Akıl hastalığı nedeniyle boşanma, Türk Medeni Kanunu’nda da karşılığı bulunan bir boşanma sebebidir. Bu nedenle eşlerden biri, eşinin akıl hastalığı bulunduğunda, akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açabilir, bu şekilde boşanma sebebi ortaya koyabilir. Hem sağlık hem de hukuki boyut açısından değerlendirilebilen bu istisnai durum, taraflardan birinin hayatını bu şekilde devam ettirememesinin tespit edilmesi sebebi ile uygulanmaktadır. Şimdi içeriğimizde akıl hastalığı sebebiyle boşanma ile ilgili tüm detaylardan bahsederek sizi bilgilendiremeye çalışacağız.
İçindekiler
- 1 Akıl Hastalığı Ne Demektir?
- 2 Türk Medeni Kanunu’nda Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma
- 3 Akıl Hastalığının Boşanma Sebebi Sayılması için Aranan Koşullar
- 4 Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanmada İspat Yükü ve Delil Sunumu
- 5 Akıl Hastalığı Dışındaki Genel Boşanma Sebepleriyle İlişkisi
- 6 Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanmada Kusur İlkesi
- 7 Akıl Hastalığı Sebebiyle Açılan Davalarda Yargıtay Kararları
- 8 Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanmada Yaşanan Sorunlar
- 9 Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
- 10 Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanmada Süreç
- 11 Sonuç
- 12 Sık Sorulan Sorular
Akıl Hastalığı Ne Demektir?
Tıbbi açıdan baktığımızda; akıl hastalığı, bireyin düşünme, algılama, hissetme veya davranma biçimini ciddi şekilde etkileyen psikiyatrik bozuklukların genel adıdır. Şizofreni, bipolar bozukluk, paranoid bozukluklar ve ağır derecede depresyon gibi durumlar, akıl hastalıkları arasında sayılabilir.
Hukuki açıdan ise akıl hastalığı, bireyin fiil ehliyetini etkileyen ve kişisel karar verme kapasitesini ciddi biçimde sınırlayan ve süreklilik arz eden ruhsal ve zihinsel rahatsızlıkları ifade eder. Boşanma hukuku bağlamında yalnızca akıl hastalığının varlığı yeterli değildir; bu hastalığın evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğinin de ispatı gerekir. Her ruhsal sorun ya da geçici psikolojik dalgalanma boşanma sebebi teşkil etmez; durumun şiddeti, süresi ve evlilik birliğine etkisi önem arz eder.
Aile ve Boşanma Hukuku alanında merak ettiğiniz konular hakkında da bilgi sahibi olmak isterseniz, ilgili kategorimize göz gezdirebilirsiniz.
Türk Medeni Kanunu’nda Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma
Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesi, akıl hastalığına dayanarak boşanmayı özel bir neden olarak düzenlemiştir:
“Eşlerden biri akıl hastası olup da bu nedenle ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelmişse, bu eş boşanma davası açabilir. Ancak davalı eşin hastalığının geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmiş olmalıdır.”
Yukarıda açıklaması belirlenen madde uyarınca boşanma için 3 temel şart aranmaktadır. Bunlar ise şu şekildedir:
- Eşlerden birinin akıl hastası olması
- Akıl hastalığı nedeniyle ortak hayatın diğer eş için çekilmez hale gelmesi
- Akıl hastalığının iyileşme ihtimalinin bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi
Yukarıdaki durumların gerçekleşmesi durumunda, mağdur olan eş, akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açabilir.
Akıl Hastalığının Boşanma Sebebi Sayılması için Aranan Koşullar
Akıl hastalığı, her şart ve koşulda boşanma sebebi olarak gösterilemez. Bunun için belli başlı koşulların gerçekleşmesi zorunludur. Bu koşullar ise şu şekildedir:
- Hastalığın Niteliği:
Her psikolojik rahatsızlık boşanma nedeni olarak kabul edilmez. Hastalığın ağır, kronik ve evlilik birliğini doğrudan etkileyen bir mahiyette olması gerekir. Örneğin; basit anksiyete bozukluğu ile ağır paranoid şizofreni aynı kefeye konulamaz.
- Evlilik Birliğini Çekilmez Hale Getirme:
Sadece hastalığın varlığı değil, evlilik birliğini çekilmez hale getirmiş olması da gereklidir. Bu durum, eşin sürekli gözetim altında tutulmasını gerektirmesi, saldırgan davranışlar sergilemesi, çocuklara zarar verme ihtimali gibi somut olaylarla ortaya konulabilir. Peki, çekilmezlik kriterinin değerlendirilmesi nasıl yapılır?
Hâkim, çekilmezliği somut olaylara göre değerlendirir. Hastalık nedeniyle diğer eşin sürekli fiziksel ya da ruhsal zarar görmesi, evin geçiminin sağlanamaması, çocukların olumsuz etkilenmesi gibi olgular bu bağlamda dikkate alınır.
