İçindekiler
- 1 Ceza Davalarında İstinaf Kanun Yolu
- 1.1 Ceza Davalarında İstinaf Nedir?
- 1.2 İstinaf Kanun Yolu Başvurusu Nasıl Yapılır?
- 1.3 İstinaf Kanun Yoluna Kimler Başvurabilir?
- 1.4 Ceza Davalarında Hangi Kararlara Karşı İstinaf Kanun Yoluna Başvurulabilir?
- 1.5 Ceza Davalarında Hangi Kararlara Karşı İstinaf Kanun Yoluna Başvurulamaz?
- 1.6 İstinaf Kanun Yolu Bakımından Ön İnceleme ve Esastan İnceleme Aşamaları
- 1.7 Ceza Davalarında Hangi Hallerde İstinaf Kanun Yolu Başvurusu Esastan Reddolunur?
- 1.8 Ceza Davalarında İstinaf Kanun Yolu Başvurusu Sonucunda “Hükmün Bozulması ve Dosyanın Yerel Mahkemeye Gönderilmesi” Kararı Verilmesi
- 2 Ceza Davalarında Temyiz Kanun Yolu
- 2.1 Ceza Davalarında Temyiz Nedir?
- 2.2 Ceza Davalarında Temyiz Kanun Yolu Başvurusu Nasıl Yapılır?
- 2.3 Ceza Davalarında Temyiz Kanun Yoluna Başvuru Süresi Ne Kadardır?
- 2.4 Ceza Davaları Bakımından Temyiz Kanun Yoluna Başvurulurken Temyiz Dilekçesinde Gerekçe Göstermek Zorunlu Mudur?
- 2.5 Ceza Davalarında Kimler Temyiz Kanun Yoluna Başvurabilir?
- 2.6 Ceza Davalarında Hangi Kararlara Karşı Temyiz Kanun Yoluna Başvurulamaz?
- 2.7 Ceza Davalarında Temyiz Kanun Yoluna Başvuru Sonucunda Verilen “Esastan Red (Onama)” Kararı
- 2.8 Ceza Davalarında Temyiz Kanun Yoluna Başvurudan Sonra Yapılan Temyiz İncelemesi Sonucu “Kararın Düzeltilmesi” Başvurusu
- 2.9 Ceza Davalarında Temyiz Kanun Yoluna Başvuru Sonucunda Hükmün Bozulması
- 2.10 Temyiz Kanun Yolunda Bozmaya Karşı Direnme Kararı (CMK m. 307/4)
Ceza Davalarında İstinaf Kanun Yolu
İstinaf kanun yolu, ceza davasına ilişkin ilk derece mahkemesi uyarınca verilmiş olan hükmün üst dereceli bir mahkeme olan Bölge Adliye Mahkemesi tarafından maddi vakıa yönünden ve hukuka aykırılık yönünden yeniden incelenmesini sağlayan bir kanun yoludur. Ceza davaları bakımından istinaf kanun yolu, Ceza Muhakemesi Kanununun 272-285. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Ceza Davalarında İstinaf Nedir?
İstinaf, ilk derece mahkemeleri uyarınca verilen hükümlere ilişkin olarak, hükmün hem maddi vakıa yönünden hem de hukuka aykırılık yönünden yeniden incelenmesi için yapılan bir kanun ve başvuru yoludur. İstinaf kanun yolu, ilk derece mahkemelerince verilen kararların hukuka uygunluğunu denetler demek de mümkündür.
İlk derece ceza mahkemeleri uyarınca verilen kararlara karşı, kararın hukuka aykırı olduğu düşünüldüğü takdirde ilk olarak istinaf kanun yoluna başvurulması gerekmektedir. İstinaf kanun yoluna gidildikten sonra Bölge Adliye Mahkemeleri uyarınca verilen hükmün de hukuka aykırı olduğu düşünülüyorsa bu karar bakımından eğer şartlar oluşmuşsa temyiz kanun yoluna başvurulacaktır.
İstinaf Kanun Yolu Başvurusu Nasıl Yapılır?
Ceza davalarında ilk derece mahkemeleri tarafından verilen karara ilişkin olarak istinaf incelemesi yapılabilmesi için, başvuru hakkına sahip olanların istinaf kanun yoluna başvurmaları yani buna ilişkin talepte bulunmaları gerekmektedir. Ceza davalarında istinaf incelemesi, kural olarak kendiliğinden yapılamamakta ve talebe bağlı olarak yapılmaktadır.
