Mirasçılıktan çıkarma ya da halk arasında sıklıkla kullanılan “evlatlıktan reddetme” kavramı, hukukumuzda karşılığı olan bir kavram değildir. Evlatlıktan reddetme aslında “mirasçılıktan çıkarma” anlamına gelmektedir. Türk Medeni Kanunu madde 510’da hüküm altına alınan mirasçılıktan çıkarma, herkese karşı uygulanabilen bir durum değildir. Saklı pay mirasçılarına karşı yalnızca belli koşulların varlığı halinde uygulanabilmektedir. Biz de bu kapsamda içeriğimizde vasiyetname ile mirastan çıkarma konusunu tüm detayları ile ele alacağız.
İçindekiler
- 1 Mirasçılıktan Çıkarma Nedir? Mirasçılıktan Nasıl Çıkartılır?
- 2 Saklı Paylı Mirasçı Nedir? Kimler Saklı Paylı Mirasçıdır?
- 3 Ölüme Bağlı Tasarruf Nedir? Nasıl Yapılır?
- 4 Mirastan Çıkarmanın Sonuçları Nedir?
- 5 Mirastan Çıkarma Davası Açılabilir Mi?
- 6 Mirasçılıktan Çıkarılma ve Mirastan Çıkarmanın İptali Konusunda Avukatın Önemi
- 7 Sık Sorulan Sorular
Mirasçılıktan Çıkarma Nedir? Mirasçılıktan Nasıl Çıkartılır?
Türk Medeni Kanunu madde 510’da “Aşağıdaki durumlarda mirasbırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir:
- Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,
- Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse.” hükmü yer almaktadır.
Mirastan çıkarma yalnızca saklı paylı mirasçılar özelinde uygulanabilmektedir. Bunun sebebi saklı paya sahip olmayan mirasçıların mirasları mirasbırakanın tasarrufuna kalmıştır.
- Yargıtay 3. HD., 4.4.2017 t. 2016/7692 E. 2017/4540 No’lu Kararında ise Bu Durum;
“…ancak saklı paylı mirasçılar mirasçılıktan çıkarılabilir. Saklı payı bulunmayan bir mirasçının mirastan çıkarılmasına ihtiyaç yoktur. Zira, saklı pay dışında kalan kısım tasarruf edilebilir kısmı teşkil eder ve vasiyet eden esasen bunun üzerinde dilediği gibi serbestçe tasarruf edebilir…” şeklinde açıklanmıştır.
Buna göre, saklı pay sahibi mirasçıyı mirasçılıktan çıkartabilmek için maddede yazan şartlardan birinin gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartların gerçekleşmemesi durumunda saklı paya sahip mirasçının miras payına dokunulamamaktadır çünkü saklı pay sahiplerinin miras payları kanun tarafından korunmaktadır.
Miras Hukuku ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve Miras Hukuku alanındaki diğer konularda bilgi edinmek isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
1. Mirasçının Mirasbırakana veya Mirasbırakanın Yakınlarından Birine Karşı Ağır Suç İşlemesi
Saklı pay sahibinin mirasbırakana karşı veya onun yakınlarına karşı ağır suç işlemesi durumunda mirasbırakan, bu kişiyi kendi mirasından çıkartabilmektedir.
İlgili şartta yer alan ağır suçun ne olduğuna dair kanunda herhangi bir bilgi yer almamaktadır. Doktrin ve Yargıtay kararlarına göre bahsedilen ağır suçun Türk Ceza Kanunu’nda yer alan suçlardan biri olması gerekmektedir. Bununla birlikte suçun tamamen gerçekleşmesi unsuru aranmamaktadır, suçun teşebbüs aşamasında kalması da maddede geçen ağır suç unsurunun oluşması için yeterlidir. Zira asıl önemli olan ortaya çıkan sonuç değil, eylemin kendisidir.
“…Mirasçının murisine ve onun yakınlarına karşı ağır bir suç işlemesidir. Bu suçun tamamlanması şart olmadığı gibi bu konuda bir mahkumiyet kararı bulunması da koşul değildir. Afdan ve zamanaşımından yararlanılmasının da önemi yoktur…” Yarg. 3. HD., 26.11.2013 t. 2013/15148 E. 2013/16683 K no’lu kararında da bu durum belirtilmiştir.