- İyileşmesinin Mümkün Olmaması:
Boşanmanın gerçekleşebilmesi için hastalığın kalıcı olması gerekir. Bu nedenle, resmî sağlık kurulu raporu alınması zorunludur. Sağlık raporunda açıkça hastalığın “tedavi edilemez” veya “iyileşmesi mümkün değildir” şeklinde belirtilmesi gerekir. Bu tür davalarda en belirleyici delil, tam teşekküllü bir devlet hastanesinden alınacak resmi sağlık kurulu raporudur. Raporun içeriğinde hastalığın cinsi, seviyesi, süresi ve tedaviye yanıt verip vermeyeceği gibi bilgiler yer almalıdır. Basit bir psikolojik değerlendirme ya da özel hastane raporu yeterli değildir.
Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanmada İspat Yükü ve Delil Sunumu
Eşlerden biri, eşinin akıl hastalığı olduğu ve bu nedenle boşanmak istediğini talep edebilir. Ancak burada ispat yükü ve ispatlanan duruma ait delillerin sunumu çok önemlidir. Bununla ilgili durumlar ise şu şekildedir:
Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanmada İspat Yükü Kimdedir?
Boşanma davasını açan taraf (davacı), yukarıda sayılan tüm unsurların varlığını ispatla yükümlüdür. Özellikle hastalığın türü, süresi, etkisi ve evliliği ne denli etkilediği önem arz eder.
Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanmada Hangi Deliller Kullanılabilir?
Her delil, akıl hastalığının olduğunu ispatlayamaz ya da her delil hukuki değildir. Bu nedenle belirli deliller üzerinden ispatın gerçekleştirilmesi gerekir. Bu deliller ise şu şekildedir:
- Resmi sağlık kurulu raporları (tam teşekküllü devlet hastanelerinden)
- Tanık ifadeleri (komşular, akrabalar, aile hekimi vb.)
- Psikiyatri uzmanı görüşleri
- Polis kayıtları veya adli vaka raporları (eğer eş saldırgan davranışlarda bulunmuşsa)
Boşanma Sebepleri hakkında da detaylı bilgi paylaşımı yaptığımız içeriğimize göz gezdirebilirsiniz.
Akıl Hastalığı Dışındaki Genel Boşanma Sebepleriyle İlişkisi
Akıl hastalığının genel boşanma sebepleri ile ilişkisi, “evlilik birliğinin temelden sarsılması” olarak ifade edilebilir.
TMK m.166 kapsamında düzenlenen “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” ilkesi uyarınca da akıl hastalığı boşanma gerekçesi olabilir. Ancak bu durumda sağlık kurulu raporu zorunlu değildir. Mahkeme, hastalığın evlilik üzerindeki etkilerini değerlendirerek karar verir. Bu yol, genellikle hastalığın geçici olduğu veya tedaviye yanıt verdiği ancak evliliği yine de çekilmez hale getirdiği durumlarda tercih edilir.
Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma konusu hakkında da bilgi almak isterseniz, ilgili içeriğimize göz atabilirsiniz.
Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanmada Kusur İlkesi
Türk Medeni Kanunu’nda akıl hastalığına dayalı boşanmalarda kusur aranmaz. Bu, “kusura dayalı boşanma nedenlerinden” farklıdır. Yani eşin hastalığa yakalanmasında bir suçu olmasa da diğer eş yine de boşanma davası açabilir.
Akıl Hastalığı Sebebiyle Açılan Davalarda Yargıtay Kararları
Yargıtay içtihatlarında, hastalığın türü kadar evlilik birliğini nasıl etkilediği de titizlikle incelenir. Davalının hastalığı iyileşebilir nitelikteyse veya yeterli tedavi ile kontrol altında tutulabiliyorsa boşanma talebi genellikle reddedilir.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi – 04.04.2016 – E. 2016/3039 – K. 2016/6752
Bu Yargıtay kararında, davalı eşin akıl hastalığı nedeniyle boşanma talebinde bulunan davacı eşin, ortak hayatın çekilmez hale geldiğini ispat edemediği belirtilmiştir. Mahkeme, sadece akıl hastalığının varlığının boşanma için yeterli olmadığını, ayrıca bu hastalığın evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğinin de kanıtlanması gerektiğini vurgulamıştır.
Aslında özetle akıl hastalığı nedeniyle boşanma davalarında, hastalığın varlığının yanı sıra, ortak hayatın çekilmez hale geldiğinin de somut delillerle ispatlanması gerektiğini gösterir nitelikte bir karardır.
Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanmada Yaşanan Sorunlar
Eşlerden birinin akıl hastalığı bulunuyorsa ve mağdur olan eş bu nedenle boşanmak istiyorsa, bunun belirli delillerle ispatlanması gerekir. Ancak genel olarak akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası sürecinde uygulamada aşağıdaki sorunlarla karşılaşılabilmektedir:
- Resmî Rapor Alım Süreci:
Davacı tarafın çoğu zaman hastaneden “iyileşemez” ibareli rapor alması zordur. Çünkü birçok psikiyatrik rahatsızlık “dönemsel iyileşme” gösterdiği için hastalığın kalıcılığı kolayca belgelenemeyebilir.
