Ara

ECRİMİSİL DAVASI NASIL AÇILIR? ECRİMİSİL NEDİR?

ecrimisil davası nasıl açılır?ecrimisil nedir?

Ecrimisil Davası Nasıl Açılır? Ecrimisil Nedir? Ecrimisil Talep Etmek Ne Demek?

Ecrimisil, hukukun karmaşık terimlerinden biri gibi görünse de günlük yaşamda sıklıkla karşılaşılan bir konudur.

Ecrimisil, taşınmaz malı kullanma hakkına sahip olan kişinin rızası veya hukuki bir sebep olmaksızın üçüncü bir tarafça kullanılması durumunda talep edilebilen haksız işgal tazminatıdır. Ecrimisil, kötüniyetli zilyedin ödemekle yükümlü bulunduğu bir tazminattır (TMK. md.995).

TMK’nın 993. maddesi, kötü niyetli zilyedin ecrimisil ödemekle yükümlü olduğunu belirtir. Aksi takdirde, zilyet iyi niyetli ise, o şeyi geri vermekle yükümlü olduğu kimseye karşı bu nedenle herhangi bir tazminat ödemek zorunda değildir (TMK. md. 993). TMK 994. madde ise iyi niyetli zilyedin haksız fiilinden doğan zararı tazmin etme yükümlülüğünü düzenler.

TMK’nın 995. maddesi, ecrimisil tazminatının kötü niyetli zilyedin iade yükümlülüğü çerçevesinde ele alındığını belirtir. Hukuki niteliği, haksız fiil kaynaklı bir tazminat olarak değerlendirilir. Bu hükümler, taşınmaz malın kullanımı konusunda kötü niyetli hareket eden zilyedin, hukuki bir temele dayanmaksızın başkasının malını kullanması halinde ortaya çıkan hukuki sorumluluk tazminat yükümlülüklerini düzenler.

Ecrimisil Talep Edebilme Şartları Nelerdir?

Yargıtay, ecrimisil talep edebilmek için iki temel şartın bulunması gerektiğini belirtmektedir. İlk olarak, haksız işgali gerçekleştiren kişinin kötü niyetli olması; ikinci olarak ise bu haksız işgalin sonucunda hak sahibinin zarara uğramış olması şarttır. Haksız işgal, hak sahibinin rızası olmaksızın veya hukuki bir temele dayanmaksızın gerçekleşmelidir. Kötü niyetli zilyetin, haksız olduğunu bilmesi veya bilme durumunda olması gerekir.

  •          Ecrimisil Davasında Rızanın Bulunmasına İlişkin Yargıtay Kararı
    1.HD. T:12.01.2009, E:2008/10932, K:2009/88: “…davalının çekişme konusu taşınmazda davacının payına karşılık gelen bağımsız bölümde, davacının bilgisi dahilinde bir kısım tadilatlar yaparak oturduğu, bu süre zarfında davacının, davalının kullanımına ses çıkarmadığı dava tarihine kadar da bir uyarı göndermediği (ihtar çekmediği) gözetildiğinde, davalının dava tarihine kadar, davacının izniyle taşınmaza tasarruf ettiği, dava açmakla da muvafakatin geri alındığının kabulünde zorunluluk vardır. Davalının, kötü niyetli zilyedin mülkiyet hakkı sahibine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatından(ecrimisilden) sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur…”
  •           Kötü niyetin Yokluğuna İlişkin Yargıtay Karar       

         3. HD, T:12.07.2005, E:2005/7602, K:2005/7874: “…davalı derneğin kamu yararına hareket ederek cami ve müştemilatını inşa edip Diyanet İşleri Başkanlığına            devrettiği, böylece kötüniyetli zilyet olmadığı (TMK md.995) dolayısı ile ecrimisil koşulunun gerçekleşmediği gözetilmeden tazminata hükmedilmiş olması doğru              görülmemiştir…”

Ecrimisil Davasında Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

Yargıtay’ın içtihatlarına göre, ecrimisil davasının zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu süre, ecrimisil davasının açıldığı tarihten geriye doğru hesaplanır (YİBK-K.1938/10). Ecrimisil tazminat davalarında, davanın açıldığı tarihten itibaren geriye dönük olarak son beş yıl içinde ortaya çıkan ve haksız kullanımdan kaynaklanan zararlar talep edilmektedir. Haksız işgali ve kötü niyetli zilyeti öğrenme tarihi dikkate alınmaz, sadece davayı açma tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıl içinde gerçekleşen haksız işgale ilişkin ecrimisil talepleri değerlendirilir.

