilmez Kılma: Sistemdeki verileri kasıtlı olarak bozan, silen veya değiştiren kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası alır (TCK m.244/2).
Banka, Kredi Kurumu veya Kamu Kurumuna Karşı İşlenen Suçlar: Eğer bir kamu veya finans kurumuna ait bilişim sistemi hedef alınmışsa, cezalar yarı oranında artırılır (TCK m.244/3).
Haksız Çıkar Sağlama: Yukarıdaki suçlardan herhangi biri ile çıkar sağlanmışsa, fail iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile karşı karşıya kalır (TCK m.244/4).
HAKSIZ KAZANÇ SAĞLAMA YOLUYLA İŞLENEN BİLİŞİM SUÇLARI (TCK 244/4)
Bilişim sistemlerinin engellenmesi, bozulması, verilerin değiştirilmesi veya yok edilmesi gibi fiillerle fail, kendisi ya da başkası için haksız çıkar sağladığında, bu eylemler TCK 244/4 kapsamında cezalandırılır. Bu tür suçlar için öngörülen ceza, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası şeklindedir; yani fail hem hapis hem de para cezası ile cezalandırılabilir.
Bu suç tipi, gerçek kişilerle yüz yüze gelmeden, sadece bilişim sistemleri aracılığıyla işlenebilir. Örneğin, banka sistemlerini kullanarak yapılan haksız kazanç girişimleri bu kapsamdadır. Ancak, banka araçları kullanılarak kişisel temasla dolandırıcılık yapıldığında, bu durum TCK 158/1-f kapsamında nitelikli dolandırıcılık olarak değerlendirilir.
Ayrıca, başkasına ait kredi veya banka kartı bilgileri internet üzerinden alışveriş için kullanıldığında, bu durum TCK 244/4 değil, TCK 245 kapsamındaki “banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” suçu olarak ele alınır.
BANKA KARTLARI VE KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASI (TCK 245)
Kredi veya banka kartlarının yetkisiz kullanılması, TCK’da bilişim suçları arasında sayılır. Başkasına ait bir kredi ya da banka kartını izinsiz bir şekilde alıp kendisi ya da başkası için menfaat elde eden kişi, 3 ila 6 yıl arası hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır (TCK 245/1). Ancak, bu suçun eşler, birinci derece akrabalar veya aynı evde yaşayanlar arasında işlenmesi durumunda ceza uygulanmaz.
Başkalarına ait banka hesaplarını hedef alarak sahte kredi veya banka kartı üreten, satan ya da satın alan kişi, 3 ila 7 yıl hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır (TCK 245/2).
Tamamen sahte bir kart oluşturup bunu haksız kazanç için kullanan kişi, 4 ila 8 yıl hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası alır (TCK 245/3). Bu kapsamda verilen cezalar, bilişim suçları arasında en ağır olanlar arasındadır
BİLİŞİM SUÇLARINI İŞLEMEK İÇİN YASAK CİHAZ VE PROGRAMLARIN KULLANILMASI (TCK 245/A)
Yalnızca bilişim suçlarını veya bilişim sistemleri kullanılarak işlenebilen diğer suçları işlemek amacıyla üretilen ya da dağıtılan cihazlar, yazılımlar, şifreler veya güvenlik kodları yasadışıdır. Bu tür araçları üreten, ithal eden, depolayan, satan veya başka bir şekilde başkalarına veren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası alabilir. Amaç, yasa dışı faaliyetleri önlemek için bu tür araçların kullanımını sınırlamaktır.
SİBER SUÇLARLA MÜCADELEDE DELİL TOPLAMA VE ADLİ İŞBİRLİĞİ
Siber suçlarla mücadelede delil toplama süreci, adli bilişim tekniklerini içerir. Bu disiplin, bilgisayar sistemlerinden yasal delillerin elde edilmesini kapsar ve bu alanda uzmanlık gerektirir. Dijital delillerin kolayca kaybolabilmesi nedeniyle, hızlı ve etkin adli işbirliği şarttır. Ancak, geleneksel adli işbirliği yöntemleri genellikle yavaş kaldığı için siber suçlarla mücadelede yetersiz kalabilir. Bu nedenle, uluslararası işbirliği ve mevzuat uyumunun güçlendirilmesi, siber suçlarla etkin bir şekilde mücadele edebilmek için kritik öneme sahiptir.