Bahsi geçen suçun ağır olması da aranan şartlardan biri olmakla birlikte bir suçun ağır olup olmadığına hakim karar verecektir. Türk Medeni Kanunu’nun 510. Maddesinin gerekçesinde de bu durum “…Mirasçılıktan çıkarılanın işlediği suçun ağır suç oluşturup oluşturmadığına hukuk hâkimi, ceza hukukunun buna ilişkin kurallarıyla bağlı olmaksızın karar verecektir” şeklinde açıklanmıştır. Hakim, suçun ağır olup olmadığına karar verirken işlenen suçun aile bağlarına verdiği zararı, mirasbırakanın manevi dünyasına ne kadar zarar verdiğini göz önünde bulunduracaktır. Önemli olan, suçun aile bağlarına ne denli zarar verdiğidir. Bu suç, vücut bütünlüğüne işlenebileceği gibi mağdurun haysiyetine, şerefine, malvarlığına karşı da işlenebilir. Suçun neye karşı işlendiği konusunda bir ayrım yoluna gidilmemiştir.
Kasten yaralama, öldürmeye teşebbüs, cinsel saldırı, cinsel taciz vs. gibi suçlar objektif olarak ağır suç olarak kabul edilirken hakaret, iftira gibi suçların olayın mahiyetine göre ağır olup olmadığı değerlendirilmelidir.
“Tasarrufta çıkarma sebebi gösterilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacının 03.10.1999 tarihinde yetmişdört yaşındaki annesini dövdüğü ve hakaret ettiği, bu suçtan dolayı mahkum olduğu anlaşılmaktadır. Tasarrufta gösterilen çıkarma sebebinin varlığı davalılarca ispat edilmiştir. Bu durumda çıkarmaya ilişkin tasarrufun, sebebi hakkında açık bir yanılmaya dayandığı kabul edilemez. O halde davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.” Yargıtay 2. HD. T. 18.02.2010, E. 553, K. 2901
“…Mirasbırakan vasiyetnamesinde; mirasçılığından çıkardığı kızının (Tülay), kendisine ve diğer aile bireylerine yönelik hakaret ile namus ve şerefine yönelik ağır suçlamalarda bulunduğunu belirterek, davacıyı mirasçılıktan çıkardığını açıklamıştır. Mirasbırakanın çıkarma sebebi olarak gösterdiği bu olaylar, gerçek olduğu takdirde, mirasçılıktan çıkarmayı haklı kılacak ağırlıktadır. Davalılar, delil olarak gösterdikleri ceza dosyası ve tanık beyanlarıyla; çıkarma sebebi olarak gösterilen bu olayların gerçekliğini kanıtlamıştır (TMK.md.512/2). Bu durumda, mirasçılıktan çıkarma işleminin iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir…” Yargıtay 2. HD., 21.2.2013 t. 2013/1958 E. 2013/4369 K.
Yukarıdaki Yargıtay kararlarında da makalede açıklamış olduğumuz üzere işlendiği iddia edilen suçlar olayların mahiyetine göre değerlendirilmiş ve suçların mirasçılıktan çıkarmayı haklı kılacak nitelikte olup olmadığı karara bağlanmıştır.
İlgili maddede bahsedilen şartlardan bir diğeri ise ağır suçun mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarına karşı işlenmiş olmasıdır. Kanunda, bahsedilen yakınlığın ne derece olması gerektiği hüküm altına alınmamıştır. Bir kişinin mirasbırakanın yakını olabilmesi için onunla arasında sevgi bağının olmasının yanında sosyal bir ilişkisinin olması da aranır. Hakim, somut olayın şartlarına ve koşullarına göre kendi takdir yetkisini kullanarak bu yakınlığın varlığına karar verecektir. Bahsedilen yakınlık mirasbırakanın ailesi olabileceği gibi yakın bir arkadaşı, öğretmeni, çalışanı, sütannesi, nişanlısı vs de olabilir.
2. Mirasçının, Mirasbırakana Veya Mirasbırakanın Ailesi Üyelerine Karşı Aile Hukukundan Doğan Yükümlülüklerini Önemli Ölçüde Yerine Getirmemesi
Türk Medeni Kanunu madde 510’da mirasçının, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi de mirastan reddedilebilme sebepleri arasında sayılmıştır.
