Velayet Nedir?
Velayet, anne ve baba ile çocuk arasındaki statüyü tanımlar. Küçük, aksini gerektiren başkaca yasal bir sebep olmadığı müddetçe anne ve babanın velayeti altındadır. Bunun dışında ergin olmasına rağmen kısıtlanmasına karar verilen kişiler de vasi atanmasına gerek görülmedikçe, anne ve babanın velayeti altında kabul edilmektedirler. TMK m.335 ve devamında velayet kavramı açıklanmıştır. TMK m.335’e göre; ‘’Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar.’’
Türk Medeni Kanunu ile velayet hakkı yalnızca anne ve babaya tanınmış bir haktır. Nitekim Yargıtay da TMK m.335’teki yasal düzenlemeye göre velayet hakkının münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olduğunu, evlat edinme hali hariç tutularak, anne ve baba dışındaki hiçkimseye verilemeyeceğini kararlarında belirtmiştir.
Anahtar Kelimeler: velayet, velayet hakkı, boşanma, kişisel ilişki, velayetin anneye verilmesi, velayetin babaya verilmesi, ortak velayet, iştirak nafakası, nafaka, üstün yarar, velayetin değiştirilmesi, velayetin kaldırılması
Boşanma Davasında Çocuğun Velayeti Kime Verilir?
Velayet hakkı, evlilik birliği devam ettiği müddetçe ortak kullanılır, ancak boşanmayla beraber ebeveynlerden birine verilir. Boşanma davası sırasında çocuğun velayeti geçici olarak taraflardan birine verilir.
Boşanma davasında velayet talebinde bulunulması ayrı bir dava teşkil etmez. Hakim boşanma davasında velayete hükmeder. Velayet hakkına sahip taraf velayet hakkının gereklerini yerine getirmezse, diğer tarafla çocuğun kişisel ilişki kurmasına müsaade etmezse, velayet diğer eşe verilebilir.
Velayet hususunda hakime takdir yetkisi tanınmıştır. Hakim, velayet hakkını verirken dava konusu boşanma sebebine bakmaz, çocuğun menfaatine yönelik olarak karar verir. Çocuğun hem maddi hem manevi olarak menfaatlerini dikkate alır. Aynı zamanda ebeveynin de akıl sağlığı, bağımlılık halinin olup olmadığı, yaşam ortamı ve çocuğa yönelik davranışları da göz önünde bulundurulur. Çocuğun ihmal edilmesi, diğer ebeveynden kaçırılması veya terk edilmesi gibi hususlar da hakim tarafından incelenir. Hakim gerektiğinde karar almadan önce pedagog gibi uzman bir kişinin yardımına da başvurabilir.
Çocuğun görüşünün alınması, idrak çağındaki çocuklar için bir zorunluluktur. Hakim mutlaka çocuğa görüşünü sormaktadır.
- 0-3 yaş aralığındaki çocuklar: Bu yaş aralığında çocuk hem anne hem de babanın bakımına ve ilgisine muhtaçtır. Ancak annenin şefkatine yoğun derecede ihtiyaç duyarlar. Bu bakımdan bu çocukların velayeti genellikle anneye verilir. İstikrarlı bir şekilde bu yönde karar verildiğini söylemek yanlış olmaz. Annenin evi veya kazandığı miktar, çocuğun yaşından dolayı o kadar da önem arz etmez. Nitekim Yargıtay bir kararında annenin velayet görevini üstlenmesine önemli bir engel bulunmadığı takdirde, küçük çocuğun annesinin velayetine bırakılmasının onun üstün yararına olduğunu belirtmiştir.
- 3-7 yaş aralığındaki çocuklar: Bu yaş aralığındaki çocukların velayet hakkı istisnai olarak babaya verilebilmektedir. Anne çocuğa bakmaktan aciz durumdaysa, kendi sağlık durumu çocuğa bakmaya uygun değilse velayet babaya verilebilir.
- 7-12 yaş aralığındaki çocuklar: Bu çocukların artık idrak çağına geldiği kabul edilir ve bir uzman pedagog eşliğinde çocuğa kendi görüşü sorulur. Hâkim tarafından hangi ebeveynin çocuğa daha iyi bir eğitim, hayat ve dolayısıyla gelecek sunacağı sorusuna yanıt aranır ve buna yönelik olarak karar verir.
