Ara

Güveni Kötüye Kullanma Suçu ve Cezası

Güveni Kötüye Kullanma Suçu ve Cezası

Güveni kötüye kullanma suçu; Türk Ceza Kanunu’nun 155.maddesinde yer almakta olup, bazı özel kanunlarda da çeşitli şekillerde bulunmaktadır. Güveni kötüye kullanma suçu, kişinin zilyetliği kendisine devredilmiş olan bir mal üzerinde bu devrin amacı dışında tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesidir. Türk Ceza Kanunu’nda tek maddede düzenlenmiştir, ilgili maddenin ilk fıkrasında suçun basit şekli ikinci fıkrasında ise nitelikli halleri yer almaktadır.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Unsurları Nelerdir?

Bir fiilin suç teşkil edip etmediğinin tespit edilmesi için birtakım şartların bulunması gerekir. Bu şartlar suçun unsurları olup, güveni kötüye kullanma suçunun oluşumu bakımından maddi ve manevi unsurların sağlanması gerekmektedir.


Ceza Hukuku ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve Ceza Hukuku alanındaki diğer konularda bilgi edinmek isterseniz, ilgili sayfayı ziyaret edebilirsiniz.


Maddi Unsurlar

1.     Fiil

Güveni kötüye kullanma suçunun fiil unsurunu iki hareket oluşturmaktadır. Bunlardan ilki failin, zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde zilyetliğin devri amacı dışında bir tasarrufta bulunmasıdır. Diğer hareket ise failin, söz konusu devir olgusunu inkâr etmesidir. Dolayısıyla ortada seçimlik hareketlerden meydana gelen bir suç bulunmaktadır. Bu hareketlerden yalnızca birinin gerçekleşmesiyle suçun fiil unsuru tamamlanmış olacaktır. Kişi buradaki iki hareketi yaptığında da iki ayrı suç oluşmayacak, yalnızca tek bir güveni kötüye kullanma suçundan sorumlu olacaktır fakat cezanın belirlenmesinde bu durum önem arz edecektir.

Failin zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunmasına örnek olarak; işçi olarak çalışan kişinin kendisine muhafaza etmesi için teslim edilen işyerinde bulunan malzemeleri başka kişilere satması gösterilebilir. Elbette her somut olayda kişinin sahip olduğu yetkiye bakılması gerekmektedir.

Zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunma fiiller; malın satılması, harcanması, rehnedilmesi, bozulması, sökülmesi, kullanılması, kiraya verilmesi olarak örneklendirilebilir.

Devir olgusunun inkâr edilmesi ise örneğin, kişiye teslim edilen malın geri istenmesine rağmen verilmemesi olabilmektedir. En çok karşılaşılan bir diğer örnek ise kişinin tamir için aldığı eşyayı iade etmeyerek devir olgusunu inkâr etmesidir.

2.     Fail

Güveni kötüye kullanma suçunda fail, eşya üzerinde lehine zilyetlik tesis edilmiş kişidir. Yani eşyanın muhafaza etmesi için bırakıldığı kişidir. Eşyayı teslim eden ve teslim alan kişi arasında rızaen kurulmuş bir hukuki ilişki bulunmalıdır. Eğer malın sahibinin rızası olmadan eşya başkasına geçmiş ise güveni kötüye kullanma suçundan bahsedilemeyecek, şartları oluştuğunda hırsızlık suçu gündeme gelebilecektir. Aynı şekilde söz konusu eşya üzerinde zilyet olmayan kişiler de bu suçu işlemeyeceklerdir. Örneğin, hizmetçi, misafir gibi kişiler somut olayın şartlarına göre güveni kötüye kullanma değil hırsızlık suçundan sorumlu olabileceklerdir.

Manevi Unsurlar

Güveni kötüye kullanma suçu kasten işlenebilen suçlardandır. Bu sebeple failin bilerek ve isteyerek hareket etmesi gerekli olup, bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Bu suçta kişi söz konusu eşyanın başkasına ait olduğunu, başkasına ait olan bu eşyaya zilyet olduğunu ve bu eşyanın kendisine muhafaza etmek amacıyla ya da belli bir şekilde kullanmak üzere devredildiğini bilmesi gerekmektedir. Kişi suçu oluşturan hareketleri de isteyerek gerçekleştirmelidir.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Nitelikli Halleri Nelerdir?

Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Nitelikli Halleri Nelerdir?
Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Nitelikli Halleri Nelerdir?