Ancak, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 272. maddesi uyarınca on beş yıl veya daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler bölge adliye mahkemesince resen incelenecektir.
İstinaf kanun yoluna başvuru, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine beyanda bulunulması suretiyle yapılabilir. Bu takdirde beyan tutanağa geçirilecek ve hakimin onayı alınacaktır. (Buradaki “hükmün açıklanmasından itibaren” ibaresi, Anayasa Mahkemesi kararı ile kaldırılmıştır; 24/7/2024 tarihinde yürürlüğe girecektir.)
İlk derece mahkemelerince verilen hükmün, istinaf kanun yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanması halinde süre, kararın tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır.
Tutuklu bulunan şüpheli veya sanık açısından istinaf kanun yoluna başvuru, zabıt katibine veya tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunarak veya buna ilişkin bir dilekçe vererek yapılabilecektir.
Zabıt katibine başvurulması halinde, istinaf kanun yoluna başvuru beyanı ya da dilekçesi ilgili deftere kaydedilecektir. Daha sonra bu hususları içeren bir tutanak düzenlenecek ve tutuklu bulunan şüpheli veya sanığa da bir örneği verilecektir.
Kurum müdürüne başvurulması halinde ise, istinaf kanun yoluna başvuru beyanı veya dilekçesi ilgili deftere kaydedilecek ve bu hususları içeren bir tutanak düzenlendikten sonra tutuklu bulunan şüpheli veya sanığa bir örneği verilecektir. Tutanak düzenlendikten ve bir örneği tutuklu veya sanığa verildikten sonra tutanak ve dilekçenin ilgili mahkemeye gönderilmesi gerekmektedir. Zabit katibi de başvuruyu ilgili deftere kaydedecektir.
Kurum müdürü veya zabıt katibi tarafından istinaf kanun yoluna başvuru beyanı veya dilekçesi ilgili deftere kaydedilecektir. Daha sonra, bu hususları içerir bir tutanak düzenlenecek ve tutuklu bulunan şüpheli veya sanığa da bir örneği verilecektir. Kurum müdürü veya zabıt katibi tarafından yapılan bu işlemle birlikte, Ceza Muhakemesi Kanununda istinaf kanun yolu bakımından öngörülen süre kesilmiş sayılacaktır.
İstinaf Kanun Yoluna Kimler Başvurabilir?
İstinaf kanun yoluna başvurabilecek kişiler Ceza Muhakemesi Kanunun 273. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre,
- Sanık,
- Katılan sıfatını haiz olanlar,
- Katılma isteği karara bağlanmış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olanlar
istinaf kanun yoluna başvurabilecektir.
Anılan madde uyarınca, yukarda bahsi geçen kişiler istinaf dilekçelerinde başvurma nedenlerini belirtmemiş olsalar dahi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından resen inceleme yapılacaktır. Bahsi geçenler, istinaf kanun yoluna başvururken dilekçelerinde yalnızca istinaf yoluyla inceleme talebini belirtmiş ve gerekçeye yer vermemiş olsa dahi geçerli olacaktır.
Ek olarak, Ceza Muhakemesi Kanununun 273. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, Cumhuriyet Savcısının da istinaf kanun yoluna başvurması mümkündür. Ancak, yukarda sayılanların aksine Cumhuriyet savcısı başvuru nedeniyle birlikte gerekçelerini de sunmak zorundadır. İlgililer, Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusuna ilişkin cevaplarını 7 günlük süre içinde sunmalıdırlar.
Belirtmek gerekir ki, sanık veya katılan tarafın avukatı bakımından da istinaf başvurusunu gerekçeli olarak yapmak zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu zorunluluk, istinaf kanun yoluna başvuru bakımından yalnızca Cumhuriyet savcısı için bulunmaktadır.
Ceza Davalarında Hangi Kararlara Karşı İstinaf Kanun Yoluna Başvurulabilir?
Ceza davalarında kural olarak ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilmektedir. Bu kapsamda ceza davalarında, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar beraat, mahkumiyet, ceza verilmesine yer olmadığı kararı, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi vb. şeklinde sayılabilir.