- 12 yaş üzeri çocuklar: Bu çocuklar kendi isteklerini ifade edebilecek bir yaşa geldiklerinden hangi ebeveyni tercih ettiği çocuğa sorulur. Hakim de çocuğun isteği doğrultusunda karar verebilir.
Velayet Hakkının Kapsamı
Bu husus TMK m.339 ve devamında düzenlenmiştir. Bu maddeye göre genel olarak velayet hakkının kapsamı şu şekildedir:
- Anne ve baba, müşterek çocuk ile ilgili karar alırken onun üstün yararını mutlaka dikkate almalıdır. Çocuğun düşüncesi özellikle kendi hayatıyla ilgili konularda dinlenmelidir. Aynı şekilde çocuk da ebeveynlerinin sözünü dinlemekle yükümlüdür.
- Anne ve baba çocuğun eğitimini imkanları doğrultusunda sağlamalıdır. Çocuğun zihinsel ve bedensel gelişimi korunmalıdır.
- Anne ve baba çocuğun dini eğitimini belirleyene hakkını haizdir ancak erginlik çağına gelen çocuk üzerinde baskı oluşturulmamalıdır. Kendi dinini seçme özgürlüğüne sahip olmalıdır.
- Anne ve baba çocuğu üçüncü kişilere karşı temsil eder.
- Çocuk anne ve babasının rızası olmadan evini terk edemez ve yasal bir gerekçe olmadıkça anne ve babadan alınamaz.
- Anne ve baba çocuğun adını birlikte koyarlar.
- Çocuk, kendi borçlarından anne ve babanın çocuk malları üzerindeki haklarına bakılmaksızın kendi mal varlığı ile sorumludur.
- Çocuk, ayırt etme gücüne sahipse anne ve babanın rızasıyla aile adına hukuki işlemler yapabilir. Bu işlemlerden dolayı anne ve baba borç altına girerler.
Çocuğun Velayeti Hangi Durumlarda Anneye Verilmez?
Çocuğun velayetinin anneye verilmesi, onun üzerinde olumsuz etki yaratacaksa, sağlığı, eğitimi kötü etkilenecekse velayet anneye verilmeyebilir. Nitekim çocuğun menfaati her zaman ön planda tutulur. Örneklendirmek gerekirse:
- Annenin sağlık durumunun çocuğa bakmaya ve onunla ilgilenmeye elverişli olmadığı hallerde velayet babaya verilebilir.
- Annenin tutuklanması, kısıtlanması hallerinde çocuğun velayeti babaya verilir.
- Annenin fiil ehliyetine sahip olmadığı veya akıl hastası olduğu durumlarda velayet hakkı babaya verilir.
- Annenin, çocuğun ihtiyaçlarını maddi ve manevi olarak yerine getiremediği, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığına sahip olduğu durumlarda velayet, babaya verilebilir.
- Annenin ahlak kurallarına aykırı bir yaşam tarzına sahip olduğu hallerde çocuğu da bu şartlarda yaşatacağının varsayılması durumunda velayet hakkı anneye verilmez.
- Annenin çocuğun bakımıyla ilgilenmeyip başkasına baktırması durumunda velayet hakkı anneye değil babaya verilebilir.
- Annenin çocuğa karşı psikolojik, fiziksel veya cinsel olarak şiddet uyguladığı veya çocuğu terk ettiği hallerde velayet babaya verilir.
- Hakim çocuğun menfaati doğrultusunda karar aldığından, çocuk anne bakımına muhtaç yaşta olsa bile anneyle kalmanın ona zarar vereceğini, babayla kalmanın maddi ve manevi olarak çocuk için daha iyi olacağını tespit ederse velayeti anneye vermeyebilir.
Çocuğun Velayeti Hangi Durumlarda Babaya Verilir?
Yukarıda açıklanan durumlara ek olarak boşanma davasında çocuk babasıyla birlikte yaşamak istediğini ifade ederse ve babanın velayet hakkını almasına engel teşkil eden bir durum yoksa velayet babaya verilebilir. Aynı şekilde anne ve baba ortak karar vererek de velayetin babada kalmasını kararlaştırabilirler.
Anne velayet hakkını kötüye kullanırsa, baba ile olan kişisel ilişki sürelerine göre hareket etmez ve babasıyla çocuğu görüştürmezse yine çocuğun üstün yararı doğrultusunda velayet babaya verilebilir.