Güveni kötüye kullanma suçu açısından fail ve mağdur arasındaki ilişki ve failin sıfatı bakımından önem arz etmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 155.maddesinin 2.fıkrasında suçun nitelikli hallerine yer verilmiştir. Bunlar:

  • Hizmet ilişkisi nedeniyle güveni kötüye kullanma
  • Ticaret ilişkisi sebebiyle güveni kötüye kullanma
  • Meslek veya sanat nedeniyle güveni kötüye kullanma
  • Başkasının mallarını yönetmek yetkisi çerçevesinde tevdi ve teslim edilen eşya hakkında güveni kötüye kullanma

Hizmet İlişkisi Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma Suçu

Bir hizmeti yerine getiren kişilere duyulan güven diğer insanlara göre daha fazla olduğundan hizmet ilişkisi, güveni kötüye kullanma suçunun cezayı artıran nitelikli hallerinden biri olarak düzenlenmiştir.

Bu nitelikli halin varlığı için bir hizmet ilişkisi mevcut olmalı ve söz konusu eşyanın zilyetliği de bu hizmet ilişkisi nedeniyle faile devredilmiş olmalıdır. Bir hizmeti sürekli olarak icra eden kişi burada fail olmalıdır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, faile eşya üzerindeki zilyetliğin devri bu hizmet ilişkisi sebebiyle olmalıdır.

Örneğin; işverenin, çocuğunu hastaneye yetiştirmek için işçiye arabasını vermesi durumunda aracın ödünç olarak verilmesinin sebebi hizmet ilişkisi değildir. İşçi hastaneye gitmeyip arabayı sattığında hizmet ilişkisi sebebiyle bir devir mevcut olmadığı için güveni kötüye kullanma suçunun basit şekli gündeme gelecektir.

Ticaret İlişkisi Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma Suçu

Ticari ilişkilerde tarafların birbirine duyduğu güven dolayısıyla ticaret ilişkisi, güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli hallerinden biri olarak düzenlenmiştir. Güveni kötüye kullanma suçunda bir ilişkinin ticari bir amaçla gerçekleşmesi yeterli olmaktadır.

Örneğin, arabasını satılması için galeriye bırakan kişinin arabasını parçalara ayırarak hurdaya dönüştüren kişi güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli halinden sorumlu olacaktır.

Meslek ve Sanat Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma Suçu

Meslek ve sanat sahibi birisine taşıdığı bu sıfat nedeniyle devredilen eşyanın zilyetliği amacına ve güven ilişkisine aykırı kullanıldığında güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli hali gündeme gelecektir. Bu nitelikli halin oluşması için kişi söz konusu mesleği ve sanatı geçimini maksadıyla sürekli olarak icra etmelidir.

Örneğin, kendisine masa yapması için teslim edilen ağaçları gidip başkasına satan marangoz, güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli halinden sorumlu olacaktır.

Başkasının Mallarını Yönetmek Yetkisi Çerçevesinde Tevdi ve Teslim Edilen Eşya Hakkında Güveni Kötüye Kullanma Suçu

Bir hukuki ilişki nedeniyle başkasının malları üzerinde idare etme yetkisine sahip olan kimselere duyulan güven fazla olduğundan dolayı, bu durum bir nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

Bu kişiler örneğin, söz konusu mal üzerinde yetki verilmiş olan vakıf ya da dernek temsilcisi veya şirket görevlisi olabilir. Bunun dışında bir örnek olarak apartman yöneticileri de verilebilir.

Örneğin; apartman yöneticisi apartman sakinlerinden topladığı ve üzerinde zilyetlik sağladığı aidatları bu amaca aykırı kullandığında güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli hali gündeme gelecektir.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Cezası Nedir?

Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Cezası
Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Cezası

Güveni kötüye kullanma suçunun hem temel hem nitelikli şekli için Türk Ceza Kanunu’nda hapis ve adli para cezası birlikte düzenlenmiştir.

  • Türk Ceza Kanunu’nun 155.maddesine göre güveni kötüye kullanma suçunun temel şeklini işleyen kişi 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile,
  • Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli şeklini işleyen kişi 1 yıldan 7 yıla hapis ve 3 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacaktır.

Güveni kötüye kullanma suçunda failin hareketinin mülkiyet hakkını ve güven duygusunu ne kadar zarara uğrattığı cezanın belirlenmesinde önem taşıyacaktır. Türk Ceza Kanunu’nun 61.maddesi uyarınca cezanın tayini yapılacaktır.

Güveni kötüye kullanma suçları açısından kısa süreli hapis cezasına hükmedilmesi hem temel hem nitelikli hal için mümkündür. Yani güveni kötüye kullanma suçu sonucunda verilecek olan ceza 1 yıl veya daha az süreli hapis cezası ise seçenek yaptırımlar gündeme gelecektir.