Ecrimisil Davası Açılmadan İhtarname Gönderilmesi Zorunlu Şart Mıdır?

Ecrimisil taleplerinde, haksız işgalin üzerinde gerçekleştirildiği taşınmazın birlikte mülkiyete konu olması durumunda “intifadan men” şartı aranır. Bu, haksız işgalin ortak mülkiyete konu mal üzerinde gerçekleşmesi durumunda ortakların birbirlerine karşı ecrimisil talepleri için önceden bildirimde bulunmalarını gerektirir. Yargıtay’a göre, söz konusu şart dava şartı niteliğinde olduğundan gerçekleşip gerçekleşmediğinin mahkemece resen araştırılarak saptanması gereklidir. İntifadan men, herhangi bir geçerlilik veya ispat şartına tabi olmamakla birlikte, noter aracılığıyla bildirimde bulunulması önerilir.

  • Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/10216 E., 2019/11714 K., 24.12.2019 tarihli kararında;

“Kural olarak, menedilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır.”

Ecrimisil Talebinde İntifadan Men Koşulunun İstisnaları Nelerdir?

Haksız işgalin üzerinde gerçekleştiği taşınmaz birlikte mülkiyete konu olsa dahi, intifadan men koşulu bazı istisnalarda aranmaz. Bu istisnai durumlar şunlardır:

  • Ortaklık konusu malın doğal ürün veren veya kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerler olması,
  • Ortaklık konusu malın kamu malı olması,
  • Paydaşlar arasında ortaklık konusu mala ilişkin kullanım anlaşması bulunması,
  • Daha önce aynı ortaklık konusu mala ilişkin olarak diğer paydaşlar aleyhine haksız el atmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılması.

T.C. YARGITAY 1. Hukuk Dairesi Esas: 2014/16962 Karar: 2016/5448 Karar Tarihi: 03.05.2016

Dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Kural olarak, menedilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış birtakım istisnaları vardır.

Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.

Somut olayda, her bir bağımsız bölüm mirasbırakan adına kayıtlı olup, her bir taşınmazda tüm mirasçılar elbirliği halinde maliktir. Dolayısıyla, üç ayrı taşınmaz bir bütün olarak kabul edilerek, davacının payına karşılık olarak kullanabileceği yer bulunduğu gerekçesi ile davanın reddi isabetsizdir.

Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler uyarınca her bir bağımsız bölüm yönünden inceleme yapılarak, işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

ecrimisil bedeli nasıl tespit edilir ve nasıl hesaplanır

 

Ecrimisil Bedeli Nasıl Tespit Edilir ve Nasıl Hesaplanır?

Ecrimisil davasında, ecrimisil bedelinin tespiti Yargıtay içtihatlarına göre şekillenir. Bedel, en az kira geliri üzerinden belirlenir; ancak bu kira gelirine ek olarak haksız işgal sonucu meydana gelen eskime zararı, hor kullanmadan kaynaklanan zarar ve hak sahibinin normal şartlarda elde etmesi muhakkak iken yoksun kaldığı kazanç da dikkate alınabilir. Kira geliri hesaplanırken taşınmazın büyüklüğü, niteliği, çevre özellikleri ve emsal kira ücretleri göz önünde bulundurulmalıdır.

Ecrimisil hesaplaması, uzmanlık gerektiren bir konu olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi tarafından gerçekleştirilmelidir. Bu hesaplama sürecinde, keşif ve inceleme yapılarak taleple bağlı kalınmalı, haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Ancak alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgelere dayanmalı, tarafların ve mahkemenin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçeleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266 vd. maddelerine uygun bir şekilde açıklanmalıdır.

Özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı durumunda ürün esasına göre ecrimisil talep ediliyorsa, resmi verilerin getirtilmesi, ekilen ürünlerin birim fiyatları ve dekara verim değerleri gibi detaylı araştırmalar yapılmalıdır. Ayrıca, arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, emsal kira sözleşmeleri istenmeli, benzer nitelikteki yerlerin kira bedelleri araştırılarak mahkeme kararı için emsal araştırılmalıdır.