- Bilirkişi ve Adli Tıp İncelemesi:
Mahkemeler, resmi sağlık kurulu raporunu yetersiz bulursa, Adli Tıp Kurumu’ndan veya Üniversite Hastanesi Bilirkişi Kurulu’ndan rapor isteyebilir. Bu da davaların yıllarca sürmesine yol açabilir.
- Evlilik Birliğinin Korunması İlkesi:
Yargıtay, akıl hastası eşin korunmaya muhtaç olması nedeniyle, evliliğin devamını öncelikli görebilir. Bu da akıl hastalığı nedeniyle boşanma davalarında hâkimin takdir yetkisini artırmaktadır.
Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Bu tür davalarda aile mahkemesi görevlidir. Yetkili mahkeme ise davacının ya da davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanmada Süreç
Akıl hastalığının bulunması, gerekli şartlar gerçekleşiyorsa, boşanma sebebi olarak gösterilebilmektedir. Bu süreçte genel hatlar ise şu şekildedir:
Dava Dilekçesinin Hazırlanması
Davacı, hastalığın etkilerini, birlikte yaşamanın ne şekilde çekilmez hale geldiğini detaylı olarak anlatmalıdır. Sağlık kurulu raporu sunulmalı ve tanık delillerine yer verilmelidir. Tanıklar genellikle aile bireyleri, komşular ya da ortak arkadaşlardan seçilir. Gerekirse dava dilekçesiyle birlikte önceki sağlık belgeleri de sunulabilir.
Ön İnceleme ve Tahkikat Aşamaları
Mahkeme öncelikle resmî sağlık raporunun varlığını ve geçerliliğini inceler. Gerekirse yeni rapor isteyebilir. Taraf tanıkları dinlenir. Evlilik birliğinin ne ölçüde zarar gördüğü tespit edilmeye çalışılır.
Karar Aşaması
Tüm şartların oluştuğu tespit edilirse mahkeme boşanma kararı verir. Aksi takdirde dava reddedilir. Mahkeme, özellikle çocukların üstün yararı açısından ayrıca değerlendirme yapabilir.
Sonuç
Sonuç itibariyle akıl hastalığı nedeniyle boşanma, istisnai ve dikkatli şekilde uygulanan bir durumdur. Her akıl hastalığı evlilik birliğini bitirecek düzeyde olmayabilir. Bu nedenle mahkemeler hem tıbbi hem hukuki boyutu birlikte değerlendirerek karar vermektedir.
Dava açacak eşin en başta yapması gereken, tüm belgelerini eksiksiz sunmak, olayları somut delillerle ortaya koymaktır. Çünkü bu tür davalar, sıradan boşanma davalarından farklı olarak uzun, teknik ve çoğu zaman duygusal açıdan yıpratıcı süreçler içerir.
Akıl hastalığı nedeniyle boşanma süreci ile ilgili hukuki desteğe ihtiyacınız varsa, Burak Temizer Hukuk Büromuzun deneyimli İstanbul boşanma avukatı kadrosundan destek alabilirsiniz.
Sık Sorulan Sorular
Eşim Depresyon Tedavisi Görüyor, Boşanma Davası Açabilir Miyim?
Depresyon, tek başına boşanma sebebi değildir. Ancak ağır ve kronik bir hâl almışsa ve evlilik birliğini çekilmez hâle getirmişse, sağlık kurulu raporuyla birlikte boşanma talep edilebilir.
Raporu Özel Hastaneden Alsam Geçerli Olur Mu?
Hayır. Yalnızca devlet hastanelerinden veya üniversite hastanelerinden alınan resmî sağlık kurulu raporu geçerlidir.
Eşim Akıl Hastası Ama Beni Tehdit Etmiyor, Boşanabilir Miyim?
Bu durumda “çekilmezlik” kriteri oluşmadığı gerekçesiyle boşanma talebiniz reddedilebilir. Boşanma için yalnızca hastalık değil, onun evliliği ne şekilde etkilediği önemlidir.
Eşim Hastalığını Kabul Ermiyor ve Tedaviyi Reddediyor Ne Yapmalıyım?
Hastanın tedaviyi reddetmesi, iyileşme şansını ortadan kaldırıyorsa, bu durum da evliliği sürdürülemez hale getirebilir. Ancak yine de boşanma için sağlık kurulu raporu gerekir.
Böyle Bir Durumda Çocuk Varsa Ne Olur?
Boşanma sonrası çocukların velayeti duruma göre belirlenir. Akıl hastalığı bulunan eşin velayet alması genellikle mümkün değildir. Ancak bu mutlak bir kural değildir; her olay kendi içinde değerlendirilir.