Ayrıca faile verilecek olan cezanın 1 yılın altında olması halinde paraya çevrilebilecek, 2 yılın altında olması halinde ise ertelenebilecektir. Bununla birlikte hapis cezası ile verilen para cezası ertelenmeyecektir.

Güveni Kötüye Kullanma Suçuna Teşebbüs

Güveni kötüye kullanma suçu neticeli bir suç olmayıp, sırf hareket suçudur. Bu sebeple teşebbüse elverişli olup olmadığı tartışmalıdır. Ancak sırf hareket suçlarında da suça konu fiili oluşturan hareket belirli parçalara bölünebiliyorsa suç teşebbüse elverişli hale gelmektedir.

Güveni kötüye kullanma suçunun seçimlik hareketlerinden olan devir olgusunu inkar teşebbüse elverişli değildir ancak devir amacı dışında tasarrufa teşebbüs gündeme gelebilmektedir.

Örneğin; şoför olarak çalışan biri aldığı mazotu teslim etmesi gereken yere götürmeyip, satmak için anlaştığı birinin deposuna aktarırken yakalanması halinde suç, teşebbüs aşamasında kalmıştır.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Cezayı Kaldıran Şahsi Sebepler

Türk Ceza Kanunu’nun 167.maddesi uyarınca fail ve mağdur arasındaki ilişki sebebiyle şahsi indirim ve cezasızlık sebepleri gündeme gelebilmektedir. Şahsi cezasızlık sebepleri:

  • Suçun ayrılık kararı verilmemiş eşler arasında işlenmesi,
  • Suçun üstsoy veya altsoy ya da bu derecede kayın hısımlarından biri veya evlat edinen ya da evlatlık arasında işlenmesi,
  • Suçun, aynı konutta beraber yaşayan kardeşler arasında işlenmesidir.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Cezada İndirim Yapılmasını Gerektiren Şahsi Sebepler

Türk Ceza Kanunu’nun 167.maddesinin ikinci fıkrasında cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebepler düzenlenmiştir. Buna göre:

  • Suçun haklarında ayrılık kararı verilmiş eşler arasında işlenmesi,
  • Suçun aynı konutta beraber yaşamayan kardeşler arasında işlenmesi,
  • Suçun aynı konutta yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen ya da ikinci derecede kayın hısımları arasında suçun işlenmesidir.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, cezayı kaldıran ya da indiren şahsi bir sebeptir. Suçun işlenmesi sonrasında failin ortaya çıkan haksızlığın neticelerini kendi isteğiyle ve yasanın öngördüğü şekilde ortadan kaldırmasıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 168.maddesinde şu etkin pişmanlık halleri öngörülmüştür:

1.    Kovuşturma Başlamadan Önceki Etkin Pişmanlık Hali

Kovuşturma başlamadan önce failin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri vermesi ya da bu mümkün değilse tazmin etmesi halinde verilecek olan ceza üçte ikisine kadar indirilebilir.

2.    Kovuşturma Esnasında Etkin Pişmanlık Hali

İlk derece mahkemesinde hüküm verilene kadar fail, etkin pişmanlıktan yararlanabilmektedir.  Bu durumda da mağdurun uğradığı zarar aynen iade ile veya bunun mümkün olmadığı hallerde tazmin suretiyle karşılandığında verilecek olan ceza yarısına kadar indirilecektir.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Soruşturma Aşaması

Güveni kötüye kullanma suçunun temel şekli şikâyete bağlı olup, nitelikli hali ise resen soruşturulur ve kovuşturulur.

Güveni kötüye kullanma suçunun temel hali şikâyete bağlı olduğundan bu suç hakkında soruşturmaya başlanması için mağdur tarafından şikâyette bulunulmalıdır. Şikâyet, suçun öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde yapılmalıdır. Mağdur tarafından şikâyet, savcılık ya da kolluk kuvvetlerine yapılacaktır.

Güveni kötüye kullanma suçunun temel hali bakımından uzlaşma mümkündür. Görevlendiren uzlaştırmacı vasıtasıyla her iki tarafın uzlaşması sağlanacaktır. Uzlaşmanın sağlanamaması halinde ise yargılama aşamasına geçilecektir.


Ceza Hukukunda Uzlaştırma ile ilgili de detaylı bilgi almak isterseniz, içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.


Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme

Güveni kötüye kullanma suçunun temel ve nitelikli hali bakımından Asliye Ceza Mahkemeleri görevlidir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesi olacaktır.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Zamanaşımı

Güveni kötüye kullanma suçunun temel hali şikâyete bağlı olup, şikayet hak düşürücü süreye tabidir. Bu süre 6 aydır. Güveni kötüye kullanma suçunun temel şekli için dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Nitelikli hali için ise 15 yıldır.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Güveni kötüye kullanma suçunda kanunda yer alan düzenleme çerçevesinde HAGB yani, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmektedir. HAGB belirli şartlar altında verilen bir karar olup, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231.maddesinde düzenlenmiştir.

Denetim süresi içinde fail tarafından kasten yeni bir suç ilenmemesi ve denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin yükümlülüklerine uygun davranılması halinde hüküm kaldırılarak davanın düşmesine karar verilir.

Güveni kötüye kullanma suçundan yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası ya da adli para cezası olması durumunda mahkeme tarafından hükmün açılanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir.

Güveni Kötüye Kullanma Yüz Kızartıcı Suç Mudur?

Yüz kızartıcı suçlar, Türk Ceza Kanunu’nda ayrıca tanımlanmış olmamakla birlikte Devlet Memurları Kanunu’nun 48.maddesinde sayılmıştır. Sayılan suçların yalnızca vasfı memuriyete engel teşkil etmekte olup, alınacak olan cezanın miktarı önemli değildir. Yüz kızartıcı suç olarak sayılan suçlar özel kanunlarda düzenlenmiştir. Bunlar; hırsızlık, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma, rüşvet, irtikap, zimmet, sahtecilik ve hileli iflas suçlarıdır. Dolayısıyla güveni kötüye kullanma suçu, yüz kızartıcı suçlardandır.

Güveni Kötüye Kullanma Suçu Memuriyete Engel Midir?

Devlet memurluğuna engel olan suçlar; devletin güvenilirliğine karşı suçlar, anayasal düzene karşı suçlar ve diğer yüz kızartıcı suçlardır. Güveni kötüye kullanma suçu daha önce bahsedildiği üzere yüz kızartıcı suçlar arasında yer almakta olup, devlet memurluğuna engel teşkil edebilmektedir. Kasten işlenen suçlarda 1 yıl ya da daha uzun süreli hapis cezası memuriyete engel teşkil etmektedir. Fakat hapis cezası adli para cezasına çevrilirse memuriyete engel olma durumu söz konusu olmayacaktır. Ancak belirtmek gerekir ki yüz kızartıcı suçlar cezanın süresine bakılmaksızın devlet memurluğuna engel teşkil etmektedir. Aynı şekilde cezanın adli para cezasına çevrilmesi de bu durumu değiştirmeyecektir.

Sanık hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına Karar Verilmiş ise bu halde devlet memurluğuna engel bir durum oluşmayacaktır. Suçun türü de bir değişikliğe yol açmayacak, devlet memuru olunmasına engel bir durum söz konusu olmayacaktır.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Hırsızlık Suçundan Farkı Nedir?

Güveni kötüye kullanma suçu ve hırsızlık suçu malvarlığına karşı işlenen suçlar olduğundan ayırt edilmeleri önemlidir. Hırsızlık suçunda suça konu eşyanın bulunduğu yerden eşyanın sahibinin rızasına aykırı olarak alınması söz konusudur. Güveni kötüye kullanmada ise eşyanın sahibi eşyayı kendi rızasıyla faile devreder. Hırsızlık suçunda eşya bulunduğu yerden alındığında suç oluşur. Güveni kötüye kullanma suçunda ise devir amacı dışında tasarrufta bunulması ya da devir olgusunun inkâr edilmesiyle suç oluşacaktır.


Hırsızlık Suçu ile ilgili daha detaylı bilgi almak isterseniz, içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.


Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Zimmet Suçundan Farkı Nedir?

Zimmet suçu ile güveni kötüye kullanma suçu birbirine benzemekte olup, ayırt edilmeleri gerekmektedir. Zimmet suçu, kamu görevlisinin görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan ya da koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu bir malı kendisinin ya da başkasının zimmetine geçirmesiyle oluşmaktadır. İki suç arasındaki temel fark kişinin kamu görevlisi olup olmadığı ve zilyetliğin devrine neden olan hukuki sebebin görev ya da güven ilişkisi olmasıdır. Dolayısıyla zimmet suçunda fail kamu görevlisi olmalıyken görevi kötüye kullanma suçunda bu durum söz konusu değildir. Zimmet suçunda suça konu olan eşya kamu görevlisine görevi gereği devredilmiştir. Yani, kamu görevlisinin bu eşya üzerinde gözetim ve denetim yükümlülüğü bulunmaktadır.