Maddede geçen aile hukukundan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi mevzusu, hakimin takdirine bağlıdır. Burada asıl aranan şey yükümlülüğün aile hukukuna ilişkin olmasıdır. Bu fiillere örnek olarak eşin sadakat yükümlülüğünü yerine getirmemesi, çocukların ana babayı hiç ziyaret etmemesi, mirasçının çocuklarını bırakarak kaçması, aile şerefini hiçe sayan davranışlar, mirasbırakana karşı hakaretler gibi eylemler aile yükümlülüğünden doğan sorumlulukların yerine getirilmemesine örnek teşkil edebilir.
“Davacının mirasbırakana karşı ilgisiz kaldığı, hastalığı ile ilgilenmediği dinlenen tanık beyanları ile sabit olmuştur. Mirasbırakanın vasiyetnamede gösterdiği mirasçılıktan çıkarma ( ıskat ) sebepleri ve Türk Medeni Kanununun 511. maddesi koşulları gerçekleşmiştir.” Yargıtay 2. HD. T. 06.07.2011, E. 11213, K. 11605 no’lu Yargıtay kararında da ilgisizliğin ve hastalık durumunda mirasbırakanla ilgilenmemenin mirastan çıkarma sebebi olduğu kararı verilmiştir.
“Toplanan delillerden; miras bırakanın çocuklarından Halilin aşırı şekilde borçlandığı, bu borç sebebiyle de alacaklıların murisi ölümle tehdit ettikleri, evini kurşunladıkları davacının (Halilin) kusurlu davranışı sonucu bu durumun doğduğu anlaşılmaktadır. Çocuklarda ailenin huzur ve bütünlüğünü korumak birbirlerine karşı yardım ve saygı göstermek zorundadırlar. Miras bırakan ıskatın sebebinde yanılmamıştır. Iskat yerindedir.” Yargıtay 2. HD. T. 10.05.2004, E. 5159, K. 6038 no’lu Yargıtay kararında da mirasçının davranışları yüzüden aile huzurunun ve bütünlüğünün bozulduğu ve bu sebeple mirasçılıktan çıkartılmanın mümkün olduğu kararı verilmiştir.
Yerine getirilmeyen yükümlüğün aile hukukundan doğması zorunludur. Bu sebeple mirasçı ile mirasbırakan arasındaki ticari işler, mirasçının mirasbırakanın istediği dine mensup olmaması, aleyhe tanıklık, istenmeyen mesleğin veya evliliğin mevcudu gibi sebepler mirastan çıkarma sebepleri sayılamaz.
“… Anayasa, herkese hak arama özgürlüğü vermiştir (m. 31). Bu itibarla, nafaka borcunu ödemeyen baba hakkında icra koğuşturmasında bulunmak, kişisel bir kusur ve babaya karşı saygı dışı bir davranış olarak nitelendirilemez. Kaldıki mali durumu itibariyle ödemeye gücü yeterli bir kimsenin, (çocuğun mahkeme kararına dayanan) nafaka borcunu yerine getirmeyip onu İİK. uyarınca hakkını aramaya zorlaması bundan ıskat sebebi çıkarmaya çalışması hem düşündürücü olduğu gibi de kanunun koruduğu bir davranışda sayılamaz. Başka bir anlatımla hiç kimse kendi kusuruna dayanarak hak elde edemez. Onun için bu sebep dahi mirastan ıskat için hiçbir suretle yeterli değildir. Öte yandan çocuğun zengin olduğu var sayılsa bile, bir hakkını kullanması, başka bir hakkının düşümüne yol olamaz.” Yargıtay 2. HD. T. 09.03.1982, E. 757, K. 2149
“…mirasçı, mirasbırakanla arasında borçlar hukukundan doğan bir mükellefiyeti ihlal etse, miras hakkından ıskat edilmesi için bir sebep meydana gelmemiştir. Çünkü böyle bir ihlalin müeyyidesi Borçlar Kanununda düzenlenmiş bulunmaktadır…” Yargıtay 3. HD., 26.1.2021 t. 2019/5571 E. 2021/471 K
Yukarıdaki Yargıtay kararlarında kişinin hak aramasının veya aile hukuku harici başka bir hukuktan doğan anlaşmazlığın mirastan çıkartılma sebebi sayılamayacağı kararı verilmiştir.
Mirastan Kalan Malların Kullanım Hakkı konusu ile ilgili kapsamlı bilgi için içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.
Saklı Paylı Mirasçı Nedir? Kimler Saklı Paylı Mirasçıdır?