Sonuç olarak boşanma davalarında çocuğun velayeti üstün yararına uygunsa babaya verilebilir. Ancak küçük yaştaki çocuklar anneye muhtaç olduklarından genellikle babaya velayet hakkı verildiği görülmez. Ancak bu durumun her somut olayda değişkenlik gösterdiği unutulmamalıdır.
Baba, çocukla ilgilenmiyorsa ve onu ihmal ediyorsa, şiddete eğilimliyse, çocuğa kötü muamelede bulunuyorsa, bir bağımlılığa sahipse tabi ki velayet babaya verilmemektedir.
Boşanma Davasında Çocuğun Velayeti Verilirken Dikkate Alınan Hususlar Nelerdir?
- Çocuğun eğitimi, onun üstün yararı bakımından önem arz eder. Hangi tarafın çocuğun eğitimiyle ilgili olduğu veya olmadığı velayet hakkının verilmesinde dikkate alınır.
- Çocuğun cinsiyeti bazı hallerde önem taşıyabilmektedir. Kız çocuklarının anneyi, erkek çocuklarının babayı rol model alması velayet açısından değerlendirmeye alınabilecek bir husustur. Nitekim Yargıtay bir kararında kız çocuğunun cinsiyet ile ilgili kimliğinin gelişimi bakımından annenin velayetinin altında olmasının onun üstün yararsa olduğunu dile getirmiştir.
- Çocuğun boşanma sonucunda alışık olduğu yaşam alanı içerisinde kalmaya devam etmesi onun yararına olarak görülürse hakim, çocuğun düzeninin bozulmamasına yönelik olarak karar verebilir.
- Çocuğun özel bir sağlıksal durumu mevcutsa tedavisini ve bakımını karşılayabilecek olan ebeveyne velayetinin verilmesi üstün yararına uygun görülebilir.
Birden Fazla Çocuğun Velayeti
Birden fazla çocuk varsa tüm kardeşlerin aynı ebeveynin velayeti altında olması hususunda bir zorunluluk yoktur. Ancak Yargıtay çocukların kardeşlik duygusunun gelişimi amacıyla ‘’ Kardeşlerin birbirinden ayrılmaması ilkesi’ ni benimsemiştir. Kardeşlerin birbirinden ayrılmaması çocukların üstün yararına daha uygun olacaktır.
Velayetin Değiştirilmesi Davası
Velayet hakkı kendisinde olmayan tarafın diğerine karşı açtığı bir aile hukuku davası türüne velayet davası denmektedir.
Boşanma davasından sonra velayete ilişkin kurulmuş olan hükmün değişen durumlar ileri sürülerek velayetin değiştirilmesi ve diğer tarafa verilmesi talep edilir. Boşanma davasının sonrasında açılan velayet davası yeni bir dava olup harç, masraflar ve avukatlık ücreti yeniden ödenir. Velayet hakkını haiz olan ebeveynin bu hakkını kötüye kullandığı, yükümlülüklerini yerine getirmediği veya çocuğun diğer ebeveyniyle yaşamak istemesi gibi hususlar ileri sürülebilir.
Velayetin değiştirilmesi sebepleri;
- Örneğin velayet hakkına sahip olan annenin çocuğu babasıyla görüştürmeyerek kişisel ilişki kurmasına engel olması ( ebeveyn yabancılaştırma sendromu),
- Velayet hakkına sahip tarafın çocuğun bakımıyla ilgilenmemesi, psikolojik gelişimine gereken önemi vermemesi veya onu olumsuz yönde etkilemesi,
- Çocuğun menfaatinin velayetin değiştirilmesini gerektirmesi,
- TMK m. 183 gereğince anne veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi ya da velayet görevinin kullanılmasının engellenmesi olabilir.
Velayetin değiştirilmesi kararı verildiğinde, velayet hakkına sahip olmayan eş açısından çocukla kurduğu kişisel ilişki düzenlenir. Hakimin takdiri ile velayet hakkına sahip olan tarafa diğer tarafın iştirak nafakası ödemesi hususu da düzenlenebilir.
Yetkili ve Görevli Mahkeme
Görevli mahkeme, velayetin değiştirilmesi davasında Aile Mahkemesi olarak düzenlenmiştir. Velayetin değiştirilmesi davası çekişmesiz yargı işidir. Çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunanın ve ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir. Yani davalının veya davacının oturduğu yer mahkemesi, yetkili mahkemedir.