Yukarda sayılan hükümlerden birinin verilmesi halinde kural olarak istinaf kanun yoluna başvurmak süresi içinde mümkündür. Ceza Muhakemesi Kanununun 272. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hükme esas teşkil eden ara kararları ile başkaca kanun yolu öngörülmemiş ara kararları aleyhine de istinaf kanun yoluna başvuru mümkündür.
Ancak belirtmek gerekir ki, ilk derece mahkemesi uyarınca verilen ara kararlar bakımından “itiraz kanun yolu” kullanılmadığı takdirde aynı karar bakımından istinaf başvurusu yapılması mümkün olmamaktadır.
Ceza Muhakemesi Kanununun anılan maddesi uyarınca, on beş yıl veya daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, talebe bağlı olmaksızın bölge adliye mahkemesince resen incelenecektir.
Ceza Davalarında Hangi Kararlara Karşı İstinaf Kanun Yoluna Başvurulamaz?
Ceza davaları bakımından verilen hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacak olan haller Ceza Muhakemesi Kanununun 272. maddesinin 3. fıkrasında sayılmıştır.
Buna göre,
- 000,00 TL dahil adli para cezasına mahkumiyete hükmedilmesi halinde bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacaktır. Buradaki kısıtlama, yalnızca doğrudan adli para cezasına hükmedildiği haller içindir. Hapis cezasından çevrilen adli para cezaları bu kapsamda sayılmamaktadır. (Kanunda “üçbin Türk Lirası” şeklindeki düzenleme, 1/6/2024 tarihinde yürürlüğe girmek üzere “onbeş bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.)
- Üst sınırı 500 günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlar bakımından beraat hükmü verildiği takdirde bu karar kesindir. Bu hüküm aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulamayacaktır.
- Özel kanunlarda kesin olduğu belirtilen hükümler aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulamayacaktır.
İstinaf Kanun Yolu Bakımından Ön İnceleme ve Esastan İnceleme Aşamaları
İstinaf kanun yoluna başvuru yapıldığı takdirde bir ön inceleme yapılacaktır. Bu ön inceleme sırasında bölge adliye mahkemesinin yetkili olup olmadığı, istinaf başvurusunun süresinde yapılıp yapılmadığı, başvuranın istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunan kişilerden olup olmadığı hususları incelenecektir.
Sayılan hususlara ilişkin hata olduğuna karar verilmesi halinde istinaf başvurusunun reddine hükmolunması gerekmektedir. Anılan gerekçelerden biriyle istinaf başvurusunun reddine hükmolunan taraf, bu karara karşı itiraz kanun yoluna başvurabilecektir.
Ön inceleme aşamasında, yukarda sayılan usuli şartların sağlanmış olması halinde başvurunun esastan incelenmesi aşamasına geçilecektir.
İstinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddolunması halinde, bölge adliye mahkemesi uyarınca, yerel mahkeme tarafından verilen kararın yerinde olduğu ve karar bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı doğrulanmış olmaktadır.
Ceza Davalarında Hangi Hallerde İstinaf Kanun Yolu Başvurusu Esastan Reddolunur?
İstinaf kanun yolu başvurusu aşağıda sayılan hallerde esastan reddolunacaktır:
- Yerel mahkeme uyarınca verilen karar bakımından usul ve esasa ilişkin herhangi bir hata veya hukuka aykırılık bulunmadığı haller,
- Yerel mahkemenin delilleri değerlendirmesi ve işlemlerinde herhangi bir hata bulunmuyorsa,
- Yerel mahkemenin hükme ilişkin gerekçeleri haklı ve yerindeyse
istinaf kanun yolu başvurusu esastan reddolunacaktır.
İstinaf kanun yoluna başvurulması halinde, istinaf başvurusunun yerel mahkeme kararı dosya üzerinden düzeltilerek esastan reddine hükmedilmesi de mümkündür. Bu takdirde, yerel mahkeme tarafından verilen kararda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyecek ölçüde basit ve düzeltilebilir hukuka aykırılıklar tespit edilmiş olmaktadır.