Saklı paylı mirasçı, mirasbırakanın müdahale edemeyeceği, tasarrufta bulunamayacağı şekilde mira hakkına sahip olan kimselerdir. Mirasbırakanın altsoyu, sağ kalan eşi, annesi ve babası saklı paylı mirasçılardır ve makalemizde bahsettiğimiz şartlar oluşmadığı sürece mirasbırakan bu kişilerin miras haklarına tasarrufta bulunamaz. Türk Medeni Kanunu madde 506’da saklı pay mirasçılarınn miras oranları verilmiştir. Buna göre;
“Altsoy için yasal miras payının yarısı,
- Ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri,
- Sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde yasal miras payının dörtte üçü.” saklı pay oranlarıdır.
Bununla birlikte evlatlık da kişinin altsoyundan sayılmaktadır, bu sebepten dolayı evlatlığın da mirasçılıktan çıkartılması mümkündür.
Ölüme Bağlı Tasarruf Nedir? Nasıl Yapılır?
Maddede geçen “ölüme bağlı tasarruf”, vasiyetname ya da miras sözleşmesidir. Vasiyetname; resmi, el yazılı ve sözlü şekilde yapılabilirken miras sözleşmesi sadece resmi vasiyetname şeklinde yapılabilmektedir.
Saklı paylı mirasçıyı mirastan çıkarmak için bunu miras sözleşmesi veya vasiyetname ile yapmak gerekmektedir. Bununla birlikte çıkarma sebebinin net bir şekilde açıklanması şarttır. Türk Medeni Kanunu madde 512’ye göre “Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir.” Mirasbırakan, eğer vasiyetnamesinde veya miras sözleşmesinde saklı paylı mirasçısını neden mirastan açıkça çıkarttığını belirtmezse hakim bu çıkarmayı kabul etmeyecektir. Vasiyetname ile mirastan çıkarma nasıl yapılır? sorusuna bu şekilde yanıt verebiliriz.
Mirasbırakanın mirasçısını mirastan çıkarma sebebinin aksini kanıtlamak ise mirasçıya düşer. Eğer mirastan çıkartılma sebebi bir yanılgı yüzünden ortaya çıktıysa veya bahsedilen sebep gerçekleşmediyse bu durumu mirasçının ispatlaması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu madde 512’nin devamında bu durum “Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Vasiyetnameyi İptal Ettirme konusu ile ilgili de bilgi almak isterseniz, ilgili içeriğimize göz atabilirsiniz.
Mirastan Çıkarmanın Sonuçları Nedir?
Kanunda yazdığı şekilde mirastan çıkartılan kişi mirastan payını alamaz ve mirastan payını alabilmek için tenkis davası açamaz.
Tenkis davası, mirasbırakanın kendi terekesi özelinde tasarruf edebileceği miktarın üzerine çıkarak saklı paylı mirasçılarının miras haklarını ihlal ettiği durumda yalnızca saklı paylı mirasçılar tarafından açılabilen bir davadır. Mirasçı, mirastan çıkartıldığı için tenkis davası açma hakkını kaybeder. Vasiyetname veya miras sözleşmesiyle mirastan çıkartılan kişi, mirasçılıktan çıkarma işleminin iptali davası açarak mirasçılıktan çıkartılmasına sebep olan olayların gerçekleşmediğini ispatlayabilir.
Mirasçılıktan çıkarmanın iptali davası haricinde eğer saklı payından men edilen mirasçı, vasiyetnamenin geçerli olmadığını düşünüyorsa vasiyetnamenin iptali davası da açabilir. Türk Medeni Kanunu madde 557’de vasiyetnamenin iptalini gerektiren durumlar açıklanmıştır. İlgili maddeye göre bunlar;
- Ehliyetsizlik,
- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması,
- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması,
- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması durumlarıdır.
Mirasçılıktan çıkarılmanın bir diğer sonucu ise mirasbırakanın mirasının, mirastan çıkarttığı kişinin altsoyuna geçmesidir. Yani mirastan çıkartılan kişi ölmüş gibi onun payına düşen miras onun altsoyuna geçecektir. Bu durum Türk Medeni Kanunu’nun 511. maddesinde “Mirasbırakan başka türlü tasarrufta bulunmuş olmadıkça, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır. Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir.” şeklinde hükme alınmıştır.
Reddi Miras Davası hakkında da bilgi almak isterseniz, içeriğimizi inceleyebilirsiniz.
Mirastan Çıkarma Davası Açılabilir Mi?