Ecrimisil bedelinin tespiti, kira geliri üzerinden yapılırken taşınmazın büyüklüğü, niteliği, çevre özellikleri ve emsal kira ücretleri göz önünde bulundurulmalıdır. Haksız işgalin ilk dönemde mevcut haliyle getirebileceği kira parası belirlendikten sonra, sonraki dönemler için ÜFE artış oranı dikkate alınarak ecrimisil değeri takdir edilmelidir.

Yerel mahkeme kararlarına dikkat edilerek, mahallinde keşif yapılarak ve emsal araştırmalarıyla desteklenerek ecrimisil hesaplaması gerçekleştirilmelidir. Bu sayede taşınmazın gerçek değeri, haksız işgal nedeniyle oluşan zararlar ve talep edilen tazminat miktarı adil bir şekilde belirlenebilir. (Hukuk Genel Kurulu 2013/2367 E., 2015/1498 K.)

ecrimisilde ıslah mümkün mü

 Ecrimisilde Islah Mümkün Mü?

Bu bakımdan Ecrimisil davaları belirsiz alacak davalarıdır (HMK md.107). Tarafların her biri yapmış oldukları usul işlemlerini ıslah imkânı sayesinde kısmen ya da tamamını ıslah edebilirler.

“…yıkıma ve geriye dönük 3 yıllık dönem için şimdilik 10.000,00 TL ecrimisilin faiziyle tahsiline karar verilmesine, ıslahla istem sonucunu 19.736,70 TL’ye çıkartılması ile ecrimisilin yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.”( Yargıtay 1.HD, 19.10.2017, E.2015/2757, K.2017/5622)

Ecrimisil Bedeli Kime Ödenir?

Tazminat, genellikle taşınmazda ayni veya şahsi hakkı bulunan kişilere, vakıflara ve hazineye ödenir. Ayrıca, belediyeler de kanunlar kapsamında hazineye dahil olup ecrimisil bedeli alacaklı konumuna geçebilirler.

Taşınmaz üzerinde ayni veya şahsi haklara sahip olan kişiler, malikin rızası alınmadan yapılan masrafların bedelini talep edebilirler. Vakıflar, vakfa ait taşınmaz mülkler üzerinde gerçekleştirilen masrafların karşılığını isteyebilirler. Hazine ise genellikle devlete ait taşınmazlarda yapılan masrafların karşılığını talep eder.

Belediyeler, kentsel gelişim projeleri veya kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla malikin izni olmaksızın yapılan masraflar nedeniyle ecrimisil bedeli alacaklısı olabilirler. Bu durumda, belediyelerin, ilgili kanunlar ve düzenlemeler çerçevesinde hazineye dahil olarak ecrimisil taleplerini gündeme getirebilmeleri mümkündür.

Ecrimisil Bedeli Ödenmezse Ne Olur?

Ecrimisil ödenmemesi ya da ödemelerin ihmal edilmesi durumunda, alacaklı taraf genellikle hukuki süreçleri başlatarak ecrimisil alacağını tahsil etmeye çalışacaktır. Bu noktada, alacaklı taraf, İcra ve İflas Hukuku’nun sağladığı yetkiler ve prosedürler çerçevesinde cebri icra yoluyla alacağını talep edebilir. İcra takibi süreci, mahkemeye başvuru ve icra müdürlüklerinin devreye girmesi gibi aşamalardan oluşacaktır. İcra takibi, borçlu tarafın malvarlığına haciz koyma ve alacak miktarını tahsil etme yetkisi sağlar.

Öte yandan, eğer ecrimisil alacağı Hazine veya bir vakıf tarafından talep ediliyorsa, tahsil süreci 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine tabi olacaktır. Bu kanun, kamu alacaklarının tahsilatını düzenleyerek, özellikle Hazine’nin ve vakıfların alacaklarının tahsilatını düzenler. Hazine ve vakıflar, bu kanunun sağladığı yetkilere dayanarak alacaklarını tahsil etmek üzere resmi tahsilat yöntemlerine başvurabilirler.

Bu çerçevede, ecrimisil ödemesinin gecikmesi durumunda alacaklı tarafın, ilgili hukuki düzenlemelere uygun olarak icra takibi veya kanuni tahsilat yollarını kullanarak alacağını talep etme hakkı bulunmaktadır.

Ecrimisil ve El Atmanın Önlenmesi Davası Farkı Nedir?