Velayet Kendisine Verilmeyen Ebeveyn ile Çocuk Arasında Kişisel İlişki Kurulması Nedir?
Boşanma davasında veya karar sonrasında anne ve babanın çocukla görüşme hakkını içeren bir kavramdır. Çocuk, ebeveynleriyle zaman geçirir ve boşanma sonrasında da ebeveynler bu sayede çocukların hayatında yer almaya devam ederler. Velayet hakkına sahip olmayan eş ile çocuk arasına kişisel ilişki kurulmasına karar verilir. Bu yönde talep bulunmasa da hakim kişisel ilişkiyi düzenler.
Velayet hakkına sahip olan eş söz konusu kişisel ilişkiyle ilgili kararları yerine getirmelidir. Çocuğun gösterilmemesi veya görüş günlerinde diğer tarafa çocuğun bırakılmaması gibi durumlar buna örnek teşkil eder ve TMK m.182/2 uyarınca söz konusu hallerde velayetin değiştirilmesine hükmedilebilir. Maddeye göre: ‘’Mahkeme, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceğini ihtar eder.”
Çocuğun Giderlerine Katılma ve İştirak Nafakası
Velayetin verildiği eşe, diğer eş tarafından bir ödeme yapılarak çocuğun giderlerine katılması söz konusudur.
İştirak nafakası olarak adlandırılan bu nafaka türü, velayet kendisine bırakılmayan eşin, müşterek çocuğun giderlerine katılmasıdır. Bu nafaka çocuğun velayet hakkını alan ebeveyne ödenir. Çocuğun üstün yararı ilkesi doğrultusunda nafakayı alan eş, çocuğun giderlerinde bu nafakayı kullanır ve onun için ekonomik bir zemin hazırlar.
Nitekim TMK m.182/3 bunu düzenlemiştir. Bu maddeye göre; “Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır”
İştirak nafakası, Yargıtayın kararlarında da görüldüğü üzere yiyecek, giyecek, barınma, sağlık, eğitim, ulaşım gibi giderleri kapsamaktadır.
Ortak Velayet Nedir?
Ortak velayet, velayet hakkının kapsamına giren tüm konularda her iki ebeveynin eşit olarak söz hakkına sahip olması, yani anne ve babanın velayet hakkını birlikte kullanmasıdır. Anne ve baba, çocukla ilgili tüm kararları birlikte alırlar, sorumlulukları da yine aynı şekilde paylaşırlar. Bunun Türk Medeni Kanunundaki düzenlemesine 336.maddesinde rastlamaktayız. Bu maddenin ilk fıkrasına göre; ‘’Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. ‘’Bir diğer düzenleme ise 185.maddenin ikinci fıkrasında yer almaktadır. Bu hükümde evlilik boyunca anne ve babanın çocukların bakım ve gözetimini birlikte sağlayacağı kabul edilir. Bu konuda sitemizde yer alan bir diğer makalemize de göz atabilirsiniz.
Boşanmada Ortak Velayet Kararı Verilebilir Mi?
TMK m.336’da boşanma durumunda velayet hakkının, çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olduğu düzenlenmiştir. Kendisine velayet hakkı verilmeyen tarafla ise çocuk sadece kişisel bir ilişki kurabilir. Hukuk sistemimizde boşanma durumunda tek tarafa velayet hakkının verileceği düzenlenmiştir. 25.03.2016 tarihinde Türkiye’de yürürlüğe giren ‘’ 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokolde ‘’ Eşler, evlilik bakımından evlilik süresince ve evliliğin bitmesi halinde, kendi aralarındaki ve çocuklarıyla olan ilişkilerinde, özel hukuk niteliği taşıyan hak ve sorumluluklar açısından eşittir.’’şeklinde açıklanmıştır. Bu konuya ilişkin olarak da Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, verdiği kararında boşanma halinde ortak velayetin mümkün olduğunu kabul etmiştir.
Çocuğun üstün menfaati her iki ebeveyn tarafından da gözetilir. Bu velayet türünde çocuklar hem anne hem babayla yakın ilişki kurabilir ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılayabilir. Ancak ortak velayet her durumda en iyi seçenek değildir. Örneğin ebeveynlerin arasında ciddi iletişim sorunlarının mevcudiyeti, çocuğun menfaatlerine uygun olmayabilir. Bu gibi hususlar mahkeme tarafından incelenir ve hakim bir karara varır.