Mirastan çıkarma, vasiyetname ya da miras sözleşmesi şeklinde yapılabildiğinden mirasçıyı mirastan çıkarmak için dava açılmamaktadır. Mirasçıyı mirastan çıkarmak isteyen mirasbırakan, vasiyetnamesinde veya miras sözleşmesinde kimi mirastan çıkardığını ve neden mirastan çıkardığını açık ve net bir şekilde ifade etmek zorundadır. Bu nedenle evlatlıktan çıkarma davası söz konusu değildir.
Mirastan Çıkarmanın İptali Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Mirastan çıkartılan kişi, mirastan çıkarmanın iptali davasını Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açmalıdır. Yetkili mahkeme ise mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir.
Mirasçılıktan Çıkarılma ve Mirastan Çıkarmanın İptali Konusunda Avukatın Önemi
Mirasçılıktan çıkarma ile ilgili yaşadığınız sorunlarda, Burak Temizer Hukuk Bürosu’nun deneyimli İstanbul miras avukatı kadrosu her zaman yanınızda yer almaktadır.
Mirasçılıktan çıkarmanın iptali davası, ancak mirasbırakan öldükten sonra açılabilen bir davadır. Bu sebeple ayrıca önem gösterilmesi ve dikkatli olunması gerekmektedir. Bununla birlikte miras hukuku fazlasıyla detaylı bir alandır, hak kaybı yaşamamak için bir avukatla birlikte çalışmanız sizin için faydalı olacaktır. Miras alanında uzman avukatlarımızla birlikte çalışmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Sık Sorulan Sorular
Kızım Yıllardır Beni Aramıyor, Öldükten Sonra Mallarım Ona Kalsın İstemiyorum. Ne Yapabilirim?
Hukukumuza göre altsoyu mirasçılıktan çıkarmak ya vasiyetname ya da miras sözleşmesi ile mümkün olmaktadır. Mirasçının, mirasbırakana ve ailesine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi mirasçılıktan çıkarma sebepleri arasında düzenlenmiştir. Kızınızı neden mirastan çıkarmak istediğinizin sebeplerini açıklayarak bir vasiyetname düzenlerseniz kızınız mirasınızdan pay alamayacaktır.
Mirasçılıktan Çıkartılmışım Fakat Haberim Yoktu. İtiraz Edebilir Miyim?
Mirasçılıktan çıkartılan kişi, mirastan çıkarmanın iptali davası açarak çıkarma sebebine itiraz edip böyle bir sebebin olmadığını ispatlayabilir. Eğer mirasçılıktan çıkartıldıysanız mirastan çıkarmanın iptali davası veya vasiyetnamenin iptali davası açabilirsiniz.
Babam Beni Mirasçılıktan Çıkarmıştı, Benim Çocuğum Da Babamın Mirasından Yararlanamayacak Mı?
Mirasçılıktan çıkarma, kişinin altsoyuna geçmemektedir. Yani siz mirasçılıktan çıkartılmış bile olsanız çocuğunuz hala altsoy olduğundan dolayı saklı paylı mirasçı sayılacaktır.
Ben Öldükten Sonra Kardeşim Mirasıma Ortak Olsun İstemiyorum. Ne Yapabilirim?
Kanun tarafından mirası korunan yalnızca üç zümre vardır; sağ kalan eş, anne ve baba, altsoy. Kardeşiniz sizin saklı paylı mirasçınız olmadığı için vasiyetnamenizde ayrıca belirtmediğiniz sürece zaten mirasınızdan pay alamayacaktır.
Annem Nişanlımla Evlenmemi İstemiyor ve Evlenirsem Beni Mirasından Men Edeceğini Söylüyor. Böyle Bir Şey Yapabilir Mi?
Hukukumuzda her ne kadar mirasçılıktan çıkarma mümkün olsa da bunun belli şartları vardır. Mirasçının, mirasbırakana karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi mirasçılıktan çıkarma sebepleri arasında sayılsa da kişinin özgürlüğünü ve kişilik haklarını ihlal edecek ölçüdeki isteklerin yerine getirilmemesi bu sebepler altında kabul edilmemektedir. Böyle bir durumda mirastan çıkartılsanız dahi, ileride mirastan çıkarılmanın iptali davası açarak hakkınız olan miras payını geri alabilirsiniz.
Ece Sena DEĞER
BURAK TEMİZER HUKUK BÜROSU