BİLİŞİM SUÇLARINDA ŞİKÂYET, ZAMANAŞIMI VE UZLAŞMA
Bilişim suçları, savcıların re’sen harekete geçip soruşturma başlattığı suç türlerindendir, bu nedenle mağdurun şikâyeti olmasa da işlem yapılabilir. Mağdurun şikayetçi olmaktan vazgeçmesi, ceza davasının düşmesine etki etmez, çünkü bu suçlar için savcılık otomatik olarak soruşturma yürütür. Etkin bir soruşturmanın yapılabilmesi için suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren Türk Ceza Kanunu’nda belirlenen zamanaşımı süreleri içinde savcılığa bilgi verilmesi gerekir. En basit bilişim suçu için bile dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu süre geçtikten sonra suçun bildirilmesi veya kamu davasının zamanaşımı süresi içerisinde tamamlanmaması durumunda, soruşturma ya da kovuşturma yapılamaz.
Ayrıca, mağdur daha önce şikâyet hakkını kullanamamış olsa bile, dava sürecinin herhangi bir aşamasında ceza mahkemesine müdahil olarak katılabilir ve taraf sıfatı kazanabilir.
Bilişim suçları genellikle uzlaşma yoluyla çözümlenemeyen suç kategorisindedir. Suçun mağduru ve fail arasında, bir uzlaştırmacının aracılığıyla anlaşma sağlanması bu tür suçlar için geçerli bir yargısal çözüm yöntemi değildir.
BİLİŞİM SUÇLARINDA ETKİN PİŞMANLIK
Bilişim suçlarında etkin pişmanlık hükümleri, bazı durumlarda sanık için ceza indirimi sağlar. TCK‘nın 245/5 maddesine göre, başkasına ait banka veya kredi kartını izinsiz kullanma suçunu işleyen sanık, mağdurun zararını tazmin ederse daha az ceza alabilir. Soruşturma aşamasında zarar telafi edilirse, cezanın üçte ikisine kadar indirimi mümkündür. Kovuşturma sırasında zarar karşılanırsa ceza yarıya kadar azaltılabilir. Bu hükümler, mağdurun kaybını gidermeyi amaçlar ve Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesi kapsamında uygulanır.
SİBER SUÇLARDA ŞİKÂYET SÜRECİ NASIL İŞLER?
Siber suçlar gün geçtikçe yaygınlaşan ve ciddi sonuçlar doğuran bir problem haline gelmiştir. Kişisel bilgi hırsızlığı, çevrimiçi taciz veya şantaj gibi bir siber suçun mağduru olduğunuzu düşünüyorsanız, en yakın Cumhuriyet Başsavcılığı’na veya Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne başvurabilirsiniz. Başvurunuz, yazılı bir şikâyet dilekçesi şeklinde yapılabileceği gibi, sözlü olarak da tutanakla kaydedilebilir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 158. maddesi uyarınca, suça ilişkin ihbar veya şikâyet, Cumhuriyet Başsavcılığı’na veya kolluk birimlerine yapılabilir. Valilik, kaymakamlık veya mahkemeye yapılan ihbar ya da şikayetler, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilir. Yurt dışında işlenen ve Türkiye’de takibi gereken suçlar için, elçilik veya konsolosluklara ihbar veya şikâyette bulunmak da mümkündür. Kamu görevinin icrası sırasında işlenen bir suç için ilgili idareye yapılan şikâyet veya ihbar, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilir. İhbar veya şikâyet, yazılı veya sözlü şekilde gerçekleştirilebilir.
Teknolojinin gelişmesiyle, internet üzerinden de şikâyet başvurusu yapmak mümkün hale gelmiştir. Şikâyet sürecinde önemli olan, siber suçun doğru kuruma ve usulüne uygun şekilde bildirilmesidir. Bu sayede şikâyetiniz etkili bir şekilde değerlendirilir ve uygun hukuki işlemler başlatılır.
Bilişim suçlarına dair şikâyet dilekçesi dikkatle hazırlanmalı ve olabildiğince kapsamlı olmalıdır. Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmanın başlangıcını bu dilekçeye dayandırarak ilerletecektir. Bu nedenle, konunun uzmanı bir bilişim avukatından destek almak önemlidir.