Aşağıdaki hallerde düzeltilebilir hukuka aykırılıklar giderilerek yerel mahkeme kararı düzeltilmek suretiyle istinaf kanun yolu başvurusu esastan reddolunur:
- Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru gösterilmiş olduğu halde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmışsa,
- Sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın belirlenmesinde gerekli indirim yapılmamış veya yanlış indirim yapılmış ise,
- Artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının belirlenmesinde maddi hata yapılmış ise,
- Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesindeki sıralamanın gözetilmemesi yüzünden eksik veya fazla ceza verilmiş ise,
- Harçlar Kanunu ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık Kanununa göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık mevcutsa
düzeltilebilir hukuka aykırılıklar bölge adliye mahkemesince giderilerek istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine hükmolunması gerekmektedir.
Ceza Davalarında İstinaf Kanun Yolu Başvurusu Sonucunda “Hükmün Bozulması ve Dosyanın Yerel Mahkemeye Gönderilmesi” Kararı Verilmesi
Bölge adliye mahkemesi uyarınca esastan incelenen istinaf kanun yolu başvurusu bakımından, yerel mahkemece verilen kararda önemli hukuka aykırılıklar olduğunun tespit edilmesi halinde, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ve davanın yerel mahkemede yeniden görülmesine karar verilecektir.
Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca hükmün bozulmasına karar verilecek haller aşağıdaki gibidir:
- Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması,
- Hakimlik görevini yapmaktan kanun gereği yasaklanmış hakimin hükme katılması,
- Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu halde hakimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hakimin hükme katılması,
- Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi,
- Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken kişilerin yokluğunda duruşma yapılması,
- Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlal edilmesi,
- Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması
Yerel mahkeme tarafından verilen hükmün istinaf kanun yolu başvurusu sonucunda bölge adliye mahkemesince bozulması halinde, yerel mahkeme ceza davası bakımından yeniden bir yargılama yapmalıdır. Ceza Muhakemesi Kanununun 284. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesi karar ve hükümlerine karşı direnilemez. Yerel mahkeme, bu karara direnemeyecektir.
İstinaf kanun yoluna başvurulduktan sonra bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen hükümde de hukuka aykırılık olduğu düşünüldüğü takdirde koşullar varsa temyiz kanun yoluna başvurulması da mümkün olabilmektedir.
Ceza Davalarında Temyiz Kanun Yolu
Bölge adliye mahkemesinin ceza dairelerinin bozma kararı dışında kalan hükümleri bakımından temyiz kanun yoluna başvurulması mümkündür. Ceza davalarında temyiz kanun yoluna ilişkin hükümler, Ceza Muhakemesi Kanunun 286 ve 307. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Ceza Davalarında Temyiz Nedir?
Ceza davaları bakımından temyiz, yerel mahkemelerde görülen bir ceza yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulduktan sonra bölge adliye mahkemesince verilen bozma kararı dışında kalan hükümlerin yeniden incelenmesi için bir ceza davasının taraflarına tanınan bir olağan kanun yoludur.
Ceza davalarında temyiz kanun yoluna başvuran taraflar, istinaf aşamasından sonra verilen hükmün değiştirilmesini veya bozulmasını talep etmektedirler. Buna ilişkin kararların incelenmesi bir üst mahkeme olan Temyiz mahkemesi, bir başka deyişle Yargıtay tarafından yapılmaktadır.
Bu aşamada istinaf kanun yolundan farklı olarak artık maddi vakıa yönünden inceleme yapılması mümkün olmamaktadır. Temyiz kanun yolunda yapılacak olan inceleme sebebe bağlı olmakla birlikte kapsamı hukuksal denetimle sınırlıdır.
Ceza Davalarında Temyiz Kanun Yolu Başvurusu Nasıl Yapılır?
Ceza davalarında temyiz kanun yolu başvurusu, hükmü veren bölge adliye mahkemesi ceza dairesine temyiz dilekçesi vermek veya zabıt katibinde beyanda bulunmak suretiyle yapılmaktadır. Temyiz dilekçesinde temyiz kanun yoluna başvurma nedenleri de belirtilmelidir. İstinaf kanun yoluna başvuru halinde on beş yıl veya daha fazla hapis cezası bakımından istinaf incelemesinin resen yapılacağı düzenlenmiş olmakla birlikte temyiz kanun yolu bakımından böyle bir durum söz konusu değildir.