Ortak Velayet Kararı Hangi Hallerde Verilir?
- Çocuğun üstün yararı şartı mutlaka değerlendirmeye alınır. Hakim çocuğun menfaatleri ve güvenliği doğrultusunda en doğru şekilde karar verir.
- Eşlerin de bu konuda anlaşması gerekir. Her iki tarafta ortak velayet için istekli olmalıdır. Örneğin, çekişmeli bir boşanmada ortak velayet karar, çocuğu kötü etkileyip sağlıklı bir ilişki kurulması zorlaşabilir.
- Çocuğun görüşü her koşula alınmalı ve gerekli hallerde uzman görüşüne mutlaka başvurulmalıdır. Hakime tanınmış bir takdir yetkisi bulunduğundan, hakim ortak velayeti uygun bulmalıdır.
Ortak Velayette Çocuğun Gösterilmemesi
Çocuk, anne veya baba ile yaşar ve diğer taraf ile kişisel ilişki kurar. Çocuğun birlikte yaşadığı taraf, diğer tarafın kişisel ilişki süresine göre hareket etmelidir. Eğer çocuğu diğer ebeveynine göstermezse, çocuğunu göremeyen taraf mahkemeye başvurup diğer tarafın cezalandırılması için talepte bulunabilir ya da ortak velayetin kaldırılıp velayetin kendisine verilmesi için velayet davası açabilir.
Ortak Velayette Nafaka
Çocukla sürekli olarak kalan ve yaşayan ebeveyn, diğer taraftan çocuk için nafaka talebinde bulunabilir. Ortak velayet halinde hakimin çocuğun ihtiyaçları ve tarafların gelir durumuna göre belirlediği nafakayı ortak bir şekilde karşılama durumu gündeme gelebilir.
Velayetin Kaldırılması
Velayetten kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeyen kişi velayeti kaybedebilmektedir. Velayetin kaldırılması ancak mahkeme kararıyla mümkün olduğundan velayetin kaldırılmasını gerekli kılan sebeplerin varlığını iddia eden taraf dava açmalıdır.
TMK m.348 uyarınca;’’ Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hakim aşağıdaki hallerde velayetin kaldırılmasına karar verir:
- Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi.
- Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.
Velayet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır.
Kararda aksi belirtilmedikçe, velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.’’
Açılacak olan bu davada görevli mahkeme aile mahkemesi, yetkili mahkeme ise davalının oturduğu yer mahkemesidir.
Velayet İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
-
Boşanma davasında kusur derecesi velayete etki eder mi?
Boşanma davasındaki kusur derecesi tek başına belirleyici bir etken değildir. Kusur derecesi tazminat ve nafaka taleplerinde daha çok ön plana çıkmaktadır. Taraflardan biri tam kusurlu diğeri kusursuz ise, kusursuz tarafın velayet hakkı daha güçlü olabilir ancak hakim velayeti her zaman çocuğun üstün yararına göre belirler.
-
Hiç geliri olmayan anneye velayet verilebilir mi?
Velayet, çalışmayan anneye de verilebilir. Nitekim bu durumda velayeti alamayan babanın çocuğun giderlerine katılma yükümlülüğü söz konusudur.
-
Velayeti annede olan çocuğun adres değişikliği nasıl olur?
Velayet hakkı olmayan babadan muvafakatname alınmadan adres değişikliği yapılabilir. Ancak diğer ebeveynle kişisel ilişkisini zedeleyecek veya engelleyecek hareketlerden kaçınılması gerekir. TMK m.183 uyarınca ‘’Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde hakim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.’’
-
Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti kimdedir?
TMK m.337’e göre çocuğun evlilik birliği dışında doğduğu hallerde velayeti annededir. Ancak bebeğin babasından doğan hakları geçerli olur.
Eğer anne küçük, kısıtlı veya ölmüş ise çocuğun velayeti babaya verilir. Babanın kim olduğu belli değilse vasi atanır.
Çocuğun doğumundan sonra baba çocuğunu tanırsa, hakim babalık hükmü verirse veya anne ile baba evlenirse çocukla baba arasında soymağı kurulabilir.
-
Çocuğun cinsiyeti velayet için önemli midir?
Hakim her ne kadar cinsiyetten daha çok çocuğun ebeveynleriyle olan ilişkisine önem verir. Ancak çocuğun cinsiyeti tek başına belirleyici bir faktör olmasa da bazı durumlarda velayet kararına etki edebilmektedir.