SIKÇA SORULAN SORULAR
-
Bilişim suçlarına karşı nasıl önlem alınmalı?
Bilişim suçlarına karşı korunma yolları şunlardır:
-Kişisel şifrelerinizi başkalarıyla paylaşmayın.
-Farklı hesaplarda farklı şifreler kullanın.
-Şifrelerinizi yazılı olarak bir yerlere kaydetmekten kaçının.
-Şifrelerinizi sık sık değiştirin.
-Şifrelerinizi sosyal medya ve web siteleri üzerinden başkalarıyla paylaşmayın.
-Yalnızca lisanslı yazılımları kullanın.
-İçeriği değiştirilmiş veya korsan yazılımlardan uzak durun.
-Yazılımlarınızı mümkün olduğunca güncel tutun.
-Kişisel bilgilerinizi sorma amacıyla ulaşan kişilere bilgi vermeyin.
-Telif hakkı korunan içerikleri izinsiz olarak kopyalamayın.
-Şifre kullanımına alternatif olarak daha güvenli yöntemler kullanın (örneğin, biyometrik giriş).
-Bu önlemler alınarak bilişim suçlarının önüne geçilebilir ve daha güvenli bir dijital ortam sağlanabilir.
-
Savcılık IP adresini bulur mu?
Evet, savcılıklar IP adreslerini bulabilir. Bir IP adresinin hangi internet servis sağlayıcısına ait olduğunu öğrenmek için, ilgili IP adresinin sorgulanması gerekir. Bu bilgiler, internet servis sağlayıcılarından ya da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) üzerinden toplanabilir. Bu tür bir IP adresi sorgulama işlemi, genellikle savcılık tarafından yürütülen soruşturma sırasında gerçekleştirilir.
-
Siber suçlar CİMER’e şikâyet edilir mi?
Evet, bilişim suçlarına ilişkin şikâyet ve ihbarlar CİMER üzerinden yapılabilmektedir. İnternet üzerinden yapılan bu başvurular, suçlara hızlı yanıt verilmesini ve mağdurların hukuki süreçlere kolay erişimini sağlamaktadır. Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün web sitesinde de online ihbar seçeneği bulunmaktadır.
-
DDoS atmak suç mu?
Evet, DDoS (Dağıtılmış Hizmet Reddi) saldırıları suçtur. DDoS, bir ağın veya sunucunun normal işleyişini engelleyerek, internete bağlı hizmetlerin geçici olarak durdurulmasına veya aksatılmasına neden olur. Bu tür saldırılar, gerçek kullanıcıların ağ ve kaynaklara erişimini engeller. Türk Ceza Kanunu’na göre, böyle bir eylem siber saldırı olarak kabul edilir ve suç oluşturur.
- Sosyal medya uygulamaları üzerinden yapılan tehdit siber şantaj kapsamına girer mi?
Sosyal medya platformlarında gerçekleştirilen tehdit eylemleri, şantaj suçunun bir biçimi olabilir. Şantaj, tehdit suçunun özel bir türü olarak kabul edilir ve bu iki suç arasında belirli benzerlikler bulunsa da ayırt edici özellikler de vardır. Şantaj suçu ile ilgili daha fazla detaylı bilgiye “Şantaj Suçu TCK” başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz. Bu bağlamda, sosyal medya üzerinden yapılan ve tehdit unsuru taşıyan iletişimler genellikle doğrudan şantaj suçu kapsamına girmez; bu durumlar daha çok tehdit suçu olarak değerlendirilir.
-
Kullanmakta olduğum mail hesabıma Bilişim Suçlarında dosyam olduğunu bildiren ve bağlantıya tıklamamı belirten bir mail var ne yapmam gerekir?
Bir dolandırıcılık e-posta mesajı aldığınızda, özellikle bilişim suçlarına yönelik olduğunu belirten ve bir bağlantıya tıklamanızı öneren mesajlar hakkında dikkatli olmak önemlidir. E-posta, devlet kurumlarından gönderilmiş gibi görünebilir, ancak Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bu tür mesajlarla ilgisi yoktur. Bu tip mesajlar genellikle fidye yazılımı (ransomware) veya diğer kötü amaçlı yazılımlarla ilişkilidir ve e-posta ekleri ya da bağlantıları açıldığında bilgisayarınıza zarar verme potansiyeline sahiptir.