Ecrimisil davası ve el atmanın önlenmesi davası, sıklıkla karıştırılan iki farklı hukuki süreçtir. El atmanın önlenmesi davası, kişilerin mülkiyet haklarına yönelik gerçekleştirilen haksız saldırıları engellemeyi amaçlar ve bu şekilde haksız işgale son verir. Bu nedenle, el atmanın önlenmesi davası, haksız müdahalenin devam ediyor olması şartına bağlıdır.

Ecrimisil davası ise, bir taşınmazın haksız olarak işgal edilmesi sonucu ortaya çıkan zararların tazmin edilmesi amacıyla açılan bir davadır. Haksız işgale maruz kalan kişi, işgalin devam etmiş olmasına bakılmaksızın, işgal süresine dayalı olarak uğradığı zararların tazminini talep eder.

Bu bağlamda, el atmanın önlenmesi davası ile ecrimisil davası arasındaki temel fark, el atmanın anlık bir müdahaleyi önlemeye yönelik olması ve devam etmesi gerekliliğidir; diğer yandan ecrimisil davasının, işgalin geçmişteki etkilerine dayanarak zararın tazmini üzerine odaklanmasıdır. Bu iki dava türünün amacı ve uygulanma şartları açısından dikkatli bir ayrım yapmak önemlidir.

Ecrimisil ve El Atmanın Önlenmesi Davası Birlikte Açılabilir mi?

Müdahalenin önlenmesi davası, bir taşınmazın haksız olarak işgal edilmesi durumunda, bu haksız işgali sona erdirmek amacıyla açılan bir hukuki süreçtir. Ecrimisil ise, söz konusu haksız işgal süresinden kaynaklanan zararların tazmin edilmesi amacıyla başvurulan bir dava türüdür. Bu nedenle, müdahalenin önlenmesi davası ve ecrimisil davası, aynı olaya ilişkin hak ihlallerini çözümlemek adına bir arada kullanılabilir.

Bu bağlamda, genel bir uygulama olarak, müdahalenin önlenmesi davası açılarak eylemin sona erdirilmesi talep edilir ve aynı anda ecrimisil talebi de gündeme getirilir. Ancak, dava açılma tarihinden önce haksız işgal durumu sona ermişse, müdahalenin önlenmesi davası açılamaz ya da açılmışsa reddedilir. Bu nedenle, pratikte daha güvenli bir yol olarak, müdahalenin önlenmesi davası ve ecrimisil davası ayrı ayrı açılarak hak sahibinin taleplerinin en etkili şekilde değerlendirilmesi önerilmektedir.

Ecrimisil Davasında Görevli Mahkeme Neresidir?

Ecrimisil davalarında görevli mahkeme, malvarlığı haklarına ilişkin davaların genel olarak görüldüğü Asliye Hukuk Mahkemesidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Ancak özel kanunlarda ecrimisil taleplerine ilişkin istisnalar bulunabilir.

Ecrimisil davası haksız fiil kaynaklı olduğu için, haksız fiilin gerçekleştiği yer, zararın meydana geldiği veya gelebileceği yer ya da zarar görenin yerleşim yeri gibi faktörlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi yetkilidir. Ancak, Müdahalenin Meni davası ile Ecrimisil davası birlikte talep edildiğinde yetkili mahkeme, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.

SONUÇ :  

Ecrimisil davaları, ecrimisil talepleri oldukça teknik konular olup maddi manevi kayıplar yaşanmaması adına mutlaka ecrimisil davalarında uzmanlaşmış tecrübeli bir avukattan yardım alınması gerekmektedir. Ofisimiz senelerdir beri ecrimisil davaları açmakta ve ecrimisil talepleri konusunda müvekkillerinin yanında olmaktadır.

Web sitemizde yer alan diğer makalelere de göz atabilirsiniz. https://temizerhukuk.com/mirastan-mal-kacirma-muris-muvazaasi/

Stajyer Avukat Selver Nur Sevindik

BURAK TEMİZER HUKUK BÜROSU

[1] Yar. 3. HD, E. 2012/5326, K. 2012/9392, 9.4.2012, (Kazancı İçtihat ve Bilgi Bankası); Yar. 3. HD, E. 2005/10499, K. 2005/12874, 29.11.2005, (Kazancı İçtihat ve Bilgi Bankası); Yar. 3. HD, E. 6794, K. 7150, 24.06.2004, (Nihat Yavuz, Uygulamada Ecrimisil (Haksız İşgal Tazminatı) Davaları, 3. Baskı (Ankara: Yetkin Yayınevi, 2010), 454-455).