-
Yargılama sırasında çocuğa fikri sorulur mu?
İdrak gücüne sahip çocuklara velayet davasında düşüncesi sorulur. Hakim çocuğun üstün yararına göre karar vereceğinden çocuğun kiminle kalmak istediği önemlidir. Gerekli durumda uzman bir pedagog ile birlikte çocuğun fikri sorulmaktadır.
-
Aldatmada çocuğun velayeti kime verilir?
Hakim her koşulda çocuğun menfaatine göre karar vereceğinden aldatan eş velayeti kazanamaz diye bir çıkarımda bulunmak yanlıştır. Örneğin aldatan annenin velayet hakkına sahip olması, babaya göre daha çok kusurlu bulunmuş olmasına rağmen çocuğun üstün yararına daha uygunsa mümkün olabilir. Bu durum baba için de geçerlidir.
Aldatma fiilinin çocuğa etkisinin araştırılması ve çocuğun düşüncesi için uzman bir pedagoga başvurulması önem arz eder.
-
Anne evlenirse velayet babaya verilebilir mi?
Annenin evlenmesi velayetin ondan alınması için tek başına yeterli bir neden değildir. Ancak söz konusu evlilik ile çocuğun menfaati zarar görüyorsa velayet anneden alınabilir. Her zaman olduğu gibi çocuğun menfaati esas alınır.
-
Anneanne, babaanne, dede, teyze, amca çocuğun velayeti alabilir mi?
Velayet hakkı sadece anne ve babaya aittir. Anne ve baba da velayeti alamıyorsa hakim çocuğa vasi atayacaktır.
-
Velayet hakkına sahip anne çocuğun soyadını değiştirebilir mi?
Anayasa mahkemesinin bu konuya ilişkin olarak verdiği karar doğrultusunda velayet hakkına sahip kadının çocuğun soyadının değiştirilmesi için talepte bulunabileceğini görmekteyiz. Anne, aile mahkemesinde açacağı dava ile çocuğun soyadını değiştirebilir. Anne velayet hakkına sahip olduğu sürece bu davayı açabilir.
-
Küçük çocuğun velayeti kime verilir? Küçük çocuğun velayeti anneye mi verilir?
Bu konuda bir çocuk küçükse velayeti doğrudan anneye verilir gibi peşin bir hükümde bulunulamaz. Zira annenin de kendi hayatını devam ettirebiliyor, çeşitli bağımlılıkları(alkol uyuşturucu vs) veya haysiyetsiz bir hayatı(devamlı her gün başkalarını misafir etmek gibi) olmaması gerekmektedir. Annenin kısıtlı veya hayatını devam ettirmeyi zorlayacak şekılde engelli de olmaması gerekmektedir. Bu hususlar yoksa ve anne hayatını devam ettirebilen nizami bir hayat yaşayan biriyse 0-3 yaş aralığı çocuklar zaten bakıma muhtaç olduğu için velayet anneye verilebilir.
Keza yine 3-7 yaş arası çocuklar için de aynı seyı söylemek mümkündür, bu yaş aralığı çocuğun artık kreşe, ana okuluna ve ilköğretime başlayacağı yaş aralığıdır, çocuğun sadece küçük olması velayetin doğrudan anneye verilmesi anlamına gelmez, örneğin kız çocuklarının okumasına izin vermeyen bir anneye velayetin verilebilmesi mümkün değildir. Veya okulun ekstra bir masraf olacağı gerekçesiyle çocuğunu okula göndermeyen anneye de velayetin verilebilmesi mümkün değildir, bunun gibi eksrem durumlar olmadığı sürece ve anne, manen de annelik yapabilmeye hazırsa velayet kuvvetle muhtemel anneye verilebilir.
SONUÇ
Boşanma ve velayet davaları; anne, baba ve çocuğun hayatında önemli ve etkili bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple, mevcut süreç içinde birçok teknik bilgi ve nüans barındırdığından hukuki sürecin sağlıklı bir biçimde neticelendirilebilmesi için kesinlikle aile hukuku alanında uzman bir avukattan bir başka deyişle velayet avukatından, boşanma avukatından hukuki yardım alınmasını tavsiye etmekteyiz. Nişantaşı’nda bulunan hukuk büromuz sizlere destek olacaktır.
İPEK HEPDİKER
BURAK TEMİZER HUKUK BÜROSU