Sanığın cezaevinde tutuklu veya hükümlü olarak tutuluyor olması halinde temyiz kanun yoluna başvurunun sanığın bulunduğu cezaevi müdürlüğüne temyiz dilekçesi verilmesi suretiyle yapılması da mümkündür.
Ceza Davalarında Temyiz Kanun Yoluna Başvuru Süresi Ne Kadardır?
Ceza Muhakemesi Kanunun 291. maddesi uyarınca, temyiz istemi hükmün açıklanmasından itibaren on beş gün içinde yapılmalıdır.
Ceza Davaları Bakımından Temyiz Kanun Yoluna Başvurulurken Temyiz Dilekçesinde Gerekçe Göstermek Zorunlu Mudur?
Yukarda söz edildiği üzere, ceza davalarında istinaf kanun yoluna başvururken Cumhuriyet savcısı dışında kalan başvuranların dilekçelerinde gerekçe göstermeleri bir zorunluluk hali olarak düzenlenmemiştir. Ancak bunun aksine, temyiz kanun yoluna başvuruda kişi başvuru sebebiyle birlikte gerekçelerini de göstermek zorundadır.
Ceza davalarında temyiz kanun yoluna başvurulduğu durumlarda temyiz dilekçesinde gerekçe gösterilmediği takdirde temyiz isteminin Yargıtay tarafından reddedilmesi sonucuyla karşılaşılacaktır. Temyiz kanun yoluna başvururken somut bir temyiz sebebinin belirtilmiş olması zorunludur. Belirtilmelidir ki Yargıtay, önceki kararlarında “karar hukuka aykırıdır, karar kanuna aykırıdır” şeklinde gösterilen sebepleri temyiz sebebi olarak kabul etmiştir.
Temyiz dilekçesinde gösterilen sebepler esasa ilişkin yapılacak olan inceleme bakımından önem arz etmektedir. Bunun sebebi, temyiz dilekçesinde hangi sebepler öne sürülmüşse Yargıtay’ın temyiz incelemesini öne sürülen bu sebepler kapsamında yapacak olmasıdır.
Ceza Davalarında Kimler Temyiz Kanun Yoluna Başvurabilir?
Ceza davalarında temyiz kanun yoluna başvurma hakkı bulunanlar Ceza Muhakemesi Kanununun 260. maddesinde gösterilmiştir.
Buna göre,
- Sanık,
- Katılan sıfatını haiz olanlar,
- Katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar,
- Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, ağır ceza mahkemesinin yargı çevresindeki asliye ceza mahkemelerinin bölge adliye mahkemesinde bulunan Cumhuriyet savcıları
bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı temyiz kanun yoluna başvurabilmektedir.
Ceza Davalarında Hangi Kararlara Karşı Temyiz Kanun Yoluna Başvurulamaz?
Kural olarak istinaf incelemesi sonucunda verilen bozma kararları dışında kalan tüm kararlar bakımından temyiz kanun yoluna başvurulması mümkündür. Ancak, Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca hükmedilen cezanın miktarı göz önünde tutulmak suretiyle bazı kararlar aleyhine temyiz kanun yoluna başvuru imkanı kapatılmıştır.
Aşağıdaki kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvuru mümkün değildir:
- İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,
- İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
- Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
- İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve Ceza Muhakemesi Kanununun 272nci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkumiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıl dahil olmak üzere iki yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçlar ve bu suçlara bağlı adli para cezasına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
- Adli para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
- Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
- Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
temyiz edilemez.
Ancak Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca yukarda sayılan temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa dahi bazı suçlar bakımından verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararlarının temyiz edilebileceği öngörülmüştür.
Buna göre, temyiz kanun yolu başvurusunun kapalı olduğu haller kapsamında olsa dahi aşağıda sayılan suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları bakımından temyiz kanun yoluna başvuru mümkündür:
Türk Ceza Kanununda yer alan,
- Hakaret
- Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit
- Suç işlemeye tahrik
- Suçu ve suçluyu övme
- Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama
- Kanunlara uymamaya tahrik
- Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma
- Cumhurbaşkanına hakaret
- Devletin egemenlik alametlerini aşağılama
- Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama
- Silahlı örgüt
- Halkı askerlikten soğutma suçları ile,
- Terörle Mücadele Kanununun 6ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar
- Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28inci maddesinin birinci fıkrası, 31inci maddesi ve 32nci maddesinde yer alan suçlar
Sayılan suçlara ilişkin verilen hükümler, yukarda temyiz kanun yolunun kapalı olduğu durumlardan birinin kapsamına girse dahi temyiz edilebilecektir.