Zimmet suçunun, güveni kötüye kullanma suçunun kamu görevlisi tarafından işlenebilen özel şekli olduğu söylenebilir.


Zimmet Suçu ile ilgili daha kapsamlı bilgi edinmek isterseniz, içeriğimize göz atabilirsiniz.


Sıkça Sorulan Sorular

Güveni Kötüye Kullanma Suçu Nedir?

Güveni kötüye kullanma suçu; Türk Ceza Kanunu’nun 155.maddesinde yer almakta olup, bazı özel kanunlarda da çeşitli şekillerde bulunmaktadır. Güveni kötüye kullanma, kişinin zilyetliği kendisine devredilmiş olan bir mal üzerinde bu devrin amacı dışında tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi olarak tanımlanabilir.

Güveni Kötüye Kullanma Suçu Şikâyete Bağlı Mı?

Güveni kötüye kullanma suçunun temel şekli şikâyete bağlı olup, nitelikli hali ise resen soruşturulur ve kovuşturulur. Temel hali şikâyete bağlı olduğundan bu suç hakkında soruşturmaya başlanması için mağdur tarafından şikâyette bulunulmalıdır. Şikâyet, suçun öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay içinde yapılır.

Güveni Kötüye Kullanma Suçuna Teşebbüs Mümkün Mü?

Güveni kötüye kullanma suçunun seçimlik hareketlerinden olan devir olgusunu inkâr teşebbüse elverişli değildir ancak devir amacı dışında tasarrufa teşebbüs gündeme gelebilmektedir.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Cezası Nedir?

Türk Ceza Kanunu’nun 155.maddesine göre güveni kötüye kullanma suçunun temel şeklini işleyen kişi 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile, aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli şeklini işleyen kişi 1 yıldan 7 yıla hapis ve 3 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacaktır.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Cezası Paraya Çevrilir Mi?

Güveni kötüye kullanma suçları açısından kısa süreli hapis cezasına hükmedilmesi hem temel hem nitelikli hal için mümkündür. Yani güveni kötüye kullanma suçu sonucunda verilecek olan ceza 1 yıl veya daha az süreli hapis cezası ise seçenek yaptırımlar gündeme gelecek ve paraya çevrilebilecektir.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Uzlaşma Mümkün Mü?

Güveni kötüye kullanma suçunun temel hali bakımından uzlaşma mümkündür. Görevlendiren uzlaştırmacı vasıtasıyla her iki tarafın uzlaşması sağlanacaktır. Uzlaşmanın sağlanamaması halinde ise yargılama aşamasına geçilecektir.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Zamanaşımı Süresi Nedir?

Güveni kötüye kullanma suçunda dava zamanaşımı temel hali için 8 yıl, nitelikli hali için ise 15 yıldır.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Zararın Giderilmesi Durumunda Ne Olur?

Kovuşturma başlamadan önce fail, pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verdiğinde ya da bu mümkün değilse tazmin ettiğinde verilecek olan ceza üçte ikisine kadar indirilebilir.

Kovuşturma esnasında ise ilk derece mahkemesinde hüküm verilene kadar fail, mağdurun uğradığı zararı aynen iade ederse veya bunun mümkün olmadığı hallerde tazmin ederse verilecek olan ceza yarısına kadar indirilecektir.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Nitelikli Halleri Nedir?

Türk Ceza Kanunu’nun 155.maddesinin 2.fıkrasında güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli hallerine yer verilmiştir. Bunlar: Hizmet ilişkisi nedeniyle güveni kötüye kullanma, ticaret ilişkisi sebebiyle güveni kötüye kullanma, meslek veya sanat nedeniyle güveni kötüye kullanma, başkasının mallarını yönetmek yetkisi çerçevesinde tevdi ve teslim edilen eşya hakkında güveni kötüye kullanmadır.

Sonuç ve Avukatın Önemi

Ceza davalarında uzman bir ceza avukatından destek almak büyük önem taşımaktadır. Güveni kötüye kullanma suçunda da haksız duruma düşmemek, hak kaybına uğramamak veya haksız bir şekilde ceza almamak için tecrübeli bir avukatın yardımına başvurmak gereklidir. İstanbul ceza avukatı Burak Temizer Hukuk Bürosu olarak tüm hukuki süreçlerde bir telefon uzağınızdayız. Güveni kötüye kullanma suçu ile ilgili tüm sorularınız için bize ulaşabilirsiniz.

İPEK HEPDİKER