Bu tür bir mesaj aldığınızda, bilgisayarınızı güvenli modda başlatın ve hiçbir koşulda ödeme yapmayın ve bu mesajdaki bağlantılara tıklamayın.
Söz konusu durumda mağdur olduğunuz suç, şahsi müracaat gerektiren bir bilişim suçu kapsamına girer. Bu nedenle, suçun işlendiği yere göre, polis merkez amirliğine, Cumhuriyet Başsavcılığı’na ya da Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne imzalı bir dilekçe ile başvurmanız gerekmektedir. İmzalı dilekçeyi şahsen başvuracağınız yere teslim edin, e-posta veya diğer dijital kanallardan göndermeyin. Şikâyete bağlı olan bu suçlarda bireysel başvuru şarttır.
Unutmamanız gerekir ki mağdur olduğunuz suç şahsi müracaat kapsamına girmektedir fakat usulün takibinde alanında uzman avukatlardan yardım almanın hak kaybınızı ve daha çok mağdur olmanızı önleyecektir.
-
Banka hesabıma tanımlı internet bankacılığım bilgim dışında kullanıldı, ne yapmam gerekir?
İnternet bankacılığı hesabınız bilginiz dışında kullanıldığında ilk adım olarak; bankanızla iletişime geçerek, şüpheli işlemlerin detaylarını içeren bir ekstre talebinde bulunmalısınız; bu, durumu daha net bir şekilde anlamanıza yardımcı olacaktır.
Telefonunuzu ve bilgisayarınızı formatlama gibi işlemlerden kaçınmalısınız; zira bu, delillerin yok olmasına neden olabilir. Bu tür bir durum, adli sürecin başlatılabilmesi için kişisel başvuru gerektiren suçlar kategorisine girer; bu nedenle, yaşanan suçla ilgili detayları açıklayan ve imzalı bir dilekçe hazırlamanız gerekmektedir. Hazırladığınız dilekçe ile suçun işlendiği yerdeki polis merkez amirliğine veya Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurabilir; ayrıca Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne de başvurmanız mümkündür. İmzaladığınız dilekçeyi, tarayıcıdan taratıp elektronik olarak göndermek yerine, doğrudan ilgili kuruma elden teslim etmek önemlidir; bu, sürecin daha resmi ve düzenli işlemesini sağlayacaktır. Unutmamanız gerekir ki mağdur olduğunuz suç, kişisel müracaat kapsamına girmektedir; ancak sürecin usulüne uygun şekilde takibinde alanında uzman avukatlardan yardım almak, hak kaybı yaşamanızı ve daha fazla mağdur olmanızı önleyecektir.
-
Bir hukuk bürosundan uzlaştırma işlemlerinin son günü olduğunu ve kendilerini aramamı söyleyen SMS’ler alıyorum, aradığımda telefondan para istediler, ne yapmalıyım?
Son zamanlarda yaygınlaşan dolandırıcılık yöntemlerinden biri de, kişilerin telefonlarına “Ceza dosyanız uzlaştırma evraklarınızla hukuk büromuza devredilmiştir. Dosyanızın son günü. Mağdur olmamak için iletişime geçiniz.” şeklinde mesaj gönderilmesidir. Dolandırıcılar, avukat kimliğiyle sahte profiller oluşturarak veya avukatların kamuya açık bilgilerini kullanarak, vatandaşlara sahte icra borçlarıyla ilgili mesajlar atıyor ve ödeme yapmadıkları takdirde haciz geleceğini söyleyerek baskı kuruyorlar.
Eğer böyle bir dolandırıcılığa maruz kalırsanız, hemen savcılığa veya polise başvurmalısınız. Ayrıca, mesaj veya telefon yoluyla banka bilgilerinizi paylaştıysanız, ilgili banka veya kurumla iletişime geçerek gerekli önlemleri almalısınız.
Dolandırıcılıkla karşılaştığınızda savcılığa veya karakola başvurarak suç duyurusunda bulunabilirsiniz. Banka bilgilerinizi paylaştıysanız, derhal bankanızı bilgilendirerek işlemi durdurmalarını isteyin. Dolandırıcıların kimlikleri tespit edilirse, onlara karşı alacak davası veya icra takibi başlatabilirsiniz.