Temyiz incelemesi kural olarak dosya üzerinden yapılmaktadır. Ancak 10 yıl veya daha fazla hapis cezasına hükmedilmiş olan kararlar bakımından Yargıtay, temyiz incelemesini uygun gördüğü takdirde duruşma yoluyla da yapabilir. Temyiz başvurusunda bulunma hakkını haiz olanların talebi üzerine veya Yargıtay tarafından resen temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına karar verilmesi de mümkündür.
Duruşmalı temyiz incelemesinin yapıldığı durumlarda sanık duruşmada hazır bulunabileceği gibi, kendisini bir müdafi ile de temsil ettirebilecektir. Sanık tutuklu ise duruşmaya katılma isteminde bulunamamaktadır.
Ceza Davalarında Temyiz Kanun Yoluna Başvuru Sonucunda Verilen “Esastan Red (Onama)” Kararı
Temyiz kanun yoluna başvurulduktan sonra Yargıtay’ın yapacağı temyiz incelemesi sonucunda başvurunun esastan reddine hükmedilmesi mümkündür. Yargıtay’ın vereceği esastan red kararı, bölge adliye mahkemesince verilen hükmün hukuka uygun bulunduğunu ifade etmektedir. Esastan red kararı verilmesi, bölge adliye mahkemesince verilmiş olan kararın onanması anlamına gelmektedir.
Yargıtay’ın yaptığı temyiz incelemesinin ardından verdiği onama kararıyla birlikte istinaf incelemesi sonucunda verilen karar kesinleşecektir. Sanık, bu aşamadan sonra olağan kanun yollarını tüketmiş olmaktadır.
Bununla birlikte, bölge adliye mahkemelerince verilen hükmün Yargıtay’ın yaptığı temyiz incelemesi sonucunda onanması halinde sanığın kararın düzeltilmesi istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurma hakkı bulunmaktadır.
Düzelterek onama, bölge adliye mahkemelerince istinaf incelemesi sonucunda verilen hükümde yer alan basit ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen hataların düzeltilerek hükmün onanması anlamına gelmektedir. Buna örnek olarak, yargılama giderlerine yanlış hükmedilmesi, suça ilişkin cezaya hükmedilirken hesaplamalarda matematiksel hataların yapılması gösterilebilir.
Ceza Davalarında Temyiz Kanun Yoluna Başvurudan Sonra Yapılan Temyiz İncelemesi Sonucu “Kararın Düzeltilmesi” Başvurusu
Temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay onama kararı verdiği takdirde olağanüstü bir kanun yolu olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na kararın düzeltilmesi için başvurulması da mümkündür. Bu başvuru hakkında verilen hüküm Yargıtay uyarınca onanarak kesinleşen sanık tarafından yapılabileceği gibi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca resen işletilmesi de mümkündür.
Ceza Davalarında Temyiz Kanun Yoluna Başvuru Sonucunda Hükmün Bozulması
Yargıtay tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucunda hükmün bozulmasına karar verildiği takdirde bölge adliye mahkemesince verilen hüküm kesinleşmeyecektir. Hükmün bozulmasına karar verildikten sonra dosya yeniden bölge adliye mahkemesine veya ilk derece mahkemesine gönderilecektir. Dosya kendisine gönderilen mahkeme, eski hükümde direnme kararı verebileceği gibi tarafları davet ederek yeniden bir yargılama da yapabilecektir.
Temyiz Kanun Yolunda Bozmaya Karşı Direnme Kararı (CMK m. 307/4)
Yargıtaydan verilen bozma kararına bölge adliye veya ilk derece mahkemesinin direnme hakkı vardır. Direnme kararları, kararına direnilen daireye gönderilecektir. Daire, mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceleyecek ve yerinde görürse kararını düzeltecektir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderecektir. Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara karşı direnme mümkün değildir.
BURAK TEMİZER HUKUK BÜROSU