-
“Dosyanızın son günüdür. Mağdur olmamak için iletişime geçiniz.” Yazan bir mesaj aldım. Dosyam varmış, aradığımda ikna edici bir şekilde dosya için para istediler. Ne yapmalıyım?
Cep telefonunuza gelen mesajda “Ceza dosyanızın son günüdür. Mağdur olmamanız için kontrol ediniz.” gibi bir içerik varsa, bu mesaj dolandırıcılık amaçlı olabilir. Bu nedenle, mesajdaki bağlantılara tıklamamak çok önemlidir.
Eğer yanlışlıkla mesajdaki bağlantıya tıkladıysanız, herhangi bir ödeme işlemi yapmayın. Mesai saatleri içinde en yakın adliyeye başvurmanızda fayda vardır.
-
“Dosyanızın son günüdür, tarafımıza ulaşın.” Mesajı gerçek mi?
Ülkemizde adli kurumlarca tebligatların yapılma usulleri bellidir, adliyelerce yapılacak bildirim ve tebligatlar mutlaka ikamet ya da MERNİS adresinize resmi PTT memuru ile imza karşılığı yapılmaktadır. Dava ve Ceza dosyaları ise e-devletinizde mutlaka gözükecektir. (Soruşturma dosyaları e-devlet üzerinden gözükmemektedir.)
Ayrıca hiçbir gerçek hukuk bürosu “dosyanızın son günüdür” şeklinde bir mesaj atmak suretiyle insanlardan telefon aracılığıyla para isteme yoluna gitmeyecektir. Bu sebeple bu tip bir mesaj aldıysanız dolandırıcılık girişimi olması kuvvetle muhtemeldir.
-
“Hakkınızda icra takibi başlatıldı, borcunuzu belirtilen hesaba gönderin.” mesajı aldım. Ne yapmalıyım?
Ülkemizde icra takibi ve haciz işlemleri resmi yollarla yapılmalıdır. İcra takibi başlatılması için tebligatın size ya da ikamet adresinizdeki muhtara yapılması gerekir. Bu tebligat yapılmadan icra takibi kesinleşmez ve haciz işlemi uygulanamaz. Ayrıca, icra takipleri e-Devlet sistemi üzerinde kayıtlıdır. Hakkınızda icra takibi olup olmadığını öğrenmek için, size en yakın İcra Müdürlüğü’ne başvurabilir veya e-Devlet üzerinden kolayca sorgulama yapabilirsiniz. Dolandırıcılık girişimlerine karşı dikkatli olmak ve resmi kanallar dışında gelen bilgilere itibar etmemek önemlidir.
-
PTT’den aradıklarını söylüyorlar. Adliyeden bir tebligatım olduğunu ve bana ulaştıramadıklarını belirtip kısa mesaj içerisinde linkten para ödememi istiyorlar. Ne yapmalıyım?
Kısa mesajdaki link, kullanıcıları zararlı bir uygulamanın kurulumuna yönlendirmektedir. Bu kurulumun yapılması halinde zararlı yazılım telefonunuzu ele geçirmektedir.
Kamu kurum ve kuruluşlarının ad ve logoları kullanılarak yürütülmeye çalışılan dolandırıcılık faaliyetlerine dikkat ediniz.
Resmî kurumların bildirimleri haricinde herhangi bir bildirim ve iddiaya itibar etmeyiniz.
SONUÇ
Bilişim suçları hem teknolojik bilgi hem de hukuki uzmanlık gerektiren karmaşık bir alandır. Bilişim suçlarının hem faili hem de mağduru olmak mümkündür; bu durum herhangi bir birey için geçerli olabilir.
Uzman bir avukat, size özel durumunuzla ilgili bilgilendirme yapabilir, savunmanızı oluşturabilir, hak kaybına uğramanızı önlemek için gerekli yasal adımları atabilir ve suçun tespiti ile delillerin toplanmasında size yardımcı olabilir. Bu şekilde, bilişim hukuku alanında karşılaşabileceğiniz zorluklarla başa çıkmanız daha kolay ve etkili olur. Eğer bilişim suçlarının mağduru ya da faili olursanız, konusunda uzman avukat kadromuzla iletişime geçerek hızlı ve etkili bir şekilde hukuki destek alabilirsiniz.
Stj. Av Selver Nur SEVİNDİK
BURAK TEMİZER HUKUK BÜROSU